15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 milyon dolarlık çay ihracatı Türkiye’den yılın 9 aylık döneminde 2 bin 35 ton çay ihraç edilerek, karşılığında 8 milyon 309 bin EKONOMİ dolar gelir elde edildi. Rize, 4 milyon 258 bin dolarlık ihracatla ülke genelinde ilk sırada yer aldı. TİM’den Kadın Konseyi Birkaç ay önceki toplu fotoğrafında tek kadın olduğu için eleştirilen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Kadın Konseyi oluşturdu. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Kadın ihracatçı sayımızı artıracağız” dedi. Pazar 7 Ekim 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Avrupa’yı besliyordu 11 dünyaya muhtaç oldu Son 10 yılda 27 milyon dekar tarım arazisinin ekilmekten vazgeçildiği Türkiye’de ambarlar Rusya, Almanya, Fransa ve Ukrayna’dan gelen buğdayla doluyor Neredeyse her gün yeni bir tarım ürününün daha ithal edildiği haberle ri sıradan hale geldi. Ne yazık ki, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’yı besleyecek kadar buğ dayı olan ülkenin tahıl ambarla rı fare girmişcesine ya boş ya da dünya nın dört bir yanın dan gelen hububat la doluyor. Türki OLCAY BÜYÜKTAŞ ye, 2000’li yılların başında bile tarımda hâlâ kendine ye ten birkaç ülkeden biri iken yal nız 15 yılda en önemli kalemlerde bile ithalat yapar hale geldi. Yerli üretim de ithal girdiler nedeniyle ucuzlayamıyor. Çok ekmek tüketmekle ünlü ül kede özellikle bu yıl buğday itha latının gittikçe artması tarımda ol duğu kadar gıdaya erişimde de ile ride yaşanacak sorunlara işare te ediyor. Odaklandığımız tarım istatistik leri ve görüşüne başvurduğumuz uzmanların verdiği bilgiye göre durum hiç parlak değil. Kriz seneye Bu yıl yalnız Türkiye’de değil dünyada da buğday üretimi düştü. Düşüşün en büyük nedeni kuraklık. Buğdaydaki küresel düşüş 42 milyon ton. Dünya buğday üretimi 758 milyon tondan 716 milyon tona geriledi. Stoklar devreye girdi. Böylece de fiyatlarda hızlı bir artış gündeme geldi. Bu da ithala tın bedelinin ağırlaşacağı anlamına geliyor. Mazot yüzde 400 arttı Ancak Türkiye, tarihinde görülmemiş oranda bir üretim düşüklüğüne imza attıyor. Çünkü 2002’den bu yana buğdayın dövize bağlı girdilerinden mazotta yüzde 404, ürede yüzde 510, besi yeminde yüzde 539’luk artış gündeme geldi. Su fiyatları bile sürekli yükselirken ürün fiyatında göstermelik artışlar yaşandı. Zarar eden çiftçiler, birer birer buğday ekiminden vazgeçmeye başladı. Çiftçi, son 10 yılda 27 milyon dekar tarım arazisini ekmekten vazgeçti. 500 bin hektarlık bir alanda buğday ekimi yapılmıyor. Oysa ekim alanlarının tamamında üretim yapılsa, buğday sorunu diye bir şey olmayacak. Bu arada dünya tahıl üretminin dörtte üçü gelişmiş ülkeler tarafından üretilirken, en çok tüketenler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler. Türkiye buğdayın ana vatanı ve en çok tahıl üreten ülkeler arasında 12. sırada. Makarnalık buğdayın yüzde 8’ini Türkiye üretiyor. 13.4 milyar dolar Türkiye’nin 2002’den bu yana yılda ortalama 4 milyon 100 bin ton buğday ithal etti. AKP hükümetleri döneminde yani 20032018 OcakHaziran döneminde toplam 49 milyon 401 bin ton buğday ithal etti, toplam 13 milyar 444 milyon dolar ödeme yapıldı. Buğdayda tehlike büyüyor, arsalar ranta açılıyor Çiftçi Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu’ya göre, buğdayda üretim alanlarının daha da daralacağı öngörülüyor. n Buğday alanı 10 yılda 9.3 milyon hektardan 7.5 milyon hektara geriledi. Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 10, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 15 ve Ege Bölgesi’nde yüzde 10 daha azalacak. n Çünkü kıyı bölgelerinde mısıra ve pamuğa verilen destek artıyor. Bir de kıyı bölgeleri ranta açılarak turizm, maden ve enerji şirketlerine yer açıldı. n Küresel iklim değişikliği de üretimi zorlamaya başladı. Tarım istihdamı da düştü CHP Milletvekili Orhan Sarıbal tarımdaki istihdam yapısına dikkat çekti: n AKP’nin gelişinden bu yana Türkiye’nin nüfusu 17 milyon arttı. Buna karşılık tarımdaki istihdam oranı yüzde 35’ten yüzde 19’a düştü. n 2002’de toplam çalışan nüfus 21 milyon 354 kişi iken, tarımda çalışan kişi sayısı 7 milyon 458 kişiydi. n 2017 sonu itibarıyla nüfus 80.8 milyon, toplam çalışan sayısı 28 milyon 189 bin kişi, tarımda çalışan kişi sayısı 5 milyon 464 bin kişi, tarımın toplam istihdamdaki payı ise yüzde 19.3. İthalat artık cesaret ister Sorunu kolay yoldan ithalatla çözmeye çalışan hükümete, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’dan uyarı var. Döviz kurlarının geldiği noktada tarımda ithalat yapmanın “artık cesaret isteyeceğine” dikkat çeken Bayraktar, tarım, hayvancılık ve balıkçılıkta, 2017’de yapılan 9 milyar 50.5 milyon dolarlık ithalatın TL karşılığının 32 milyar 984.6 milyon lira olduğunu, bu ithalatın 17 Ağustos 2018 kuruyla 54 milyar 350.1 milyon lirayı bulduğunu söyledi. Ekili alan hızla azalıyor Ziraat Mühendisleri Odası’nın 2018 yılı Buğday Raporu’na göre Türkiye’de 2000 yılında 9.2 milyon hektar alanda buğday ekimi yapılırken, 2017 yılında bu rakam 7.7 milyon hektara indi. n 2010’da köy nüfusu yüzde 23.7 iken, 2017’de yüzde 7.5 oldu. n TÜİK verilerine göre Türkiye 2016’da 20.6 milyon ton, 2017’de de 21.5 milyon ton buğday üretti. Aynı yıllarda sırası ile 4.22 milyon ton ve 4.99 milyon ton buğday ithal etti. 2018’in ilk yarısında 2.9 milyon ton buğday ithalatı yapıldı. Dövizle kiraya bol istisna Kur, ikinci el araç piyasasını vurdu Dövizdeki dalgalanma nedeniyle ikin ci el araç piyasasının durma noktasına geldiğine dikkat çeken Samsun İkinci El Otomobilciler Derneği Başkanı İbrahim Kınık, “Dolarda her gün yaşanan değişkenlik belimizi büktü. Faiz oranları sürekli artıyor. Esnafın ne araç alacak gücü kaldı ne de satacak. Araç fiyatları aşırı derecede yükseldi. Vatandaşın da alım gücü yok. Bir an önce döviz sorununu çözmemiz gerekiyor. Yoksa durum çok vahim” diye konuştu. l İHA Vodafone’dan ‘Ailem güvende’ uygulaması Akıllı ebeveyn kontrol uygulaması ‘Ailem Güvende’, Vodafone Vitrin’in portföyüne katıldı. Uygulama, ailelere çocuklarının gün içinde nerede olduğunu ve güvende olup olmadıklarını takip etme imkânı sunarken içerdiği Yapay Zekâ teknolojisi sayesinde çocukların endişe, korku, öfke gibi ruh hallerini de tespit edebiliyor. Yeni Ford Trucks FMax yollara çıktı ‘2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY)’ ödüllü Ford Trucks’ın yeni çekicisi FMAX pazara sunuldu. Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Serhan Turfan, “Türkiye’de sıfırdan geliştirip ürettiğimiz yeni çekicimiz, Türkiye’nin üretim, ticaret ve ihracat potansiyeline yeni bir güç katacak” dedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, TL’ye çevrilecek dövizle kira ve satış sözleşmelerinde birçok istisna getirdi. Kurda kritik tarih 2 Ocak Fırınlarda kapanma tehlikesi İstanbul’daki fırıncılar, maliyetleri arttığı halde zamlı ekmek satamadıkları için kapanmanın eşiğine geldi. Fırıncı Turgay Sarıhan, “Un fiyatları çok zorluyor. İstanbul’da bugün 3 bin 300 olan fırın sayısı, sene sonuna kadar binlere düşer” dedi. Fatih’te fırıncı lık yapan Yılmaz Gür ise, “200 gram bir ekmeğin maliyeti şu anda 85 kuruş. 1.25 TL’den satıyoruz. Fırıncının dönebilmesi için 1.50 TL olması şart. Unlara zam olmasın biz de ekmeğe zam yapmayız” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Enflasyonun hesabı kesildi Döviz artışı ve birbiri ardına gelen zamlarla son 15 yılın rekorunu kıran enflasyon, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı Enver Taştı’yı görevinden etti. Taştı’nın yerine Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Enerji Bakanlığı döneminde birlikte çalıştığı Yinal Yağan getirildi. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, kulislerde bu ani görev değişikliğinin yüksek çıkan enflasyondan kaynaklandığı konuşuluyor. l Ekonomi Servisi MUSTAFA ÇAKIR Hazine ve Maliye Bakanlığı, dövizle kira ve satış sözleşmelerinin TL’ye dönüştürülmesine dair istisnalar getirdi. Döviz sözleşmelerinde bedeller TL olarak yeniden belirlenirken anlaşma sağlanamazsa 2 Ocak 2018 tarihli kur dikkate alınacak. O tarihten bedelin yeniden belirlendiği tarihe kadar olan süredeki enflasyon artışı da rakama yansıtılacak. Dövizle sözleşme yasağına getirilen istisnalar özetle şöyle: 4 İhracat, transit ticaret ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan sözleşmeler. Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan ve yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan elektronik haberleşme. 4 Gemilerin inşası, tamiri ve bakımı. 4 Donanım ve yazılımlar. 4 Gemilere ilişkin finansal kiralama. 4 Yurtdışı ve yurtiçinden sağlanan krediler kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing). 4 Bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri. 4 Sermaye Piyasası Yasası kapsamında sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükler. 4 Yabancıların Türkiye’deki şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 50 ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketlerin taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri. l ANKARA Tehlikenin farkında mısınız? 2 Geçen yazıda dış borç 467 milyar dolara, TL bazında krediler ise toplam 2 trilyon 140 milyara çıktı demiştim. Şimdi son 10 ayda neler oldu, ona bakalım. 14 Aralık 2017’de Merkez Bankası resmi politika faizi yüzde 8’di. 14 Eylül 2018 itibarıyla yüzde 24’e yükseldi. On ay içinde yüzde 300’lük bir faiz artışı ile karşı karşıya kaldık. Bankaların uyguladığı kredi faiz oranları ise bunun çok üstünde. Bugün gelinen faiz oranı ile Venezüella ve Arjantin’den sonra dünyada en yüksek faize sahip üçüncü ülke olduk. Türkiye son 9 ay içinde faizi böylesine hızla artırırken garip bir olay daha yaşandı. 13 Aralık günü 3.85 TL olan dolar kuru 6 TL seviyesine yükseldi. Yüzde 56 oranında arttı. Yani dolar kurunu tutabilmek için süratle faiz artırdık ama kuru tutamadık. İkisi birden roket gibi çıktı. Dolar karşısında diğer gelişmekte olan ülke para birimleri ile karşılaştırınca, Türk Lirası’nın performansı en kötü üç içinde. Faiz yükselince ne oluyor? Yüksek borcun faiz yükü katlanıyor. Dokuz ay önce kredi çekmek isteyen yaklaşık yüzde 14 faiz ödüyordu. Bugün yaklaşık yüzde 36 ödüyor. İhtiyaç kredisi çeken, kredi kartı borcunun minimumunu ödeyen vatandaş, işini krediyle döndüren esnaf büyük bir faiz yükü ile karşı karşıya kaldı. Bundan sonra ne olur? Konkordato ilan eden şirket sayısı 3000’i geçti. Arkası yağmur gibi gelecek. Vatandaşın temel harcama enflasyonu yüzde 30’un üstünde. Peki bu kadar borçlu vatandaş hem artan enflasyon, hem artan borç yükü, hem kısılan iş imkânları ile nasıl baş edecek? Dolar yükselince ne oluyor? Bunu özel sektörün borcu üstünden örneklendirelim. Özel sektörün 365 milyar dolar borcunun Türk Lirası karşılığı 13 Aralık günü 1 trilyon 405 milyardı. Bugünkü kurla 2 trilyon 190 milyar liraya yükseldi. Kur artışından ötürü 785 milyar liralık ek bir yük oluştu. Ayrıca elektrik üretimini güneş ve rüzgâr yerine doğal gaza bağladık. Dolar yükseldikçe son 3 ayda elektrik ve doğal gaza sanayide yüzde 48, meskende yüzde 30 zam geldi. Bu elektrik maliyeti ile sanayici üretime nasıl devam edecek? Nasıl rekabet edebilecek? İflaslar artıp banka kredileri geri ödenemedikçe güçlü denilen bankalara ne olacak? Neden bu duruma geldik? Çünkü hükümet küresel sistemin bize verdiği role aynen uydu! Devletin piyasaları düzenleyici, yerli üreticiyi, çiftçiyi, sanayiciyi koruyacak rolünü tamamen bitirdi. Neoliberal piyasa yalanına kapıldı. Türk Lirası’nın değerini üretici lehine kontrol etmedi. Biz nasıl daha ucuza, daha fazla üretebiliriz diye planlama yapmadı. Özel sektörle beraber ortaya bir üretim stratejisi, üretim vizyonu koymadı. Türkiye’yi sınırsız ithalata açtı. AKP öncesi 14 yılda, yani 19892002 arasında Türkiye toplam 189 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Yıllık ortalaması 13.5 milyar dolar. AKP dönemi, 20032017 arasında ise 983 milyar dolarlık dış ticaret açığı oluştu. Yıllık ortalaması 70.2 milyar dolar. Aradaki farka bakar mısınız? Demek ki biz son 15 yılda ne yapmışız? Yurtiçinde üretimi bırakıp emperyalizme tam teslim olmuşuz. Dış borç alarak, dış dünyanın malını satın almışız. Bırakın üretimi artırmayı, mevcut üretim kapasitemizi de bitirmişiz. Sadece inşaata, yola, köprüye yatırım yapmışız. Teknoloji ve sanayiyi bir kenara koyuyorum, tarım ürünlerini bile ithal eder duruma gelmişiz. Bu mu yerli ve milli olmak? Hükümet hatalı ve sorumlu. Küresel güç mücadelesi bölgemizde ve bizi de kapsayacak biçimde kızışırken ekonomik durumumuz zayıf ve dışarıya çok bağımlı. Bu işler milli ve yerliyiz diye slogan atarak olmuyor! Muhalefet adayının söylediği gibi; size “uzay madenciliği” diyorum, “kuantum fiziği” diyorum demekle de olmuyor! Çözüm diye ayakları yere basmayan laflar etmenin veya slogan atmanın çok ötesinde yakıcı bir durumla karşı karşıyayız. Ülkenin mevcut potansiyeli içinde çözüm geliştireceğiz. Uzaya sonra bakarız!.. Ülker, 15 ilde 750 okula ulaştı Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliğiyle sürdürülen eğitim projesi Yemekte Denge, 8. yılında 15 ilde toplam 750 okula ulaştı. Projenin yeni ili Rize’yi ziyaret eden Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, “Çocuklarımızın erken yaşta beslenme eğitimi alması, yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmesi sağlıklı nesiller adına büyük önem taşıyor. 8 yıldır başarıyla sürdürülen bu değerli proje için Milli Eğitim Bakanlığı ve Sabri Ülker Vakfı’nın değerli yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle