23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Ekim 2018 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Almanya’dan taviz yok Kanuna uygun hukuka aykırı Atatürk’ün esas mirası aydınlanmacı laik Türkiye Cumhuriyetidir. O aydınlanmacı, laik Cumhuriyetin ilke ve ölçütlerinin kökleştirilmesine katkıda bulunmaları için kurdurduğu Türk Dil ve Tarih Kurumu’na vasiyetinde İş Bankası’ndaki hisselerinin gelirini bırakmış idi. Gariptir, esas mirası reddedenler, başka bıraktıklarıyla yakından ilgilendiler. Nitekim, Türkiye’de laik Cumhuriyetin değerleriyle eşanlamlı olan “Kemalizm”in yerine ucu şeriat düzenine açık faşist “Kenanizm”i ikame etmek isteyen Kenan Evren, büyük mirası reddederken Cumhuriyetin ilke ve değerlerinin kökleşmesi için kurulmuş, özerk kuruluş olan Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarına el atacaktı. Atatürk’ün vasiyetinde öngördüğü biçimde özerk olan bu kuruluşları, Kenanizm ideolojisinin Türkİslam sentezi ölçütlerine uygun hale getirmek için devlet vesayetine soktu. Laik Cumhuriyet mirasını reddedenlerin iştahını hep kabartmış olan İş Bankası hisselerine şimdi de AKP MHP göz koymuş ve Mustafa Kemal Atatürk’ün, temsilinin CHP’ye kalmasını vasiyet ettiği hisselerin Hazine’ye intikalini sağlayacak süreci başlatmışlardır. HHH Vasiyetin tümüyle çiğnenmesine yönelik bu toptancı hamle şaşırtıcı olmasa da girişimcilerini hiç tahmin etmedikleri alanlarda çok güç durumda bırakabilecek sonuçlara gebedir. Aradan seksen yıl geçtikten sonra Cumhuriyetin kurucusunun son isteğinin çiğnenmesi ve vasiyetnamenin yırtılması, kapitalist düzenin temelini oluşturan, kutsal mülkiyet hakkı ve bunun devamı olan vasiyet kurumunu temelden yıkacak ve bu keyfi tasarruf ülkeye sıcak para girişini aksatacaktır. Kapitalist düzenin esası olan “kutsal mülkiyeti”, bu düzenin egemen olduğu rejimlerin temel hukuk kurallarını hiçe sayarak çiğneyen davranış karşısında, uluslararası sermayenin duyarsız kalmasını ve Türkiye’ye sıcak para akışının sürmesini beklemek abestir. Sermaye kendini güvencede hissetmek için belirli asgari bir hukuk düzeninin varlığını şart gördüğünden, faşist yönetimler bile, mülkiyet ve miras konularında dikkatli davranmak zorunluluğunu hissederler. Bu durumda 21. yüzyılın seçimle gelen krallar rejimlerinde, çokça uygulanmış ve kimi zaman da sonuç vermiş olan her şeyi kılıfına uydurma yöntemine başvurulur. Olayımızda da, TBMM’den AKPMHP çoğunluğunun katılımıyla şekil şartlarına uyularak çıkarılacak bir yasayla Atatürk’ten kalan hisselerin temsilinin, CHP’den Hazine’ye geçmesi kanuna uydurulacaktır, ama aksaklık tam olarak giderilemeyecektir. Giderilemeyecektir, çünkü şekil şartına uydurularak yasallaştırılmış olan girişim artık şekli olarak kanuni olmakla birlikte, hukukun temel ilkelerine ve kurumlarına aykırı olacaktır. Böylece Türk Dil ve Tarih Kurumu konusunda 12 Eylül dönemi Kenanizminin uygulamasıyla ortaya çıkmış olan garabete benzer bir durum oluşacak, tasarruf hem kanuni hem de hukuka aykırı olacaktır. HHH Kanunların şekil şartlarına uygun olmasının yanı sıra aynı zamanda hukuka uygun olmasının da, kaçınılmaz bir gereklilik olduğu demokrasilerde, yukarıdakine benzer bir durumla karşılaşılmaması için, anayasal denetim mekanizması geliştirilmiştir... Ama anayasal denetimin fiilen işlemediği ülkemizde birçok alanda, yalnızca şekil şartları yerine getirilmiş kanunlarla, kanuna uygun ama hukuka aykırı çözümler üretilmektedir. Kendi çelişkisini içinde taşıyan durumun anlaşılması güçtür. Yasa şekil şartı yerine getirildiğine göre “yasal”dır, ama hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu için de hukuka aykırıdır. “Bir durum hem kanuna uygun hem de hukuka aykırı fiil olabilir mi?” sorusunun demokrasilerdeki karşılığı “hayır” olan yanıtı, eskilerin nevi şahsına münhasır dedikleri kendilerine özgü rejimlerde “evet”olabilmektedir. Rahmetli Güngör Uras’ın dediği gibi, “Burası Türkiye abicim, burada olmaz olmaz!” Riyad’dan Kaşıkçı ailesine taziye mesajı Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayete kurban gittiğini kabul eden Suudi yönetimi adına Kral ve Veliaht Prens, kaybolmasının üzerinden 19 gün geçen Kaşıkçı’nın ailesine taziyede bulundu. Suudi Arabistan haber ajansı SPA Kral Selman bin Abdülaziz elSuud’un Kaşıkçı ailesiyle telefonla görüştüğünü bildirdi. Yine Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın da Kaşıkçı ailesine telefonla taziyelerini ilettiği haber verildi. Ajans haberinde görüşmelerin içeriği ile ilgili bilgi verilmezken, Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salih Kaşıkçı’nın taziyeler için teşekkür ettiğine de yer verildi. Kaşıkçı cinayeti nedeniyle Suudi Arabistan’a silah ihracatı için tüm izinler durduruldu, diğer ülkelere de yaptırım çağrısı yapıldı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürüldüğünün anlaşılmasının ardından uluslararası arenada ilk somut adım Almanya’dan geldi. Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, Suudi Arabistan’a silah ihracatı için tüm izinleri durdurduklarını açıklarken Avrupa Birliği üyesi devletlere de benzer yaptırım uygulamaları için çağrıda bulundu. Altmaier, ZDF’ye yaptığı açıklamada, “Ne olduğunu bilmek istediğimiz için, hükümet şu an için daha fazla silah ihracatını onaylamama konusunda hemfikir” dedi. Yeşiller Partisi ise Almanya ile Suudi Arabistan arasındaki stratejik ortaklığa son verilmesini talep etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel önceki gün Kaşıkçı’nın ölümü hakkında belirsizlik sürdüğü sürece Suudi Arabistan’a silah ihracatını durduracaklarını söylemişti. Alman Dışişleri Bakanlığı da Suudi Arabistan Büyükelçisini Kaşıkçı olayıyla ilgili olarak Bakanlığa çağırdı. Trump: Tatmin olmadım Diğer yandan, Körfez’deki en güçlü müttefiki Riyad’a yönelik cılız tepkiler verdiği gerekçesiyle eleştirilen ABD Başkanı Donald Trump’ı ikna için diplomatik çabaların sürdüğü görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki akşam Trump’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği, görüşmede Kaşıkçı olayının ele alındığı kaydedildi. Trump’ın ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de konuya ilişkin görüştüğü belirtildi. Öte yandan Trump, dün gece Suudi Veliaht Prensi Selman ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından bir açıklama yaptı. Trump, “Kaşıkçı’nın ölümüyle ilgili Suudilerden duyduklarımdan tatmin olmadım” dedi. Batı soruşturmayı bekliyor Trump’ın damadı ve Beyaz Saray danışmanı Jared Kushner, soruşturmaya ilişkin birçok kaynaktan kanıt topladıklarını belirterek gerçekler ortaya çıktıktan sonra Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun karar vereceklerini belirtti. Trump’ın ABD çıkarlarına odaklandığını söyleyen Kushner, “Müttefiklerimizle çalışabilmek zorundayız. Ortadoğu zorlu bir bölge. Ama aynı zamanda bu korkunç durumla (Kaşıkçı cinayeti) uğraşmamız gerekiyor” dedi. Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian, ortada ciddi bir suç olduğunu ifade ederek silah satışını durdurma kararı alıp almayacakları konusunda “Soruşturma bittiğinde yanıt vereceğiz” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt da, Suudilerin şu ana kadarki açıklamalarını inandırıcı bulmadıklarını, soruşturmanın sonucunu beklediklerini söyledi. Kayıp araç bulunduPolis Sultangazi’deki otoparkı güvenlik çemberine alırken vatandaşlar gelişmeleri meraklı gözlerle izledi. Kaşıkçı soruşturmasında 5 konsolosluk çalışanının ifadesi alınırken Suudi Arabistan’a ait bir otomobil otoparkta çıktı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölümüy nık” olarak ifadesine başvuruldu. İfade işlemlerinin ardın le ilgili yürütülen soruştur dan gazetecilerin sorularını mada yeni gelişmeler ya yanıtlayan, konsoloslukta şo şandı. Kaşıkçı’nın kayboldu för olarak çalıştığını anlatan ğu günlerde Sultangazi’de bir otoparka bırakılan Mercedes marka araç bulundu. Cemal Kaşıkçı Dublör bir tanık, savcıların kendilerine, “olay günü konsoloslukta olağanüstü bir durum olup Başkonsoloslukta görevli bir olmadığı, konsolosluğa ge Türk sürücünün, Kaşıkçı’nın kaybolmasından birkaç gün sonra otoparka bıraktığı diplomatik plakalı araç ve Kaşıkçı’nın dublörü ortaya çıktı Kaşıkçı cinayeti ile ilişkisi olduğu düşünülen 15 kişilik Suudi ekipten olan bir kişinin, Kaşıkçı’nın kıyafetlerini gi len Kaşıkçı ile dışarıdan gelen 15 kişiyi görüp görmedikleri, mesai saatlerinin kaçtan kaça olduğu” yönünde soru çevresinde inceleme başlatılırken, çalışmaların bugün de devam edeceği öğrenildi. Otoparkın kamera kayıtlarını inceleyen ekipler, 18 yerek Başkonsolosluktan çıkış görüntüleri ortaya çıktı. CNN International tarafından yayımlanan görüntüde konsolosluğun arka kapısından çıkan ve üzerinde Kaşıkçı’nın kıyafetleri olan kişinin takma bir sakal kullandığı ve Kaşıkçı’nın gözlüklerini de taktığı görülüyor. l Haber Merkezi lar yönelttiğini söyledi. Savcılığın 20 çalışanın daha ifadesini alacağı belirtildi. Deliller mi yakıldı? Ekim’de ‘34 CC 2665’ diplomatik plakalı bir otomobilin de otoparka girdiğini ve bir süre içeride kaldıktan sonra çıktığını belirledi. Bu araçla ilgili de çalışma yürütüldüğü öğrenildi. Öte yandan Suudi Arabistan Konsolosuğu binasının otoparkından dün pla kasız siyah camlı bir araç çekici yardımıyla çekildi. Araç akşam saatlerinde de konsolosluğa geri getirildi. Aracın kimin aracı olduğu ve nereye götürüldüğü bilinmiyor. Soruşturma kapsamında, konsolosluk görevlisi beş Türk vatandaşının “ta Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bir gün sonra, konsolosluk bahçesinde “delillerin” yakılarak yok edildiği iddia edildi. A Haber’in dün yayımladığı görüntülerde konsolosluk bahçesinde birçok kâğıdın varil içinde yakıldığı görülüyor. l Haber Merkezi CİNAYETE KARIŞANLARIN YARGILANMASI NASIL OLACAK? Konsolosun iadesi istenir Kaşıkçı’nın öldürüldüğünün Suudi yetkililer tarafından resmen açıklanmasıyla birlikte akıllara, başta konsolos olmak üzere cinayete karışan tüm isimlerin yargılanmasının nasıl yapılacağı sorusu geldi. Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nun büyükelçilik sıfatında olmadığı için Kaşıkçı Cinayeti Davası’na Türk mahkemelerinin bak makla yetkili olduğunu söyleyen Ceza Hukukçusu Av. Celal Ülgen, “İddianame hazırlanacak ve dava İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılacak. Bu aşamadan sonra soruşturma Interpol ile birlikte yürütülecek. Kaşıkçı cinayetini işleyenler ve cinayetle ilgisi olan şüpheliler hakkında kırmızı bülten çıkarılacak. Interpol tarafından kırmızı bültenle arananlar liste sine alınacak olan zanlıları Türkiye, suçluların iadesine dair sözleşme kapsamında isteyecektir” diye konuştu. Ülkesine giden Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi’nin de Interpol aracılığıyla aranacağını kaydeden Ülgen, “Türk yargı makamları dava açıldıktan hemen sonra konsolosun iadesini isteyecektir” dedi. l Haber Merkezi Katar ve İran yüklendi Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Suudi Arabistan’ın Veliaht Prens öncülüğünde yürüttüğü ılımlı politikalar hakkında, “Hiçbir şeyin değiştiğine inanmıyorum. Umarım bu cinayet tüm dünyaya bir uyanış çağrısı olur” diye konuştu. İran Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani ise, “Kaşıkçı’nın öldürülmesi, Suudi rejimi ve şöhret peşindeki gencin (Veliaht Prens Selman) içyüzünü apaçık ortaya koymaktadır” yorumunda bulundu. l Dış Haberler ‘Yalanları Suudileri yalnızlığa itiyor’ Alman Süddeutsche Zeitung Suudi kraliyet ailesinin gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine gösterdiği tepkiyi şöyle yorumluyor: “Bu dünyada beceriksiz hayduda öğretilebilecek en basit kural şudur: Çukura düştüysen, kazmayı bırak! Muhammed bin Selman ve çevresindekiler bu kurala uymuyorlar. Rejim muhalifi Kaşıkçı’nın ölümüyle ilgili çelişki ve gerçek dışı açıklamalar yapıyorlar. Bu tutuma konulacak teşhis ya aptallık ya da mutlak kudret sahipliği kuruntusu olabilir. Her yeni yalan Suudi Kraliyet ailesini biraz daha dokunulur hale getiriyor ve biraz daha yalnızlığa itiyor.” İngiliz Guardian’da ise “Türkiye’nin gazeteciler söz konusu olduğunda kendi acımasız tutumuna” bakması gerektiği belirtildi. Halen iddianame olmadan hapiste olan Osman Kavala örnek gösterildi. DE MORGEN GAZETESİ: Erdoğan kârda Belçika’da yayımlanan De Morgen gazetesi, Kaşıkçı’nın öldürülmesi nedeniyle yaşanan krizden ‘en kârlı çıkanın Erdoğan yönetimi olduğunu’ yazdı. Gazete, Kaşıkçı’nın kaybolmasının ABD ile Suudi Arabistan üzerinde büyük baskı oluşturduğunu belirterek “Ülkenin kalbinde meydana gelen bu provokasyon karşısında Erdoğan ilk kez bağırıp çağırmadan, ölçülü ve taktik bir yaklaşımı benimsedi” diye yazdı. Gazeteye göre, Kaşıkçı’nın kaybolmasından birkaç gün sonra Brunson’un serbest bırakılması tesadüf değil. Gazete, “Suudi Arabistan’la yaşanacak olası bir kriz öncesi Ankara, Brunson’ı bırakarak, ‘diş ağrılarından biri’ olan ABD cephesindeki sorunları bitirmiş oldu. Türkiye, Suudi Arabistan’la ilişkilerde de istikrarın korunması için nispeten yapıcı bir rol oynadı” ifadelerini kullandı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle