19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Münih’te erteleme Almanya’nın en büyük ikinci havalimanı olan Münih Havalimanı’nın 3. pist ile genişletilmesi 2023 yılına EKONOMİ kadarertelendi. DOLAR 5.4130 1.1 kuruş AVRO 6.1670 3.2 kuruş FAİZ 22.48 0.62 puan 8 [email protected] TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İndirim TL’yi eritecek BORSA 95.947 1824 puan ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1431.78 10.79 lira 213.97 1.76 lira Salı 6 Kasım 2018 Moody’s’e göre ÖTV ve KDV’deki son indirimler Türkiye’nin mali gücünü zedeleyecek. Kredi notu açısından da negatif etkileri ortaya çıkabilir Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, dün Türkiye’yi özellikle belli sektörlerdeki ÖTV ve KDV indirimlerinin sonuçları konusunda uyardı. Bir kredi görünüm raporu yayımlayan ve Türkiye ile ilgili değerlendirmeler yapan Moody’s, vergi indirimlerinin tüketimi geçici olarak artıracağını, buna karşın TL üzerindeki baskıyı yeniden canlandırma riski bulunduğunu vurguladı. Moody’s’in değerlendirmesinde, “İç talebi canlandırmak Türkiye’nin makroekonomik yeniden dengelenmesini yavaşlatabilir. Vergi indirimleri Türk Lirası kurunda aşağı yönlü trendi yeniden canlandırabilir ve hali hazırda güçlü olan enflasyonist baskıları ateşleyebilir. Vergi indirimlerinin geçici olmaları nedeniyle hükümet bütçesi üzerinde negatif etkisinin olmasını beklemiyoruz, ancak ekonomiyi resesyondan çıkarmak için daha büyük mali teşvik tedbirleri getirilmeye çalışılması problemli olabilir” ifadesini kullandı. Mali gücü zedeler Moody’in açıklamasının detayları şöyle: 4 Vergi indirimleri ilgili sektörlerde enflasyonu gelecek iki ayda düşürecek ancak manşet enflasyon üzerinde çok etkisi olmayacak. 4 Türkiye’nin mali gücünün kademeli olarak zedelenmesi riski bulunurken, vergi indirimleri mali teşvikin gelecekte potansiyel olarak daha gevşek bir mali duruşa işaret etmesi nedeniyle kredi notu açısından negatif etkileri olabilir. 4 Cari açığın yeniden dengelenmesi, aşırı ısınan ekonomide sakin seyrin önemli bir işareti. Cari açığın ortadan kaldırılması, gelişmekte olan piyasalara giderek daha az miktarda ve pahalı sermaye girişleri olduğu bir ortamda ülkenin dış finansman ihtiyaçlarını azaltıyor. 4 Vergi kesintilerinin geçici nitelikleri nedeniyle hükümetin bütçesinde algılanabilir bir olumsuz etkisi olacağına inanmasak da, ekonomiyi resesyondan kurtarmaya yönelik geniş çaplı mali teşvik tedbirleri sorunlu olacak. l Ekonomi Servisi Dijital dönüşüm Brand Week’te Türkiye pa zarlama ve ileti şim en düstrisi ni dünya nın çeşitli yerlerinden fikirlerle buluş tur mayı hedefleyen Brand We ek İstanbul’da bu yıl Türk iş dünyasının dijital dönüşümü ve geleceği konuşulacak. 9 Kasım’a kadar Zorlu PSM’de devam edecek olan Brand Week İstanbul, EMEA Bölgesi olarak nitelendiri len Avrupa Kıtası, Ortadoğu ve Güney Afrika’yı içine alan birçok ülkede, iş ve marka lar dünyası buluşması olarak biliniyor. Bu yılki teması ‘Sı nır Tanımayan Fikirler’olan etkinlikte dijital dönüşümün yanı sıra marka ve fikirleriy le ülke sınırlarını aşan isimler ağırlanacak. 2018 onur ko nuğu Şener Şen olacak. l Ekonomi Servisi Turkcell’den 5G işbirliği Turkcell, canlı 5G deneyimi için Samsung Electronics Türkiye ile işbirliğine gitti. Samsung’un 5G Sabit Kablosuz Erişim Teknolojisi ile kendi sundukları altyapı aracılığıyla 5G’nin Türkiye’de ilk kez deneyimlendiğini aktaran Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Türkiye’nin bu alanda söz sahibi olması gerektiğini belirtti. “Tüm çabalarımız, teknoloji tüketen değil üreten ülke olabilmek için” diyen Terzioğlu, “Bu yönde yapılan tüm yatırım ve işbirliklerini çok önemsiyoruz” dedi. Samsung Electronics Türkiye Başkanı Dae Hyun Kim ise, işbirliğini, 5G teknoloji birikimlerinin Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturulması bakımından önemsediklerini kaydetti. l Ekonomi Servisi Konkordato sırası Eser’de RicardoRicardo ColliColli başta olmak üzere ShamdanShamdan, VanotteVanotte, SpencoSpenco gibi perakende markalarıyla ayakkabıcılık sektörünün ihracatçı firmalarından olan Eser Ayakkabıcılık mahkemeye başvurarak iki iştiraki de dahil olmak üzere konkordato talebinde bulundu. Mahkeme, talebi kabul ederek 3 ay geçici mühlet verdi. 10.500 m2 kapalı alanda günlük 2.500 çift ayakkabı üreten firmanın Türkiye genelinde 500 bayisi ve 400 çalışanı bulunuyor. İtalyan teknolojisi ile üretim yapan Eser Ayakkabıcılık üretiminin yüzde 35’ini başta Hollanda, Almanya, İtalya, İngiltere olmak üzere 26 ülkeye ihraç ediyor. l Ekonomi Servisi ABD ile İran krizi altı ay ertelendi ABD’nin İran’a yönelik yeni yaptırımları başladı. Petrolde Türkiye dahil sekiz ülkeye altı aylık geçici muafiyet tanıdı ABD, İran ile 2015’te yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’ın petrol, bankacılık ve taşımacılık sektörlerine yönelik yaptırımları tekrar başlattı. Ancak Türkiye dahil 8 ülkeye petrol konusunda geçici muafiyet tanıdı. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, şunları vurguladı: “Hazine’nin İran’a yönelik emsali görülmemiş finansal baskıyı başlatması istikrar bozucu faaliyetlerinde temelden değişikliğe gitmedikleri sürece finansal tecridin artacağı ve ekonominin yavaşlayacağını net bir şekilde İran rejimine göstermiş olmalı.” ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları 700’ü aşkın kişi, kurum, bankalar ve iştirakleri ile uçak ve gemileri kapsıyor. Mnuchin ile açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran’ın petrol ihracatını hedef alan yaptırımlardan aralarında Türkiye’nin de bulunduğu sekiz ülkenin altı ay geçici muafiyet aldığını söyledi. İran’ın en büyük petrol müşterilerini oluşturan sekiz ülke Türkiye, Çin, Hindistan, Güney Kore, İtalya, Yunanistan, Japonya ve Tayvan. Böylece Türkiye açısından geçen yıl İran’dan yapılan 7.5 milyar dolarlık ithalatın yaklaşık 6 milyar dolarını oluşturan ve içinde ham petrolün de yer aldığı mineral yakıtlar ithalatı için geçici muafiyet sağlanmış oldu. ABD yönetiminin kararlarını resmen açıklaması öncesi yaptırımlar konusun ABD Hazine Bakanı Mnuchin (Sağda) ile Dışişleri Bakanı Pompeo (Solda) sekiz ülkeye muafiyet tanındığını açıkladı. İran, 2017 verilerine göre 3.3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin 11’inci büyük pazarı durumunda. Türkiye’nin ihracatındaki payı ise yüzde 2.1. Yaptırım listesi yayımlandı ABD Hazine Bakanlığı, İran yaptırımlarının ikinci paketi kapsamında ambargo uygulanacak 700’ü aşkın kişi, kurum, uçak ve geminin isimlerini yayımladı. Bakanlığın sitesinde yayımlanan listede, 300’den fazla İran vatandaşı, enerji taşımacılık sektörlerinde faaliyet gösteren 100’den fazla kurum ve 200’ün üstünde gemi, 50’si İranlı bankalar olmak üze re 70 finans kuruluşu, İran Havayolları ve 67 uçağı da yer aldı. Yaptırım uygulanacak bankalar arasında İran İhracat Kalkınma Bankası, Bank Melli, Arian Bank, Future Bank, Ghavamin Bank, Bank Sepah, Endüstri ve Maden Bankası, Post Bank, Bank Tejarat, Ayendah Bank, EuropaischIranische Handelsbank AG ve Day Bank öne çıktı. İran Ulusal Petrol Şirketi’nin de eklendiği listede, İran İslam Cumhuriyeti Gemicilik Şirketi (IRISL), İran Ulusal Tanker Şirketi (NITC) ve kontrol ettikleri 211 gemi ve ilişkili oldukları 65 özel ve tüzelkişiye de ambargo uygulanacağı bildirildi. Valfair, Hafez Darya Arya, Safiran Payam Darya isimli taşımacılık şirketleri de IRISL ve NITC’nin iştirakleri oldukları gerekçesiyle yaptırım listesine alındı. l AA da hem Türkiye hem dünyadan çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Bu kapsamda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “İran enerjide Türkiye için önemli bir ülke” derken, Halkbank ile ilgili beklentisinin olumlu olduğunu, konuyu yakından takip ettiklerini belirtti. Avrupa Birliği, Fransa, Almanya ve İngiltere ABD’nin İran’a karşı yaptırımları yeniden uygulamaya başlamasından üzüntü duy duklarını ve Tahran ile ticaret yapan Avrupalı şirketleri koruyacaklarını açıkladılar. ‘ABD cezalandırılmalı’ İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise yaptırımların iyi bir şekilde kırılması gerektiğini belirterek “Amerikalılara, İran’ın büyük ulusuyla zor, baskı, yaptırım ve tehdit diliyle konuşmaması gerektiğini net bir dille anlatmalıyız; ABD cezalandırıl malı” dedi. İran’ın BM Daimi Temsilcisi Gholamali Khoshroo, BM Genel Sekreteri Antonio Gutteres’e yazdığı açık mektupta, ABD’nin yaptırımlarına karşı birlik olunması çağrısı yaparak “ABD’nin sorumsuz davranışları, uluslararası toplumun, hukuk düzenini yeniden tahsis edebilmek amacıyla kolektif olarak yanıt vermesini gerektiriyor” ifadeleri yer aldı. l Ekonomi Servisi Enerjide sorunlar büyüyor Özellikle son dönemde döviz kurundaki dalgalı hareket nedeniyle artan maliyetler ve enerjiye yatırım yapanların dolara dayalı borçları, bu sektördeki sorunları büyütüyor. Bu konuda her gün yeni örnekler ortaya çıkıyor. Bu kapsamda dün KAP’a bir açıklama yapan Alarko Holding’in bağlı ortaklığı Altek Alarko Elektrik, bi lanço aktifinde yer alan Kırklareli ilinde kurulu Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı’nda ekonomik sebeplerle en az 1 yıl boyunca elektrik üretimi yapılmayacağını duyurdu. Açıklamada bu durumun şirketin faaliyet sonuçları üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını vurgulandı. 2005 yılında inşa edilen bu santral 82 MW kurula güce sahip. Geçen ayın sonunda da Zorlu Enerji, bünyesindeki iki gaz dağıtım şirketi ile bazı RES santrallarının bir kısmı veya tamamının satışı için yetkilendirme yapmıştı. Geçen temmuz ayında da Bereket Enerji Grubu, 4 milyar dolar borcunu yapılandırmak için bankalarla görüşmelere başlamış, şirketin iki HES yatırımını satacağı iddia edilmişti. l Ekonomi Servisi Hali peşkeş çekecekler Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın yeni Hal Yasası ile, hallerin yapişletdevret modeliyle profesyonel bir şirket tarafından yönetilmesi planına Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör’den tepki geldi. Güngör, “Şirketlerin değil bağımsız yapıların olması lazım. Ortada bir şirket varsa ülkeyi, üreticiyi ve tüketiciyi daha büyük sıkıntılar bekliyor demektir. Amaç, halleri şirketlere peşkeş çekmek” dedi. Yeni yasanın konunun paydaşlarının görüşlerinin de alınarak hazırlanması gerekliliğine dikkat çeken Güngör, “Tarımın paydaşlarından akıl almıyorlar. ‘Dediğimiz dedik, öttürdüğümüz düdük’ diyorlar. Bizleri çağırsınlar” dedi. l OZAN ÇEPNİ / ANKARA Doğu Anadolu ve emperyalizm Doğu Anadolu’nun kalkınması ve sorunların çözümü ile ilgili düşüncelere devam edelim. Bu konu üstüne Amerikalı ve AB üyesi ülke diplomatları ile uluslararası ortamlarda konuştuk. Hemen hiçbirisi bölgenin kalkınması, sanayileşmesi, tarım üretiminin arttırılması, toprak reformu yapılması, şeyhlik, ağalık gibi ortaçağ toplumsal ilişkilerinin bitirilmesinin önemini vurgulamadılar. Buna karşılık hemen tamamı; anayasadan Türklük tanımı kaldırılsın, Türkiyelilik üst kimlik olsun. Yerel yönetimlerin gücü arttırılsın, federatif bir yapıya geçilsin dedi. Her ülke için, ayrı ayrı, “peki sizde bu niye böyle” deyince, “ama bizde farklı” diyerek konuyu kapatmayı tercih ettiler. Türk kimliği Ben size onlara verdiğim cevapları yazayım. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Bu tanımı Mustafa Kemal Atatürk yapmış. Tanım açık. Etnik bir temele dayanmıyor, vatandaşlık bağını ortaya koyuyor. Ve ulus devlet yaratıyor. İlginç olansa onun inanılmaz öngörüsü. Çünkü o, başımıza gelecekleri bilir gibi bu tanımı yaptıktan 60 yıl sonra 1980’lerde küreselleşme başlıyor. Ulus devlet bitti, artık tek bir dünya var, onun da tek hâkimi Amerika deniyor. Ve bunu hayata geçirebilmek için silahlı, silahsız her türlü operasyon başlıyor. Bu bağlamda 1991’de Yugoslavya ve Sovyetler Birliği parçalanıyor. Ardından birinci ve ikinci Irak işgalleri ve ABD kontrolünde bir terör bölgesi oluşturulması geliyor. Turuncu devrim denemeleri, Libya ve en son Suriye. Sıranın Türkiye ve İran’a gelmesi için çalışıldığı görünüyor!.. Bu bağlamda, anayasadan Türk kimliğini çıkartalım diyenler, ikinci cumhuriyetçiler, yetmez ama evetçiler ve üniter yapı yerine federatif yapıyı önerenler ile PKK/ PYD terör örgütüne 18 bin TIR silah verenler arasındaki ilişkiler dikkat çekiyor... Peki 18 bin TIR silahı terör örgütüne verenlerle Türkiye’de kimi siyaset yapanların fikirleri nasıl bu kadar örtüşüyor?.. Atatürk’ün altı ilkesinden birisi olan Milliyetçilik, tecrübelerle sınanarak ortaya konmuştur. Mali özerklik nedir? Gelelim şu ekonomi çarklarının hiç dönmediği bölgede özerklik işine. Devletin en büyük gelir kaynağı topladığı vergilerdir. Devlet bu topladığı vergileri bir havuza koyar, oradan illerin ihtiyaçlarını karşılar. 2012 yılında, GaziantepKilis hariç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki 21 ilden tahsil edilen vergi geliri, toplam gelirin sadece yüzde 1.8’i. Buna karşılık aynı yıl içinde bu 21 ilimize ayrılan bütçe payı toplamın yüzde 16’sı. Yani bu iki bölge Türkiye bütçesine 1 koyup 8 alıyor. Örneğin Hakkâri, bütçeden yapılan her 100 TL’lik harcamaya karşın 2.3 TL’lik katkıda bulunurken Tunceli 10.4 TL, Şırnak 11.8 TL, Bingöl 14.2 TL’lik katkıda bulunuyorlar. Karşılaştırma açısından bakılınca İstanbul bütçeden yapılan her 100 TL harcamaya karşın 780 TL, İzmir 400 TL katkıda bulunuyor. Vergi gelirlerine konabilen katkı, bölgenin ekonomik olarak ne derece geri kaldığını çok net olarak ortaya koyuyor. Hal böyleyken federatif yapı hangi sorunu çözecek? Özerk olduğu için bütçeye katkı koymayacak ama tabii bütçeden de hiçbir katkı alamayacak olan özerklik isteklileri, bölgede yaşayan vatandaşın hizmetlerini hangi parayla karşılayacak? Siyaset, sorunları belirleme ve bu sorunlara çözüm bulma sanatıdır. Bizde siyaset ne sorunu görebiliyor, ne çözüm üretebiliyor. Devletçilik Türkiye için de bu bölge için de çare, planlı kalkınmadır. Devlet bu bölgede mutlaka öncü rolü üstlenecek, bütüncül bir kalkınma planı ile tarım ve hayvancılığı canlandıracak, tarım sanayiini kuracak, buna entegre ara eleman eğitimini sağlayacak. Bölgenin eksiği çok ve kapsamlı olduğu için çıkartılan teşvikler özel sektörü yatırım yapmaya ikna etmiyor. Haksız da değiller. Bu derece büyük, üretimeğitimulaşımpazarlamanın iç içe geçtiği entegre bir planı sadece devlet uygulayabilir. Atatürk’ün Devletçilik ilkesi tam da bu sorun için ortaya konmuştur. GAP’ı planladık ama uygulayamadık… 8 Kasım Perşembe Uludağ Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nun davetlisi olarak Bursa’da “Çare Kalkınma” konulu bir konferans vereceğim. KISA KISA... l Manheim Auctions ve Cox’un, Borusan Manheim’da birlikte sahip olduğu ve şirketin sermayesinin yüzde 50’sini temsil eden 110 bin payın, Borusan Grubu’nca kurulacak bir şirket tarafından satın alınması amacıyla Rekabet Kurulu’na başvuruda bulunuldu. l Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait Gökçeada Kuzu Limanı’nın, “işletme hakkının verilmesi” yöntemiyle 36 yıllığına özelleştirilmesi için ihale ilanına çıkıldı. İstekliler tekliflerini 21 Aralık 2018’e kadar verebilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle