16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Özgünaydın’dan Cevat Çapan fotoğrafları Fotoğraf sanatçısı Lütfi Özgünaydın’ın İFSAK bünyesinde sürdürdüğü Edebiyat/Fotoğraf sohbetlerinin ekim ayı konuğu Prof. Dr. Cevat Çapan olacak. Cevat Çapan fotoğraflarının gösterilmesinin ardından kültür sanat ve edebiyat konularının yer alacağı sohbet İFSAK’ta 31 Ekim Çarşamba günü Sa at 19.30’da yapılacak. Yaşar Kemal ile başlayıp, Doğan Hızlan, Zeynep Oral, Feridun Andaç, İnci Aral, Adnan Binyazar ve Ayşe Kulin ile süren proje Cevat Çapan’dan sonra da devam edecek. Özgünaydın’ın kasım ayındaki konuğu yazar ve müzisyen Zülfü Livaneli olacak. Ve insanoğlu14 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ay’a konar Muhtemel Oscar ödülleri adaylarından [email protected] Cuma 26 Ekim 2018 İznik tabak rekor kırdı Londra müzayedesinde öngörülen fiyatın 10 15 katına 39.3 milyon liraya satıldı ‘Ay’da İlk İnsan’ 2. haftasında 20temmuz 1969 gecesi (benim de aralarında olduğum) yaklaşık 500 milyonu aşkın dünyalı, insanoğlunun Ay’a ayak basışını televizyon yayınından izlemişti sabaha dek. Böylece 1960’lar boyunca ABD ile Sovyetler Birliği arasında süregelen uzay yarışında Amerikalı astronot Neil Armstrong’un (kuşkusuz insanlık tarihinde bir dönüm noktası olan) bu tarihte Ay’a inişiyle ABD’nin öne geçtiği artık belli olmuştu. Peki kimdi bu Neil Armstrong? Onun belgesellere konu olan hayatı nicedir Hollywood’un ilgi alanındaydı zaten. İşte son dönemin konusu bakımından güncellikten kaynaklanan “Wikileaks”, “Spotlight”, “The Post” gibi önemli filmlerin senaristi olan Josh Singer’in, James R. Hansen’in “First Man: The Life of Neil Armstrong” adlı çok satmış kitabından uyarlayarak senaryosunu yazdığı, 4 yıl önceki “Whiplash” ve 2 yıl önceki “La La LandÂşıklar Şehri” filmleriyle parlayan, Oscar’lı genç yönetmen Damien Chazelle’in yönetiminde IMAX tekniğiyle çekilmiş, bizde de geçen hafta gösterime girmiş “First ManAy’da İlk İnsan”, Armstrong’un fantastik Ay serüveniyle taçlandırılmış sıra dışı yaşamını, aile ve iş çevresi ilişkileriyle harmanlayarak konu edinen, son derece gerçekçi bir belgesel yaklaşımına ve apolitik bir tavra sahip, 140 dakikalık, ilginç bir biyografik film. Chazelle’e teşekkürler... Donanma pilotu Armstrong’un (Ryan Gosling) 1961’de NASA’ya girişi, Gemini 8 projesinde komutan pilot olarak gösterdiği başarı nedeniyle 1966’da Apollo programına alınması, küçük kızının ölümüyle girdiği yas ve bunalım sürecinden kendini işine daha çok yoğunlaşarak çıkışı, birlikte tarihe geçeceği Buzz Aldrin (Corey Stoll), Mike Collins (Lukas Haas) gibi astronot arkadaşlarıyla ilişkileri, sonunda Ay’da adım attığı tarihi anlar, vb. gibi Armstrong’un 196070 arası yaşamından kesitler vererek gelişip bütünleniyor “First Man”. Armstrong’u ulusal kahramanlık mertebesine yükseltmekten ve alışıldık bir kahramanlık destanı yazmaktan kaçınıp genelde uzay yolculuğu üstüne çekilen, aksiyon ve macera ağırlıklı, beylik yapımlardan da çok farklı, nesnel ve mesafeli bir çizgide ilerlemeyi seçen yönetmen Chazelle’e ayrıca tebrikler, ABD bayrağının Ay’ın pudra gibi yüzeyine dikilmesi sahnesini muhafazakârmilliyetçi Yanki’lerin istediği gibi çekmediği ve olayı çokça vurgulamadığı için, hem de o kesimin ve Trumpgillerin tepkisini çekmek pahasına. Dönemin politik atmosferine ilgisiz kalsa da, 60’ların özgürlükçü ruhunu pek yansıtmasa da, Apollo 11 uçuşunun başarıya eriştiği finalden önce hippilerin uzay araştırmalarına dünyanın parasının harcanmasını eleştiren protestolarını gösterdiği için ve 2.5 saat boyunca hız kesmeden süren, başarılı sinematografik zenaatkârlığı için de Chazelle’e şapka çıkarılır. ‘Sükunet Denizi’... Dünya prömiyerini son Venedik festivalinin açılış filmi olarak yapan “Ay’da İlk İnsan”, Armstrong’un el be cerisiyle, Buzz Aldrin’le birlikte içinde yer aldığı Ay modülü Kartal’ı Ay’ın engebeli yüzeyinde parçalanmaktan kurtarıp çarşaf gibi ‘Sükunet Denizi’ne indirmeyi başararak ‘dünya gezegeninden kalkıp buraya bütün insanlığın barışı adına geldik’ notunu bıraktığı finaliyle sona eriyor. Kuşkusuz katıldığı uzay filmleri kervanında çekimleri, görüntüleri, oyunculukları, montajı ve genel anlatı yapısıyla iz bırakacak nitelikte bir film olmasının ötesinde, görevi uğruna nice bedeller ödemiş, içe dönük bir karaktere sahip Armstrong’un on yıllık yaşamını aktaran “First ManAy’da İlk İnsan”, başroldeki Ryan Gosling’in üzgün ifadeli, mutsuz yorumu kadar sürekli endişeli, iki çocuklu karısı Janet’i oynayan, son yılların yükselen yıldızı Claire Foy’un performansıyla da akılda kalıyor. Önümüzdeki Oscar ödüllerine birçok dalda şimdiden aday diyebileceğimiz bu filme 140 dakikalarını ayıran sinemaseverleri sonuçta memnun edecektir sanırım “First Man”. (Hamiş: Ben yönetmenin yerinde olsam filmin soundtrack’ının bir yerlerine R.E.M.’in ‘Man on the Moon’ şarkısını da koyardım.) Haftanın yenileri Bu hafta 4’ü yerli 9 film gösterime giriyor. Hüseyin Tabak’ın yönettiği belgesel film “Çirkin Kral Efsanesi” bugün gösterime giren filmler arasında. Sinemamızın ünlü yönetmeni Yılmaz Güney’i anlatan film, ailesi, çalışma arkadaşları ve dostlarıyla yapılan röportajlarla dünya görüşü, sanat anlayışı ve zorlu hayatına eğiliyor. Senaryosunu Hakan Günday’ın kaleme aldığı, arabesk müziğinin efsane ismi Müslüm Gürses’in hayat hikâyesininin anlatıldığı “Müslüm” adlı filmin yönetmeliğini Ketche ile Can Ulkay üstleniyor. Filmde, Timuçin Esen, Zerrin Tekindor, Ayça Bingöl ve Erkan Can başrollerde. Haydarpaşa’da binKadıköy HAYDARPAŞA GARI’NDA tarih yıllık iskelet bulundu ‘Napoli’nin Sırrı’ Ferzan Özpetek’in İtalya’da çektiği yeni filmi “Napoli’nin Sırrı”, bir cinayet çevresinde gelişen gerilimli bir aşk hikâyesini anlatıyor. Özpetek’in senaryosunu Gianni Romoli ve Valia Santella ile birlikte kaleme aldığı İtalyan yapımı filmin başrollerinde Giovanna Mezzogiorno, Alessandro Borghi ve Anna Bonaiuto var. David Gordon Green’in yönetmenliğini yaptığı “Halloween Cadılar Bayramı” adlı korku filminde Jamie Lee Curtis, Judy Greer ve Haluk Bilginer oynuyor. ‘Müze’ Alonso Ruizpalacios’un Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı ödülüne layık görülen filmi “Museo Müze”, 1985 yılında yaşadıkları Mexico City’de bir müze soygununa kalkışan iki gencin hikâyesini konu ediniyor. Scott Jeffrey’in yönettiği; Becca Hirani, Lucy Chappell, TiffanyEllen Robinson ve Thomas Mailand’ın oynadığı “The Bad Nun Kötülük İçinde”; başrollerini Başak Parlak ve Ali İl’in üstlendiği “Bebek Geliyorum Demez”; Esat Şekeroğlu’nun yazıp yönettiği komedi filmi “Acemi Hırsız” ve İsmail Fidan’ın yönetmenliğini yaptığı haftanın animasyon filmi “Rafadan Tayfa Dehliz Macerası”, haftanın diğer yenileri. ‘Müze’ Restorasyon çalışmalarının sürdüğü Haydarpaşa Garı çevresindeki arkeolojik kazılarda 2 bin yıllık olduğu düşünülen duvar ile üzerinde koku kolyesi olan ve bin yaşında olduğu düşünülen bir iskelet bulundu. Arkeolojik kazı alanını ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, “Haydarpaşa Kadıköy için, Türkiye için çok önemli bir alan, ülkemizin ortak değeridir. Bu önemli alanı koruyarak, kimliğine yakışır bir biçimde gelecek kuşaklara aktarmak gerekiyor” dedi. Haydarpaşa Garı çevresinde, Arkeoloji Müzeleri, Müdürlüğü denetiminde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında neredeyse her gün yeni tarihi kalıntılar çıkartılıyor. İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla 11 Mayıs’ta başlayan arkeolojik kazı ça lışmalarında şimdiye kadar onlarca mezar kalıntısı çıkartıldı. Ancak yapılan son çalışmalarda ortaya çıkarılan mezarda bütünlüğü çok fazla bozulmayan ve bin yaşında olduğu düşünülen bir iskelet bulundu. İskeletin üzerinde bir de koku kolyesi de bulunuyor. Bizans çeşmesi hâlâ aktif Kazılarla birlikte Bizans dönemine ait bir de çeşme bulundu. Bu çeşmenin özelliği hâlâ aktif olması. Yetkililerin verdiği bilgilere göre kazı alanında bulunan su kanalları bu çeşmeye bağlanıyor. İstanbul’un akar durumda olan tek Bizans çeşmesi olduğu belirtilen çeşmenin suyu yapılan testlere göre içilebilir kalitede. Arkeologlar, suyun temiz kalmasını o dönemki mimari faaliyetlerin özenle yapıldığını gösterir nitelikte olduğunu ifade etti. Sur duvarı olabilir 3 müze uzmanı, 18 serbest arkeolog, 1 restoratör, 1 fotoğrafçı ve yaklaşık 400 işçinin görev yaptığı alanda, peronların olduğu kısımda ise Hellenistik döneme ait olduğu düşünülen ve demir kenetlerle birbirine bağlı kesme dörtgen blok taşlardan yapılan bir podyum bulundu. Uzunluğu 100 metre, genişliği ise 3 metre olan bu duvarın henüz hangi döneme ait olduğu kesinleşmiş değil. Gölönü’nden ‘Kazı Resim’ler Gündüz Gölönü’nün, “Kazı Resim” başlıklı sergisi 22 Kasım’a dek Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde ziyarete açık. Gündüz Gölönü (19372014) bu sergide; hayatı, sanat yaşamı, Türkiye ve ABD’de yaptığı özgün baskı ağırlıklı yapıtlarından ve sanat kitaplarından, serginin küratörü Marcus Graf tarafından önemli bir kesit seçilerek hazırlanan kapsamlı bir içerikle izleyici ile buluşuyor. Tasarımını Yeşim Demir’in yaptığı, bu sergiye özel hazırlanan kitabın ana metni Evrim Altuğ tarafından kaleme alınırken, Berin Gölönü de yayın için Kala Sanat Enstitüsü kurucusu Archana Horsting ile sanatçı üzerine özel bir söyleşi gerçekleştirdi. Serginin Küratörü Marcus Graf, sergiye dair şunları söyledi: “‘Kazı Resim’, Gündüz Gölönü’nün 1960’ların sonundan 1990’ların ortasına kadar ürettiği baskı işlerine odaklanıyor. Bu retrospektif sergi, sanatçının süsleme ile anlatı, gelenek ile çağdaşlık, geleneksel İslam sanatı ile Minimalizm, OpArt gibi Batı’daki modern hareketlerde bulunan dekoratif unsurları birbirine nasıl bağladığına dair muazzam bir hikâye anlatıyor...” Mimar Sinan’da İdil Biret’ten ‘Ustalık Sınıfı’ Türkiye’nin dünyaca ünlü dahi piyanisti Devlet Sanatçısı İdil Biret MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı PiyanoArpGitar Anasanat Dalı davetlisi olarak Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda “Ustalık Sınıfı” adıyla bir oturum gerçekleştirdi. Konservatvuar öğrencileri ve öğretim üyelerinin yanı sıra çok sayıda müzikseverin katılımıyla dolan salon, bugüne kadar çıkardığı 130 CD’lik kayıtlarıyla tüm klasik repertuvarı ezbere bilen büyük sanatçının 3 saatlik detaylı dersine tanık oldu. PiyanoArpGitar Anasanat Dalı Başkanı Prof. Ece Demirci’nin organize ettiği bu ustalık sınıfı oturumu sonrasında İdil Biret, fuayede öğrenciler ve müzikseverler için CD ve kitaplarını imzaladı. Özgen Acar Son derece önemli, kobalt mavisi – beyaz İznik çukur tabağı Londra’daki müzayede de öngörülen değerinin 10 15 katı fiyata 39.3 milyon liraya satılarak rekor kırdı. Fatih Sultan Mehmet’in son, 2. Beyazıt’ın ise ilk dönemlerinde (1480’ler) yapıldığı öngörülen bu ender İznik tabak, dünya müzelerindeki çağdaşları ile kıyaslandığında en iyisi olarak kabul ediliyor. 44.cm Çap – 8.3cm derinlikteki bu tabağın sahibinin Suriye – Lübnan kökenli, ancak Mısır – İskenderiye’de yaşayan Max Debbane (1893 – 1965) olduğu ve ondan kızına geçtiği biliniyor. Kızı 1968’de tabağı satmıştı. Mısır’da GrekoRomen Müzesi ile Konservatuvar da dahil olmak üzere doğduğu kasabadaki birçok önde gelen kültür kurumunu koruyan Debbane ayrıca Arkeoloji Derneği Başkanlığı da yapmıştı. Tabağı kimin aldığı açıklanmadı. Âşık Veysel unutulmadı Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyü sakinleri, doğumunun 124. yılında halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nu unutmadı. Ozanın yaşamını yitirdiği ve daha sonra müzeye dönüştürülen evde bir araya gelen Veysel’in köylüleri, komşuları ve akrabaları, türküler okudu, anılarını anlattı. Âşık Veysel’in mezarını ziyaret eden köylüler, burada dua okudu. Köylülerden Memduh Süzer (66), “Âşık babanın mekânında insanlar toplanır, Âşık baba onlarla insan odaklı sohbet eder, ülke meselelerini konuşur, tartışırdı” dedi. Ozanın ırkçılığa, mezhepçiliğe şiddetle karşı çıktığını vurgulayan Süzer, Veysel’in, Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyet sevdalısı olduğunu dile getirdi. l AA Sette taciz iddiası Oyuncu Elit İşcan, “Yaşamayanlar” adlı internet dizisinde rol arkadaşı Efe can Şenolsun’un kendisi ne sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğunu iddia etti. İşcan, Instagram hesabından yaptığı paylaşım Elit İşcan da, rol arkadaşı Efecan Şenolsun tarafından cinsel tacize uğradığını ve yapım ekibinin duruma ilişkin herhangi bir şey yap madığını iddia etti. İşçan gerekli hukuki iş lemleri başlattığını duyurdu. Konuyla ilgili açıklama yapan Efecan Şenolsun ise “Asıl bu 5 aydır bana taciz ve mobbing yapıldı. Kamuoyundan hukuksal süreç tamamla nana kadar duyarlı olmalarını ve bana karşı başlatılan linç kampanyasına iştirak etmemelerini rica ediyorum” dedi. Öte yan dan, Oyuncular Sendikası da yaptığı açık lamada, “Fiziksel, sözel ve psikolojik tacizler konusunda duruşumuz çok nettir. Sürecin takipçisi olacağımızı, kamuoyu ile paylaşmak isteriz” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle