18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 12 Aralık 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Batık kredi pazarı 41 milyara ulaştı Bankalar 2018’de 5, toplamda 41 milyar TL’lik batık kredilerini varlık yönetim şirketlerine sattı. Borç tahsilatı için bekleyen 3.5 milyon adet dosya bulunuyor Bankalar, giderek artan batık kredilerini varlık yönetim şirketlerine satıyor. Bu kredileri yaklaşık yüzde 510 bedelle satın alan şirketler, takipteki vatandaşla ra ulaşıp borçla rı icra yoluyla ya da uzun vadele re yayarak tah sil etmeye çalı EMRE DEVECİ şıyor. Varlık Yönetim Şirketleri Derneği (VYŞD) Başkanı Selçuk Tuncalı’nın paylaştığı verilere göre, banka lar 2018’de 5 milyar TL’yi aşan miktarda batık kredilerini var lık yönetim şirketlerine sattı. Son üç yıldaki satış 20 milyar TL’yi aştı. Aralık 2018 itibarıy la varlık yönetim şirketlerinin elindeki sorunlu kredi büyük lüğü 41 milyar TL’yi aşarken, sorunlu kredi dosya sayısı yak laşık 3.5 milyona ulaştı. Gazetemize konuşan Tuncalı, ekonomideki olumsuz gelişme lerin varlık yönetim şirketleri nin tahsilatlarını da olumsuz etkilediğini dile getirdi. Tuncalı’nın açıklamalarından satır başları şöyle: n Bankalar 2016’da 6.4, 2017’de yaklaşık 9 milyar TL tutarında alacak satışı yapmıştı. 2018’de bu rakam 5 milyar TL’nin üzerinde oldu. n Aralık 2018 itibarıyla varlık yönetim şirketleri tarafından yönetilen toplam portföy büyüklüğü 41 milyar TL’yi aştı. n Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından faaliyet izni verilmiş olan 20 varlık yönetim şirketi bulunuyor. n Varlık yönetim sektöründe müşterilerin borçları uzun dönemlere dayalı ödeme planlarıyla yapılandırılıyor ve müşterilerin ihtiyaçlarına, tercihlerine ve ekonomik durumlarına göre vadelendiriliyor. n Varlık yönetim şirketleri tarafından tahsilatlar, bankalar ve diğer finansal kurumlara paralel olarak çağrı merkezleri aracılığıyla ve yasal takip yoluyla gerçekleştiriliyor. Tahsilat süreçlerinde müşteriler ile iletişim konusunda sorunlar Diğer borçlar da satışa çıkabilir VYŞD Başkanı Selçuk Tuncalı, bankalardaki sorunlu krediler dışındaki alacakların da satın alınabilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirterek şunları söyledi: “Banka kredileri dışında telekom, enerji, teknoloji ve belediye alacaklarının satın alımı konusunda çalışmalar devam ediyor. Eğer bir müş terinin bankaya bor cu varsa aynı zamanda elektrik, telekom gi bi farklı kanallara borcu olma ihti mali de olduk ça yüksek olu yor. Bu anlam da temel amacı sorunlu kredile rin yapılan dırılarak tahsil Selçuk Tuncalı edilmesi ve ekonomiye kazandırılması olan ve en önemlisi BDDK tara fından denetlenen bir sektör olan varlık yönetim sektörünün bu alanda hizmet sunabilmesi büyük önem taşıyor. Sektör yurtdışında da böyle çalışıyor.” yaşanabiliyor. n Satışa konu edilecek tahsili gecikmiş alacak portföylerinin satış tutarları da kredi türlerine, teminat yapılarına ve makro ekonomik koşullara göre değişiyor. n 2018 yılında gerçekleştirilen satışların yaklaşık üçte ikisi bireysel kredilerden, geri kalan kısmı ise KOBİ/ticari portföy kredilerinden oluşuyor. 3.5 milyon dosya n Halihazırda 3.5 milyona yakın dosya VYŞD üyesi şirketler tarafından yönetiliyor. VYŞD üyesi şirketler, bugüne kadar bankalar tarafından varlık yönetim şirketlerine devredilen toplam alacakların yüzde 80’ini temsil ediyor. VYŞD üyesi şirketler tarafından 800 binin üzerinde dosya çözüme kavuşturuldu. n Süreç şöyle işliyor: Bankalar ortalama 23 yıl hukuki takipten sonra tahsil edemedikleri dosyalardan oluşan tahsili gecikmiş alacak portföylerini ihale yoluyla varlık yönetim şirketlerine temlik ediyor. Tedbirli olmaya devam Erol Bilecik Erol Bilecik TÜSİAD: Seçim ekonomisiyle kaybederiz Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, yerel seçimlerin ekonomik etkisine ilişkin, “Seçim ekonomisi başlarsa Türkiye’de bir 3 ay daha kaybetmiş oluruz. 3 ay yaptıklarınız size bir yıl, 2 yıl kaybettiriyor çoğu zaman” diye konuştu. Bilecik, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin toplantısında yaptığı konuşmada, ekonominin kendi içindeki adımlarının iyi atıldığını ancak yetmediğini vurgulayarak “Yetmesi için bir parametrenin daha devreye girmesi gerekiyor. Bu da uluslararası ilişkiler. ABD, AB ülkeleri, doğuya kadar olan komşularımız ile ilişkiler nezakete dayalı olmalı ama menfaatı daha fazla kollanması gereken ilişki yönetimi olmalı” dedi. Geleceğin şekillenmesi noktasında gençlere güvendiklerini dile getiren Bilecik, umudu yeşertenlerin bugünkü gençler olduğunu dile getirdi. l Ekonomi Servisi Raif Dinçkök hayatını kaybetti Kimya, enerji, tekstil, gayrimenkul sektörlerinde faaliyet gösteren Akkök Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Raif Dinçkök, dün 74 yaşında vefat etti. 1944’te İstanbul’da doğan Dinçkök, yükseköğreniRaif Dinçkök mini Aachen Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümünde tamamladı ve iş hayatına 1969’da Akkök Holding’te başladı. Holding bünyesinde Akmerkez gibi gayrimenkul yatırımları, Aksa gibi sanayi tesisleri bulunuyor. Kanser tedavisi gördüğü öğrenilen Dinçkök’ün cenazesi bugün öğle vaktinde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek. l Ekonomi Servisi Sermaye maliyetlerinin yükseldiğine dikkat çeken Sabancı Holding Üst Yöneticisi Mehmet Göçmen, 2019 yılına temkinli hazırlandıklarını vurguladı Serkan Ülgen Yakup Doğan Cahit Erdoğan Şubeye gitmeden müşteri OLMA dönemi Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, mobil uygulamaları sayesinde Türkiye’de ilk defa “Görüntülü İşlem Asistanları” aracılığı ile şubeye gitmeden banka müşterisi olma imkânı getirdiklerini açıkladı. Bu yeni hizmetten yararlanmak için öncelikle Yapı Kredi Mobil’in, iOS işletim sistemine sahip telefonlara indirilmesi gerekiyor. Bunun üzerinden başvu ru formunun doldurulması sonrasında, kullanıcılar istedikleri zaman görüntülü işlem asistanına bağlanıyor ve kimlik doğrulaması sağlanıyor. Akabinde müşteri beyan formu kurye yoluyla kullanıcılara gönderiliyor. Islak imza sonrası ise tüm süreç tamamlanıyor. Geleceğin bankacılık dünyasını bugünden inşa ettiklerini belirten Doğan, Yapı Kredi Mobil’in Türkiye’yi son 2 yılda 35 inovatif fonksiyonla tanıştırdığını söyledi. Yakup Doğan, “Bu ve benzeri çalışmalarımız neticesinde dijital bankacılık müşterilerimizin sayısı son iki senede yüzde 70, mobil bankacılık müşterilerimizin sayısı ise yüzde 207 oranında arttı. Bunun yanında, nakit dışı işlemlerde dijital kanallarımızın payı yüzde 96’ya yükseldi” dedi. l Ekonomi Servisi Sabancı Holding Üst Yöneticisi Mehmet Göçmen, 2019’un ekonomik gündemini yorumlarken “Tedbirli olmaya devam edeceğiz. Yatırımlarımız da sürecek” dedi. Holding şirketlerinden Bimsa’nın dönüştürülmesiyle kurulan dijital platform SabancıDx’in tanıtım toplantısında soruları yanıtlayan Göçmen, 2018’in ise iki ayrı yıl olduğunu, ikinci yarıda enflasyonun arttığını, TL’nin değer kaybettiğini, büyümenin azaldığını hatırlattı. “Sermaye maliyetinin bu kadar yükseldiği bir ortamda tüm iş alanlarımızı kapsayacak yeni bir kurgunun içindeyiz” vurgusu da yapan Göçmen, şöyle devam etti: “Sabancı Topluluğu olarak, geçmişte Türkiye’nin sanayileşmesinde üstlendiğimiz liderliği, en az sanayi devrimi kadar güçlü olan bu dönüşüm çağında da sürdüreceğiz. SabancıDx, Türkiye’nin dijital dönüşümünde rol model olacak. Dijital dönüşüm projesinde nihai olarak Türkiye dışında ortaklıklarla ya da tek başına yeni markalar yaratma stratejisi var.” Göçmen ayrıca, Türkiye’nin geçmiş ekonomik modellerden umduğunu tam bulamadığını, orta gelir tuzağından çıkmak için dijital dönüşümü ıskalamamak gerektiğini, dünya ile ilişkileri güçlendirilmiş yeni bir modele ihtiyaç olduğunu ifade etti. l Ekonomi Servisi Mehmet Göçmen ‘İZBAN’da TCDD inisiyatif almalı’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, devam eden İZBAN greviyle ilgili, “Bütün kurumların finans sıkıntısı yaşadığı bir süreçte, yüzde 22 zam, fedakârlıkla verilen bir zamdır. İşçi arkadaşlarımın, bir an evvel yeniden çalışmaya geçmesini diliyorum” yorumunu yaptı. TCDDİzmir Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla kurulan İZBAN’da örgütlü Demiryol İş Sendikası’yla sürdürü len toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, önceki gün grev başlamıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi Toplantısı’nda grevle ilgili konuşan Kocaoğlu, gelinen süreçte özellikle TCDD’nin inisiyatif alması gerektiğini belirterek “Herkes zammın tarifini başka yapar. Benim zam tarifim; 1 yıl içinde ikramiyesiyle birlikte ne alıyordu? 100 lira mı alıyordu? Sözleşme başladı ğından itibaren 122 lira alacak. Sendikacı arkadaşlar 40 tane formül üretir. Onların mesleği, işi bu! Bugüne kadar ne biz, ne İZBAN, ne TCDD tarafı ‘şu zammı verdik’ diye konuşmadık. Sendikacı arkadaşlar ise böyle bir tavır aldı. Kendilerini aşan sözler söylediler. Biz İZBAN olarak, ortağımızla birlikte verebileceğimiz maksimum zammı yaptık. Geri kalan kısım sendikaya aittir” yorumunu yaptı. l İZMİR ekonomi 11 Küresel ısınma tehdidi Küresel ısınma ve iklim değişikliği tehditlerine karşı uluslararası düzeyde en önemli birlikteliklerden birisi olan Taraflar Toplantısı 24. kez Katoviçe’de toplandı. İlk haftanın sonunda dünya çevre hareketi, Uluslararası Enerji Ajansı’nın yeni öngörüleriyle sarsıldı: Küresel karbon emisyonları yıllık artış hızı 2017’deki yüzde 1.7’lik toplam artıştan sonra daha da hızlanmış ve 2018’de yüzde 2.7’ye sıçramıştı. Oysa 20142016 arası küresel emisyonlar toplamı neredeyse sabit düzeyde kalmış; bu da 2015 Paris Toplantısı’nda verilen “sözlerin” yerine getirilmekte olduğu ve küresel ısınmanın durdurulabileceği güvenini yaratmıştı. Yeni yayımlanan veriler bu umutların, küresel kapitalizmin gerçekleriyle bağdaşmadığını vurgular nitelikte. HHH Sanayi devriminden bu yana fosil yakıtların yakılması sonucu insan eliyle gerçekleşen karbondioksit (CO2) ve diğer sera gazı atıklarının atmosferde yoğunlaşmasının gezegenimizin sıcaklığında ortalama 1 derece artışa neden olduğunu; önlem alınmaz ise de yüzyılın sonuna kadar bu artışın ivmelenerek süreceğini ve gezegenimizin iklim deseninin kalıcı olarak değişime uğrayacağının bilimsel olarak kanıtlandığını biliyoruz. Çevre bilimcileri, söz konusu tehdidi önleyebilmek için yüzyılın sonuna değin gezegenimizin yüzey sıcaklığındaki artışın en fazla 1.52 0C derece ile sınırlandırılması gerektiği uyarılarını dile getirmekte. Bunun için ise sanayi devrimi öncesinde, 280 ppm (parts per million: her bir milyon molekül içinde CO2 eşdeğer molekülü) düzeyinde olduğu tahmin edilen atmosferdeki CO2 düzeyinin, maksimum 450 ppm düzeyinin altında tutulması gerektiği biliniyor. Dolayısıyla gezegenimizin sıcaklığını bu düzeyde tutabilmek için bundan böyle CO2 ve diğer sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması gerekiyor. Bilim insanları söz konusu sınırı karbon bütçesi diye tanımlıyorlar. Hesaplamalara göre 20C derece ile tutarlı karbon bütçesi 2.9 trilyon ton karbon dioksit olarak belirlenmiş. Sanayi devriminden bu yana söz konusu karbon bütçesinin 1.9 trilyon tonluk bölümünün harcandığı; geri kalan 1 trilyon tonluk bütçenin de tedbir alınmaz ise önümüzdeki otuz sene içerisinde tüketileceği öngörülmekte. Sıcaklık artışının en fazla 2 0C ile sınırlanması Paris Anlaşması’nda tüm uluslar tarafından ulaşılması gerekli ortak hedef olarak kabul edilmiş durumda idi. Bu hedef uyarınca ülkeler kendi ulusal katkı paylarını belirlemiş ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne sunmuşlardı. +2 0C sınırının bir hedef olarak gözetilmesinde fikir birliği oluşmasına karşın, bu hedefin nasıl gerçekleştirileceğine dair çok farklı, hatta uzlaşmaz nitelikte görüşler süregelmekte. Yani soru “Ne Yapmalı?” noktasında düğümleniyor. Ana akım (neoliberal) görüşten olan iktisatçılar söz konusu hedefin sağlanması için çoğunlukla “piyasa aletlerine” başvurulması gerektiğini önermekteler. Bunun için bir karbon ticareti piyasasının kurulması ve karbondioksidin küresel düzeyde bir fiyatının oluşturulması gerektiğini savunmaktalar. Böylelikle havayı “çok kirletenler”, “daha az kirletenlerden” söz konusu fiyattan karbon emisyonu hakkı satın alacaklar ve böylelikle toplam emisyonların artışı “piyasanın kuralları aracılığıyla” engellenmiş olacaktır. Ancak şu ana değin bu yönde yürütülen çabalar işlevsel bir karbon piyasasının geliştirilmesini ve karbonun gerçekçi bir fiyatının oluşmasını sağlayamadı. Bu konudaki en büyük sorunun aslında piyasa mekanizmasının gene kendisi olduğu görülmekte. Zira, başta finansal derecelendirme kuruluşları olmak üzere, spekülatörler ve fosil yakıtların teşviklendirilmesinden kazanç sağlayan ulus ötesi tekeller söz konusu karbon fiyatının rekabet koşulları altında gerçekleştirilmesi önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Buna ek olarak, bir yandan ABD’nin miktar kolaylaştırması (QE) aracılığıyla dünya para piyasalarına sunduğu olağandışı likiditenin kendisini nemalandıracak bir spekülasyon alanı arayışı, diğer yanda Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulması planlanan yıllık 100 milyar dolar tutarındaki temiz kalkınma fonu, finansal spekülatörlerin başını döndürüyor. Internet balonu ve emlak ve konut köpüklerinden sonra, uluslararası finans şebekesi ve ulus ötesi tekeller “iklim değişikliği ile mücadele” görüntüsü altında soluduğumuz havayı ticari bir mal haline dönüştürerek, piyasanın inişli çıkışlı dalgalanmalarından spekülatif çıkarlar bekliyor. Bu doğrultudaki kısa dönemci başıboş kararlar ise özünde uzun dönemli stratejik bir sanayileşme ve enerji planlaması gerektiren çevre kirliliği sorununu içinden çıkılmaz bir dengesizliğe sürüklüyor. Aslında sorunun özünde karbon kirliliğinin bir “piyasa tökezlemesi” olduğu ve çevre kirliliğinin yarattığı maliyetleri karşılayacak bir fiyatın piyasa sistemi içerisinde dengelenemeyeceği yatıyor. Amerikalı ünlü coğrafyaiktisatçısı David Harvey’in deyişiyle “iklim değişikliğinin maliyetleri gözeten bir karbon fiyatı gerçekten uygulansaydı, kapitalizm çoktan iflas ederdi.” Kapitalizmin her ne pahasına da olsa daha çok kâr ve daha fazla tüketim çılgınlığına dayalı toplumsal örgütlenmesi, küresel ısınma tehdidine karşı mücadele önündeki en önemli engel olarak gözüküyor. Aklımıza Marx’ın ünlü sözü geliyor, “Kuşkunuz olmasın ki, darağacında asacağımız en son kapitalist, kendisini asmak için kullanacağımız ipi bize satıyor olacaktır”. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle