16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 6 Ekim 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Korkutan uyarı ekonomi 13 Uluslararası Finans Enstitüsü Türkiye için 0.9’luk küçülme öngördü ve bunun derinleşebileceğini vurguladı. 58 ülke içinde Türkiye dahil 4 ülke küçülecek Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0.9 küçüleceği tahmininde bulundu. 2017’de yüzde 7.4 olan büyüme hızının 2018’de yüzde 3’e düşeceğini öngören enstitü, ABD ile ilişkilerin daha da kötüleşmesi ve küresel finansman koşullarının daha fazla zorlaşması durumunda Türkiye’de küçülmenin 0.9’u aşabileceği uyarısında bulundu. IIF, yüzde 24.5’e çıkan enflasyonun 2019 başında yüzde 27’ye ulaşacağını, Mart 2019’daki yerel seçimler nedeniyle sıkı mali politikanın sürdürülmesinin zor olacağını belirtti. Yeni Ekonomi Programı’nda 2018’de 3.8, 2019’da yüzde 2.3 büyüme hedefleri yer almıştı. 58 ülke için büyüme tahmininde bulunan IIF, sadece dört ülke için 2019’da küçülme tahmininde bulundu. Türkiye dışında, Venezüella, İran ve Arjantin küçülecek ülkeler listesinde yer aldı. 2019’da küçülmenin gerçekleşmesi durumunda son 60 yılda Türkiye ekonomisi yedinci defa küçülmüş olacak. Tahminler düştü Nisan raporunda 2019 için yüzde 3.5, 2020 için yüzde 3.4 küresel büyüme öngören IIF, yeni raporda oranları sırasıyla 3.2 ve 3.1’e düşürdü. Gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı birçok şokun küresel ekonomiyi olumsuz etkilediğine dikkat çeken enstitü, küresel faiz oranlarındaki artış, ticaret gerilimleri ve Türkiye ile Arjantin’deki durumu şoklara örnek gösterdi. IIF, nisan raporunda Türkiye için 2018’de yüzde 4.2, 2019’da yüzde 4.4 büyüme öngörmüştü. ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan da eylülde küresel ekonomik aktivitedeki artış hızının son iki yılın en düşük seviyesine gerilediğini açıkladı. Türkiye için İmalat Sanayii Satın Alma Yöneticileri Endeksi verisini küresel ölçekte birleşik endeks olarak hesaplayan banka, ağustosta 53.4 olan rakamın eylülde 52.8’e gerilediğini duyurdu. l Ekonomi Servisi TL için iyi günler sona erdi Hafta başında 5.91 seviyesine kadar gerileyen Dolar/TL, dün tekrar 6.20’nin üzerine çıktı. Enflasyonun sert yükselişle yüzde 24.5’e ulaşması, petrol fiyatları ile ABD tahvil faizlerindeki artış, TL’deki değer kaybında etkili oldu. Reuters’a konuşan bir bankacı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB üyeliği için referanduma gidilebileceği açıklaması ve ABD’nin Kuzey Kore yaptırım listesine Türkiye’den bir şirket ve bağlantılı iki Türk vatandaşını eklemesinin piyasalarda endişe unsuru olduğunu söyledi. Bankacı, “ABD’nin bu adımı TürkiyeABD ilişkilerinin Rahip Brunson’ın ser best bırakılmasının yeterli gelmeyecek kadar kötü olduğunun bir sinyali olarak görülebilir” dedi ve şöyle devam etti: “Küresel gelişmeler ve makro görünüm nedeniyle TL için en iyi günler sona ermiş olabilir. Global satış dalgası, ABD ile ilişkilerin seyri, Merkez Bankası’nın daha fazla adıma atmama ihtimali TL için risk teşkil ediyor.” ABD tahvil faizlerindeki yükseliş tüm gelişmekte olan ülke para birimlerini olumsuz etkilerken, enflasyon verisinin etkisiyle Türkiye’nin makro göstergelerine ilişkin artan endişelerle TL cinsi varlıklarda daha sert kayıplar gözlendi. Flormar’da işçinin zaferi Flormar’da işçilerin direnişi sürerken, hukuksuz şekilde işten çıkarılan işçilerden Serdar Yıldırım, açtığı davayı kazandı. Gebze’de faaliyet gösteren Flormar’a ait fabrikada 6 yıldır çalışmakta olan Serdar Yıldırım adlı işçi, 20 Kasım 2017’de performans düşüklüğü bahanesiyle işten çıkarılmıştı. İşçinin mahkemeye açtığı dava bugün sonuçlandı. Mahkeme işçinin işe iadesine ve 5 brüt ile 4 net maaş tazminat ödenmesine karar verdi. Fabrika önünde sendikalı olmak istedikleri için işten çıkarılan 132 işçi, 145 gündür direnişlerine devam ediyor. İşçi Yıldırım, sosyal medyadan direnen arkadaşlarını şu mesajla selamladı: “Flormar ilk mahkemesini kaybetti arkadaşlar. Hepinizin kazanma dileğiyle. Hak verilmez alınır” l Haber Merkezi ‘Krizi anlamak’ konuşulacak Mülkiye İktisadi Sosyal Araştırmalar Merkezi ile Türk Sosyal Bilimler Derneği ekonomik krizi masaya yatırıyor. Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlenecek ‘Türkiye’nin Krizini Anlamak’ konulu toplantıya Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın yanı sıra DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Prof. Dr. Aziz Konukman ve Korkut Boratav da katılacak. Bugün saat 10.15’te başlayacak toplantıda, krizin dinamikleri, farklılıklar, dersler ve beklentiler ile krizden çıkış yolları konuşulacak. l Ekonomi Servisi Aykut Erdoğdu ‘İşsizin parası yandaşa gitti’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu İşsizlik Sigortası Fonu’nun elinde bulunan ve değeri 110 milyar TL’yi aşan devlet tahvillerinin yaklaşık 11 milyar TL’lik kısmının üç devlet bankasına aktarıldığını anımsatarak, “İşsizlik Sigortası’nda biriken para, işsizlere değil, yandaş şirketlere fon oldu. Fondaki para, bu bankalar aracılığıyla yandaş şirketlere kaynak yapılıyor” dedi. Fonda bugüne kadar 124 milyar TL biriktiğini anlatan Erdoğdu, “Bu kadar yoğun işsizliğin yaşandığı şu dönemde fondan ödeme alan insan sayısı ise ancak 416 bin, amaca uygun olarak yapılan ödemeler yılda 4 milyar 212 milyon liraya ancak ulaşıyor” diye konuştu. Erdoğdu, İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının riskli yatırım araçlarına aktarılmasının suç olduğunu vurguladı. l ANKARA Açlık beşe katlandı BİSAM’a göre açlık sınırı bir ayda 108 TL, yoksulluk sınırı ise 374 TL arttı Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama 1.857 TL’ye çıktı. Harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 41.4 ile en yüksek paya sahip. 2003’te 4 kişilik bir aile günlük 13.8 TL’ye sağlıklı beslenebilirken bugün ancak 61.9 TL’ye sağlıklı beslenebilmekte. Birleşik Metalİş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Eylül 2018 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini hesapladı. Hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için, günlük 61.9 TL, aylık 1.857 TL’lik harcama yapması gerekiyor. Buna göre yetişkin bir kadının sağlıklı beslen mesi için yapması gereken harcama tutarı 15.81, yetişkin bir erkeğin 16.32, 1018 yaş arası bir çocuğun 17.56, 46 yaş arası bir çocuğun ise 12.22 TL. Eylül ayında yoksulluk sınırı ise 6 bin 424 TL’ye yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise yoksulluk sınırı 1181 TL, açlık sınırı 341 TL arttı. Aylık artış açlık sını rında 108, yoksulluk sınırında 374 TL oldu. Asgari ücret 2017 Aralık’ta 2018 için 199 TL artış ile 1603 TL olarak belirlenmişti. Buna göre yoksulluk sınırındaki artış asgari ücret artış miktarının yaklaşık 6 katı oldu. Açlık sınırı 2003 Eylül’de 414 TL idi. Buna göre 15 yılda açlık sınırındaki artış 4.5 kat oldu. l Ekonomi Servisi Zam üstüne zam Kutu biranın fiyatı 8.78 liradan 9.25 liraya çıkarken zam şampiyonu domatesin fiyatı da gelecek 20 günde pahalı olmayı sürdürecek Eylül ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından artışın en az olduğu kalem, alkollü içecekler olmuştu. Ancak ekonomide yaşanan gelişmeler biranın fiyatını değiştirdi. Yerli üretici firma bünyesindeki bira çeşitlerine zam yaptı. Yapılan bu zamla birlikte teneke kutu bira fiyatı 8.75 liradan 9.25 liraya yükseldi. Alkollü içeceklerin fiyatları, temmuz ayında Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 15.5 oranında artırılmasının ardından da zamlanmıştı. Bir şişe bira’nın 3.60 TL’si aracı kârı, 4.03 TL’si ÖTV, 1.37 TL’si KDV’den oluşuyor. Bir şişe biranın 5.40 lirası vergilerden oluşurken, biradaki alkol oranı yüzde 5, vergi oranı ise yüzde 60 civarında. Öte yandan eylül ayının zam şampiyonu domatesin fiyatının, sera ürünlerinin piyasaya sunulmasıyla düş mesinin beklendiği savunuldu. Türkiye Haller Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Akbaş, tüketici fiyatları bazında eylülde yüzde 35.30 ile en yüksek fiyat artışının görüldüğü ürün olan domatesin, vatandaşın en çok tükettiği sebzelerin başında geldiğini söyledi. Akbaş,“Sıkıntının 1520 gün daha devam edeceğini öngörüyoruz” dedi. 2 lira yerine 5 lira Akbaş, tüketici fiyatları bazında eylülde fiyatı yüzde 28.53 düşen limonun da hasat mevsiminde olduğunu ifade ederek, “Hasat döneminde fiyatlar makul olur. Bundan sonraki süreçte limon de polara girer, fiyata bu giderler de eklenince ay ay limonda da biraz fiyat artışı görülebilir. Limonda vatandaşımızın cebini yakacak düzeyde büyük bir fiyat artışı beklemiyoruz” diye konuştu. Şanlıurfa Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Genel Sekreteri Yusuf Kılıç da domates fiyatlarının normalin çok üzerinde seyrettiği ni söyledi. Türkiye genelinde domatesin 58 liradan satıldığını belirten Kılıç, “Domates fiyatı olması gerekenin çok üzerinde seyrediyor. Normalde 2 lira olması gerekirken şu anda Şanlıurfa halinde 5 liradan satılmakta” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Özgür Karabulut Karabulut tutuklandı DİSK’e bağlı Devrimci Ya pı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapıİş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, önceki akşam DİSK Genel Merkezi önünde gözaltına alınmıştı. Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde savcı, 3. havalimanında inşaat işçilerinin yaptığı eylemde yaptığı konuşmadan dolayı Karabulut’un tutuklamasını istedi. Karabulut, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “İş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, “Kamu malına zarar verme” ve “Toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma” gerekçesiyle tutuklandı. Dev Yapıİş, “Özgür Başkan inşaat işçilerinin köleliğe karşı verdiği mücadelenin en ön safında yer aldığı için tutuklandı. Bu karar siyasidir” açıklamasını yaptı. Karabulut’un tutuklanmasıyla 3. havalimanı eylemlerinde tutuklanan toplam işçi sayısı 35’e yükseldi. l İSTANBUL Saray siyasetinin güdülemesinde.. İpin ucu öylesine kaçmış ki.. Başkan Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde naklen canlı yayının yapıldığı televizyon kanalında haberci önce “Cumhurbaşkanı Erdoğan” tanımı ile gelişmeleri özetlemeye başlıyor, devamında saymaya çalıştım ama yanılmış olabilirim en az 56 kez “sultan” tanımı ile akışın haberlerini, değerlendirmeleri vermeyi sürdürüyor. Türkçe aksanı düzgün olmasa, “Yabancı, Alman gazeteci, aralarında, Almanya’da yerleşik bir sıfatla sultan deme alışkanlığı ile dil sürçmesi..” diyeceğim. “Acaba Almanya’da yandaşlar içinde yakıştırılan bir algının söylemlerine yansımış hali olabilir mi?” sorgulamalı tanıklığımı aktardığım bir başka arkadaşım benden bir adım önyargılı değerlendirmeyle, “Bilinçli, Saray, sultan algılamalarına katkı içindir..” dedi. Dünün haberleri içinde, gerçek gündemi yansıtan besbelli güdümlü medyanın haberler sıralamalarında bilinçli siyasal güdülemenin aracı gündemlerin gölgesinde kalanlar arasında en güncel önemli olması gerekenler arasında, “Doğu Akdeniz’de paylaşım krizi” başlığı ile verilen gelişmeler önemliydi. Özetle Güney Kıbrıs yönetiminin belirleyiciliğinde Kuzeydoğu Akdeniz’in, dünyanın en verimli doğalgaz yatakları arasında kalan bölgede, uluslararası büyük şirketler, güçlü ülkeler paylaşımında daha önce bölünmüş alanların, güncel güçler dengesi, anlaşmalar, paylaşım çatışmacılıklarında gündeme giren yeniden düzenlenmesi sorunlarına ilişkindi.. Hani şu sular üstünde görülen yüzü ile, emperyal paylaşım gücünde önde giden ülkelerin, askeri güç gösterdikleri savaş gemileriyle birbirlerini kolladıkları sulardaki paylaşım savaşlarında sıkı pazarlıklarla yeni dengelerden söz ediliyor.. Suudiler, Kuveyt, Mısır’ın adları geçiyor da, söz konusu karasularında varlığı yok sayılan Kuzey Kıbrıs ve Türkiye’nin Başkanlık rejimi adına yapılan sıcak günlük açıklamalarda “bizi yok sayamazsınız” karşı çıkışları yansıtılıyor. HHH Toplumsal belleğimizin yitikliği ile ünlenmiş olsak da, Kıbrıs siyasetinde, AKP iktidarlarının etkin oldukları siyaset süreçleri içinde, BM’nin birleşik Kıbrıs etkin referandum kampanyaları dönemlerinde “Yes be Anam” sloganının belleklere kazınmış günlerini unutmuş olabilemeyiz değil mi? Erdoğan liderliğinde AKP’nin, liberalist yandaşlar eşliğinde yürütülmüş etkin medyatik güdüleme kampanyaları Kuzey Kıbrıslıların gönüllerini fethetmiş, referandumdan istenen sonuç alınmıştı. Ret, Güney Kıbrıs seçmeninden, yönetimlerinin de iradesiyle çıkmıştı. Çarpıcı olan gelişme AB ilkelerine aykırı olduğu biline biline Güney Kıbrıs’ın tek yanlı üyeliğe alınmasının ötesinde, AB siyasetinde bağırlara basılması, Yunanistan ile birlikte, hem de Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye dönük tüm üyelik süreçlerinin işletilmesinde müzakerelere set çekilmesi aracı olarak kullanılmalarıydı. Şimdilerde ise Saray’ın güncel siyasetinde, kamuoyu güdülemesinde öne çıkarılan yaklaşımlar, baştan sona “Bizimi Müslüman kimliğimizle sevmiyor, istemiyorlar, ayağımızın altına taş koyuyorlar..” içerikli. Yetmiyor, en başından Amerika’nın Ortadoğu üzerinden, çok bilinçli, Kudüs’ü İsrail çıkarları adına Başkent ilan etmesi kararı, İslam dünyası, Filistin, Hamas karşıtı olarak haklı tepkilere konu yapılırken, gerekçelendirmede sadece ve sadece inanç motifinin öne çıkarılması. Perde arkasında gerçek çıkarlar savaşının emperyal güç odakları paylaşım, ekonomik savaşımın gündeminin, Akdeniz doğalgazı üzerinden yeni paylaşım savaşları olduğu gerçeğinin karartılması. Aynı çarpık yaklaşımı her sürecinde AB üyelik ilişkilerinde Türkiye’nin karşısına çıkarılan sorunların gerçek nedenlerinde yaşamıyor muyuz? AB üyelik ilişkilerinde karşımıza çıkarılan insan hakları, demokrasi, AB kriterleri üzerinden tartışmalarda, lafı geldiğinde “AB kriterlerini Ankara kriterleri yapmayı da biliriz” demogojisini yapmayı pek sevsek de, umursadığımız, ciddiye aldığımız yolunda yaptıklarımız hep aykırı düşmek olmuyor mu? Son Almanya Başkanlık çıkarmasında da, özgürlüklere dönük tek büyük şovumuz, gerçekten estetik, uyumlu mimarisi ile cami yaptırmak, açılışını yasaklanmış toplantı, siyasal propoganda aracı olarak kullanmak olmadı mı? Kudüs kararının gerçek mağdurları olarak Suudiler, Kuveytliler, Mısır’ın gıkları çıkmıyor, Akdeniz yeraltı gaz paylaşımında yer kapma yarışı içinde yer alabiliyorlar da, asıl hak ve söz sahibi olması gereken Türkiye, Kuzey Kıbrıs hangi çarpık siyasetler, güdülemeler adına dışlanabiliyorlar? Halkbank takipteki krediyi sattı Kamu bankalarından ilk takipteki kredi satışı Halkbank’tan gelirken, banka 76.7 milyon lira lira tutarındaki takipteki krediler portföyünü 4.5 milyon liraya sattı. Satışın Birleşim Varlık Yönetim’e yapıldığı ifade edildi. Birleşim Varlık Yönetim’in tamamı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na ait. Fibabanka ise, 25 Eylül’den bu yana beş şubesini kapattı. Bankanın internet sitesinde yer alan bilgilere göre Fibabanka’nın farklı illerde toplam 79 şubesi bulunuyor. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle