18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Enflasyon uçtu Venezüella’da tüketici enflasyonunun, kasım ayı itibarıyla sona eren yıllık bazda yüzde EKONOMİ 1.3milyonarttığıaçıklandı. DOLAR 5.3800 Aylık enflasyon ise yüzde 144. 6.5 kuruş AVRO 6.1050 3.8 kuruş FAİZ BORSA 21.37 0.78 puan 91.800 427 puan 10 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY IMF’den fırtına uyarısı ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1445.37 18.39 lira 215.69 2.41 lira Çarşamba 12 Aralık 2018 Küresel ekonominin yakın geleceğiyle ilgili yorum yapan IMF Başkan Yardımcısı Lipton, “Krizi önlemek için hazırlıkların tamamlanmadığından korkuyorum” dedi Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkan Yardımcısı David Lipton, küresel ekonominin üzerinde fırtına bulutlarının birikmekte olduğunu ve hükümetler ile merkez bankalarının böyle bir durumla başa çıkacak donanıma belki de sahip olmadıklarını söyledi. Lipton, Bloomberg’in düzenlediği bir bankacılık konferansında yaptığı konuşmada, “Pek çoğunuz gibi ben de fırtına bulutlarının yığıldığını görebiliyorum ve krizi önlemek için hazırlıkların tamamlanmadığından korkuyorum” dedi. Lipton bir kriz halinde politika yapıcıların baskı altında kalacaklarını ve kendilerini hiç deneyimleri olmayan durumlarda bulacaklarını belirtti. FT: 2016’dan beri en kötüsü İngiliz Financial Times (FT) gazetesi,“Türkiye’de para birimindeki kriz yüksek enflasyon oranını tetikledikten ve tüketici talebini azalttıktan sonra, 3. çeyrekte ekonomik büyüme yavaşladı. Böylece ülkenin durgunluğa girme ihtimalini artırdı” ifadesini kullandı. TÜİK, 3. çeyrek büyüme verisini yüzde 1.6 olarak açıklamıştı. FT, bunun 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ekonomiyi vurduğu 2016’dan beri en düşük büyüme oranı olduğunu yazdı. Gazete, 3. çeyrekte ekonominin çeyrek bazında yüzde 1.1 küçüldüğünü, bunun de teknik olarak ülkenin ekonomik durgunluğa girdiği şeklinde yorumlanabileceğini de ifade etti. l Ekonomi Servisi “Merkez bankaları muhtemelen hiç alışılmamış önlemleri denemek zorunda kalacaklar. Ancak ne kadar etkin olacakları bilinmediğinden, para politikasının yeterliliği hakkında endişe duymakta haklı oluruz” diyen Lipton pek çok hükümetin zaten yüksek düzeyde borçlandığına dikkat çekerek mali bir manevra alanı bulamayacaklarını ifade etti. Ticaret savaşı risk Lipton ayrıca, en acil ve en büyük riskin halen ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı oldu ğunu, IMF’nin tahminine göre eğer tehdit olarak ileri sürülen tüm gümrük vergileri uygula nacak olursa, global GSYH’nin yüzde birinin dörtte üçünün 2020 yılına kadar eriyeceğini ifade etti. Lipton, şöyle devam etti: “Bu, (dünyanın) kendi eliyle kendini vurması olur. Dolayısıyla (ABD Durgunluk cari fazla getirdiile Çin’in açıkladıkları) en ye ni ateşkesin ge rilimlerin yo ari denge, Dolar yeniden Cğunlaşması ya da yayılması 5.40 lirayı aştını önleyecek ka lıcı bir anlaşma ile sonuçlanması Dçok önemlidir.” Lipton, eğer bu ün güne yatay seyirle 5.32’den başlayan dolar/TL daha sonra yüzde 1’in üzerinde TL’deki değer kaybının ithalatı yavaşlatması ve zayıf büyümeyle üst üste üçüncü ayında da fazla verdi. Ekim de cari faz sonuç sağlana yükselişe geçti. la 2.77 milyar lar açık veren dış ticaret dengesinin bu yılın aynı ayında 799 milyon dolar fazla vermesi ve hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin bir önceki yılın aynı ayına göre 447 milyon doları artarak 3 milyar dolara yükselmesi etkili olmuştur” denildi. meler dengesinin fazla vermesine karşın yaşanan sermaye çıkışlarına dikkat çekerek “TL’deki değer kaybının belirginleştiği ağustos, eylül ve ekim aylarında finans hesabındaki sermaye çıkışı 21.3 milyar dolar oldu. Yılın ilk 10 ayındaki 27.2 milyar dolar maz ve bir ki Kur daha sonra yönünü yukarı çevi dolar, ocak 12 aylık cari işlemler açığı lık açığa ilaveten 6.5 mil litlenme mey rerek 5.40’ı gördü. Avro/TL 6.06’dan ekim döne ekimde 39.4 milyar dola yar dolarlık net sermaye dana gelirse, 6.15’e, sterlin/TL 6.70’ten 6.74’e, se minde cari ra geriledi. Doğrudan yatı çıkışı yaşandı” dedi. Yıldı küresel ekono pet kur ise 5.69’dan 5.78’e yükseldi. açık 27.17 milmide meyda Merkez Bankası’nın önceki gün açıkla yar dolar oldu. n“nssnlpöıiıanEnnyaagrk”lyeeçoyedaalnkoevil.aclooaenanmşkçmloaiambmacSiaireağrıvniısinagdneorblialPeerik/dBvyTliaiaey.LsnneDtatktasoaliaaikhnlasraimpnddır’nkeaideınenydütitaanif5ilnmrae.gıd6inczaüe4emMkn’ktyaülee.aırlrnad5skr.ıo5e3.ı .n8z4u4sde’ieçacine5mk.b6eriıli4nsyasMiiımşıınmnlıle(nedaTfirlmseaCkyeız,eankMlelbrzaidmBridarBv)hoöeaa“aeCnyrnçskıaınaka rımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre 784 milyon dolar azalarak 699 milyon dolar oldu. Ekimde portföy yatırımlarında 491 milyon dolar tutarında net giriş kaydedildi. Şekerbank Başekonomisti Gülay Elif Yıldırım, öde rım, “İlk 10 ayda 27.2 milyar dolar cari açık ve 6.5 milyar dolarlık sermaye çıkışı ile toplamda 33.7 milyar dolar finansman açığı oluştu. Bunun 18.4 milyar doları net hata noksan 15.2 milyar doları ise TCMB rezervlerinden karşılandı” dedi. l Ekonomi Servisi İhracatta teminat sıkıntısı Atalay Hisarcıklıoğlu İşçilerden yana olmaya devam Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesindeki Fransa çıkışı ile tartışma yaratan Türkİş Başkanı Ergün Atalay’a işçi, işveren, esnaf, memur örgütleri ve siyasiler sahip çıktı. Atalay’ı ziyaret eden TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Biz Ergün Bey’i ve arkadaşlarını 30 yıldır tanırız. Atalay’ı haksız, mesnetsiz meselelerde isnat etmek fevkalade yanlıştır” dedi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığındaki işveren, esnaf ve memur örgütleri temsilcilerinden oluşan heyet de Atalay’ı ziyaret etti. Ergün Atalay açıklamalarına ilişkin, “DİSK de gelecek. Yarın (bugün) saat 14.00’te de Ankara’daki bütün kâğıt toplayan, çöp toplayan çocuklar buraya gelecekler” dedi. Atalay, hükümetle ücret konusunu konuşmadıklarına işaret ederek “İşçilerden yana olmaya, Türkiye’den yana olmaya devam ederim, hiç geri vitese takmam” dedi. Ziyarete, Türkiye KamuSen Genel Başkanı Önder Kahveci’nin yanı sıra TESK ile TİSK temsilcileri de katıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da Atalay’a yöneltilen haksız ithamların Türk halkı nezdinde en ufak bir karşılığının bulunmadığını kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet Borç faizi sektörü elektriklendirdi Şehir içi elektrik dağıtım şirketleri ile devletin kontrolündeki Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) arasında faiz anlaşmazlığı patlak verdi. Habertürk’ün haberine göre, Türkiye’de, 21 elektrik dağıtım bölgesi bulunuyor. Özel sektörün işlettiği elektrik dağıtım şirketleri, EÜAŞ’tan da elektrik satın alıyor. Bazı dağıtım şirketleri, son aylarda devlete borçlarını ödemedi. Borç birikti. Tutarın, 3.54 milyar TL’ye ulaştığı belirtiliyor. EÜAŞ, dağıtım şirketlerini, “Borcunuzu ödeyin” diyerek uyardı. Ancak, borç artmaya devam ediyor. Bunun üzerine EÜAŞ, alacaklarını tahsil etmek için faiz silahını çekti. Borçlu şirketlere, amme alacaklarına uygulanan faizin 2 katı faiz uygulayacağını iletti. Bu şirketlere, yüzde 4 faiz uygulanacak. l Ekonomi Servisi TİM: İhracatçının kazanması gerekiyor. Kimse para kazanmadığı yerde durmaz Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, ihracatçının en az kayıpla sıkıntıları atlatması yönünde bankalarla toplantı yaptıklarını belirterek, ancak teminat mektuplarındaki yüksek oranın devam ettiğini söyledi. Gülle, “Her bankanın yaklaşımı farklıydı. Teminat oranlarında yüzde 2’den 4’e, 5’e hatta 6’yı bile isteyen bankalar olduğunu duyuyorduk. Ama daha sonra bunun aşağı geldiğini biliyoruz. Ama talep ettiğimiz oran olmadı. Hâlâ oranlar yüzde 1’in üzerinde” dedi. TİM Başkanı, büyümenin merkezine ihracatçının konduğunu be lirterek “Madem bu işin merkezine ihracatçıyı koyduk rekabet için para kazanması gerekiyor üstte para vermemesi lazım. Hiç kimse para kazanmadığı yerde durmaz” dedi. Öngörülebilir kur Gülle gazetelerin ekonomi yöneticileriyle yaptığı toplantıda gerek kur, gerek faiz, gerekse enflasyonun geri gelmesiyle finansal sıkıntıların aşılması yönünde kısmen rahatlama yaşadıklarını dile getirerek şu tespitlerde bulundu: 4 Türkiye’de kurun ihracatçıya zarar ettirmeyecek bir kur olması gerekiyor. Bu, 5.20 de 5.40 da daha üstü de olabilir ama neticesinde ihracatçıya zarar ettirmeyecek bir kur olmalı. İhracatçıyı koruyan kur, gerçekçi bir piyasa kuru gerekiyor. Piyasada maliyetler nerelerden maliyetleniyorsa o kurdan... Kur öngörülebilir olmalı. 4 168 milyar dolarlık ihracatın yaklaşık 25 milyar dolarının tarım ürünleri olduğunu tahmin ediyoruz. Yani burada ne buluyorsak satıyoruz çok doğru bir şey değil. Tarım ürünleri ihracatı toplam rekoltenin yüzde 10’u civarında. Burada enflasyon etkisini düşünerek bir mal satma ya da mal alma durumu yok. 4 Borsada işlem gören fir malarımızın son 10 yılda yüzde 60’ın üzerinde bir getiri sağladığını gördük. 4 Türkiye ihracatta 150 milyar dolarlık rakamlarda 5 sene kaldı. Türkiye artık, bu kadar genç nüfusuyla, bu kadar üretim gücüyle artık 2’li rakamları hak ediyor. l Ekonomi Servisi İsmail Gülle Oteller yerliye sırtını döndü Etstur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Suat Özbek, yabancı pazarların artan talebiyle otel fiyatlarında TL bazında 80’e varan artışlar olduğunu söyledi. Yerli turistin pahalılık nedeniyle Antalya yerine Ege’ye yöneldiğini belirten Özbek, en yüksek indirimlerin sunulduğu erken rezervasyon kampanyasının ilk döneminde bile misafirlerden yüksek fiyatlarla ilgili çok ciddi eleştiriler geldiğini vurguladı. Geceleme sayısı düştü Fiyatlar yüzde 80 arttı ETS’nin bir seyahat acentesi olduğu Etstur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı ha ucuz otellere yöneldiği nu ve fiyatları belirleyenin oteller oldu ni söyledi. ğunu hatırlatan Özbek, “Kur yüzde 40 sı Suat Özbek, özellik Yüksek fiyatlarla satın al arttı ama fiyatlardaki artış yüzde le Avrupa’dan Türkiye’ye ma yapan misafirlerin haliy 80’i buluyor. Bundan biz de çok yoğun talep olduğunu ve yerli turist için otellerde son dakika yer bulmanın 2019’da çok daha zor olacağını belirtti. Erken rezervasyonda taleplerin geçen yıla benzer olduğunu belirten Öz le çok ciddi bir beklentiyle otele geleceğini belirten Özbek, “Eğer bu konuda bir hazırlık içinde değilsek, otellerin memnuniyet puanlarının çok ciddi şekilde gerileyece rahatsızız ve piyasada bir domino etkisi olduğunu görüyoruz” dedi. Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu da talep yüksek olduğu için Avro bazında fiyatlarda geçen yıla kıyasla yüzde 10, TL bek, fiyat artışı nedeniyle ğinden endişe bazında yüzde 70 daha pa misafirlerin geceleme sayısını azalttıklarını ve da ediyoruz” ifadesini kullandı. Suat Özbek halı olacağını söyledi. l Ekonomi Servisi Emlakta işbirliği Hürriyet Emlak, yatırım bankası Goldman Sachs ile ortaklık gerçekleştirdi. Ortaklıkla sermaye yatırımı gerçekleştirilirken ortak yatırımlar da yapılacak. ABD dost, müttefik mi? (2) 2.Dünya Savaşı sonrası başlayan TürkiyeABD yakınlaşması, ilişkileri, görünürde bir sorun yaratmadan, 1964 yılında dönemin ABD Başkanı Lydon Johson’un İsmet İnönü’ye yazdığı mektuba, İsmet Paşa’nın “büyük bir devletle ilişkiler iri bir hayvanla yatağa girmeye benzer” yorumu ile “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır” yanıtına değin sürdü. Türkiye, Kıbrıs’ta başlayan katliamı durdurmak amacıyla çıkarma hazırlıkları yaparken, Kıbrıs semalarında Türk jetleri uçarken, L. Johson’dan “NATO silahlarını kullanamazsınız” olarak özetlenen, diplomatik nezakete uymayan mektup alındı. İsmet Paşa konu ile görüşmelerde bulunmak üzere ABD’de bulunduğu günlerde, YTP’nin (Yeni Türkiye Partisi) koalisyondan ayrılması, hükümetin istifasıyla konu tavsadı ama ülkede geniş bir kesimde ABD’nin niyetleri hakkında kuşkular ve tepkiler de arttı. 1974 Kıbrıs Harekâtı, ABD’nin Türkiye’ye karşı tutumunu, niyetini netleştirdi. ABD, Türkiye’ye karşı ambargoyu en katı şekilde uygulayan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’nin yörüngesinden çıkma olasılığının belirmesi üzerine FETÖ virüsünü ülkeye yerleştirme yanı sıra, güdümündeki kurumlar, kişiler aracılığıyla da etnik, mezhepsel sağsol çatışmalarını da fitilleyerek kargaşa ortamını da yarattı. 1970’li yılların başında ABD’nin BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) sonraları GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) olarak kapsamı genişletilen projesini uygulamaya başladığı yıllardır. Proje, Kuzey Afrika Atlantik sahilinden Türki cumhuriyetlere kadar geniş bir alanda ABD güdümünde, önce ekonomik daha sonra siyasal birlik oluşturmayı; bölgeyi ABD’nin arka bahçesine dönüştürmeyi amaçlıyordu. ABD böylece rakiplerine karşı da siyasal ve ekonomik stratejik üstünlük sağlamış olacaktı. Bölgede birliğin kurulabilmesi için gerekli koşullardan coğrafi, dil, din, kültür, örfâdet yakınlığı mevcut bulunmakla; eksik olan siyasal ve ekonomik düzen benzerliğinin, tekdüzeliğinin de oluşturulması gerekiyordu. Projenin uygulanmasında, bölge için öngörülen siyasal ve ekonomik sistemin prototipinin geliştirilmesi aşamasına geçildi. Uluslararası finansal pazarlara eklemlenmiş serbest pazar düzeni ekonomik modeli; ABD güdümünde “demokratik” ılımlı İslam düzeni de siyasal model olarak benimsendi. Projenin uygulanmasında İran ile Türkiye’nin de yörüngeden çıkma olasılığı engel oluşturuyordu. İran’ın askeri ve siyasal gücünün kırılması, Türkiye’nin de yeniden ABD’nin yörüngesine oturtulması gerekiyordu. İran engelinin giderilmesi için Irak’ın İran’a saldırması, savaşın uzun süreli olması planlandı. Ambargo ile ekonomik sorunları ağırlaşan Türkiye’de öngrülen ekonomik modelin uygulanması için uygun ortam yaratılmış olduğundan, 24 Ocak 1980 kararları ile ülkenin ekonomik bağımsızlığına son verecek politikalar uygulamaya konuldu. Askeri darbe için koşullar oluşturulduğundan 12 Eylül 1980 askeri hareketi ile de Türkiye ABD’nin yörüngesine oturtuluyor; Irakİran savaşının uzun sürmesi için Irak’a gerekli lojistik desteğin sağlanması güvence altına alınıyor, ılımlı İslam modeline geçişin de yolu açılıyordu. Postmodern darbe olarak nitelendirilen 28 Şubat girişimi ılımlı İslam modelinin uygulamaya konulması sürecinin bir aşamasını oluşturuyor, milliyetçilik genleri ağır basan devletçi Necmettin Erbakan tasfiye ediliyor; öngörülen siyasal sistemin prototipini oluşturacak AKP’nin kuruluşunun önü açılıyordu. AKP’nin iktidara gelebilmesi için siyasal koşulların yanı sıra ekonomik koşulların da oluşturulması gerekiyordu. Türkiye IMF’nin dayatması ile hazırlanan “2000 Yılı Enflasyonu Düşürme Programı” ile de ekonomik krize sokularak, ayarlanmış seçim sisteminin de katkısıyla yüzde 34 oyla, 2002 yılı sonunda iktidara AKP getiriliyordu; AKP, GOP siyasal düzeninin prototipini oluşturduğundan sayın R.T. Erdoğan’a başkanlık unvanı uygun görüldü. Asbaşkan olarak sayın RTE’den beklenen Beşşar Esad’ı ikna ederek çekilmesini sağlaması; Suriye de “demokratik” düzenin koşullarının hazırlanmasıydı. İşlevin yerine getirilememesi üzerine projenin başka yollarla gerçekleştirilmesine başvuruldu. FETÖ, Türkiye’yi ABD yörüngesinde tutmak için denetim ve tehdit aracı olarak oluşturulduğundan 15 Temmuz kalkışması ve sonuçlarını da bu açıdan değerlendirmek gerekir. ABD’nin askerlerimizin başına çuval geçirme, Muavenet muhribimize “dost ateşi” gibi gösterileri de, ne denli “dost ve stratejik müttefik” olduğunun diğer kanıtlarını da oluşturur. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle