13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Şubat 2018 6 Saldırı tepesine baskın haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ Afrin harekâtında dün, Kilis’e roket saldırılarının yapıldığı Sirgaya Tepesi ele geçirildi Eğitim düştü: uçağı 2 şehit İlmdÇakMTadbtplunıaİieueraşazığeuiça.az.ÜşztldsrmnllomznOımaiaçıiDksi’leiltdindnusddllariüalaKamreoasılesiy’A.lnny.odure,nnkeUamılduimenkseyutknMhçlçaikfeacriHlbuyaaaaaiayaizTurtiaAğvşiğetÇhaikyıansşapıı2Kkığeak1neinneeal0ğıalAinKpnllmtv5d.ılveenç,ğ3iiNulikmealüsaınodş2o0ırnr’işneDekun.ka’atıınuünsadAhkmdİryusşRdıçşazaiiiraniçkaeltutİaeıamdKnnndaayaihğ’plkrinaeaküıa.dihJıisditar,dlAşeudbiaooıağknotesktnvlüontüaaidaelnualcşrşşala.maviraaırnlkk, Afrin harekâtında 28 gün geride kaldı. Bugüne kadar 32 askerin şehit olduğu, 9 sivil vatandaşın da hayatını kaybettiği harekâtın son durumuna ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, son bir günlük süreçte kara ve hava operasyonlarıyla 23, toplamda ise 1551 teröristin öldürüldüğü belirtildi. TSK bilanço açıkladı Karadan şiddetli çatışmaların devam ettiği Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin karşısında bulunan Afrin kırsalındaki Cinderes bölgesi ile Kilis’in karşısında bulunan Raco beldesi kırsalındaki terör örgütü mevzileri ateş altına alındı. TSK birlikleri ve ÖSO üyeleri, karadan çatışmalarla 55’i aşkın köy ve beldeyi ele geçirdi. Afrin Afrin’deki operasyon mevzilerine Kilis üzerinden askeri sevkıyat devam ediyor. kırsalındaki stratejik dağ ve tepelere, YPG’lilerin kule ve tünel inşa ettiği görüldü. Türkiye’yi gören ve Kilis’i hedef alan roket saldırılarının yapıldığı noktalardan biri olan Sirgaya Tepesi de teröristlerden alındı. l DHA Afrin için cihat hutbesi IŞİD’e karşı başlatılan Fırat Kalkanı sırasında okunmayan ‘cihat’ hutbesi, dün Hatay’da bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından, Afrin harekâtı için okutuldu Afrin harekâtını daha önce “Onlar orada biz burada cihada devam ediyoruz” ve “Müs lüman askerimiz, yaptığı savaşı İslam ahlakına göre yapıyor” diyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dün de sınıra yakın bölgede bulunan bir camide cihat konulu hutbe okudu. Erbaş, hutbesi için, harekât başladığından SİNAN TARTANOĞLU beri roketlerin hedefindeki Hatay’da, Türkiye sınırları içinde inşa edi len en eski cami olarak bilinen Habibi Neccar Camisi’ni seçti. Cihat barış demekmiş! Erbaş, hutbesinin başında, “Cihad kavramı gündeme geldiği zaman farklı mülahazalar yapılır, istismar edilir, olumlu ya da olumsuz birileri konuşur ama Kuran’da ve sünnette anlatıldığı şekliyle manasını ve açıklamasını yapmaya ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı. Erbaş, hutbesinde, “Haksız bir saldırı, yok etme, sömürme ya da zulmetme mücadelesi değildir cihad. Aksine Müslümanın, vatanında şerefi, kimliği ve özgürlüğüyle var olma; imanını, bayrağını, istiklalini ve haysiyetini muhafaza etme azmidir. Cihad, zulme ve zalime karşı, bir milletin hukukunu savunma gayretidir. Hakkı tutup kaldırma, yeryüzünde barış, huzur, adalet ve iyiliği yayma gayesidir. Barışı, adaleti, huzuru ortadan kaldırmak isteyenlere karşı mücadele vermektir cihad” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Habibi Neccar Camisi’nde cihat konulu hutbesini okuduktan sonra, Hatay Valisi ile de baş başa görüştü. Cihadın sadece canı feda etmekle değil, aynı zamanda elle, dille, malla Hakk’a hizmet etmek olduğunu belirten Erbaş, “Allah dinini en güzel şekilde yaşamak da cihaddır. Bizi fıtratımızdan uzaklaştıracak, uçurumlara sürükleyecek arzu ve isteklere karşı durmak da cihaddır. Ve mümin, eğer kendi nefsi ile olan cihadında başarılı olabilirse, o zaman İslam düşmanla rına karşı cihadında da zafer elde edebilir” diye konuştu. IŞİD’e cihat yok Erbaş, “İslamın hayat veren ilkelerini yeryüzünde yaymak, haksızlıkların sona ermesini sağlamak için yapılan cihad, kimi zaman kalemle kimi zaman da kelamla olur. Vatanına saldıran her çeşit düşman güçlere karşı İlk günden beri aktif Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün camilerde, Afrin Harekâtı’nın ilk günlerinde tüm camilerde yatsı ve sabah namazları, sonrasında Fetih Suresi okuttu. Ali Erbaş’ın müftülüklere gönderdiği talimatta “Afrin sınır ötesi harekâtının zaferle sonuçlanması için” gerekçesi kullanılmıştı. Diyanet İşleri Ali Erbaş, daha sonra yaptığı bir başka açıklamada, “Onlar orada çarpışıyorlar, biz burada Kuran kursu açıyoruz. Onlar orada biz burada cihada devam ediyoruz. Allah hepimizin cihadını kabul etsin” dedi. şanlı ordumuzun, güvenlik güçlerimizin yaptığı her türlü mücadele cihadın en üst seviyesidir” dedi. Diyanet’in Afrin harekâtı başlangıcında ve sürerken yaptığı “cihat” çağrısı, Ağustos 2016 Mart 2017 arasında Türkiye’nin sınırlarındaki IŞİD varlığını ortadan kaldırmak için başlatılan Fırat Kalkanı operasyonunu da yeniden akıllara getirdi. Diyanet, 7 ay süren Fırat Kalkanı operasyonu süresince hazırladığı 32 hutbenin hiçbirinde cihadist söylemlere yer vermezken, Suriye savaşı ile ilgili hazırlanan yalnızca 5 hutbede Halep ve İdlib’de yaşanan saldırılar insani yönden eleştirilmişti. l ANKARA ACI KAYBIMIZ İzmir Milletvekillerinden merhum Av. Nazif Çağatay ve merhume Kamuran Çağatay’ın oğlu, Kari W. Çağatay’ın eşi, Erol ve Yasemin’in babası, Engin Oytaç ve Marlene Çağatay’ın kayınpederi, Mina, Kaan ve Ayla’nın dedesi, ERGUN ÇAĞATAY’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cenazesi 18 Şubat Pazar günü saat 11:00’de Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılacak törenin ardından Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazına müteakip Zincirlikuyu Aile Mezarlığına defnedilecektir. Aİlesi ‘Kent merkezine gireceğiz’ BBC’nin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, “Afrin harekâtında kent merkezine girilip girilmeyeceği” sorusuna, “Gayet tabii. Terör unsurları duruyorsa, o zaman amaç hasıl olmaz” cevabını verdi. Fransa’nın Türkiye’yi sivilleri hedef almakla suçladığı hatırlatılan Yıldırım “Sivil kayıp görmek istiyorlarsa Kırıkhan, Hatay, Reyhanlı, Kilis’e gelsinler. Afrin’de sivil kaybı yaşanmadı” dedi. Çanakkale’de 2 tutuklama Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla, ‘Zeytin Dalı harekâtı aleyhinde sosyal medya hesaplarından terör propagandası yaptığı iddia edilen 7 kişi 14 Şubat’ta gözaltına alındı. Şüphelilerden F.Ç. ve A.K. savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemece tutuklandı. E.K. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Gözaltındaki 4 kişinin işlemleri sürüyor. l DHA My dear husband and lifelong friend Ergun Çağatay has passed away Thursday night, February 15th. We will miss him dearly. Kari W. Çağatay Erol and Marlene Çağatay Engin and Yasemin Oytaç Mina, Kaan and Ayla There will be a ceremony held in his memory at the Nazım Hikmet Culture and Arts Center in Şişli at 11:00 am. The funeral will be held at Zincirlikuyu Mosque at 13.30. Çağatay Family Kıskanmak Nahid Sırrı Örik’in bir solukta okuduğum romanı “Kıskanmak”, benim hem bu kavram, hem de bu romanın yanı sıra roman sanatı üzerine düşünmeme yol açtı. Yazarın adını (henüz okumadığım, fakat artık ilk fırsatta okuyacağım Sultan Hamid Düşerken adlı, üzerinde çok konuşulmuş bir başka romanı) ve Zeki Demirkubuz’un “Kıskanmak”tan aynı adla çektiği, beğeniyle izlediğim filmi nedeniyle biliyordum. Demirkubuz’un filmi siyazbeyaz bir filmmiş gibi kalmış aklımda. Herhalde öyle değildi. Fakat atmosfer (romandaki gibi) öyle karanlıktı ki, aklımda öyle kalmış olması doğal bir şey... HHH Nahid Sırrı 18951960 yılları arasında yaşamış. Galatasaray Lisesi’ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 19151928 yılları arasında (yani 20 yaşından 33 yaşına kadar) dönemin ileri gelen bir bürokrat ve aydını olan babasıyla Tiflis, Berlin, Paris, Viyana, Roma, Kopenhag gibi şehirlerde yaşamış... Bu genç adamın oralarda neler yaptığı, nelerle uğraştığı nasıl ilgiye değer... Fakat kuşkusuz olan şey, büyük olasılıkla başta Fransızlarınki olmak üzere Batı edebiyatını iyi okumuş olduğu... Nitekim ilk öyküsü “Kibar Fahişe Zeyneb” Paris’te bir dergide Fransızca olarak yayınlanmış... Türkiye’ye döndükten sonra Cumhuriyet’te ve başka gazetelerde de öykü, fıkra vb. yazılarının yayınlandığını, uzun süre Milli Eğitim Bakanlığı’nda çevirmen olarak görev yaptığını, Anadolu içlerinde geziler yaptığını öğreniyoruz. Şu anda ise elimizde, yukarıda andığımız iki romanının dışında üç ciltte toplanmış Bütün Öyküleri, bir ciltte toplanmış Bütün Oyunları ve Eski Zaman Kadınları adı altında toplandığı anıları bulunuyor... Bunlardan başka, kitap olarak yayınlanmış yirmi kadar çevirisi olduğu da biliniyor... HHH “Kıskanmak”ı, çok basitleştirerek bir ihanet ve cinayet romanı olarak adlandırmak mümkün... Nitekim gerek romanda, gerekse sözünü ettiğim filmde akla ilk gelen de bu oluyor... Fakat giderek kıskanma olgusunun bir ihanetin yol açtığı cinayetle hiç mi hiç ilgisinin bulunmadığı, aslında bütün felaketlerin nedeni olduğu söylenebilecek kız kardeşte odaklandığı görülüyor... Bu şaşırtmacayı ve işlenişini ben, yerli yabancı hiçbir romanda rastlamadığım çok önemli bir yazarlık başarısı olarak görüyorum... Bu nedenle de, söz konusu kadın kahramanın, bütün Türk ve dünya edebiyatının en önemli roman kahramanlarından biri olduğundan kuşku duymuyorum... Nahid Sırrı Örik’in büyük başarısı, bu tipi yaratırken, onu oluşturan kişisel ve çevresel nedenleri, asla didaktik olmayan (bence örneğin Dostoyevski’nin dünyaca ünlü Raskolnikov’u öyledir, büyük ölçüde didaktik olarak yaratılmış bir tiptir) son derece gerçekçi ve yansız bir yaklaşımla ortaya koymuş olmasıdır... Bu kadın kahramana ne iyi ne de kötü bir insan denebilir... O, bütün varlığını saran kıskanma duygusunu alt edemeyen, alt etmek de istemeyen ve giderek bu duyguyla özdeşleşen bir kişilik, bu nedenle de belki asıl kurbandır... HHH Eşine ihanet eden genç kadın, onun genç sevgilisi ve bu sevgiliyi öldüren ihanete uğramış koca tipleri üzerinde de ayrıca ve önemle durmak gerekir... Onlara da ne iyi ne kötü denebilir... Sadece kendileridirler... Onları o kişiler yapan kişisel, çevresel, toplumsal koşulların ürünleri olarak olayların elinde sanki oyuncak gibidirler... Başka türlü olmak ellerinden gelmez... Bahtsızlıkları çok büyük ölçüde kendileri olmaktan ibarettir... Bu bakımdan da “Kıskanmak” ne toplumcugerçekçi, ne bireyselpsikolojik bir roman sayılabilir... Her iki özelliğe de sahip, çok özgün ve başarılı bir edebiyat ürünüdür söz konusu olan... HHH Kavramın kendisi üzerinde durmaya yer kalmadı. Bir de bir köşe yazısında neden siyasetten değil de edebiyattan söz ettiğim sorulacak olursa, yanıtım, siyaseti ve bütün toplumu saran kirden , yalandan ve kötülükten ruhumu böylece arındırmaya çalışmak istememdir... YPG’liler teslim oldu Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik beldesi sınır hattında, Suriye’de PYD içerisinde 2 yıldır silahlı faaliyet gösteren YPJ’li bir kadın terörist güvenlik güçlerine teslim oldu. Hakkâri’nin Yeni Köprü Jandarma kontrol noktasında “terör örgütüne üye olma” suçundan hakkında arama kararı bulunan bir kişi ise yakalanarak gözaltına alındı. l DHA 2 IŞİD’li tutuklandı Kayseri’de, IŞİD üyelerine yönelik operasyonda gözaltına alınan Suriye uyruklu Muhammed İsa Al Geylani ve İsmail Muhammed Ali İsmail ile Irak uyruklu Abdurrahman Ahmet Şakir 3 gün süren sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. 3 şüpheli, sevk edildikleri nöbetçi sulh ceza mahkemesince tutuklandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle