15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi Yalılara22Ekim2018 Körfez akını ekonomi [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 11 Fiyatları 100 milyon doları bulan Boğaz yalıları, yabancıların da gözdesi oldu. TL’nin değer kaybetmesiyle Ortadoğu ülkelerinin yalılara ilgisi arttı Türk Lirası’ndaki sert değer kaybı sonrası İstanbul Boğazı’ndaki yalılara yabancı ilgisi arttı. Boğazdaki 650’ye yakın yalıdan yaklaşık 70 tanesinin satışta olduğu belirtilirken talipliler arasında başta Katarlılar olmak üzere Körfez sermayesi var. Fiyatları 100 milyon doları bulan yalı sahipleri TL’nin değer kaybını fırsat bilerek lüks mal varlıklarını nakde çevirme peşinde olurken yabancı alıcılar da ucuza yalı kapmak istiyor. sermaye yatırımı şar Cumhurbaşkanılı tı, 500 bin dolara in ğı kararıyla gayrimen dirildi. kul alım satım ve ki Gayrimenkul sa ralamalarının döviz tın alarak vatandaşlı üzerinden yapılması da yasaklarken, geçen ŞEHRİBAN KIRAÇ ğa geçme şartı da eskiden 1 milyon do aylarda yabancı yatı lar iken, yeni dü rımcılara Türkiye Cumhu zenlemeyle 250 bin dola riyeti vatandaşlığına geçme ra düşürüldü. Bu durum da ve pasaport alma konusun Türkiye’de gayrimenkule il da teşvikler getirildi. Resmi giyi artırdı. Yabancıya ko Gazete’de geçen ay yayımla nut satışları eylülde bir ön nan düzenlemeyle Türk va ceki yılın aynı dönemine gö tandaşlığı alabilmek için en re yüzde 151 arttı. Bu artışta az 2 milyon dolar olan sabit vatandaşlığa geçme şartının indirilmesi etkili oldu. Ortadoğu ülkelerinde de izlenen İstanbul Boğazın’da çekilen Türk dizilerinin çekildiği yalılar da yatırımcının buralara ilgi göstermesine neden oluyor. Katarlılar ağırlıkta Uzmanlara göre, Ortadoğu ülkelerinde yaşayanlar için İstanbul Boğazı’nda bir yalı sahibi olmak bir güç göstergesi olarak görülüyor. EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Körfez ülkeleri vatandaşları, özellikle dövizdeki yükseliş nedeniyle TL karşısında değer kazanan paraları ile çok daha iyi mülklere yöneliyorlar. Yalılara talebin en çok Arap ülkelerinden olduğu, özellikle Katar’dan talep geldiği görülüyor” ifadesini kullandı. Döviz kurundaki ani artışın, özellikle varlıklı yabancıların yalılara ilgisini artırdığını dile getiren Yazıcı, bu ilginin devam edeceğini ifade etti. İpar Köşkü satışa çıkarıldı İrİkrPprösTmreVlşüşyapiküoüaRtdaolrz4llvianeazaaiauaıurşmrleualp5ib,adlpcknnakKnazlZsanvPÜkaumieöTnutmlbm,anbeyiiİuemöuazılsnpüğkşdruaeıakkgoirlşirştılkröşaPuliulGılilüysöiyşiaüaykkkldv,ryamşbiP’v.oşrPöiuzbüanyeücıtoyşkKıee1akeznannnie.yeae9enaüeşröşKlüilşCrcü,eulCrl1l.’mdaiigüşatA2uinnvarÇarnmğdeKaePakoft’ev,eiYhişdcintiiımörbimhümefk”eynlçlamaaaekaedbtşuöreydtydilfaCslraeirleiaikıarielıadaşp.tsarra.irnTahbe,hyTta’ıtnkşPınetltddsot1aimaeoçAhııügı9elaMvisşaevaaypşrenspnliln3riıaCtdeubnakralunuıyioueı1riCnsiaşzpTkeki’çhdzia.1dzat,lan9üsoieçıltmgtsa“aulşrkueMAuaııÖano0mpaaröçriraeilgn’’rıBPdslk1eyüdıurm’iktdödTıılaDarzanladieoen,ır. Rıhtımın uzunluğu ve lokasyon önemli Cansel Turgut Yazıcı, yalının imar bilgi rihi bir kimliğe sahip olması önemli” diye konuştu. leri, iç ve dış mekân inşa Yalı alacak olanların ön at özellikleri, rıhtım uzun cesinde Boğaziçi İmar luğu ve tekne bağlama Müdürlüğü’nden mülkün imkânları gibi birden faz evraklarını incelmesi, yalı la faktörün yalının fiyatını eğer tarihi eser vasfınday belirlediğini anlatarak, “Fi sa ayrıca Anıtlar Kurulu’na yatı belirleyen en önemli gidip bakılması gerektiği iki kriterin lokasyon ve ya ne işaret eden Yazıcı, “Bo lının sahip olduğu rıhtım ğaz hattında yer alan bir uzunluğu olduğu çok taşınmazda imara ay nu söyleyebiliriz. kırılıklar görüyoruz. Anıt Değer belirlenir lar Kurulu’na gidilip, ya ken herhangi bir sal durumun incelenmesi restorasyon gö bu nedenle önemli. Bir ya rüp görmemiş lının satış/kira ve amor olması yani gü tisman süreleri; lokasyo nümüz mima nuna, hangi cepheye bak risin tığına, bakım maliyetine, den eski eser olup olmadığına çok göre değişkenlik gösteri ta yor” dedi. Cansel Turgut Yazıcı TOBB: Para dönmüyor Hisarcıklıoğlu: Bizler her gün faizlerle, kurlarla mücadele halindeyiz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bir süre dir ekonomide çalkantı ya şandığına işaret etti. Döviz, faiz, enflasyonun üçünün birden yükseldiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Piyasada gözle görülür bir yavaşlama var, para dönmüyor. TOBB olarak odalar ve borsalarımız vasıtasıyla piyasaların nabzını ilk elden tutuyoruz. Sıkıntıları tek tek anlatıyoruz. Sonra bunları Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize, bakanlarımıza iletiyor ve acilen önlem almasını talep ediyoruz” dedi. Hisarcıklıoğlu, Çorum İli Odalar ve Borsalar Müşterek İstişare Toplantısı ve Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, iş dünyası ile finans sektörünün aynı gemide olduğunu ifade etti. Her gün mücadele TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Herhangi birimize bir şey olursa, yani bize bir şey olursa onlara olur, onlara bir şey olursa bize olur açık söyleyeyim. Eldekini muhafaza etme dönemi. Tüccar ve sanayicimi zin ticaret, üretim ve istihdam kapasitesini korumamız lazım. Kapanan her bir işletme, üretimi durduran her bir fabrika hepimizin, 80 milyonun kaybı demektir. Bizler her gün faizlerle, kurlarla ve her gün karşımıza çıkan farklı bürokratik mevzuatla mücadele halindeyiz. Bin bir türlü sıkıntı yaşarken devletimizden tek istediğimiz var, yanımızda olduğunuzu göstermesidir” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Rifat Hisarcıklıoğlu CHP heyeti Şanlıurfa’da: Kur herkesi vurdu CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yerel seçimler öncesi çalışma yürütmek üzere partisi tarafından görevlendirildiği Şanlıurfa’da, Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ve Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile birlikte bir dizi ziyaret gerçekleştirerek sorunları dinledi. CHP heyeti, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Ziraat Odası Başkanlığı ile birlikte semt pazarında esnaf ve yurttaşların sorunlarını dinledi. Gürer, “İşsizliğin had safhaya ulaştığı Şanlırufa’da, esnaf, çiftçi, emekli, memur, işçi, sanayici ve toplumun hemen hemen tüm kesimleri dövizdeki dalgalanmalar, artan enflasyon ve zam dalgalarının getirdiği mağduriyeti yaşıyor” dedi. l Haber Merkezi Ballı fiyat Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, arıcıdan kilogramı 11 liraya alınan balın marketlerde 45 liraya satıldığını belirterek, “11 liraya alınan bal, 45 liraya satılamaz” dedi. Şahin arada 34 lira gibi bir fark var olduğunu, bunun düzeltilmesi gerektiğini kaydederek, Türkiye’de arıcılık sektörüne hizmet edilecekse desteklemelerden önce piyasanın düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Şahin, çam balı üretiminin yılık 100 bin tonlara çıkarılırsa hem ihracatın artacağını hem de ülkenin ihtiyacının karşılanacağını vurguladı. l Ekonomi Servisi Almanya’dan güven ziyareti HÜSEYİN HAYATSEVER Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier, aralarında Türkiye’de faaliyet gösteren Alman şirketlerin üst düzey yöneticilerinin de olduğu kalabalık bir Alman iş insanı grubuyla 2526 Ekim’de Ankara’yı ziyaret edecek. Ziyaret sırasında Almanya tarafının özellikle yatırımcılar için hukuki güvence, yatırımcıların korunması, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gibi konularda güvenin tekrar tesis edilmesi konularındaki taleplerini Türkiye’ye ileteceği belirtiliyor. Alman Bakan’ın ziyareti sırasında 2013’te kurulması kararlaştırılan ancak gerginlikler nedeniyle toplanamayan TürkiyeAlmanya Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komisyonu’nun ilk toplantısı yapılacak. Ziyaret kapsamında Alman ve Türk iş insanlarının katılımıyla enerji ve yatırım forumlarının gerçekleştirilmesi de planlanıyor. Türkiye ile Almanya arasında geçen yıl siyasi alanda artan gerginliğin iki ülke arasında çok yakın ilişkiler bulunan ekonomik alana da yansıması olmuş, Türkiye bazı Alman şirketleri hakkında soruşturma başlatmıştı. Türkiye, geçen yıl temmuzda Almanya’ya önce “teröre destek verdiğinden” şüphelendiği Alman şirketleri listesi vermiş, daha sonra “iletişim kazası” denilerek liste geri çekilmişti. l ANKARA Dengeler ve fanteziler Suudi uçakları, Yemen’de ağustosta okul gezisindeki çocukları bombaladı, en az 40 çocuk öldü; geçen hafta, bombalardan kaçan sivillerin sığındığı otobüsü bombaladı, en az 17 ölü, 60’dan fazla yaralı var. Bunlar medyada birkaç paragraf, haberlerde birkaç dakika konuşuldu, geçildi. Günlerdir, İstanbul’daki Suudi konsolosluğuna giren ve bir daha çıkmayan “gazeteci” Kaşıkçı’yı konuşuyoruz. İddialara göre Suudi rejimine muhalif (demokrasi yanlısı olduğu ima ediliyor) “gazeteci” Kaşıkçı işkence ile öldürüldü. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt’e göreyse Kaşıkçı, gazeteci değildi, Suudi gizli servisinin (bir zamanlarEY) üst düzey görevlisiydi, Bin Ladin ile samimi ilişkileri vardı; en karanlık silah tüccarlarından Adnan Kaşıkçı’nın da yeğeniydi. The Spectator’a göre Kaşıkçı, Suudi rejiminin çok korktuğu Müslüman Kardeşler’in üyesiydi. Şimdi, Batı’da devlet büyükleri infial halinde, jeopolitik “uzmanları” son derece meşgul. Kaşıkçı’nın işkence ile öldürülmüş olduğu doğruysa Suudiler büyük bedel ödermiş. Ortadoğu’da dengeler altüst oluyormuş, en kazançlı çıkan Türkiye olacakmış... Bu arada, AKP ve siyasal İslamın entelijensiyasının, “stratejik derinliğe” dalma, öbürü ucundan “Dünya Müslümanlarının lideri” olarak çıkma fantezisi de canlandı. Bu bayat yemek ısıtılıp masaya sunuluyor. Yerseniz! Dengeler filan Kaşıkçı cinayeti gündeme gelmeden önce Ortadoğu jeopolitiğindeki dengeler kabaca şöyle özetlenebilir. Suudiler ve İsrail, İran’a karşı, ABD vesayeti altında gittikçe gelişen bir ittifak içindeler. Suriye’de Esad kazandı, AKP Türkiyesi Rusya, İran ve kendi çıkarlarının arasında yalpalıyor. İdlib’de üstüne aldığı, cihatçıları tahliye etme sorumluluğunu yerine getiremedi. Münbiç’te ABD’yi, YPG’yi terk etmeye ikna edemiyor. Suudilerin, hemen hiçbir etki yapamayan Katar ambargosu sürüyor. Irak parlamenter bir rejime geçmeye, Şii Sünni çıkarlarını dengelemeye çalışıyor. Ancak bu sırada büyük güçlerin Irak’ın zenginliklerini paylaşma “savaşı”, sömürgeleri anımsatarak sürüyordu. Alman şirketi Siemens 15 milyar dolarlık petrol elektrik santralı ihalesini almıştı, ABD müdahale etti, Irak’taki egemenliğini kullanarak, ihaleyi General Elektrik’e verdirtti. Suudilerin sözde reformcu lideri MbS, New York Times’ın şaşkın yazarı Friedman’ın deyişiyle, kadınlara otomobil kullanma hakkı vererek “Suudi baharı” başlatıyordu. Gerçekteyse kadın haklarını savunan kadınları birbiri ardına tutuklattırıyordu. MbS Suudi zenginlerini lüks bir otele doldurup baskı ile 100 milyar dolar topluyor, bunu da yolsuzlukla savaş olarak sunuyordu. Gerçekteyse olanlar, MbS’in yeni kaynaklara ulaşmasına izin veren bir iç hesaplaşmaydı. Yemen’de, Batı’dan alınan silahlarla yer gök bombalanıyor, on binlerce sivil ölüyor... Kaşıkçı’dan sonra.. eski tas eski hamam Şimdi bu dengeler değişecekmiş. ABD ve Avrupa, Suudilere karşı nihayet yaptırım yapmaya karar verirlerse İsrail Suudi ittifakı bozulurmuş. İran’ın etkisi göreli olarak artar, Suudilerin İslam dünyasının lideri olma çabaları büyük bir darbe alırmış. Katar rahatlar, AKP Türkiyesi’nin önü açılırmış. Cumhurbaşkanı da zaten “İslam dünyasına yalnızca biz liderlik edebiliriz” demiyor mu? İyi de Araplar, Osmanlı mirasından bu kadar nefret ederken, Mısır gibi güçlü bir ülke varken, Suudilerde petrol, Trump binalarına yapılmış dev yatırımlar, ABD’de satılacak silah varken, Türkiye neyle liderlik edecek, tepetaklak giden ekonomiyle mi? Gelin, daha gerçekçi olasılıklar üzerinde duralım. Liderlik fantezisi bir yana, sanırım esas hesap şöyle: Bilgileri damla damla “sızdırırız”, Suudilere en az zararla çıkmaya uygun bir açıklama için zaman tanırız; Trump’ı da memnun ederiz. Böylece belki de birkaç milyar dolar yatırım alabilir, ekonomiyi ve iktidarımızı biraz rahatlatırız?.. Bence en gerçekçi analizi Oxford Analytica üretti: “Pragmatik, ekonomik kaygılar ABD’yi ve Avrupa ülkelerini, mümkün olan en kısa sürede Kaşıkçı olayını geride bırakmaya yönlendirecek. Ancak MbS’nin iktidarının yaşadığı sarsıntı aynı çabuklukta geçmeyebilir.” Türkiye ile ABD arasında yeni bir yakınlaşma söz konusu ama, Trump yönetiminin, Türkiye’nin bölgedeki rakibi Suudilerle, İran’la yakın ilişkiler içindeki Türkiye’yle, ABD çıkarları arasında başarılı bir denge kurması neredeyse olanaksız. Politico’da Fride Gihitis de “Erdoğan çok dikkat etmeli. Trump ve MbS gibi iki güçlü ve intikamcı lider var karşısında” diyor. Kısacası, Kaşıkçı da kısa sürede unutulur; Ortadoğu dengelerinde pek bir şey değişmez, stratejik derinliğe dalanlar, öbür taraftan yine Suriye’de olduğu gibi sersemlemiş ve elleri boş olarak çıkarlar. Eximbank desteği çekiyor n Türk Eximbank Genel Müdürü Yıldırım, “Eninde sonunda ‘kur riskine karşı korunmayan ya da sigorta yapmayan şirketleri Eximbank artık desteklemeyecek’ fikrini yapmamız lazım” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle