18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Aralık 2018 16 kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Candan Sabuncu’yu yitirdik Sabuncu Sinema ve tiyatro oyuncusu Candan Sabuncu yaşamını yitirdi. Sabuncu’nun cenaze töreni, bugün 11.00’de Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenecek. Sanatçı, törenin ardından Antalya’da toprağa verilecek. Candan Sabuncu 25 Ocak 1944’te Ödemiş’te doğdu. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunudur. Uzun yıllar boyunca kadrosunda olduğu İBB Şehir Tiyatroları’nda birçok oyunda yer alarak başrol oynayan sanatçı, tiyatronun yanı sıra sinema ve dizi filmlerde de rol almıştır. Candan Sabuncu, 2015’te vefat eden oyuncu ve yönetmen Başar Sabuncu’nun eşidir. KJulleıoeptadteroalddau Şehir Tiyatroları’nda oynadığı oyunlar: Beş Para Etmez Oyun, Bahar Noktası, Biz Aşağıda İmzası Olanlar, Kadınlar da Savaşı Yitirdi, Kanlı Düğün, “Bir Ata, Krallığım”, Ağzı Çiçekli Adam, Avanak, Büyük Jüstinyen, Bir Kızılderili Efsanesi, Taziye, Kafkas Tebeşir Dairesi, Schweyk II. Dünya Savaşı’nda, Çalıkuşu, Figaro’nun Düğünü, Antonius ve Kleopatra, Romeo ile Jüliet, Yaban Ormanı, Ceza Kanunu. TbeerkrlyenGeilnliafmilm’ıni gyöılslatredrıirm‘DÖoAdnlddaüKmirşeeo’nt’u Çağdaş bir Don Kişot çeşitlemesi... 19701980’lerde, kara mizaha ters taklalar attırarak eleştirel güldürü türüne ivme kazandıran “Uçan Sirk”, “Kutsal Kadeh”, “Brian’ın Hayatı”, “Zaman Haydutları”, “Hayatın Anlamı” vb. gibi, delidolu, coşkun taşkın, TV yapımı dizi ve filmleriyle bütün dünyada ünlenen İngiliz komedi grubu Monty Python’un tek Amerikalı üyesi olan Terry Gilliam’dan ve yapıtlarından habersiz bir sinefil olabilir mi? Olamaz tabii ki. 22 Kasım 1940 Minneapolis, Minnesota doğumlu, çocukluğunu Amerikan mizah dergilerinin kralı Fan Magazine bağımlısı olarak geçirmiş, 20’li yaşlarında reklamcılığa başlayıp sonrasında TVsinema sektörüne dahil olmuş, (sözcüğün tam anlamıyla dört kol çengi) yazar, oyuncu, yönetmen Terry Gilliam’ın “Brazil” (1985), “Baron Münchausen’in Maceraları” (1988), “Balıkçı Kral” (1991), “Vegas’ta Korku ve Nefret” (1998) gibi filmlerinden birine muhakkak denk gelmiştir meraklısı son 3035 yılda. İşte bu efsane sinemacının 1990’ların sonunda başlayıp maddi sıkıntılarla hastalıklar vb. gibi, gibi çeşitli aksilikler yüzünden sürekli ertelenerek çekimlerini bir türlü tamamlayamadığı, nihayet 2018’de bitirdiği, bunca yıldır efsaneye dönüşmüş son filmi “The Man Who Killed Don QuixoteDon Kişot’u Öldüren Adam” bugün gösterime giriyor. Terry Gilliam’ın, Shakespeare’in de çağdaşı olan, belki de en önemli İspanyol yazar Cervantes’in şövalye romanlarının yergisi olarak yazdığı, yoksul düşmüş bir yaşlı soylunun giriştiği adalet mücadelesini hikâye eden başyapıtı “El Ingenioso Hidalgo Don Quijote de la ManchaDon Kişot”tan esinlenerek senaryosunu yazıp yönettiği “Don Kişot’u Öldüren Adam”, şövalyemacera romanları okumaktan azbuçuk aklını kaçırıp kendini Don Kişot zannetmeye başlamış yaşlı bir ayakkabıcıyla (Jonathan Pryce) daha önce Don Kişot uyarlaması bir film çekmiş olan, narsist, uçkuru düşük, fırlama bir reklam yönetmeni Toby’nin (Adam Driver) İspanya kırsalındaki serüven dolu, matrak yolculuğunu hikâye ediyor. Takıntılı, kafayı sıyırmış Düz gerçeklerle fantastik olan arasındaki çatışmalardan doğan komik durumlara alabildiğine abanılan filmde, Don Kişot takıntılı, kafayı sıyırmış yaşlı ayakkabıcının, giderek Don Kişot’un saf, köylü uşağı Sanço Pansa olarak gördüğü Toby, yaşlı adama karşı koymaya çalışırsa da zaman geçtikçe gerçeklerle hayalleri birbirine karıştırmaya başlayıp zoraki Sanço Pansa’lığı kabulleniyor mecburen. Irkçı, bencil... Otel odalarında genç Toby’yi üstüne çekmeye çalışan, seksi manitası Jacqui’yi (Olga Kurylenko) Toby’den acayip kıskanan, ırkçı, bencil bir yapımcı patronla (Stellan Skarsgard) acımasız bir Rus oligarkının (Aleksei Miskin) ve eski aşkların da karıştığı, geçmişle günümüzü bir araya getiren, maceradan drama ve fantaziden komediye gide gele, çağdaş bir Don Kişot çeşitlemesine dönüşen filmde, meyhaneci Barbero’nun (Sergi Lopez) güzel kızı Angelica da (Joana Ribeiro), sonunda maceraya Don Kişot’vari insancıllığını ortaya koyacak olan Toby’nin gönlünü çalıyor. Terry Gilliam’ın film setlerinde geçmiş, 78 yıllık ömründen esinlenerek özellikle yapımcı karakterine dokunduran sivri, mizahi sahneler le doluşturduğu, ışıktan renklere, dekordan kostüm ve mekânlara kadar usta işi bir görselliğin egemen olduğu “Don Kişot’u Öldüren Adam”, sonuçta hiç dinmeyen yüksek temposu, yaratıcı buluşlarla bezenmiş aksiyon sahneleri, akıcı olay örgüsü, yer yer gerçeküstüne de açılan, işlek anlatımı, İspanyol müziği esintili soundtrack’i ve sıra dışı gülmece yaklaşımıyla (unutulmaz bir başyapıt değilse de) kuşkusuz yağ gibi kayan, görülmeye değer bir eğlencelik nitelemesini hak ediyor 132 dakikanın bitiminde. Modern bir eğlencelik Öncelikle “Jarmusch’un şiir gibi, güzelim “Patterson”unda alkışlayıp mimlediğim genç yetenek Adam Driver’la “Geleceğe Dönüş” üçlemesiyle hâlâ anımsanan, yılların ustası Jonathan Pryce’ın öne çıktığı oyuncu kadrosunun performanslarına da diyecek yok. Cervantes’in başyapıtı bir klasikten gerçekle fantazinin melez ürünü, görmeye değer modern bir eğlencelik çıkarmanın üstesinden gelmiş Terry Gilliam’ın yıllardır beklenen bu filmi bence kaçırılmaz! Haftanın yenileri Ahmet Boyacıoğlu’nun ikinci yönetmenlik çalışması “Paranın Kokusu” bu hafta vizyona girdi. Sofya, Nürnberg gibi yurtdışı festivallerde gösterilen, ardından İstanbul Film Festivali ve Gezici Festival ile izleyiciyle buluşan film bu hafta da Ankara ve İstanbul’da gösterime girdi. Başrollerini Murat Kılıç, Şevval Sam, Emrah Kolukısa, Rıza Sönmez gibi isimlerin paylaştığı ve çekimleri Ankara ve Sinop’ta tamamlanan film Ankara’nın bir kenar mahallesinde yaşayan taksi şoförü Mehmet, kahve işletmecisi Metin ve işsiz gazeteci Adnan’ın öyküsünü anlatıyor. Bir kenar mahalle komedisi olarak başlayıp, beklenmedik bir yö ne evrilen Paranın Kokusu, türler arasında gezinirken günümüz Türkiyesine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor. Film Ankara’da Büyülü Fener (Kızılay) ve Cinemaximum (Armada), İstanbul’da ise Bakırköy Cinemaximum (Marmara Forum) salonlarında izlenebilir. Ölümcül Makineler Şenay Lambaoğlu ‘caSza’llıognü’dnaler Belçikalı DIY prodüktörü Justine Bourgeus’un projesi Tsar B, bu akşam saat 22.00’de Salon’da merakla beklenilen yeni albümü ‘The Games I Played’den şarkılarla bir konser verecek. Caz vokalisti, besteci, söz yazarı Şenay Lambaoğlu 11 Aralık’ta Salon İKSV’de konser verecek. Lambaoğlu’na kemençe ustalarından Derya Türkan da konserde eşlik edecek. Sanatçı, 19. İstanbul Caz Festivali’nde Fransız trompetçi Mederic Collignon ile “İçimde Aşk Var” projesini sahneledi. 2015’te “Zarf Tümleci” albümüyle “en iyi alternatif kadın sanatçı” ve Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde “en iyi caz sanatçısı” seçildi. En son “Rüyalarıma Gir” adlı dördüncü stüdyo albümünü yayımladı. l Kültür Servisi n “Şeytan Geçidi Enhara”: Onur Aldoğan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu korku, gerilim türü filmde Hakan Yusufoğulları, Yasemin Yıldız ve Irmak Karakoç gibi isimler rol alıyor. Film, bilmedikleri bir yerde uyanan 8 kişinin hikâyesini konu ediyor. n “Kafalar Karışık”: Sosyal medyada yayımladıkları videolarla ünlenen Atakan Özyurt, Bilal Hancı, Fatih Yasin’in başrolünde yer aldığı “Kafalar Karışık”, bir komedi filmi. Yönetmenliğini Yücel Yolcu üstleniyor. n “Şampiyon”: Biyografik film, ef sane yarış atı Bold Pilot sayesinde bir araya gelen Halis Karataş ve Begüm Atman arasındaki büyük aşkın hikâyesini konu ediyor. Ahmet Katıksız yönetmenliğini yaparken, Ekin Koç, Farah Zeynep Abdullah, Fikret Kuşkan gibi ünlü isimlerde rol alıyor. n “ÖLÜMCÜL MAKİNELER”: Bilimkurgu, macera, aksiyon filminin yönetmenliğini Christian Rivers yapıyor. Hera Hilmar, Hugo Weaving, Robert Sheehan gibi isimlerin yer aldığı film, büyük bir yıkımın ardından kurulan yeni düzende hayatta kalmaya çalışan insanların hikâyesini konu ediyor. Ayşegül Sarıca’ya onur ödülü SevdaCenap And Müzik Vakfı’nın düzenlediği 31. Vakıf sı’na değer görüldü. Sarıca, “SevdaCenap And Müzik Vakfı Kuru Onur Ödülü Altın Madalyası piya lu’nun bana layık gördüğü bu ödü nist Ayşegül Sarıca’ya verildi. lü almaktan büyük mutluluk ve SevdaCenap And Müzik Vakfı şeref duyuyorum. Sanat dünya kurucularından Cevza Başman’ı sına verilen bu ödülün uzun yıllar anmak üzere her yıl 6 Aralık’ta verilen Vakıf Onur Ödülü Altın Ma Ayşegül Sarıca devamını temenni ederim” dedi. Ödül Töreni dün akşam Mehmet dalyası’nın bu yılki sahibi belli oldu. Yurt Başman’ın projesi ile Milli Eğitim Bakanlığı içi ve yurtdışında yaptığı çalışmalar ve al Şura Salonu’nda gerçekleştirildi. Töreni, dığı ödüllerle Türkiye’nin tanıtımına kat Sarıca’nın Şef İbrahim Yazıcı yönetimin kıda bulunan ve yetiştirdiği öğrencilerle deki Agora Gençlik Senfoni Orkestrası eş klasik müziğin gelişimine sağladığı yarar liğinde Mozart’ın No.21 KV 467 Do Majör lar ile tanınan piyanist Ayşegül Sarıca, Piyano Konçertosu’nu seslendirdiği kon 2018 yılı Vakıf Onur Ödülü Altın Madalya ser takip etti. l ANKARA/Cumhuriyet KONUK YAZAR Erhan KARAESMEN Sanat galericiliğinde sevgi ve akıl Evin İyem, 2 Aralık günü bir başka yaşama yöneldi ama aramızdan ayrıldı diye düşünebilmemiz mümkün mü? Sanat ve kültür dünyamız bu alabildiğine sevimli zeki, uyanık ve yüksek sanatsal duyarlılığa sahip insanla saygılı bir biçimde vedalaşmış olsa bile... Evin, yazının başlığına da uygun olarak sanat galericiliğini akılla, kültürle ve ince bir beğeniyle dokuyarak çok özel bir mesleki uğraş biçimiyle algılıyordu. Ülkenin önde gelen üviversitelerinden birinde gözde bir mühendislik dalında eğitim almış olmanın kendisine kazandırdığı akılcılık ve karşılaştırmalı/irdelemeli bilgi süzgeçleri oluşturmak yetisiyle yaşamı boyunca yapmış olduğu işlere hep belli bir rasyonellik içinde yaklaştı. Sanat galericiliği, bu akılcılığa sıcak ve esnek bir yaklaşım dokusunu gerektiriyordu. Ülkemiz sanat ve kültür dünyasını uzunca yıllar yakından izleme fırsatı bulmuş, bazen bu ortamdaki çeşitli etkinliklere de katkıda bulunma deneyimi yaşamış kişi olarak şu hususu dile getirmek isterim: Evin’in tatlı bir esneklik içinde yumuşşattığı mühendislik rasyonelliği, sanat dünyamız için benzeri pek az görülmüş, belkide hiç görülmemiş bir sanatsal etkinlik yönetimi anlayışını temsil ediyordu. Kendi kuşaklarının çok başarılı sanat insanları NuriNasip İyem ikilisinin gelini olma gibi bir ayrıcalık Evin’in sanatkültür dünyasında genç yaşlardan itibaren belli noktalarda bulunmasına, elbette, yardımcı olmuştur. Sanatsal yaratıcılık çoskusunu seçkin bir beğeni ortamında değerlendirme eylemlerine yakından ve içerden tanıklık etmiştir. Ancak sanatın geniş toplum kitlelerine benimsetilmesi yolunda sanat galericiliğini bir kültürel yönetim olayı biçimiyle yer alması gerektiğinin farkındaydı. Galericilik mesleğini kaçınılmaz pazarlayıcılık ve ticaret çabalarının ötesinde bir yerlerde bir toplumsal hizmet gibi kucaklamış oluşu hep takdir topladı. Sanat dünyamızın anlamlı bir aydınlık olayı niteliği taşıyan Nuri İyem Ödülü faaliyetini, eşi Ümit İyem’in de değerli katkısını alarak sürdürdüğü becerikli ve akılcı yaklaşımlarında ayrıca yakın izleyicisi oldum. Tüm bu yaşanmışlıkların ve gözlemlerin izi olarak Evin İyem’i sanat kültür dünyamıza anlamlı ve renkli hizmetler vermiş bir insan olarak kucaklamıştık. Yokluğu derin bir boşluk yaratacaktır. Evin’de ‘Sonsuz ve İmge’ sergisi açılacak Evin Sanat Galerisi Evim İyem’in vefatı nedeniyle açılışı ertelenen “Sonsuz ve İmge” karma sergisinin açılışını yarın yapacak. Fırat Arapoğlu ve Osman Nuri İyem’in farklı disiplinlerden sanatçıları bir araya getirerek düzenlediği sergide Gülsün Karamustafa, Ahmet Elhan, Orhan Cem Çetin, Hakan Gürsoytrak, Murat Germen, Krassimir Terziev, Şahin Domin, Hülya Özdemir, Sinem Dişli, Setenay Alpsoy, Osman Nuri İyem, Faruk Geyran ve Begüm Yamanlar’ın çalışmaları yer alacak. “Sonsuz ve İmge”, teknik, zanaat, popüler kültür ve sanat tarihi ilişkisi üzerinden fotomontajın, postprodüksiyonun ve montajın, kısaca imaj üretiminin bugününe odaklanıyor. l Kültür Servisi Operanın yıldızı Kartal’da anılacak Dünyaca ünlü Türk Soprano Zeh ra Yıldız, bu yıl da Kar tal Belediyesi’nin dü zenlediği geceyle anı lacak. Kartal Belediyesi ile Zehra Yıldız Kültür Zehra Yıldız ve Sanat Vakfı’nın işbirliğiyle düzenlenen an ma gecesi, sanat dünyası ve halkın katılımıy la 14 Aralık 2018 Cuma günü saat 20.30’da Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi’nde. Zehra Yıldız’ın 21. ölüm yıldönümünde gerçekleşe cek olan anma etkinliğinde, piyanist Christi an Koch, soprano Burcu Uyar, mezzosopra no Barbora Fritscher Hitay, tenor Muzaffer Soydan ve bariton Caner Akgün; sahne ala cak. Anma gecesine katılmak isteyenler, üc retsiz ebiletlerini www.kartal.bel.tr adresin den temin edebilir. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle