18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR VE GÖRÜŞ[email protected] 2 Devlet adamı olmak kolay değil... Erol Ertuğrul Charles de Gaulle Fransa’nın ünlü devlet adamı ve cumhurbaşkanıdır. Savaş kahramanıdır. Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde sosyalist yazar ve düşünür Jean – Paul Sartre tarafından sık sık eleştirilmektedir. Bu eleştirilere karşı De Gaulle Sartre’a bir mektup yazar, onun eleştirilerine yanıtlar verir. Bu mektup’ta Sartre’a “üstadım “diye seslenir. Sartre, verdiği yazılı yanıtta, De Gaulle eleştirilerini sürdürürken ona “Bana yalnızca kaldırım kafelerinin garsonları üstadım derler “diyerek onu aşağılar. Danışmanları Sartre’ın bu yanıtına çok kızarlar. De Gaulle’e “Sartre size nasıl böyle seslenebilir, siz ki Fransa’nın ta kendisisiniz” derler. Da Gaulle’ün yanıtı ise tarihi bir ders gibidir. “Mösyü Sartre’da Fransa’nın ta kendisidir” olur. Devlet adamı olmak işte böyle bir şeydir. Tek adamlığa yer yok Devlet adamı deyince benim aklıma hep Mustafa Kemal Atatürk gelir, İsmet İnönü gelir. Hiçbir eleştiriye katlanmayan, hiçbir eleştiriden ders almayan, tersine kendisini eleştirenleri cezaevlerine göndermeye çalışanlara devlet adamı demenin olanağı yoktur. Kendisini her şeyi bilen sanan, kendisi dışında hiç kimseyi önemsemeyen yöneticilere devlet adamı denilemez ama bunun tıpta mutlaka bir karşılığı vardır. Gerçek demokrasilerde, gerçek fezi’ndeki köylülerin atalarından hukuk devletinde artık tek adamlı babalarından kalan taşınmazları ğa yer yoktur. Herkes ülkenin sa kamulaştırma adı altında ellerin hibidir. Herke den alınıyor. Üs sin ülkede en az ötekiler kadar önemi ve hakkı Gerçek demokrasilerde, telik orada Özal zamanında yapılmış bir yazlık vardır. Kendisini her şeyi yapmaya yetkili gö gerçek hukuk devletinde artık tek var. Ama bu yetmiyor. Yine milyonlarca ağaç ke renleri tarih hep kötü yazmıştır. Yargıyı kullanarak herkesi sin adamlığa yer yoktur. Herkes ülkenin sahibidir. silecek, yine doğa yok edilecek. Bu ne görmemişliktir. Türkiye’yi dirmeye çalışan yöneticileri, yaptıkları ile kimse unutmaz. Ken Herkesin ülkede en az ötekiler kadar önemi ve hakkı yok ediyorlar. Denizlerimiz kirleniyor, akarsularımız kirleni disini tek yetkili sayanlar, kendilerini her şeyi bilen sayanlar ül vardır. Kendisini her şeyi yapmaya yetkili görenleri tarih hep yor. Göllerimiz kuruyor. Balıklar ölüyorlar. Büyük kentlerimiz ku kelerine çok zarar verirler. kötü yazmıştır. ralsız, hesapsız çarpık bir kent İstanbul’a yeni leşme ile yandaş bir havaalanı yapıldı. Milyonlarca lara kazandırı ağaç kesildi. Ormanlar yok edildi. lan rant ile ölüyor. Bunları yapan Kurtlar, kuşlar, böcekler o orman lar hiçbir şey düşünmüyorlar. Kar da yaşayan canlılar yok edildiler. şı çıkanlar işlerinden ediliyorlar. Şimdi bir de Kanal İstanbul’dan Karşı çıkanları işsizlik dışında ce söz ediliyor. Uzmanlar açıklıyor zaevleri bekliyor. lar. Bu işlem sırasında çıkan milyonlarca metreküp toprak, mo Öç alma peşindeler loz ve kalıntı güzelim Boğaz’a ve Beş yıl önce İstanbul’da Gezi Marmara’ya dökülecekmiş. Böy olayları ile aslında insanlar bu du lece boğaz ve Marmara bir kana rumlara ve tek adam egemenliği lizasyona dönüşecek. KHK ler ile ne, doğanın yok edilmesine karşı yasalar değiştiriliyor. Sit alanla çıkmışlardı. Ancak öyle görülüyor rı kaldırılıyor. Her şey bir kişinin ki kimse bundan ders almamış. iki dudağı arasında. Kimsenin sesi Tersine yönetenler bir öç alma pe çıkmıyor. Muğla Okluk Koyu’nda şindeler. Aradan beş yıl geçtikten bir büyük yazlık Cumhurbaşkanlı sonra, ünlü akademisyenler, bilim ğı sarayı yapılacakmış. Okluk Kör insanları gözaltına anıyorlar, ceza evlerine yollanıyorlar. Her ilimizde binlerce insan, toplamda milyonlarca insan Gezi olaylarına sahip çıkmışlardı. Bir yönetim ders alması gereken olayları unutarak bir öç alma peşine düşer mi, milyonlarca insanı suçlu, terörist gibi göstermeye çalışır mı. Ergenekon diyerek uydurma bir örgüt yaratmaya çalışanlar, vatanseverleri, Cumhuriyetin ordusunun kahraman subaylarını cezaevlerine koyanlar bir cemaat ile birlikte AKP ve onlara destek veren mütareke basınıydı. Kimse bu olaylardan AKP’yi sıyırıp tüm suçu cemaate yüklemesin. İkisi birlikte bu suçu işlediler. Bu alçaklıkları yapanlar bugün utanıp sıkılıyorlar mı? Oslo’da yeniden açılım süreci adına toplantılar yapılıyor. AKP milletvekilleri Almanya’ya giderek federal yapıyı inceliyorlar. Bunları kim yaptırıyor. Geçmişte Oslo’da terör örgütü temsilcileri ile görüşmeler yapılırken Erdoğan “Kim bizim görüşmeler yaptığımızı söylüyorsa onlar alçaktır” demişti. Sonradan bu görüşmelerin onun bilgisi altında yapıldığı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın başbakan adına bu görüşmelere katıldığı anlaşıldı. Yakın zamanda MİT Müsteşarı Hakan Fidan ABD’ye giderek ABD Senatosu’nda Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bilgi verdi. Durum Erdoğan’a soruldu “Benim bilgim yok, gitmiş olabilir” dedi. Hakan Fidan’ın Erdoğan’dan habersiz bunu yapmasına olanak yoktur. Devlet adamı yalan söylemez. Devlet adamı olmak kolay değil. Turgut ÜNLÜ / Eğitimci “Milyoner sayımız artıyor.” Bu haber, gazetelerde belirli aralıklarla ve her seferinde sayı artarak yer alıyor. Oysa işsizlik ve pahalılığın tavan yaptığı günümüz ortamında, insan “Bu sayı azalmalı iken nasıl artıyor” sorusunu kendine ve çevresine sormaktan alamıyor. “Döviz artışlarındandır” diyor bazı Servetin yeniden dağılım yolları ları. Bu da olabilir tabi... “Ama okadar döviz nasıl edinilmiş” diye soruluyor bu kez. Türkiye de epey bir zamandır servet aşağıya sıralayacağımız yeni dağılım yollarından sisteme, havuza dahil olanlara dağıtılyor: kamu ihaleleri yolu ile (bunun için yüzler ce kez ihale kanunu değiştirildi) banka kredileri yolu ile teşvikler yolu ile TMSF yolu ile, (el konulan şirketlerin mallarının dağıtımı ile) İmar planı değişikliği yolu ile (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı parsel bazında plan değişikliği yapma, iskân ruhsatı verme yetkisine sahip olması ile). Bu konuda en son örnek, Beykoz’da 2.470.168 metrekarelik orman alanına, 4 bin ağaç kesilerek 553 villa yapılmasına (ZRS yapı, Kalyon inşaata) Çevre ve Şehircilik Bakanlı’ğının izin vermesidir. Demek ki çok para “HARAMSIZ” olmuyor. Yücel Tekbaş, “Çocuk Çalışanlar ve Sandıklar” Selma Homurlu, “Umudun çiçeği” çalışması. Selma Homurlu, “Tuna Nehri sevdası” eseri. ‘Her şeyimi laik Cumhuriyet’e borçluyum’ Gazetemiz için bir süre önce başlatılan İMECE kampanyasını bütün kalbiyle desteklediğini belirten eğitimci, sanatçı Yücel Tekbaş, “Çocuk Çalışanlar ve Sandıklar” eseriyle İMECE kampanyasına katıldı. Tekbaş, “Çocukluğumdan beri okuru ol duğum Cumhuriyet Gazetesi’ne çok az da olsa katkıda bulunma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Emekli bir öğretmen olarak her şeyimi Atatürk’e ve laik Cumhuriyete borçluyum. İMECE’yi bütün kalbimle destekliyorum” dedi. Cumhuriyet İME CE’sine “Umudun çiçeği” ve “Tuna Nehri sevdası” adlı iki resmi ile katılan eğitimci, ressam Selma Homurlu ise “Adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet gazetesini yaşatmak için verilen mücadeleye katkı sunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Homurlu, “Aydınlanma devriminin ilkelerinin yaşatılması için Cumhuriyet gazetesi, güçlenerek büyümelidir. Düşünce özgürlüğünü savunan, objektif yayıncılık yapan Cumhuriyet gazetesi okuru olarak gazeteme küçük bir katkı yapmak benim de görevimdir” diye konuştu. Bu kampanya; CUMOK’un (Cumhuriyet Okurları), Atatürk devrimlerine inanmış Atatürkçü Düşünce Derneği, kadın kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıdır. Bu tüm halkımıza, “son kale”nin korunması için önemli, içten ve açık yürekli bir çağrıdır. Bu çağrıya Atatürkçü sivil toplum örgütleri, kuruluşlar destek vereceklerini Cumhuriyet Vakfı’na imece’sinde son 3 gün bildirmişlerdir. Vakıf senedimize göre, CU MOK’ların çağrısıyla başlayan kampanyayla bağış almaya vakfımız yetkilidir. CUMOK ve sivil toplum örgütlerinin isteği doğrultusunda kampanyamız 14 Aralık 2018 Cuma gününe kadar uzatılmıştır. Bağışlarınızı 14 Aralık’a kadar gazetemizden ve internet sitemizden duyurulan hesap numaralarına yatırabilirsiniz. l Cumhuriyet ve Atatürk aydınlanmasının kalesi Cumhuriyet gazetesini yaşatalım. l Cumhuriyet’in kimseye muhtaç olmadan yayınını kesintisiz sürdürmesini sağlamak için destek verin. l Cumhuriyet gazetesi bir direniş mevziidir. Bu harekete bir tuğla da siz koyun. l TL Iban numarası: TR67 0006 4000 0011 3980 0074 52 l USD Iban numarası: TR69 0006 4000 0021 3980 0112 91 l Euro Iban numarası: TR28 0006 4000 0021 3980 0118 35  l Bağışlarınızı IBAN hesapları dı şında ayrıca Türkiye İş Bankası Şişli Ticari Şube, Şube Kodu: 1398 Hesap No: 7452 No’lu hesaba da yatırabilirsiniz. l Cumhuriyet Vakfı’nın web sitesi www.cumhuriyetvakfi.org.tr adresi üzerinden de bağış yapabilirsiniz. eposta: [email protected] Çarşamba 12 Aralık 2018 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ferit Oğuz Bayır bilinir de, neden söylenmez? M. Orhan Nasuhoğlu Gene, daha şimdiden Köy Enstitülerinin Kuruluş Günü olan “17 Nisan” hazırlıkları başlamıştır. Kurum lar “Anma Afiş ve Programları”, Yazarlar ise “Köy Ens titüsünü” neresinden yazayım derdine düşmüştür. “En Derin Saygıyla; H. A. Yücel, İ. H. Tonguç” anma ritüel ve fotoğrafları! Peki, Ferit Oğuz Bayır bilinir de, söylenmez? Neden? Bu sorunun cevabını Ferit Oğuz Bayır Öğretmenimi zin görüşlerinde arayacağız. Ve de “Oktay Akbal” ustanın 2011 yıllı yazısının da desteği ile. “Kişiliğimi çalışma kavramında bulurum” diyen, yaşa mı bir manifesto olan, Anado lu Eğitim Devrimi Köy Enstitüleri nin kahramanlarından biridir, Fe rit Oğuz Bayır Öğretmen. İlçem Simav’da doğmuş (18991998), Edirne Öğretmen Okulu’ndan diplomalı, Trakya da milli mücadeleye hemen katılmış kuvvacı çeteci, esir, topçu teğ men, öğretmen, müfettiş, başöğ retmen, eğitmen yetiştirme ve Ferit Oğuz Bayır içinden Köy Enstitüleri geçen, il köğretim genel müdürlüğü şube müdürlüğünde 19391946 yedi yıl eğitim dönemine yöne tici olarak katılım. Nihayet zorunlu kütüphane memurluğu. Emekliliğinde Foça’da çiftçi. Kemalist rejim “Kemalist rejim, köyü, sosyal çekirdek sayılan bu toprak birliğini kalkındıracak realist eğitim organını arıyordu”* Bu arayış Milli Eğitim bakanları, Mustafa Necati ile başlamış, Saffet Arıkan döneminde olgunlaşmış ve Hasan Âli Yücel’le “Anadolu Eğitim Devrimi Köy Enstitüleri’ne” ulaşmıştır. Hasan Âli Yücel’in İlk Öğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Şube Müdürü ise Ferit Oğuz Bayır Öğretmen’dir. Köy Enstitülerine ve o döneme, Bayır öğretmenin “Köyün Gücü” kitabının (1971) ışığıyla bakacağız. ‘17 Nisan’ın anlamı’ “17 Nisan bir bayramın tarihidir. Unutulmuş, hatta hatıra geldikçe hafızalardan çıkarılmak istenmiş bir bayramın tarihi... Bir tarih ki, her yerden silinse bile tarihin taş bağrına hakkolunmuştur. Bir tarih ki ne kadar meçhul bırakılmak istenirse istensin, istikbal onu bütün incelikleriyle bilecektir. İşte o bayramın kısa tarihini yazmak istiyorum” demiş, Ferit Oğuz Bayır Öğretmenimiz... Bayır Öğretmen “Köy Enstitülerinde yetişenlerin toplumsal potaları; insan soyunu aşağılatan işlemlere karşı koymak, kendi ulusunun sorunlarına dalmak, köy toplumlarına yukarıdan bakan baremci bir memur postu özleyicisi olmamak, iktidarın kapısına yanaşmacı olmamak... Aramızda bu karakteri işin, bildiğimiz üretici işin yaratacağı düşüncesi asıldı” diyerek, Köy Enstitülülerin erdemlerini ortaya koymuştur. ‘Kendi nesli’ Koca bilge F. O. Bayır “Benim neslim, 1914’ten beri dünya toplumlarının doğurma sancısı tohumlarıyla yoğrulu, Osmanlılığın ve Türklüğün verdiği savaşlar içinde toplumda göreve başlamışlardır” demektedir. “ .. Kurtuluş Savaşı kavgası, onlarda toplumsal eğitim ve yön yaratmıştır. Ezenlere karşı çıkmak fikri uğrunda savaşmak, ille de yurt insanlarının her türlü hakkının önceliğine inanarak vuruşmak. Bu gerçek inanış, neslimi köyün yaratıcılığına ulaştırmıştır” saptaması da onundur.. Kuvvacı çeteci Bayır Öğretmen “1970 değil, 1925’teki uyarmayı okuyun” diye Milli Eğitim Bakanlığı’nın  yayınından Yusuf Akçora’nın  görüşlerine de başvurmuş : “...  Aralarında, dinsel durumu güdenler bulunuyor. Tutuculuk perdesi arkasından, insanın insanı sömürmesini, hâkimiyetini, toprak esaretini devam ettirmek isteyen, memleketi sömürgelikte devam ettirmek için Cumhuriyete, milletin beka iradesine karşı çıkan zümreyi destekleyen finanse eden yabancılar el ele veriyorlardı. Bu gittikçe devletleşecek çıkarcılık yanındakilerin taşıdığı tehlikeleri ancak halkı uyandıracak ve birleştirecek iş eğitimi, üretici öğretimle önlemek mümkündür”!** ‘Bayır’lar niye yok? Oktay Akbal Işıklar içinde yatsın “Oktay Akbal” da , 2011’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısının başlığında “Ferit Oğuz Bayır’lar niye yok” diye sormuş. F. O.Bayır’ın, Hasan Âli Yücel’in sağ kolu en önemli bir yardımcısı ve İsmail Hakkı Tonguç’ un en yakın arkadaşı diye tanık olarak vurgulamıştır. “Ferit Oğuz Bayır’ın “Köyün Gücü” adlı kitabını da, köylerin gerçek bir uygarlık aydınlığına kavuşmasını isteyenlerin okumalarını isterim. Eşine az rastlanılan bir bilinç, bir duygu, bir Oktay Akbal 2011’deki köşe yazısı. akıl insanını tanımış olurlar diye salık vermiş. “Oktay Akbal” bu yazısında;” Benim mutluluğum, bu iki büyük insanı (Tonguç ve Bayır) yakından tanımış, söyleşilerinden yararlanmış olmamdır” diye de bu iki büyük aydınlanma savaşçısını anmış. Sonuç olarak Köyün Gücü kitabı, Bayır Öğretmen’in 1971den geriye doğru bakıp sorgulaması olduğu kadar, “Yücel, Tonguç, Bayır” sacayağının geçmişteki mücadelelerinde tanıkları ile birlikte dik duruşlarının ve devrimi savunmalarının da bir öyküsüdür. “Köyün Gücü” kitabı, “Anadolu  Eğitim Devrimi Köy Enstitülerinin” bilimsel tarihi ve 19231946 dönemine de eğitim açısından en büyük eleştirel yaklaşımdır. İşte bu nedenlerle, Köy Enstitüleri denilince “Yücel, Tonguç, Bayır” diye üçlü sacayağının ayaklarından biri olarak anılmamasını “Mütevazı Koca Bilge” Ferit Oğuz Bayır Öğretmenimize vefasızlık olarak tespit ediyorum. Saygılarımla. EKLER: *İsmail Baltacı, Ulus Gazetesi **Bu makaledeki bilgiler 2011 yılında bir Köy Enstitüsü Sempozyumu için hazırladığım 6 sayfalık sunumumdan özetlenmiştir. Ben sunumumu gönderdikten sonra ışıklar içinde yatsın “Oktay Akbal” ustanın yayımlanan yazısını görüp kıvanmıştım. Demek ki yalnız değilim diye... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle