15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 22 Ekim 2018 4 ‘Yalanla başardılar’ ÇGD, iktidarın kurduğu medya düzeniyle ‘gerçekleri’ örttüğünü, yandaş medyanın yaşanan ekonomik krizi perdelediğini vurguladı Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ankara Şubesi’nin hazırladığı medya raporunda iktidarın toplumu medya üzerinden yaydığı yalan haberlerle yönetmeye başladığı belirtildi. Raporda “İktidar, gerçeklerin hiçbir şekilde duyulmaması hedefiyle uygulamaya koyduğu ‘yeni medya rejimi’ çerçevesinde, 3. havaalanı inşaatında çalışan işçilerden ekonomik nedenlerden dolayı intihar eden vatandaşa ve Rize’de bir çınar ağacının kesilmesine kadar istisnasız her alanda yaşanan gerçeklerin basın yoluyla duyurulma Muhabirimiz de raporda Raporda, gerçeklerin peşinden giden basın organları ve gazetecilerin baskılarla karşı karşıya kalmaya devam ettiği de vurgulanırken pastör Andrew Brunson konusundaki siyasi pazarlıkları nedeniyle gazetemiz muhabiri Alican Uludağ hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi uyarınca soruşturma açıldığına dikkat çekildi. ması için sansüre sarıldı” tespiti yapıldı. ÇGD Ankara Şubesi, her 3 ayda gazetecilikte ilke ihlalleri ve manipülasyonlarla ilgili yayımladığı raporların sonuncusunu kamuoyuyla paylaştı. 2018’in temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan rapor da başta emekçi sınıf olmak üzere tüm toplumu doğrudan etkileyen krizin ‘yandaş ve havuz’ medyasında, gazeteciliğin tüm ilkeleri çiğnenerek şoven bir dille makyajlandığı belirtildi. Raporda, krizin etkilerinin medyada da yoğun olarak yaşandığı ve çok sayıda basın emekçisinin işsiz kaldığı da belirtilirken “Yazılı ve görsel basını güdümü altına alan iktidar, internet üzerinden görüntülü ve sesli haber yayıncılığını da sansürleme amacıyla mevzuat hazırlığına girişti. ‘Saray’ın ‘yeni medya düzeni’, geçen üç ayda medyaya basamak atlatarak, birçok siyasal kuramda yasama, yargı ve yürütmenin ardından 4’üncü güç olarak gösterilen medyayı 2’nci basamağa çıkardı. Artık iktidar, toplumu medya üzerinden yaydığı yalan haberlerle yönetmeye başladı” denildi l ANKARA/Cumhuriyet Kriz basını da vurdu ‘Soru sormak gazetecinin görevi’ İzmir Gazeteciler Cemiye ti Başkanı Misket DikmenTarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, ihalesiz et alımı konusundaki iddialarla ilgili kendisine soru yönelten Fox TV muhabiri Damla Yıldız Söken’e yönelik kullandığı ifadeleri kınadı. Dikmen, “Doğru bilgiye ulaşmak, halka doğru ve tarafsız haber ulaştırmak gazetecinin görevi ve sorumluluğudur” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan yapılan açıklamada ise “Hukuksuz işiniz yoksa gazetecilerden korkmayın. Maskara derken madara olmayın” dendi. Basın Konseyi de Pakdemirli’yi kınadı. l Haber Merkezi CHP’li Veli Ağbaba’nın hazırladığı Basın Emekçileri raporunda gazetecilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çekildi MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın hazırladığı raporda kağıt fiyatlarında yaşanan artışlar nedeniyle bugüne kadar 300 gazete, dergi ve matbaanın kapandığı ve en az bin basın emekçisinin işsiz kaldığı ifade edildi. İşçi sendikaları, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba tarafından hazırlanan ‘Basın ve Yayın Emekçileri Raporu’nda Türkiye’de medya alanında yaşanan sıkıntılar gözler önüne serildi. Raporda, yaşanan ekonomik krizin basın ve yayın Veli Ağbaba emekçilerini yakından etkilediği belirtildi. Raporda, ekonomik kriz nedeniyle kağıt fiyatlarında yaşanan artışlardan kaynaklı olarak şu ana kadar 300 gazete, dergi ve matbaanın kapandığı ifade edildi. Raporda, yer alan bazı tespitler ise şunlar: 2018 yılının ilk 7 ayında basın yayın sektöründe çalışanların sayısı 92 bin 159 kişiden 91 bin 443 kişiye düştü. Sektörde çalışan sayısındaki düşüşün ana nedeni kur krizine bağlı olarak kapanan iş yerleridir. AKP iktidarı süresince basın ve yayın organları üzerinde kurulan baskı ve denetimler nedeniyle yüzlerce gazeteci ve basın emekçisi işsiz kalmış veyahut cezaevine konmuştur. Özellikle OHAL döneminde 2 bin 500’den fazla basın emekçisi işinden olmuştur. l ANKARA haber TASARIM: BAHADIR AKTAŞ KODA... Karşıyaka Oda Orkestrası KODA, açılış konserini İdil Biret’in solist olarak yer aldığı bir programla sunuyor bu pazartesi akşamında. 15 Ekim 2018. Orkestra şefi Rengim Gökmen. Rengim hoca bu orkestranın başından bugününe kadar kurucuyönetici müzik direktörü. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar bir orkestra kurma projesi ile Rengim Gökmen’e geliyor, ne yapmak istediğini anlatıyor. Bu görüşmede ben de varım, projeyi öğreniyorum. O gece Rengim Gökmen de bütünüyle dolu salonda heyecanla dinleyen izleyicilere o günü anlattı. Bir ilçe belediyesinin ‘klasik müzik orkestrası kurmak’ gibi büyük bir işin altından nasıl kalkacağını düşündüğünü açıkladı. Ama genç başkanın kararlı heyecanını gördüğünü, kesin ifadelerini dinlediğini ve kararını verdiğini dinleyicilerle paylaştı. İşte dört yıl içinde Karşıyaka Belediyesi’nin kadrolu bir orkestrası kurulmuştu ve üst düzeyde başarılı konserler veriyordu. Orkestra. Bir tasarım harikasıdır. Değişik müzik aletlerini bir araya getirerek, birbirinden ayrı notalarla birleştirerek bir senfoniyi seslendirmek insanlığın yarattığı büyük tasarımlardan birisidir. Bu hayranlık uyandıracak büyük buluş, insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir. İşte bu büyük dönüşümü keşfeden de insanlık tarihinin büyük yaratıcılarından birisi olan Atatürk’tür. Bu çoksesli evrensel müzik Atatürk devrimlerinin en büyük simgelerinden birisi olmuştur. Karşıyaka’nın genç, dinamik, bilinçli başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, konuşmasında Atatürk’ü bu yanıyla da andı. Rengim Gökmen konuşmasında Atatürk’ü, bu evrensel müzikle ülkemizi buluşturmanın heyecanı nı yansıttı. Piyanoda İdil Biret, işte bir Atatürk kızıydı. Ben Atatürk’ün yenilmez liğini, neden yenilmeyeceğini bir kez daha o gece anladım. Onun dehasını düşündüm. HHH Atatürk Pera Palas’ta etrafını çevirenlere şunları söylüyor: ‘Bulgarlar elbette Osmanlı ordusunu yenerdi. Çünkü onların operası vardı.’ Savaş ile operanın ne ilgisi olduğunu düşünüp bu sözleri anlamayanlar da olmuştur. Opera, müzikle dramanın buluştuğu, dekorun, kostümün, sahnenin, ışığın birlikte yapıtı ortaya çıkardığı bir organizasyondur. Balkan savaşlarında, Osmanlı ordusu yiyecek darlığı çekti, giyecekleri uygun değildi, hastalıklar önlenemiyordu, mühimmat eksikliği vardı. Savaşı kazanmak için gereken organizasyon sağlanamamıştı. İşte, Sofya’da ataşemiliter iken opera izleyen Mustafa Kemal’in yaptığı analiz buydu. Operası olmayan bir ülke savaşı kazanamazdı. Balkan savaşları Osmanlı’nın çöküşünde ve Avrupa’nın kuruluşunda rol oynamıştır. Atatürk’ün dehası, bir ülkenin kuruluşunda bilimin, sanatın, eğitimin, tarımın, endüstrinin, köylerin, kentlerin nasıl bir kompozisyon içinde birbirini destekleyerek rol oynayacağını bilmesidir. Atatürk, ülkeyi bu bilinçle yönetmiştir. Bugün ülkemizin içine düşürüldüğü bu perişan durum, bu bilinçten yoksun bir siyasal iktidar tarafından yönetilme talihsizliğindendir. Şimdi, yerel yönetim seçimleri bu talihsizliği sona erdirmek için ülkenin önüne çıkan son fırsattır. HHH O gece, o tarihi konser gecesinde toplumun ülkeyi kazanma heyecanı doruktaydı. Biz kazanacağız. Biz ülkemizi yeniden kazanacağız. Hep birlikte, yeniden, uygar, aydınlık, ışıklı ülkemizi kazanacağız. Bütün salon ayaktaydı. Bütün ışıklar parlıyordu. Alkışlar bitmiyordu. ‘İşte’, dedim. ‘Atatürk burada’... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle