Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr M14 izah yoksunu, espri odasına! Noel ağaçları ve ışıklandırması ile süslenen Avrupa’nın diğer kentlerini olduğu gibi Brüksel’i de kasım ayı sonundan itibaren geleneksel tatlılardan ve güzel kokulu içki ve şaraplardan kaynaklanan “Noel kokusu” kapladı. Grand Place ile Place SainteCatherine Meydanı arasındaki 2 kilometrelik alanda yüzlerce tezgâh ve ahşap dağ evi şeklindeki stand, teraslar, ışıklandırılmış kocaman bir dönme dolap ve atlıkarınca, Brüksel’in göbeğinde, Noel Pazarı ile bir panayır havası estiriyor. Brüksel opera binasının önündeki alana kurulan buz pateni pisti ise ailece en sevdiğimiz Noel fırsatı. Etrafta otomobilimize park yeri ararken radyoda Michael Van Peel’in tek kişilik yıl sonu gösterisi başladı. Bir yılın, esprilerle mizahi bilançosunun döküldüğü, tek kişilik gösteriye, “yıl sonu konferansı” diyorlar. 1993’ten 2016 yılında bırakıncaya kadar her yıl bunu başarıyla yaptı Geert Hoste. Flaman devlet televizyon ve radyolarında stand up komediyi başlatan kişi olarak Belçika ve uluslararası politika, yılın haberleri ve kraliyet ailesi hakkındaki espriler, bu yıl sonu şovunun ayrılmaz parçası oldu. Her yıl sonu gösterisinde “Ben kral olmak istiyorum” diyerek o zamanki Prens, şimdiki Kral Filip ile dalga geçti. Filip’in 21 Temmuz 2013 tarihinde taç giyerek Belçika Kralı olmasından daha iyi mal zeme olamaz dı. “Geert Hos te King” adını verdiği ve taç devrine ayırdığı 2013 yı ERDİNÇ UTKU lı gösterisinde hem 20 yıllık krallığını bırakan Albert II hem de yeni Kral Filip espri oklarına he def oldu. Kraliyet ailesine yapılan mali yardımları iğnelemek için Afrika’da ya da Asya’da çocuklara mali destek sağlayan ünlü kişileri sıralayan Geert Hoste “Ben de tüm kraliyet ailesine bakıyorum. Ver diğim vergilerle” demişti. Babalık davası açan gayrimeşru kı zı Delphine Boel’den bahseden Hoste, II. Albert’in tren kazası ya da önemli kazalar olunca kaza yerine gittiğini söyleyip eşi Paula ile diyaloğunu canlandırmıştı: “ –Paula. Kaza olmuş, hemen gitmem la zım. – Kadın kaç aylık hamile?” Bedel ödetilmiyor... Filip’in Mickey Mouse ile randevu aldığını, ilk resmi ziyaretini Disneyland’a yaptığını ve Disneyland’in gerçek ülke olmadığına ikna etmenin zaman aldığını anlattığı gösteride “Filip Disneyland’da Lion King ile buluşunca kral olmaya karar verdi” demişti. Mathilde’nın soğukluğunu “Frozen/Karlar Ülkesi filminde oynamak için teklif aldı, aslında Titanik’te de oynadı. Buzdağı olarak. Ama fazla görünmedi” diye anlatmıştı. Geert Hoste, Albert’in parkinson hastalığı ile bile park etmeye benzetme yaparak açıkca alay etti devlet televizyonunda. Kraliyet ailesinin iyi Flamanca bilmemesi esprilerini süsledi. Hoste basına yaptığı açıklamada “Kral Filip’in zaten kendisi bir fıkra/espri” diyen biri. Van Peel, Geert Hoste gibi her gösterisinde kraliyet ailesinden bahsetmese de o da taç değişimini “şimdi 3 kraliçemiz oldu. Her biri 11 milyon Avro’ya mal oluyor” diye iğnelemişti. Belçika’da Federal başbakanı ya da kralı mizah konusu yapmak yaşamın bir parçası. Hemen savcılara çağrı yapılıp bedel ödetilmesi istenmiyor. Burada “bedelli sanatçı” kavramı yok. Sosyal medyada paylaştığım bir karikatürü hatırlıyorum: 11 Mart 2015’te De Standaard ga zetesinde yayımlanan karikatürde Belçika Başbakanı Charles Michel, Anvers Belediye Başkanı ve NVA Başkanı Bart De Wever’in köpeği olarak gösterilmiş ve belediye binasının kapısında “Burada sahibimi bekliyorum” denilmişti. Çizer hakkında hâlâ dava açılmadı. Aynı çizerin 1 Aralık 2018 tarihinde yayımlanan karikatüründe Başbakan Michel, De Wever’in elinde kukla olarak gösteriliyor. 18 Aralık’ta yayımlanan karikatürde ise Başbakan’ın boynuna can simidi geçirilmiş ve ipi De Wever’in elinde. De Wever “İşte böyle can simidimize uyacaksın” diyor. Ekim ayında yapılan belediye seçimleri, hükümet krizi, futbolda şike skandalı, Trump ve popülizm, yabancı düşmanlığı, transit göçmenler, Brexit, partilerin seçim sloganları, iklim değişimi konularının esprili özetini verdi Michael Van Peel. Irkçı “Schild en Vrienden” derneğinin paylaştığı fotolara ve ırkçı fıkralara değinen sanatçı “Nazi hayranlığına, nefretlerine... her şeylerine tahammül edebilirim ama tek şeylerine dayanamıyorum. Düşük mizah seviyelerine. Bunları komedi kamplarına götürüp, espri odalarına tıkmalı hepsini” diyor. Doğru söylüyor. Mizahtan anlamayanları dünyanın neresinde olursa olsun, komedi kamplarına götürüp, espri odalarına tıkmalı! erdincutku@binfikir.be Başkan ve ailesinin vakıf işleri ABD başkan seçildiğinden beri Trump’la yatıp Trump’la kalkıyor. Trump’sız gün YILMAZ POLAT yok. Haber kanalları gü ne Trump’ın tweet yazışmalarıyla başlıyor, gün boyunca konuşuluyor. Aşk, iş, aile hayatı televiz yon dizisi gibi. Soruşturmalar birbirini izliyor. Be yaz Saray’a oturduğundan beri yayımladığı yüz lerce “başkanlık kararnamesiyle” ülkeyi yönetme ye çalışıyor. Damat ve çocuklarıyla ilgili haberler, hiçbir ABD Başkanı’nda olmadığı kadar basının gündeminden düşmüyor. Aldığı kararlara karşı çı kan kabine üyelerini kovuyor, “Trump’ın Beyaz Saray”ı başlıklı haber programları yapılıyor. Savcılık: Yasadışı Şimdi de Trump ve ailesinin seçim kampanyasına kadar uzanan vakıf işleri yargıda. Trump Yardım Vakfı’nın faaliyeti geçen haftalarda New York Başsavcılığı tarafından durduruldu. Vakfın milyonlarca dolarlık mal varlığı vergiden muaf kâr amacı amacı gitmeyen derneklere dağıtılacak. Vakıf başsavcılıkla anlaşma yoluna gitti. Başka bir şansı da yoktu. Savcılık yardım vakfını birçok yasadışı faaliyetin içinde olmakla suçluyor. Seçim kampanyası, gayrimenkulleri, hatta yemin töreni sırasında yapılan harcamalar için devam eden soruşturmalar Trump’ı bunalttı. Hukuki sorunlardan başını kaldıramaz durumda. New York Başsavcılığı Trump ve ailesinin vakfı yasadışı bir şekilde kullandığı iddiasıyla soruşturuyordu. Vakfın savcıyla anlaşması soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor, dava devam edecek. New York Mahkemesi, Başkan Trump ve çocukları Ivanka, Eric ve Donald’dan 2 milyon 800 bin dolar tazminat ödemelerini istiyor. Ayrıca New York’ta 10 yıl boyunca vakfı kurmalarının yasaklanmasını talep ediyor. Başsavcı Barbara Underwood’a göre, Trump 2016 başkanlık seçimine hazırlanırken aday adaylığı sırasında vakfı kullanmaya başladı. Yapılan bağışları siyasi çıkarları için kullandı. Suçlamalar arasında Trump’ın, Florida’nın Palm Beach’deki villasındaki bayrak direğiyle ilgili hukuki tartışma için vakıf kasasından 100 bin dolar kullandığına ilişkin iddia da var. Trump seçildiğinden beri, damat ve çocuklarının akçeli işleri gündemden düşmedi. “Nepotizm” ve hukukdışı suçlamalar başkanlığı boyunca peşini bırakacak gibi görünmüyor. ypolat.aol.com Lukaşenko LUKAŞENKO’DAN YENİ YIL VALSİ Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko, önceki akşam başkent Minsk’te düzenlenen yeni yıl balosuna katıldı. 24 yıldır devlet başkanlığı koltuğunda oturan ve Avrupa’nın son diktatörü lakaplı Lukaşenko, 300 kişinin katıldığı baloya ev sahipliği yaptı. Lukaşenko’nun Miss Belarus yarışmasının birincisi Maria Vasileviç ile dans ettiği kareler devlet başkanlığı sitesinde yayımlandı. Mücevher kente kaçış... Geçen haftalarda Dallas yine kış havasına girip yağmur, soğuk libut denilen balığı severim. Beyaz etli, bizim lüferi andıran bir balık türü. rüzgâr ortalığı kasıp kavururken yönümüzü ılıman Kaliforniya’ya, San Diego Benzin bile pahalı kentine çevirdik. Kaliforniya eyaletinin Gerçekten de mücevher gibi bir şehir güneyindeki San Diego, turistik yanıyla La Jolla. Okyanusa bakan “bir artı bir” birlikte ABD donanması için de önemli daireler milyonlarca dolar. Kentin içinde bir konumda. Uçak gemileri, savaş ge Ferrarilerle dolu araba galerileri, dünya mileriyle Büyük Okyanus filosunun li nın pek çok lüks markasını satan mağa manı olarak öne çıkıyor. zalar var. Kaliforniya’da benzin iki Bölgenin biraz kuze kere rafine ediliyormuş, bu yüz yinde irili ufaklı gü den galon başına bir dolar da zel manzaralı şehircik ha pahalı Dallas’tan. Ortalama ler kaplar Büyük Ok bir aracın deposu Dallas’a göre yanus sahilini. La Jol 15 dolar daha pahalıya doluyor. la şehri de bunlardan Tevfik Dalgıç Kaliforniya, ABD’nin en zen biri... La Jolla, İspan gin eyaleti, teknoloji üretim yolca kökenli La Jol ke merkezi, dünyaca ünlü çok marka bura limesinden. Kimi bölge sakinine gö da doğmuş. Apple, Facebook, Google, re, Meksika İspanyolcasına uydurulup Microsoft akla ilk gelenler. İsmini dahi La Jolla olmuş. Anlamı ise mücevher... bir elektrik mühendisinden almış olan Sahili, parkları, uzun yürüyüş alanlarıy araba markası Tesla da. la birlikte bölgenin renkli manzarala Benim San Diego’ya ilk ziyare rı arasında sahilde güneşlenen fok ba tim 1986 yılına rastlar. O zamanlar lıkları, yaz kış demeden kendilerini dal İrlanda’da yaşıyordum. Piyasa ekonomi galara atan sörfçüler de var. Okyanus si, pazarlama bilimi üzerine uluslararası kıyısının bu keyifli bölgesi haliyle ba bir toplantı için meşhur Disneyland’a da lık ürünleriyle meşhur. Ben en çok Ha ev sahipliği yapan Anaheim’a gitmiştim. Konferans bitiminde ise Profesör Tamer Çavugil ve Profesör Nizam Aydın ile araba tutup güneye San Diego’ya yol almıştık. Ben iklime hayran olmuştum. O zamandan beri de her fırsatta bu kenti ziyaret ettim. Araba ile yolculuk bu bölgede ayrı bir keyif. Kaliforniya5 karayolu ile eyaletin kuzeyine Los Angeles ve San Francisco’ya kadar nefis bir yol. Yol üstünde çok sayıda irili ufaklı şehircikler, manzaralı koylar ve plajlar serpili... ABD devletinin sahip olduğu tek işletme olan Amtrak hızlı treni de aynı yola parelel olarak seydeder. Amtrak bir anlamda kamu iktisadi kurumu fakat zarar ettiği için her yıl federal hükümetten para alır bütçesini denkleştirmek için. San Diego’da gökyüzü bu aralar mavi, insanlar sokaklarda, sahilde. Teksas’ın aşırı kilolu kimi sakinine göre buralılar sağlıklarına daha bir düşkün görünüyor. Parkların, okyanus sahilinin de etkisiyle yürüyüş yapan çok. Havanın iyi oluşu insanların ruhsal durumlarını da etkiliyor. Suratı asık insan adeta yok gibi. tdalgic@gmail.com Çiçekçi dükkânından içeriye girdi. Yeni yıla birkaç gün kalmıştı. Oturma izni almış, üç yıldır çalışıyordu. Gunilla ile süren güzel bir beraberliği vardı. Birkaç gün önce de İsveç yurttaşlığına yaptığı başvuruya olumlu yanıt verilmişti. Bir demet çiçek alacaktı. Nergislerin bulunduğu vitrinin önünde durdu. Pastaneye de uğrayıp eve gidecekti. Bir elinde çiçek demeti, diğer elinde pasta kutusuyla kapıyı çalacaktı. Gunilla coşkuyla açacaktı. Sarılıp öpecekti. Akşama üç, dört mutluluğu birden kutlayacaklardı. Sıralı nergis demetlerini incelerken “şimdi sıra çocuk yapmakta” diyerek güldü. Yanına gelen çiçek satıcısı kadın da güldü: “Nergis zamanıdır şimdi; hangisini beğendiniz?” “Henüz karar veremedim...” yanıtını verirken dalıp gitmişti. Kuzeyin bu soğuk karlar ülkesine artık kök salıyordu. Gunilla ile çocuk yapmaya karar vermenin tam zamanıydı. Akşama nergis demetini masadaki küçük vazoya yerleştirecek, pastayı tabaklara koyacak, tam şampanya şişesini patlatırken, Gunilla’ya sarılıp, “Senden bir çocuk istiyorum!” diyecekti. İki metre Nergis zamanı ye yaklaşan boyuyla ona omzumun üzerin bir işin var. İsveç yurttaşı da ALİ HAYDAR NERGİS demelerin bir yararı yoktu artık. “Ben seni seviyorum. Sorun bu değil. Ben kafamda evlilik düşüncesini bitirdim.” Bitti mi bitiyor... den bakan çiçekçi kadın, “Seçebildiniz mi oldun. Uzun süredir düşündüğüm bir ko Sustu Ahmet, birlikte geçirdikleri üç yılı alacağınız çiçeği?!” diye sordu. nuyu sana açıklamanın zamanı geldi” de hızla geçirdi kafasından. Ufak tefek tartış Gunilla’ya söyleyeceklerini sakin sakin di, ciddi bir ifadeyle. malar dışında Gunilla ile önemli bir sorun anlatabilmek için içkisinden bir yudum aldı. Ahmet’in yüzü bulutlandı: “Seni dinli yaşamamışlardı. Bitti mi, bitiyordu; ille de Şampanya şişesinin kapağını çekti, tam sö yorum!” Sözü fazla dolaştırmadı Gunilla: bir nedeni olması gerekmiyordu.. ze başlayacakken Gunilla ondan erken dav “Senden ayrılmak istiyorum!” Ürperdi Ah Sonunda seçebildi alacağı nergis de randı: “Ahmet, seninle önemli bir şey ko met, gözlerine siyah bir perde indi san metini... İsveçli kadın, çiçeği süslü nuşmak istiyorum!” dedi. Bir çığlık attı Ah ki. “Neden?” diyebildi kekeleyerek. Dışa kâğıtlarla sararken homurdandı: “Nere met, “Biliyorum, çocuk konusu!”. Gunil rıda gece kuşları ötüyordu. “Seninle ko deyse bir saat olacak, bir demet çiçek al la şaşırdı, “çocuk mu? Ne çocuğu?’’ diye nuşmak için bu günün gelmesini bekli mak için bu kadar uzun düşünür mü in rek yutkundu. “Artık bir çocuk yapmamı yordum, Ahmet. Ben bu evliliği artık sür san?” Gözlerini Ahmet’in yüzüne dikti: zın zamanı geldi, ben de sana onu söyleye dürmek istemiyorum!” Sendeleyip düş “Evlenmeye de böyle zor mu karar verdi cektim.” “Hayır!” dedi, Gunilla, “Ben başka memek için ellerine tutunmaya çalıştı; niz, tanrı eşinize sabır versin!” Yapmacık bir şey söyleyecektim... Ahmet, ben seninle Gunilla’nın elleri buz gibiydi: sız, saf bir ifade ile “Eşim yok ki!” diyerek önemli bir şey konuşmak istiyorum!” “Senden ayrılmak, yaşamımı yalnız gülümsedi Ahmet. Parasını ödeyip elinde Ahmet’e kuşkulu gözlerle bakan çiçekçi sürdürmek istiyorum artık.” “Neden?” di nergis demetiyle kapıdan çıkarken, kadın kadın, “Şurada başka çiçekler de var, onla ye sordu yine. “Sen iyi bir insansın. Ama, arkasından hâlâ söyleniyordu: ra da bir bakın isterseniz!” anladım ki evlilik bana göre değil. Bundan ‘’Kim, ne yapsın senin gibi adamı!’’ Gunilla, “Ahmet, bak, beni iyi dinle! sonra yaşamımı tek başıma sürdürmek Oturma ve çalışma izni aldın. Çalıştığın istiyorum” “Ama, ben seni seviyorum!” ali.nergis@gmail.com Pazar 30 Aralık 2018 En uzun beş yıl DENİZ BERKTAY Cumhuriyet’in Pazar Yazıları sayfası dönünce, ben de yıllardan beri özlemini çektiğim pazar yazılarına başlamanın heyecanını yaşıyorum. Son pazar yazımdan bu yana, dört buçuk yıl geçmiş. Başlıkta sözünü ettiğim beş yılsa, Ukrayna’da Batı yanlılarının ayaklanmasından bu yana geçen beş yıl... Ukrayna’dan bahsedildiğinde insanlar burasını, genellikle Rusya’nın gölgesinde kalmış ve bu nedenle de, yüzölçümü bakımından ufak bir ülke olarak düşünüyor. Oysa ki Ukrayna, Avrupa’da nüfus ve yüzölçümü bakımından, önde gelen ülkelerden biri. Burasının nüfusu, 45 milyon civarında. Yüzölçümü bakımındansa Ukrayna, Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesi (Rusya ve Türkiye’den sonra). 603 bin kilometrekare civarında yüzölçümüyle, Türkiye’ninkine yakın bir yüzölçümü var. Bu topraklar, 2013 sonlarına kadar, Türk ve dünya kamuoyunda fazla ilgi görmezken 2013 sonunda patlak veren ayaklanma ve ardından Rusya’nın müdahalesiyle, burasının Rusya ile Batı arasındaki mücadele alanlarından biri olduğu, hatta, bir barut fıçısını andırdığı görüldü. Peki, nasıl böyle oldu? Ukrayna’nın en temel özelliği, ülkenin iki yarısının, iki farklı kültürel ve siyasi eğilime sahip olmasıdır. Ülkenin güney ve doğu bölgelerinde (Odessa, Kırım, Harkov, Donetsk gibi), Rusça konuşulur ve Rus yanlısı eğilimler güçlüdür. Orta ve Batı Ukrayna’da ise (başkent Kiev ve Batı Ukrayna’daki Lvov veya Lviv şehri gibi), genel olarak, Ukraynaca konuşulur ve Batı yanlısı ve Ukrayna milliyetçisi eğilimler güçlüdür (hele en batıda, “Rusya’nın düşmanı, bizim dostumuzdur” anlayışı vardır). Toplum bölündü Ukrayna’nın bu iki farklı bölgesi, 2013 yılına kadar, dengedeydi. Zira, seçimlerde bir sefer Rus yanlısı aday, diğer seferse Batı yanlısı aday kazanıyor ve her türlü siyasi çatışma, uzlaşmayla sonuçlanıyordu. Fakat, 2013 sonlarında, o zamanlar Rusya’ya yakın çizgideki Devlet Başkanı Yanukoviç, AB ile ortaklık anlaşmasını imzalamayı erteleyeceğini açıklayınca, Batı yanlısı gruplar sokaklara döküldü. Polis göstericilere müdahale edince, gösteriler daha da kalabalıklaştı. Bu göstericilere çatılardan hâlâ kim olduğu ortaya çıkartılamayan kişiler tarafından ateş açılması, olayların çığrından çıkmasına ve Yanukoviç’in Rusya’ya kaçmasına neden oldu. Batı yanlıları iktidara geldi. Fakat Rusya, yeni yönetimin gayri meşru olduğunu ilan etti. Ayrıca, ayaklanmaya Ukrayna’nın bir yarısı destek verirken, diğer yarısı, özellikle güney ve doğu bölgeleri, iktidara milliyetçi ve Batı yanlılarının gelmesinden rahatsızlık duymaktaydı. Kırım’da yaşayan Rus kökenliler, Rusya’nın Kırım’a müdahalesine etkin destek verdiler. Rusya, Ukrayna ordusunun o dönemki güçsüzlüğünden ve Ukrayna yönetiminin kararsızlığından yararlanarak, bir el ateş etmeden Kırım Yarımadası gibi çok önemli bir yeri ele geçirmiş oldu. Ayrıca, doğuda, Rus yanlısı eğilimlerin en güçlü olduğu Donbas bölgesinde Rus yanlısı ayrılıkçılar, Ukrayna yönetimiyle çatışmaya girdi. Beş yıldır süren çatışmalarda, 10 binden fazla asker ve sivil, hayatını kaybetti. Beş yıl önce ülke, Rusya ve Batı yanlıları arasında bir dengedeyken, siyasete artık tamamen Batı yanlısı kesimler egemen. Rusya’yla fiilen savaş halinde olunduğu için, hem Rusya, hem de Sovyet dönemiyle bağlantılı yer adları, değiştiriliyor. Bu nedenle burada beş yılda, çok şey değişti. Bölge daha pek çok gelişmeye de sahne olacak gibi gözüküyor. Yeni yılı karşılamaya hazırlanırken bütün Cumhuriyet okurlarına 2019’un bütün güzellikleri getirmesini dilerim. denizberktay@yahoo.com C MY B