28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 14 Kasım 2018 AB Şehit UZMAN ÇAVUŞ son yolculuğuna uğurlandı PKK’li teröristlere yönelik operasyonların sürdüğü Şırnak’taki Gabar dağında şehit olan 2 askerden biri olan 24 yaşındaki Uzman Çavuş Ünal Olgun, dün son yolculuğuna uğurlandı. Şehit Olgun’un naaşı önce memleketi olan Bursa’nın Gürsu ilçesi İstiklal Mahallesi Aşık Veysel Caddesi’ndeki evine götürüldü. Şehidin annesi Güleser, babası Asım Olgun ayakta durmakta güçlük çekerken, eşi Ceylan Olgun ise hayat arkadaşının tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Şehidin yakınlarından fenalık geçirenler oldu. Görev yeri Bingöl’den geçici görevle Şırnak’a giden Uzman Çavuş Ünal Olgun’un 3 yaşında Mesut ve 5 yaşında Ceren ismin PKK’DEN SALDIRI: 3 İŞÇİ YARALANDI Hakkari Çukurca’da yol çalışması yapan sivil işçilere PKK’lı teröristlerce füzeli saldırıda bulunuldu. Saldırıda yaralanan 3 işçi, helikopterlerle Hakkari Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İşçilerin tedavisi sürüyor. Hakkari Valiliği teröristlerin yakalanmasına yönelik operasyonların devam ettiğini açıkladı. l DHA deki çocukları babalarının kepini taktı. Şehit, Gürsu Merkez Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Gürsu Mezarlığı’nda toprağa verildi. l İHA paraların peşinde AB, Suriyeli sığınmacılar için Türkiye’ye gönderdiği 3 milyar Avro tutarındaki yardımın akıbetinden endişeli. AB Sayıştayı, 1.1 milyar Avro’nun nereye harcandığını bulamadı HÜSEYİN HAYATSEVER Avrupa Birliği (AB) Sayıştayı, AB’nin Suriyeli sığınmacılar için harcamak üzere Türkiye’ye gönderdiği yardımın nasıl harcandığını denetledi ve denetleme sonuçlarını dün yayımladığı raporla duyurdu. Raporda, Suriye krizinin başından beri Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara önemli miktarda destek sağladığı vurgulanırken AB’nin Türkiye ile 2016’da vardığı sığınmacı mutabakatı kapsamında Türkiye’ye verdiği 3 milyar Avro’nun krize tam çare olamadığı belirtildi. Raporda, “Denetlenen projeler, sığınmacılara yardım sağladı, birçoğu sonuç verdi ancak bu projelerin yarısı henüz beklenen sonuca ulaşmadı” denildi. AB Sayıştayı üyesi Bettina Jakobsen, Türkiye’ye verilen sığınmacı yardımının 1.1 milyar Avro’sunun nereye harcandığının takip edilemediğini söyledi. AB Sayıştayı denetçilerinin örneklem olarak 458 milyon Avro tutarındaki 10 insani yardım projesini denetledi. Raporda, AB’nin Suriyeli sığınmacılar için tahsis ettiği yardımın kullanılması için yapılan projelerin onda dokuzunun süresinde tamamlanamadığı tespiti yapıldı. ‘Bilgi paylaşılmadı’ AB Sayıştayı denetçilerinin denetleme için AB kurumları, uluslararası kuruluşlar, yardım dernekleri ile Türkiye’de birçok bakanlık yetkilileriyle görüşmeler yaptığı belirtilirken Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı’nın, denetçilerle bilgi paylaşmayı reddetikleri belirtildi. Raporda şu ifadeler yer aldı: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, denetlemenin konu su olan Sosyal Uyum Yardım Programı (ESSN) ve Şartlı Eğitim Yardımı Programı’nın (CCTE) da aralarında bulunduğu mali yardım projelerinden kimlerin yararlandığını gösteren veri tabanına erişmemize izin vermemiştir. Bunun sonucunda, kayıt aşamasından ödeme aşamasına dek bu programlardan kimin yararlandığını takip edememiş bulunmaktayız. Denetim usulleri kapsamında ve denetim hakları uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan her iki yardım programının bilgilerine erişim talebinde bulunduk. Bu talebimiz red dedildi ve sadece BM uygulayıcı ortaklarının elinde bulunan kimlik bilgilerinin saklı tutulduğu verilere ulaşabildik. Nihayetinde, bu iki proje çerçevesinde sığınmacılara yapılan yardım ödemeleri üzerinde bir denetleme yapamadık.” ‘1,1 milyar Avro nerede?’ AB Sayıştayı üyesi Bettina Jakobsen, Türkiye’ye verilen sığınmacı yardımının 1.1 milyar Avro’sunun nereye harcandığının takip edilemediğine işaret ederek “Paranın [Suriyeli] sığınmacılara gittiğini görüyoruz an ERDOĞAN ‘VERECEKSENİZ VERİN’ DEMİŞTİ Sığınmacı mutabakatı uyarınca AB’nin Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar Avro, Türkiye ile AB arasında uzun süre polemik konusu olmuştu. AB’nin 3 milyar Avro’yu doğrudan ödeme yerine projeler yoluyla vermesi hükümetin eleştirisine yol açmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan o dönem “Biz size yılda 3 milyar Avro vereceğiz dediler. Bu parayı vermediler. Bu parayı sen benim bütçeme vermeyeceksin. Oradaki mazlumlara, sığınmacılara gidecek. Vereceksen ver” demişti. AB, 2016’da tahsis edilen 3 milyar Avro’ya ek olarak ikinci 3 milyar Avro’luk tutarın Türkiye’ye verilmesini bu yılın haziran ayında onaylamıştı. cak bu paranın tamamının sığınmacılara gittiğini kesin olarak söyleyemiyoruz. Burada bir risk var” dedi. Jacobsen, Türk makamlarının, hangi sığınmacılara ve kurumlara yardım yapıldığı bilgisini Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu gerekçe göstererek AB Sayıştayı ile paylaşmayı reddettiğini, AB Sayıştayı için çalıştığı üç yıl boyunca ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını belirtti. AB Sayıştayı, Avrupa Komisyonu’na, hangi kurumlara ve sığınmacılara yardım yapıldığını paylaşması için Türkiye’ye baskı yapması tavsiyesinde bulundu. l ANKARA Göçmenlere köylüler sahip çıktı Yunanistan polisi, iddiaya göre ülkelerine yasadışı yollardan giren Yemen ve Filistinli bir grup dövüp, üzerlerindeki kıyafetleri çıkartıp eşyalarını da aldıktan sonra Merih Nehri üzerinden Türkiye’ye gönderdi. Önceki akşam, Edirne’nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kiremitçi Salih köyünde, köylüler arazide gezerken göçmenleri çıplak halde buldu. Vücutlarında darp izleri bulunan göçmenleri, köy kahvesine götürüp soba başında ısınmalarını sağlayan köylüler, evlerinden yiyecek ve kıyafet de getirip göçmenlere verdi. Göçmenler, daha sonra jandarmaya teslim edildi. Kiremitçi Salih Köyü Muhtarı Zeki Ateş, “Vücutlarında darp izleri vardı. Ne olduğunu sorduğumuzda Yunanistan polisinin dövdüğünü söylediler. Biz giysi verdikten sonra jandarmaya haber verdik ve jandarma göçmenleri alıp götürdü” dedi. l EDİRNE/DHA Sendikacıya silahlı saldırı DİSK’e bağlı Lastikİş Sendikası Başkanı Abdullah Karacan, tartıştığı işçi tarafından kendi silahıyla öldürüldü. Olayda iki sendikacı da yaralandı DİSK’e bağlı Lastikİş Sendikası’nın Genel Başkanı Abdullah Karacan, Sakarya’nın Arifiye ilçesindeki lastik fabrikasında işçilerle görüşürken, tartıştığı işçi tarafından kendi tabancasıyla öldürüldü. Olay dün saat 12.00 sıralarında meydana geldi. Karacan, fabrikanın bahçesindeki sendika temsilciliğinde fabrikada çalışan işçilerin sorunlarını dinledi. İddiaya göre, fabrikadaki çalıştığı kısımdaki yeri değiştirilmek istenen Sedat U., Karacan ile görüştüğü sırada öfkelendi ve Karacan’ın belinde bulunan tabancayı çekip aldıktan sonra art arda ateşledi. Karacan ile yanındaki işyeri temsilcisi Osman Bayraktar ve Lastik İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Mustafa Sipahi, kanlar içinde yere yığıldı. Sedat U., olay yerinden koşarak kaçtı. 112 Acil ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Karacan, burada yapılan tüm müda OMUZLARDA TAŞINMIŞTI 22 Şubat’ta toplu iş görüşmelerinde anlaşmaya varılmasının ardından yüzde 12 zam alan işçiler İzmit’te bir lastik fabrikasının önüne açıklama yapAbdullah Karacan mak için gelen Abdullah Karacan’ı omuzlarda taşıyıp meşaleler yakmıştı. haleye rağmen kurtarılamayarak, yaşamını yitirdi. Olayda yaralanan Bayraktar ve Sipahi’nin tedavisi ise sürüyor. Saldırgan Sedat U. ise bindiği taksi ile kaçmak isterken, polis ekipleri tarafından yakalandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 4 çocuk babası Karacan’ın cenazesinin, yarın İzmit’te toprağa verileceği belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet KURTULUŞ ARI TUTUKLU AİLELERİ: İŞÇİLER DEĞİL SORUMLULAR YARGILANSIN 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, Gaziosmanpaşa Adliyesi önünde tutuklu 3. havalimanı işçileri ve sendikacılar için basın açıklaması yaptı. “Haklarını isteyen işçiler değil suçunu itiraf eden sorumluları yargılayın” pankartı açılırken grup adına açıklama yapan İnşaat İş Yönetim Kurulu Üyesi Tezcan Acu, “İGA’ya bağlı şirketlerin patronları, yatakhane, yemekhane ve servislerdeki sorunlardan haberdar olmadıklarını belirterek suçlarını itiraf ettiler. Şantiyede sağlıksız ve kötü koşullar devam ediyor” dedi.Tutuklu işçilerin aileleri “İşçiler değil, sorumlular yargılansın” dedi. 5 Aralık’ta Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde yapılacak duruşmaya da katılım çağrısı yapıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 9 Ah o Yemen’dir! Son günlerde kanlı haberlerin geldiği ülkelerden biri Yemen. Hint Okyanusu’yla Kızıldeniz’in çevrelediği Yemen’deki güncel ve görünen sorun şu: Suudi Arabistan ve Batı koalisyonunun desteklediği Hadi yönetimi yanlılarıyla İran’ın desteklediği Husiler arasındaki iç savaş kıyasıya sürüyor. 28 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 40’ı Şii, yüzde 60’ı Sünni. Mezhep ayrılığı bununla kalmıyor. Şiiler, Zeydi kolundan, Sünnilerse Şafi kolundan.  İş, ayrılıklar üretmek olunca sonu gelmiyor. Bu iki mezhebin çatışmasıyla alevlenen iç savaşta en çok çocuklar ölüyor. Zira, açlık ilk onları vuruyor. HHH Bu güncel haberleri biraz kazıyınca altından 150 yılı aşan bir “paylaşılamayan Yemen” çıkar.  Yemen, Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Kahire’ye girmesinden sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı. 1870’te Osmanlı’ya yönelik büyük isyanlar başladı. Neden 1870’te? Çünkü 1869’da Süveyş Kanalı’nın inşası tamamlandı, Akdeniz’le Kızıldeniz, devamında Hint Okyanusu birleşti. Dönemin sömürgeci ülkeleri Yemen’i kontrol etmenin şart olduğunu görüyordu. İmam Yahya’nın liderliğinde başlayan Osmanlı’ya isyan kaç cana mal oldu? Bu soruya araştırmacılar şu ironik yanıtı verir: Sayı tam olarak bilinmiyor. Çünkü tarih, gerçeği söylemekten ürküyor! Osmanlı’nın sadece Yemen için kurduğu 7. Ordu’da 300 bin kadar şehidimizin olduğu tahmin ediliyor. Yemen gezimde ortaokul öğrencisi Şerif’le konuşurken sormuştum: Türklerle ilgili öğrendiğin bilgi var mı? “Evet” deyip devam etmişti: “Öğretmenimiz söyledi; Yemen’in bir adı da makbarat al Etrek. Yani Türkler Mezarlığı!” 1914’te fiilen, 1918’de resmen Osmanlı toprağından çıkan Yemen, 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca da Kuzey Yemen ve Güney Yemen olarak ikiye bölündü.  İki Yemen, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra 90’lı yılların ortasında birleşti. O birleşme de bugünkü birleşme! HHH Yemen, dünyadaki yedi önemli su yolundan birini kontrol edebilecek topraklarda. O yüzden de küresel ve bölgesel güçler rahat bırakmıyor. Hint Okyanusu’nu Kızıldeniz’e bağlayan Bab el Mandap Boğazı’nın bir yanı Yemen, bir yanı Somali ve Cibuti. Onlara da huzur haram. Sözünü ettiğimiz yedi su yolundan sadece İstanbul ve Çanakkale boğazlarının iki yakası aynı ülkeye ait. Bu da Mustafa Kemal’in 9 Eylül 1922’den sonra adım adım 1936’daki Montrö Antlaşması’na kadar sürdürdüğü diplomasi mücadelesinin ürünüdür. Mustafa Kemal Atatürk, sadece savaşın değil barışın da kahramanı olduğunu en çok boğazlar konusunda kanıtlamıştır.  Stratejik önem öyle bir şeydir ki, kullanabilirseniz büyük bir güç olur, kullanamazsanız bir o kadar büyük yük olur. Atatürk, bir yandan bugünkü nankörlerin her fırsatta saldırdığı devrimleri gerçekleştirirken bir yandan da dünya devlerini boğazlardan atıyordu.  Amerkan arşivlerinde Montrö Antlaşması için şu not vardır: “Sıcak bir savaş olmaksızın yapılmış ilk su yolu antlaşması...” Bunu emperyalist bile görür de uşağı görmez! DİSK VE KESK ÖNCÜ OLDU Emekçiler 5 ilde alanlara çıkıyor Emek örgütleri, yaşanan ekonomik krizin faturasını yurttaşların sırtına yüklemek isteyen AKP iktidarına tepki amacıyla alanlara çıkıyor. DİSK ve KESK öncülüğünde 5 ilde gerçekleştirilecek bölge mitinglerinin ilki, 17 Kasım’da İzmir’de yapılacak. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve KESK üyeleri, dün Tarihi Kemeraltı girişinde dağıttığı bildirilerle, yurttaşları mitinge katılmaya çağırdılar. Ekim ayı enflasyon verilerine dikkat çeken Gezen, şunları söyledi: “Görüyoruz ki, emekçilerin ücretleri her geçen gün eriyor. Bununla birlikte MemurSen’in imza attığı toplu sözleşmeden kaynaklı kaybımız yüzde 8’in üzerinde. Yoksulluk ve açlık sınırının çok yüksek olduğu bir ortamda emekçiler, yalnızca biyolojik olarak hayatta kalabilecek kadar para kazanabiliyorlar. Ama buna karşı sermayeye sürekli vergi afları ve benzeri teşvikler geliyor. AKP’nin sınıfsal tercihleri ortadadır. Biz bunun karşısında iş güvencemize yönelik saldırılara, düşük ücretlere karşı, yoksullaşmaya karşı alanlara çıkma kararı aldık. Kemer sıkma politikalarını emekçilere dayatıyor. İlki 17 Kasım’da gerçekleştirilecek olan 5 bölgesel mitingin ardından Ankara’da merkezi miting yapacağız.” Cumartesi saat 13.00’da Cumhuriyet Alanı’nda toplanılıp mitingin yapılacağı Gündoğdu Alanı’na yürüyüş gerçekleştirilecek. l İZMİR / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle