21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cumartesi 17 Şubat 2018 25. Troya Ödülleri törenle sahiplerine kavuşacak Bakırköy Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen 25. Troya KültürSanat Ödülleri bugün saat 19.00’da Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek törenle sahiplerine kavuşacak. Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, Troya Folklor Araştırmaları Derneği Başkanı Erdoğan Ünlü ve Ödül Komitesi Başkanı İlhan Gülek’in ev sahipliğinde, tiyatro sanatçıları Gülsen Tuncer ve Ender Yiğit’in sunumuyla gerçekleşecek. EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: EMİNE BİLGET [email protected] 15 fotoğrafın ustasıydı Ergun Çağatay 79 yaşında hayatını kaybetti, arkasında birçok önemli ‘an’ bıraktı Türkiye’nin önemli fotoğrafçılarından Ergun Çağatay yaşamını yitirdi. Âşık Veysel’in kardeşi ve torunu ile olan meşhur fotoğrafını çeken Ergun Çağatay önemli işlere imza atmıştı. 79 yaşında aramızdan ayrılan Çağatay 4 yıl önce 50. sanat yılını kutlamıştı. Çağatay için yarın saat 11.00’de Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde bir tören düzenlenecek. Çağatay, Zincirlikuyu Camisi’nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek. Türk fotoğrafçılığının en önemli isimlerinden, uluslararası anlamda büyük başarılara imza atan Ergun Çağatay geçtiğimiz aylarda Pendik Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde geçirdiği açık kalp ameliyatından sonra, önceki gün yaşamını yitirdi. Çağatay, 11 Şubat günü kişisel sosyal medya sayfasında yazdığı yazıda, “Hayat devam etsin veya etmesin buraya yazdığım son yazı olacak” demişti. ‘Muhalif kişiliği vardı’ Eski İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) Başkanı Nevzat Yıldıran, Çağatay’ın ardından, “20 yıldan fazladır çok yakın dostum, ağabeyim, ustam, her hafta 1 gün görüşürdük” derken, “Amerika’day ken bir organ nakli sırasında ameliyatın fotoğraflarını çekmişti. O fotoğraflar Life dergisinde kapak olmuştu. Life dergisinde fotoğrafı kapak olan tek Türk fotoğrafçıdır. Muhalif kişiliği vardı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ne beraber gitmiştik. O sıcakta beraber yürümüştük. Her yerde vardı” diye konuştu. Çağatay kimdir? 15Ocak 1937’de İzmir’de doğdu. İlköğretimini İzmir’de tamamladıktan sonra, 1958 yılında İstanbul Robert Kolej’den mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki eğitimini yarıda keserek gazeteciliğe başla dı. 1968 yılında, eşinin hediye ettiği bir fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekmeye başlayan Çağatay, 1974’te Paris’te GAMMA’da foto muhabirliğine adım attı. 1980’de New York’ta Time/Life grubunda çalışmaya başladı. 1 983’te Paris/Orly Havaalanı’nda ASALA’nın bombalı saldırısında çok ağır yaralanan Çağatay uzun süre yanık tedavisi gördü. Çağatay, Avrupa’ya göç eden Türk, Cezayirli, Pakistanlı ailelerin Avrupa’da büyüyen ikinci nesil çocukları üzerine de önemli araştırmalar yaptı. Son olarak Paris’te 2009 Eylül ve 2010 OcakŞubat aylarında Türkçe Konuşanlar kitabı için çekilmiş fotoğraflardan oluşan iki adet sergisi açıldı. Berlinale neşeli başladı İSTANBUL’da BUGÜN Yönetmenli gösterimler !f İstanbul’da bugün “Sansa” (2004), “Kinogamma Part 1” (2009) ve “Çocuk Masalları” (2012) filmleriyle bilinen Fransız yönetmen Siegfried, son filmi “Riga!”nın gösterimine katılıyor. Film, saat 13.00’te Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 3’te gösterilecek. Festivalde ayrıca, Shevaun Mizrahi’nin Locarno başta olmak üzere pek çok festivalden ödüllü ve övgülü filmi “Distant Constellation / Uzak Evren”in gösterimi yönetmenin de katılımıyla yapılacak. Bu etkinlik de saat 19.00’da Cinemaximum City’s Nişantaşı Salon 3’te gerçekleşecek. ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Yolsuz iktidarların insanlardan koparıp bir çöp adaya sürdüğü köpeklerin yaşam mücadelesi ve 12 yaşındaki bir çocuğun kendi köpeğini aramak için adaya ulaşmasıyla canlanan direniş ruhu; Amerikalı Wes Anderson’ın politik alegorinin sınırlarını neşeyle zorladığı eğlenceli animasyonu “Köpekler Adası/Isle of Dogs” önceki akşam 68. Berlin Film Festivali’nin açılışını yaptı. Tilda Swinton, Bill Murray ve Brian Cranston misali filmin seslendirmesini yapan star oyuncular da namı diğer Berlinale’nin kırmızı halısında boy gösterdiler. İlk kez böylesine açıklıkta politik bir yaklaşım sergileyen yönetmen Anderson, öncesinde kalabalık ekibiyle katıldığı, Bill Murray’nin şarkılar ve esprilerle eğlendirdiği basın toplantısında gayet neşeliydi ve filmin dünyayı sarsan güncel meselelerle bu denli ilgili olmasına şaşırmadığı söyledi. “Hayırsız Ada”yı hatırlatan dokunuşlarıyla film, baskıcı yönetimlerin yapay korkular ve ayrılıklar yaratarak toplumu bölerek yönetme stratejisini de açık ediyor. Japonya’daki hayali bir adada geçen filmi oluştururken Miyazaki ve Kurosawa gibi üstadlardan etkilendiğini söyleyen Anderson, toplumu “kedi ve köpek severler” olarak ikiye ayıran anlayışta kedileri pek ortalarda göstermeyen iktidarın her güzel şeyi olduğu gibi bunu da amacına alet ettiğini vurgulamış oluyor. ‘MeToo’ hareketi Berlin’de “Koş Lola Koş” ile baştacı ettiğimiz Alman yönetmen Tom Tykwer’ın başkanlığını yaptığı ana jüri “Köpekler Adası”yla Köpekler Adası animasyonunu seslendiren isimler bir araya geldi. ilgili ne düşünür şimdilik bilinmez ama 19 filmin yer aldığı Altın Ayı yarışında belli ki dünya gündemine dair açmazlar sıkça gündeme gelecek. 1525 Şubat arasında 78 ülkeden yaklaşık 400 filmin yer aldığı festivalin ana yarışmasında Gus Van Sant, Malgorzata Szumowska, Alexey German Jr. ve Alman sinemasının şahsına münhasır yaratıcısı Chritan Petzold’dan yeni filmler var. Aralarında âdetten olduğu üzere basının karşısına çıkan jüriye yönelik sorular da cinsel tacizden festivalin geleceğine uzanan yelpazede çeşitlendi. ABD’deki yapımcı Harvey Weinstein ile açığa çıkan cinsel tacize karşı “MeToo (Ben de)” hareketinin destekçisi olduğunu açıklayan festivalin tavrını alkışlayan Tom Tykwer yine de endişelerini dile getirdi ve bu hareketin bireylere karşın değil aslın da baskıcı zihniyete karşı verilmesini ve ancak bu şekilde sorunun üstesinden gelinebileceğini söyledi. Filmlerimizle buradayız Bu yıl Altın Ayı yarışında olmasak da Berlinale’de Türkiye’den üç film var. Genç sinemacıların ilk filmleriyle yer alma başarısı gösterdiği festivalin “Generation 14plus” bölümünde Banu Sıvacı’nın yönettiği “Güvercin”, “Forum” bölümünde Burak Çevik’in “Tuzdan Kaide” ve “From Expanded” başlığında ise Didem Pekün’ün “Araf” adlı belgesel filmi gösterilecek. “Güvercin” aynı zamanda ilk filmler yarışmasında da ödül şansı arayacak. Festivalde ayrıca edebiyat yapıtlarını sinemaya uyarlayabilmek amacıyla teşvik edilen Books at Berlinale’de, Şebnem İşigüzel’in “Ağaçtaki Kızı” yer alıyor. Burcu Bulak’tan ‘popup’ sergi Sanatçı Burcu Bulak’ın sadece 4 gün sürecek “popup” sergisi bugünden itibaren ziyaretçilerini bekliyor. Yaptığı kolajlarla adından söz ettiren Burcu Bulak, 4. kişisel sergisinde günümüzde bireylerin kendilerini markalarla özdeşleştirerek toplumda yerlerini belirlediklerini, bu markaların lüks veya genel tüketim markası ayırımı olmaksızın, yerel ve toplumsal kültürleri ne denli etkilediğini irdeliyor. Bulak, çalışmalarında kendine özgü bir teknikle dergi kupürleri, topladığı değişik objeler, kumaşlar, boya çeşitleri ve materyaller kullanıyor. Bebek Parkı’nın karşısındaki apartmanın giriş katında, tahliye edilmiş bir dükkânda yapılacak sergi 20 Şubat’ta sona erecek. Adres: Cevdetpaşa Cad. No: 31. ‘Ayın Kitabı’ Komşu Yayınları PEN Türkiye, “Ayın Kitabı” olarak ocak ayında hayatını kaybeden şair, yazar Enver Ercan’ın tüm kitaplarını ve Ercan’ın kurduğu Komşu Yayınları’nın tüm kitaplarını belirledi. Dernekten yapılan açıklama şöyle: “60 yaşında aramızdan ayrılan üyemiz, yayın yönetmeni, editör, şair Enver Ercan’ı şimdiden özledik. Hoşgörüsü, barışçı kimliği, meşrebi, güleryüzlü ve gülersözlü oluşuyla da “Şiirimizin Bektaşisi” olarak nitelenen sevgili Ercan’ın tüm kitaplarını, büyük bir özveriyle 90. sayısına ulaştırdığı “Yasakmeyve” dergisini ve Enver’in kurup büyüterek, genç, usta birbirinden değerli yüzlerce adı yayımladığı Komşu Yayınları’nın tüm kitaplarını ayın kitabı olarak seçtiğimizi sevgiyle, ama çokça da hüzünle duyuruyoruz.” Çizgi roman için bir araya geldiler Türkiye’de hızla büyüyen çizgi roman pazarının dört yayıncısı, Yapı Kredi Yayınları, JBC Yayıncılık, Çizgi Düşler ve Arkabahçe, dünyanın en büyük İngilizce çizgi roman yayıncılarından biri olan DC Comics’in “REBIRTH” girişimini hayran kitleleriyle buluşturmak için bir araya geliyor. Serinin ilk kitabı olan DC Rebirth Özel Edisyon, ocak ayında JBC Yayıncılık tarafından yayımlanmıştı. Devam eden seriler ise piyasaya çıktı ve her yayıncı farklı seriye odaklanacak. Aysel Gürel anılıyor Söz yazarı ve oyuncu Aysel Gürel, hayatını kaybetmesinin 10’uncu yılında bugün saat 11.00’de Zincirlikuyu’daki mezarı başında anılacak. Anmaya ailesi, yakınları ve sevenleri katılacak. Gürel, 17 Şubat 2008’de 79 yaşında yaşamını yitirmişti. Yalnızlığın yol rehberi Evren Uysal “Güzel Şeyler Söyle” (Pasaj) Evren Uysal bağımsız müzik camiasının duygusal, akıllı ve çalışkan çocuğu. Ankara doğumlu olmasına rağmen, büyüdüğü İzmir’de duyurmuştu sesini ilk kez; barlarda çalıp söylediği, iki de kendi imkânlarıyla çıkarıp yaydığı CD’nin sahibi, Tape adlı toplulukla. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’nin düzenlediği Battle of the Bands müzik yarışmasında 2001 yılında birinci olan Evren, yine ikametgâh değiştirmiş, İstanbul’a yerleşerek Foma adlı toplulukta solist ve besteci olarak yer almıştı. Hatta tüm bu mesai kendisini durduramamış, Apocalyptica ve İmer Demirer ile çalmış; Dream TV’de sunuculuk yapmış, bazı reklam filmlerine de sesini vermişti. 2017 yılı içinde üç tekli yayınlamıştı Evren: “Kötü Karakter”, “4 İnsan 1 Hayvan Etmiyor” ve Billur Yapıcı ile düet yaptığı “Mona Lisa”. Şimdi bu parçaları da barındıran 14 şarkılık solo albümü “Güzel Şeyler Söyle”nin yapımcı koltuğunda yine kendisi var. Evren’in şarkılarında nefret ve sevgi yinyang ilişkisi içinde ya da diyalektikteki zıtların birliği halinde; öfke ile hüzün, karamsarlık ile umut iç içe... Müziği de öyle; poprock’tan britpop’a uzanan titreşimler, elektronik ve akustik tınılar kol kola. Şehirli genç erkek yalnızlığının yol rehberi “Güzel Şeyler Söyle”. Tutkulu aşklar, kırık kalpler Gizem Berk “Ayrılığın 4 Rengi” (Ada Müzik) Dört şarkılık bir kısacalar “Ayrılığın 4 Rengi”, sahibi ise şarkıcı, besteci, müzik dünyasının karabatağı Gizem Berk. Ankaralı Ethereal Travel’in solistiydi önceleri, ilk albümünü 2003 yılında yapmıştı “Gizem” adıyla. Uzun bir süre mesleki kariyerine devam eden, dişçilik yapan Gizem, 12 yıl aradan sonra yeniden ses vermiş, 2015 yılında ikinci albümü “Elimi Bırakma”yı yapmıştı. Dört yapraklı yonca “Ayrılığın 4 Rengi”. Gitarda Orçun Büker, viyolonselde Emre Yağız Koca, davulda Emrah Ağdan, basta Berhan Yiğit Koca, kemanda Erkin Onay’ın yer aldığı iyi bir orkestra eşliğinde gerçekleştirilen kayıtlarda Gizem’in olgun sesi dik kati çekiyor. Şarkılardan biri iki yıl önce kaydedilmiş: Cem Adrian ile beraber seslendirdiği “Beni Kalbinden Çıkarma”. Romantik bir ruh haline, kırılgan melodilere ve ağırlıklı olarak akustik sounda sahip bir poprock çalışması “Ayrılığın 4 Rengi”. Sesi rock müziğin kan grubu ile uyumlu olduğu halde, daha duygusal ve soft sularda yüzmeyi tercih eden Gizem, kırık kalpler ve yıkılmış iç dünyalar, kabuk bağlamamış yaralar hakkında etkileyici şarkılar yazıyor. Tutkulu aşkların yaşandığı, ama sonunda mutsuzluk rüzgârlarının kuvvetli estiği bir coğrafyadan sesleniyor dinleyicisine.Murat Beşer ([email protected]) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle