16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 26 Ekim 2018 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Merkez itiraf etti: Fiyat artışı sürecek Merkez Bankası faizi yüzde 24’te sabit tuttu. Açıklamada enflasyondaki artış riskinin devam ettiği vurgulandı. Faiz enflasyonun altında kaldı Enflasyonla Topyekun Mücadele kampanyalarına rağmen fiyatlar dizginlenemeyecek. Merkez Bankası beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde 24 seviyesinde sabit tuttu. Böylece Merkez, politika faizi oranı, eylülde yüzde 24.52 olan tüketici enflasyonunun gerisinde kalmaya devam etti. Banka yaptığı açıklamada “Yakın dönemde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmiştir” ifadesini kullandı. Yukarı yönlü risklerin devam ettiği vurgulanan metinde “Döviz kurundaki hareketlerin de etkisiyle fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekmektedir. İç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyon görünümündeki bozulmayı kısmen sınırlayacağı düşünülse de fiyatlama davranışlarına dair yukarı yönlü riskler devam etmektedir. Bu çerçevede Kurul, sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir” denildi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde 5.67 civarında işlem gören Dolar/TL, kararın ardından ilk tepki olarak 5.71’e yükselse de ilerleyen saatlerde 5.63 seviyelerine gerile di. TL’deki değer kayıplarının bir süredir durması ve bankanın son dönemde gerçekleştirdiği kuvvetli faiz artışlarının etkisinin görülmesi adına Merkez’in faizi sabit tutması bekleniyordu. Banka, politika faizini 13 Eylül’de 625 baz puan artırmıştı. Yüksek seviyeye devam Ekonomist Uğur Gürses, ka rara ilişkin Twitter hesabın dan yaptığı paylaşımda “Mer kez Bankası yine ve yeniden enflasyonun gerisinde kalma ya, TL’deki potansiyel kayıp lara pencere aralamaya, ‘yan gına geç kalan itfaiye’ olma ya devam ediyor” ifadelerini kullandı. Ekonomi yüzde 3 küçülecekGCM Menkul Kıymetler’den Enver Erkan, “Enflasyonda önümüzdeki yıl gözle görülür düşüşü başlatmadan faizler in Kredi hacmi azaldı Hollanda merkezli banka Abn Amro, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından sı, toplam rezervleri, geçen hafta 548 milyon dolar azalarak 83 milyar 815 milyon dolara gerile dirilmeye başlanmayacak” diye konuştu. QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, kararın piyasa etkisinin nötr olduğunu belirterek “Gelecek yılın temmuz ayına kadar enflasyon yüksek seviyelerde kalmaya devam edecek” dedi. l Ekonomi Servisi rlmtiartraeköamey2b,y7r2o3rtüivia0Erao7dntnelkygidrmpüekomi2aDeilltnlyian0aelreeigyolmoiz6kyrlnyeaebniarmoeorrme3mldaıin5tinyl2dnideimle5.loe0likylediB0virhrmia8rakliaad.ay.larmianmeBuaTcaad3rkaiarüzmıiKzl0unlayntak2yaur4ciakle,ko6dlgardıraglrutmra7nuııec9kiae.mcn6ıimldk5llçiiDlıyru3uik3ek2aiüol’hkrnnmsmzantealaeaerzhciiillkalngliyayllöafaoerdnÖeyateüçlkdeadıziyekş2ysdçldçsepaelüe0eıeobaüelnkpbşak1nnulevld3mtuna9oaarklesaulıadmnlokeuneknaonıüynnvıii.berdnsMeieçoadtBiyneualüdzmyueepaef.saleeel.lcnearaiıelktcsnkAemrcksereoiaeağbeaydnrağnlzisoğn,eiekinoiösine,BlazAkmontnblo2adaaaomngfuln0iahlalldöummadkrr1rtmeorcsuaaa9yüaükuy,ğirkü’cynsioidTuhkdaaüiktnüannatdünüureuenn di. Merkez’in Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ne göre, 19 Ekim’de Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 1 milyar 130 milyon dolar azalışla 65 milyar 272 milyon dolar olarak gerçekleşti. Brüt döviz rezervleri, 12 Ekim ile biten haftada 66 milyar 402 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 582 milyon dolar yükselişle 17 milyar 961 milyon dolardan 18 milyar 543 milyon dolara çıktı. Bankanın 19 Ekim ile biten haftada net uluslararası rezervleri 136.8 milyar TL (24.2 milyar dolar) oldu. Banka kartına hücum Batılı üst düzey 40 isim konferansa gitmekten vazgeçmişti. Çölün Davos’u Rusya’ya yaradı Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle birçok şirket yöneticisi ve Batılı siyasetçinin boykot ettiği Suudi Arabistan’daki yatırım konferansı Rusya’ya yaradı. Suudi ve Rus varlık fonları Rusya’nın Arktik bölgesinde 5 milyar dolarlık ortak gaz projesi geliştirdiklerini açıkladı. İngiliz Times gazetesi, ‘Çölün Davos’u’ olarak adlandırılan konferansta Rusya’nın Hermitage müzesinin Suudi Arabistan’da şubesinin açılmasına dair de bir anlaşma imzalandığını aktardı. St. Petersburg’da yer alan müzenin direktörü Mikhail Pyotrovski’nin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın boykota rağmen katılım sağlayan Rus ve Çinli yetkililere teşekkür ettiği ve “Artık en iyi dostlarımızın ve düşmanımızın kim olduğunu biliyoruz” dediği aktarıldı. l Ekonomi Servisi Binlerce üründe gramaj oyunu Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, fiyat artışı denetimleri kapsamında 5 bin 300 firmayı, 77 bin 386 ürünü denetlediklerini aktardı. Pekcan, “Bin 581 ürünün etiketinde yanlış uygulamalar, gramajlarda oynamalar fark ettik” dedi. Pekcan, “1581 ürünün etiketinde yanlış uygulamalar, gramajlarda oynamalar fark ettik” diyerek, piyasada spekülasyonlarla tüketicilere zarar veren uygulamaların önüne geçmeye yönelik denetimlere devam ettiklerini söyledi. Pekcan, “Serbest piyasa ekonomisini desteklemekten yanayız ama bir mecburiyet hasıl olduğu için denetim başlattık. İnşallah bu dönemi atlatırız ve denetimler de ortadan kalkar. Pek isteyerek yaptığımız bir şey değil” diye konuştu. l ANKARA Mastercard Türkiye Genel Müdürü Çağlayan: Kriz döneminde insanlar kredi kartı yerine banka kartıyla harcama yapıyor Eve 1.223 liralık ek yük Ödeme teknolojileri firması Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan, ekonomideki yavaşlamayla birlikte insanların kredi kartı yerine banka kartı kullanımına yöneldiğini söyledi. 2018’in 9 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre kartla harcamaların yüzde 21 arttığını belirten Çağlayan, bireysel kredi kartı harcamalarındaki artışın yüzde 15’te kaldığını ancak banka kartı harcamalarında yüzde 41 gibi yüksek bir oran yakaladıklarını dile getirdi. Türkiye’de tüketim harcamalarının yüzde 40’ının kartla yapıldığını anlatan Çağlayan, oranın yüzde 100’e ulaşması durumunda üç yılda 43 milyar tasarruf yapılacağını belirtti. Başkentte kartlı ödeme Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş), Ankara’da hesaplanan gıda enflasyonunun ekimde bir önceki aya göre yüzde 1.38 arttığını, dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.919 lira, yoksulluk sınırının ise 6.252 lira olduğunu açıkladı. Geçen yıl ekim ayında açlık sınırı 1.544 lira, yoksulluk sınırı 5.030 lira; bir önceki ay ise açlık sınırı 1.893 lira, yoksulluk sınırı 6.167 liraydı. Türkİş açıklamasında asgari ücretin aç lık sınırının da altında kalmaya devam ettiğine dikkat çekilerek günümüzde net asgari ücret ile bekâr bir işçinin yaşama maliyeti arasındaki farkın 757 TL’ye ulaştığı ifade edildi. Raporda dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının yılbaşına göre 311 TL, yoksulluk sınırının ise yine yılbaşına göre 1.014 TL arttığına dikkat çekilerek “Son bir yıl da mutfağa gelen ek yük 375 TL ve aile bütçesine gelen ek yük 1.223 TL oldu” denildi. Raporda “Enflasyonla Topyekun Mücadele kapsamında alınan tedbirler enflasyon sepetinde önemli ağırlığı bulunan gıda harcaması ve bu kapsamda yer alan ürünlerde ortaya çıkacak fiyat denetimi ve indirimiyle olumlu sonuçlanması mümkün olacak gibi görünmekte” ifadesi kullanıldı. l Ekonomi Servisi Çağlayan, toplu ulaşımda ödeme için kart ve cep telefonu kullanılabilen iller arasına başkent Ankara’yı da eklediklerini, uygulamanın aralıkta başlayacağını duyurdu. Rus turist sayısında 2018’de ciddi artış olduğunu ancak Rus turist başına kartla harcamanın sadece 439 dolar olduğunu belirten Çağlayan, İtalya’ya giden Rus turistler için bu rakamın 1775 dolar, Fransa’ya gidenler için 1451 dolar, ABD’ye gidenler için 1437 dolar olduğunu aktardı. l Ekonomi Servisi Arabaların yarısı geri geliyor Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Sektör Kurulu Başkanı Ali Kavak, Türkiye’de 4.7 milyon ton narenciye ürettiklerini vurgulayarak “1.7 milyon ton ihracatımız var. Sektör olarak bazı sıkıntılarımız var. Akdeniz meyve sineği ihracatımızı büyük oranda etkiliyor. Rusya’ya gönderdiğimiz 10 arabadan 5’i geri çevriliyor” dedi. Mersin’de 1. Turunçgil Forumunda konuşan Kavak, “Tırı kontrol ederken Ruslar, büyüteç ile kontrol ediyor. Bir tane kara sinek bulsalar bile artık geri gönderiyorlar. Bugün o gönderilen ürünler Samsun Gümrük Kapısı’nda 1015 gün bekletildikten sonra imha ediliyor. Bunlara yazık de ğil mi? Rusya sudan bahanelerle, bunları iade ediyor. Rusya’ya olan bağımlılığımızı kırmak zorundayız” ifadesini kullandı. Kavak, ihraç edilen narenciye karşısında Türkiye’ye yaklaşık 1 milyar dolarlık döviz geldiğini anlatarak “Arjantin’in üretimi Türkiye ile hemen hemen eşdeğer. Yalnız orada sadece 28 üreticimiz var. O 28 üretici Türkiye’deki 300 bin üreticiye eşdeğer bir üretim yapıyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Ali Kavak ekonomi 11 Normalleştirme... Kanıksama... Kabullenme... 4.5milyar yaşında bir gezegen... Üzerinde yaşayan 7.5 milyar insan... Bu kadar insana vatan olan 206 ülke... Kimi başkanlık sistemi ile, kimi yarı başkanlık ile, kimi parlamenter cumhuriyet, kimi parlamenter monarşi, kimi mutlak monarşi ile yönetiliyor... Çatışmalardan, savaşlardan beslenen, neoliberal politikaların şekillendirdiği kapitalist sistem, ülkelerde küçük bir zengin azınlık sınıfın gücüne güç katarak varlığını sürdürüyor. Sonuç? Topu topu bir iki ülke dışında tüm toplumlarda eşitsizlik giderek artarken, güven de azalıyor. Kimsenin kimseye güvenmediği bir toplum yapısı ne kadar sağlıklı olabilir ki? Ya yönetilenlerin yönetenlere güvenmediği bir ülke? Olamıyor da... Yaşıyoruz. Görüyoruz.. Ekonomistlerin “güven ile eşitsizlik” arasında kurdukları ilişki yıllardır bilinir. Taa Adam Smith döneminden beri yazılıp çizilmiştir: Güven toplumları birbirine bağlayan bir tutkaldır. Birbirine güvenen insanların bir arada yaşadığı uluslarda kurumlar daha şeffaf olur, yolsuzluklar daha azdır. Ekonomiler daha güçlü büyür ve refah daha eşit paylaşılır. 1980’lere kadar kör topal da olsa yürütülmeye çalışılmıştı. Örneğin en zengin yüzde 20’lik dilim ve en yoksul dilim arasındaki gelir uçurumunda belli bir denge vardı. Üst düzey yöneticilerin maaşları belirlenirken diğer çalışanlar arasındaki makasa dikkat edilirdi. Bunlar güveni tesis etmek için toplumsal kodlardı.. Ama artık ne yazık ki, güven yeniden tesis edilmesi zor bir ütopya... Bu Trump’ın Amerika’sında da, Theresa May’in İngiltere’sinde de, krizden başını kaldıramayan Brezilya ve İtalya’da da ve tabii Erdoğan’ın Türkiye’sinde de böyle. Yapılan araştırmalar Eisenhower ve J. Kennedy dönemlerinde her 5 Amerikalıdan 4’ü Washington yönetimine güvenirken Trump’ın başkanlığında 5’te 1’e düştüğünü gösteriyor. Brexit’den çıkma sürecindeki İngiltere’de en güvenilir kurum ordu. Parlamento ise en güvenilmeyeni... Ya Türkiye?... Harvard’lı sosyologlar Pitirim Sokorin ve Walter Lunden’ın “iktidar ve ahlak” üzerine, son derece önemli bir araştırmaları vardı. İkilinin en önemli tespitleri; iktidarı elinde bulunduran kişi ya da grupların yönettikleri toplumların bireylerinden daha suçlu ve daha az ahlaklı oldukları gerçeği idi. Bugün bu artık tamamen aleni yapılır hale geldi. Ama işin daha da vahimi, toplumların bu durumu kabullenip normalleştirmesi... Cemal Kaşıkçı’nın kendi hükümeti tarafından konsolosluğun içinde öldürülmesi ya da Interpol başkanı Meng Hongwei’nin kendi ülkesi Çin’de kaçırılması ve katledildiğine ilişkin söylentiler.. Peki savaşlardan, yoksulluktan kaçmak için kucaklarında bebeleri, küçük çocukları ile gece ayazında botlara tepeleme doluşan göçmenlerin hazin görüntülerini; sudan çıkarılan, kıyıya vuran cesetlerinin görüntülerini ekranlardan sanki bir filmmiş gibi izlemeye, izleye izleye kanıksamaya; hayatın sıradan bir parçasıymış gibi kabullenmeye ve aynı sularda yazın keyifle yüzmeye ne demeli? O savaşlara, o savaşların sürmesi için satılan silahlara, yapılan anlaşmalara, diktatörlerin katliamlarına, yargısız infazlarına ve halkların yoksullaştırılmasına göz yuman diğer ülke iktidarlarına ne demeli? Onlara oy veren, alkışlayan, ya da görmezden gelmeyi tercih edip susan vatandaşlarına ne demeli? Bunları neden yazdım? 3 gün sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95. yılını kutlayacağız. Atatürk Türkiye’sinden, onun ilk taşlarını döşediği kazanımlarından, değerlerinden uzaklaştıkça yukarıda sıraladıklarıma yaklaştık da ondan... İşin acısı tüm bunları normalleştirmeyi sürdürdükçe daha da batağa saplanacak olmamız. Evet Türkiye, ama aynı zamanda tüm dünya, tüm insanlık... Üretici ile marketler YÖREX’te buluştu Türkiye’nin yöresel ürünlerini tek bir çatı altında sergileyen Yöresel Ürünler Fuarı ( YÖREX), bu yıl ilk kez üretici firmalarla, ulusal market zincirlerini aynı masada buluşturdu. YÖREX’in ardından yöresel lezzetlerin tüm market raflarında daha yoğun yer alması bekleniyor. Üreticiler YÖREX’te otellerin satın alma müdürleriyle de bir araya gelecek. Antalya’da düzenlenen fuara 72 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden 485 kurum ve firma katıldı. Fuarı 200 bini aşkın kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, “Ulusal marketlerle de yerel üretimcimizi bir araya getirip iş bağlantıları için zemin hazırlıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle