19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PTT Afrin’e gidiyor DOLAR PTT, Suriye’de bu kez terör örgütü YPG/PKK’den temizlenen Afrin ilçe merkezinde EKONOMİ şubeaçmayahazırlanıyor. 5.4960 4.6 kuruş AVRO 6.1990 5.4 kuruş FAİZ 19.98 1.11 puan 10 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yatırım sürdürülemez BORSA 92.708 1263 puan ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1423.63 8.9 lira 212.59 1.19 lira Çarşamba 14 Kasım 2018 İSO Başkanı Bahçıvan, “Enflasyon ve faizleri makule getirmemiz gerek” derken, batık kredi miktarı temmuz itibarıyla 81.6 milyar liraya çıktı Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlar son günlerde daha çok dillendirilirken, bunların verilere etkisiyle ilgili de sürekli yeni örnekler açıklanıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, temel sorunların altında, finansal istikrardan uzak olmanın yattığını belirterek, “Enflasyon bütün kötülüklerin anasıbabası. Başarı liginde oynayacaksanız, enflasyonu gündeminizden çıkarmanız gerekiyor. Burada biraz sabıra ihtiyacımız var. Ardından da faizlerin dengeye oturması gerek. Geriye doğru bir gidiş görmekteyiz ama bunun rekabet edebilir faiz oranı olduğunu söylemek mümkün değil” dedi. Bahçıvan, bu faiz oranlarıyla mevcut yatırımları bile sürdürmenin mümkün olmadığını da ifade ederek “Bu yüzden mutlak suretle enflasyon ve faizleri, finansal istikrarın çizgisi içinde makule getirmemiz gerek” dedi. Bahçıvan ayrıca, dışarıdan Türkiye’yi rahatlatacak maliyetli fon akışının henüz sağlanamadığını vurguladı. 2.6 trilyon kredi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi ise ge çen temmuz itibarıyla baş ta bankalar tüm finans ku ruluşlarının kullandırdığı nakdi kredilerin 2017 Tem muz’una göre yüzde 26 arta rak 2 trilyon 585 milyar lira ya ulaştığını açıkladı. Krediler geçen haziran ayına göre yüzde 3.1 art tı. Batık kredi (tasfiye olu nacak alacak) miktarı ise 2017’nin aynı ayına göre yüzde 14.6, geçen hazira na göre yüzde 1.7 artarak 81.6 milyar liraya çıktı. Ba tık kredilerin toplam kredi lere oranı ise yüzde 3.1. Yi ne krediler kapsamında bi reysel kredi kartı borçla rı 2017’nin aynı ayına göre göre yüzde 14.4, geçen ha zirana göre 2.7 artarak 99.1 milyar liraya çıkarken ba tık kredi kartı oranı yüzde 6 oldu. Kişi başına ortalama kredi kartı borcu da 3 bin 927 liraya çık tı. Bu geçen yılın aynı ayında 3 bin 661 liraydı. Birey sel krediler kapsa mında konut, ih tiyaç kredi leri artar ken taşıt kredileri azaldı. l Erdal Bahçıvan Ekono mi Ser visi 30.7 milyon kişi kredi aldı TBB’nin açıklamasına göre geçen temmuz itibarıyla 30.7 milyon kişi 566.7 milyar liralık bireysel kredi kullandı. Ortalama kredi miktarı 18 bin 488 lira. Şehirler bazında bakıldığında en yüksek batık bireysel kredi oranı yüzde 4.7 ile Adana’da. Bu ili yüz de 4.5 ile Batman, yüzde 4.4 ile Diyarbakır izliyor. İstanbul’daki oran ise yüzde 3.6. Adana, batık kredi kartı oranında da yüzde 9.1 ile ilk sırada. Bu ili yüzde 9 ile Diyarbakır, yüzde 7.8 ile Gaziantep izliyor. Öte yandan batık konut kredisi borcunda yüz de 0.8 ile Mardin, taşıt kredisinde yüzde 6.8 ile Karaman ve ihtiyaç kredisinde yüzde 6.7 ile Diyarbakır ilk sırada yer aldı. TBB’nin verilere göre ayrıca geçen temmuz ayında 106 bin kişi ilk defa kredi kartı kullanırken 155 bin kişi ise ilk defa ihtiyaç kredisi kullandı. Krizi gizleme çabası Çoğunluk Katarlıya geçti Boyner Perakende’nin Katarlı ortağı Mayhoola For Investments, şirketin yüzde 11.27’sini 117 milyon liraya alarak, şirketteki payını yüzde 42.68’den yüzde 53.95’e çıkardı. Borsa İstanbul’da işlem gören Boyner Perakende hisseleri, satış kararının açıklanmasının ardından yüzde 13 değer kazandı. Boyner Perakende’den KAP’a yapılan açıklamada, 13 Kasım’da Mayhoola tarafından, satıcı sıfatıyla İstanbul Portföy Ark II Serbest Fon adına hareket eden İstanbul Portföy Yönetimi ile bir pay alım ve satım sözleşmesi imzalandığı belirtildi. Öte yandan, Hindistan’ın çimento lideri şirketlerinden Dalmia Bharat, Yıldız Holding bünyesindeki Kümaş Manyezit’e 500 milyon dolara talip oldu. l Ekonomi Servisi Erhan Topaç Model bağımlı ve kırılgan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nce (TSPB) düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşan TSPB Başkanı Erhan Topaç, “Mevcut cari açığımızın yüksek olması ve yurtiçi tasarruflarımızın seviyesi büyümenin finansmanında yeterli olmadığı için yurtdışından tasarruf ithal ediyoruz” dedi. Topaç, bu durumun Türkiye’yi dış kaynağa bağımlı ve büyüme modelini kırılgan hale getirdiğini söyledi. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, mevcut fonlama yapısı yerine öz kaynak ağırlıklı fonlama modellerinin kaçınılmaz olduğunu aktardı. l Ekonomi Servisi AKP, ekonomik kriz nedeniyle artan konkordato ilanlarını zorlaştırmak için yasa önerisi verdi. Hükümet böylece ekonomi rayında imajı verecek EMİNE KAPLAN AKP’nin konkordatoları zorlaştırmak için verdiği yasa önerisine göre, firmaların konkordato talebinde bulunabilmesi için gereken belgelere “makul güvence denetim raporu” eklenirken; mahkemelerin konkordato için görevlendirilecek komiserlerin seçimi yeni kriterlere bağlanacak. AKP’li milletvekillerince, TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa önerisinde şu düzenlemeler öngörülüyor: n Abonelik sözleşmesine dayalı faturalardan kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takipleri, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi bünyesinde oluşturulacak Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapılacak. Alacaklı avukatı, icra takibini başlatmak için MTS’de yer alan takip talebini dolduracak. n Konkordato talebine eklenecek belgeleri düzenleyen İcra İflas Yasası’nın 286. maddesinde değişiklik yapılıyor. n Mahkeme, geçici mühlet Resmi rakamlara göre 356 firma konkordato ilan etti. kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirecek. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak ge rektiğinde 3 komiser de görevlendirilebilecek. n Komiserler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden seçilecek. Listeye kayıt için Adalet Bakanlığı tarafından izin verilen kurumlardan alınacak eğitimin tamamlanmış olması zorunlu olacak. n Konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına doğrudan karar verilmesi için gerekli koşullar arasına “borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiğinin anlaşılması” kriteri eklenecek. n Türk Ticaret Yasası kapsamında konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olacak. l ANKARA Vodafone’dan büyük yatırım Nisaneylül 2018 dönemine ait ilk yarıyıl sonuçlarını açıklayan Vodafo ne Türkiye, servis gelirini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.6 artırarak 5.2 milyar liraya çıkardı. Colman Deegan Şirketin, 201819 mali yılının ilk yarısında Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr’ı (FAVÖK) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.9 artışla 1.5 milyar TL’ye yükseldi. Vodafone Türkiye’nin FVÖK’ü ise yüzde 40.4 artış ile 720 milyon TL’ye çıktı. 23.7 milyon abone 4.5G ve fiber altyapı alanına odaklı yatırımlarına devam eden Vodafone Türkiye’nin mali yarıyıl yatırımları bu dönemde 670 milyon TL ola rak gerçekleşti. Vodafone Türkiye’nin mobil abone sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 563 bin net abone artışı ile rekor seviye olan 23.7 milyona yükseldi. Vodafone’un 4.5G abone sayısı da mali yarıyıl sonu itibariyle 14 milyonu aştı. Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Colman Deegan, “Vodafone olarak, Türkiye’nin potansiyeline olan inancımız ile yatırımlarımızı sürdüreceğimizin altını çizeriz” dedi. l Ekonomi Servisi İngiltere ile AB Brexit’te anlaştı İngiliz yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, İngiltere ile Avrupa Birliği (AB) Brexit metni konusunda anlaşmaya vardı. Daha önce de yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamada, metin üzerinde teknik düzeyde anlaşma sağlandığı belirtilmişti. İngiltere Başbakanı Theresa May’in anlaşmanın şartlarını görüşmek üzere bugün kabineyi toplanacağı bildirilmişti. Toplantıda anlaşma metni bakanların onayına sunulacak. l AA KAGİDER’den ‘Düş Ortağım’ programı Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) 1825 yaş arası kadınların düşlerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için “New World Program” desteğiyle “Düş Ortağım” eğitim platformu kurdu. Platformda kadınlar bilgi lerini artırmalarına ve kariyerlerini ilerletmelerine yardımcı olacak çeşitli kaynaklara ulaşabilecekler. Portalda ‘Zaman Yönetimi’, ‘Sosyal Girişimcilik’, ‘Teknoloji ile Güçlenmek’ ve ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ eğitimleri verilecek. Bitlis’te duvar işçisine yük treni çarptı Bitlis’in Güroymak ilçesinde demiryolunda yük treninin çarpması sonucu 1 işçi hayatını kaybetti. Alınan bilgiye göre olay, Güroymak ilçesi yakınlarında meydana geldi. Kışın çığ gelmesini engellemek için demiryolunda du var örme çalışması yapan işçilerden Semih Kaya’ya yük treni çarptı. Çarpma sonucu ağır yaralanan Kaya, Güroymak Devlet Hastanesine kaldırıldı. İşçi hastanede yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. l İHA Süreğenleşen ekonomik durgunluk İktisat gözlemlerle, istatistiksel yöntemlerle doğrulanmış neden sonuç ilişkisi kurulan, geçerli tutarlı kuralları, yasaları olan bir bilim dalıdır. İktisatta belli nedenler göstergeler, belli sonuçları doğurur. Nedenler, göstergeler doğru algılanırsa, sağlıklı öngörülerde bulunularak önlemler zamanında alınabilir, gerekli politikalar izlenebilir. Bilecenlerin ekonomik başarı anlattıkları, övündükleri, övgüler yağdırdıkları dönemde, elverişli gözüken koşulların geçici olduğu, açıklamaların sağlıklı, geçerli dayanağının olmadığı, makro ve mikro düzeyde risklerin oluştuğu, ekonominin krize sürüklendiği, durgunluğun uzun süreli olacağı öngörülmüş, ifade edilmiş; ancak herkesin ekonomi hakkında “derin bilgisi” olduğundan kamuoyunda yankı bulmamıştı. Göstergelerin yönü politika yapıcıları tarafından doğru algılanamamış TÜİK ve TCMB etkisi taşıyan büyüme ve enflasyon rakamları gerçekmiş gibi sunulmuş, oluşan riskler görmezden gelinmiş, ancak ekonomide neden sonuç ilişkisi geçerli olduğundan kaçınılmaz yazgı gerçekleşmiş, ekonomi uzun süreli durgunluğa girmiştir. Geçen 20012’ye, 2009 krizlerine bakılarak bu sürecin kısa süreli olacağı beklentisi, koşulların değişmesi, artan makroekonomik riskler, ekonomide temizlenmesi gereken tortuların birikimi nedeniyle akılcı değildir. Dünya 2000’li yılların başlarından kriz belirtilerinin netleşmeye başladığı 2007 yılı ortalarına değin refah dönemi yaşamıştır. Fiyat ve finansal istikrar içinde üretim sürekli artmış, ekonomik büyüme hızlanmış, ticaret gelişmiş, işsizlik azalmıştır. Dünya ekonomisinde gelişmeler tüm ülkelere olumlu şekilde yansımış, ülkemiz de yararlanmıştır. Yalnız dış etkenler değil ekonomimizin iç koşulları da 20012 krizini aşmaya elverişliydi. İç ve dış borç stokumuz; iç borç stokumuz 150 milyar TL, dış borç stokumuz 130 milyon USD olarak günümüz düzeyine göre çok düşüktü; tüketici kredileri 6.5 milyar TL dolayında olup, hanehalkının “Borç / Gelir oranı” sorun yaratacak düzeyde değildi; finans sektörü dışı reel sektörün mali yapısı günümüze göre daha güçlü, fınansal riskleri daha azdı; kamunun özelleştirme alalamasıyla satılacak varlık birikimi vardı; IMF ile yapılan kredi anlaşması dış yatırımcılara yeşil ışık yaktığından, ülkeye yabancı sermaye girişi başlamıştı. Ancak günümüzde, 20027 döneminin elverişli iç ve dış ekonomik koşulları mevcut değildir. 2009 krizinin kısa süreli olmasında dış koşullar etkili olmuştur. Gelişmiş ekonomiler durgunluktan çıkmak, deflasyona sürüklenmemek, belirli bir düzeyde enflasyon yaratabilmek için düşük hatta negatif faiz uygulamasıyla izledikleri genişletici para politikası, dünyada likidite bolluğu yaratmış, gelişmekte olan ülkelere, ülkemize de kısa süreli, spekülatif amaçlı da olsa sermaye akışına yol açmıştı. Sermaye girişi, ülkenin dış borçlarının artmasına, kuruluşların aşırı borçlanmasına, iç üretimin yerini ithal mallarının almasına, imalat sanayiinin montaj sinayiine dönüşmesine yol açarken, kurların ve faizin düşük kalmasına, genişleyen cari işlemler açığının fonlanmasına da olanak vermişti. 2009 krizinin kısa sürede geçiştirildiği izlenimini veren dış koşullar günümüzde geçerli değildir. Artan dış borçlarımız kredi değerliliğimizi düşürürken, uluslararası finansal piyasalarda borç verme hoşnutsuzluğu da yaratmış, buna politik faktör de eklendiğinde ülkemizin elverişli koşulla dış kaynak bulması zorlaşmış, dış kaynak maliyeti artmıştır. İç ve dış borcu artan, banka ve banka dışı kesimin mali yapısı boz ulan, hanehalkının borç yükü artan, kamu mal varlığı azalan, fiyat balonları oluşan, bütçe açıkları büyüyen, sürekli cari işlemler açığı veren, kredi değerliliği azalan, dünyanın en kırılgan ekonomileri aras ında yer alan ekonomimizin durgunluktan çıkışı sancılı olacağı gibi, sürecin uzun süreli olması da beklenmelidir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle