15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 18 Ekim 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY Tüketim çakıldı ekonomi 11 Faiz ve enflasyondaki artışla tüketici kredileri ve kredi kartı harcamalarında reel daralma üçüncü çeyrekte yüzde 12’yi aştı. Tüketici güveni dibe vurdu Ekonomik kriz vatandaşın tüketim harcamalarında büyük düşüşü beraberin de getirdi. Bankacılık Düzenle me ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan 2018’in üçüncü çeyreğinde, tüke tici kredileri ve kredi kartı har EMRE DEVECİ camaları (kur etkisinden arındı rılmış) reel ola rak yıllık yüzde 12.52 oranın da azaldı. Kriz yılı olan ve eko nominin yüzde 4.7 küçüldü ğü 2009’da bile üçüncü çeyrek te bu kalemde küçülme yüzde 0.79’da kalmıştı. 2018’in üçüncü çeyreği, TL’nin rekor düzeyde değer kay bettiği, enflasyonun yüzde 24’ü aştığı (eylül) ve faizlerin hızla arttığı bir dönem olmuştu. Mer kez Bankası (TCMB) verileri ne göre, bankaların ihtiyaç kre dileri (TL) için uyguladığı orta lama yıllık faiz 28 Eylül hafta sında yüzde 38.53’e ulaşmış tı. Artış ekimde de sürmüş ve 5 Ekim haftasında bu oran yüzde 39.03’e yükselmişti. 2017’deki yüzde 7.4’lük yük sek büyüme içinde özel tüke tim harcamalarının katkısı yüz de 59 ile ilk sırada yer almıştı. Tüketici kredileri ve kredi kart ları ile yakından ilişkili özel tüketimdeki daralma ekonominin üçüncü çeyrekten itibaren nasıl yavaşladığını ortaya koyuyor. Sadece gıda arttı Kriz, perakende satış rakamlarına da yansıdı. Takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi ağustosta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1.3 arttı. Öte yandan, artış sadece gıdada gözlendi. Gıda, içecek ve tütünde bu rakam yüzde 4.9 olurken, gıda dışı perakende satış takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla ağustosta yıllık yüzde 0.5 azaldı. Bilgisayar, kitap ve iletişim aygıtlarında düşüş yıllık yüzde 1.8, elektrikli eşya ve mobilyada yüzde 10.9 oldu. Otomotivde sert iniş Otomotiv Distribütorleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Hayri Erce, geçen yıl 980 bin olan Türkiye otomotiv pazarının bu yıl yüzde 38.8 daralarak 600 bine, gelecek yıl da yüzde 25 daralarak 450 bine düşmesini beklediklerini açıkladı. Krizin vatandaşa etkisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan Tüketici Güven Endeksi’nde de net şekilde görülüyor. Eylülde tüketici güveni yüzde 13.2’lik rekor düşüşle 59.3 puana gerilemişti. Yerli fakirleşti, yabancı harcadı TL’deki büyük değer kaybıyla birlikte vatandaşlar tüketimi kısarken, yabancılar artırdı. Dolar ve Avro’nun TL karşısında büyük değer kazanmasıyla Türkiye’de alışverişi artıran yabancıların, haziraneylül döneminde kartla yaptığı ödemeler geçen yıla göre yüzde 91 artarak 21 milyar TL’ye ulaştı. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verile rine göre, bu artışla beraber 2017 yılının haziraneylül döneminde yüzde 5 olan yurtiçinde yapılan kartlı ödemeler içindeki yabancı payı, 2018 yılının aynı döneminde yüzde 7’ye ulaştı. Yabancı kartlarla yapılan ödemelerin ortalama işlem tutarı 616 TL olarak gerçekleşti. Yabancı kartlarla yapılan ödemelerin yüzde 32’sini ise internetten yapılan kartlı ödemeler oluştur du. Yaz döneminde yabancı kartlarla yurtiçinde yapılan ödemelerin sektör özelinde dağılımı incelendiğinde, en fazla artışın yüzde 143 ile elektronik eşya sektöründe görüldü. Elektronik eşya sektörünü yüzde 108 artışla giyim ve aksesuar, yüzde 101 artışla seyahat acenteleri, yüzde 99 artışla konaklama ve yüzde 91 artışla hava yolları sektörleri takip etti. KİT işçisine kadro şartı Yabancı bankalar değişiklik istedi Türkiye’deki yabancı sermayeli bankalar 19 Eylül’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) onayıyla yürürlüğe giren ‘Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması’nda değişiklik talep etti. Bloomberg’in haberine göre, yabancıların borcun yüzde 75’ini temsil eden alacaklı bankaların uzlaşmasının yeterli sayılması maddesine itiraz ettiği, bunun dışında da anlaşmazlıklar olduğu, bir aya yaklaşan süreçte uygulamaya yönelik netleşme ve uzlaşının sağlanamadığı ifade ediliyor. Yabancı bankaların yapılandırma kararına katılıp katılmayacaklarının kendi inisiyatiflerine bırakılmasını istediği belirtiliyor. Anlaşmayla 100 milyon lira üzerindeki borçların yapılandırılması öngörülüyor. l Ekonomi Servisi Hazine ABD’den borçlandı Hazine ve Maliye Bakanlığı, uluslararası sermaye piyasalarında gerçekleştirilen tahvil ihracı ile 2 milyar dolar borçlandı. Aralık 2023 vadeli tahvil ihracı için Deutsche Bank, Goldman Sachs ve Societe Generale’e yetki verilmişti. 23 Ekim’de hesaplara gireceği belirtilen ihraçta faiz oranı yüzde 7.4 oldu. Bu oran 17 Ocak 2018’de yapılan 2 milyar dolarlık tahvil ihracındaki yüzde 5.2’lik oranın yüzde 44 üzerinde oldu. Tahvilin yüzde 60’ı ABD, yüzde 23’ü İngiltere, yüzde 11’i diğer Avrupa ülkeleri, yüzde 5’i Türkiye, ve yüzde 1’i diğer ülkelerdeki yatırımcılara satıldı. l Ekonomi Servisi Kamu bankalarının döviz borcu arttı Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, ağustosta kısa vadeli dış borç stoku 2017 sonuna göre yüzde 3.6 azalışla 114.3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 7.4 oranında azalarak 62.3 milyar dolar olurken, tümü kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2017 yıl sonuna göre yüzde 1.8 artarak 22.5 milyar dolara ulaştı. l Ekonomi Servisi 80 bin taşeron işçiye kadro için birçok şart koşuldu. Emekçiler, 2 yıl kesintisiz çalışmanın yanı sıra kontenjan açılırsa kadroya geçebilecek T DE GELİ SAA Richard Yu Huawei Watch GT her geçen gün daha da iyi hale gelen akıllı saat pazarının en yeni üyesi olarak Mate 20 serisiyle aynı anda pazara sunulacak. Saatin Avrupa satış fiyatı 199 Avro ile 249 Avro arasında deği şecek. Hedefleri liderlik Çinli şirket üç kameralı, yapay zekâlı Mate 20 serisini tanıttı ŞEHRİBAN KIRAÇ Çinli akıllı telefon üreticisi Huawei kamerayı üçlediği yapay zekâlı yeni amiral gemisi ürünleri Mate 20 serisinin dünya prömiyerini yaparken, 2019’da dünyada, orta vadede de Türkiye’de pazar lideri olmayı amaçlıyor. Huawei Tüketici Elektroniği İş Birimi, uzun süredir beklenen güncel Mate serisini Londra’da tanıttı. Kirin 980’le gelen yeni Mate 20 serisi, DualNPU (çift ağ işleme birimi), ultra geniş açı lens desteğiyle gelen üçlü Leica kamera, yapay zekâ destekli video özellikleri, Huawei SuperCharge 40W hızlı şarj ve ters yönde şarj özelliği ile Android P tabanlı EMUI 9.0 yazılımı, serinin öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. Huawei Mate 20 serisi; 6.53 inç, 6.39 inç ve 7.2 inç boyutlarındaki, Mate 20, Mate 20 Pro, Mate 20 X ve Porche Desing Mate 20 RS modellerinden oluşuyor. Kasım ayı ortalarında Türkiye’de satışa sunulacak olan Huawei Mate 20 Pro’nun Avrupa satış fiyatı 1049 Avro olacak. Cihazın Türkiye satış fiyatı üzerinde dövizdeki yükselişe bağlı. Vergiler dahil Mate 20 Pro’nun fiyatının Orta segmente yönelme var Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği İş Grubu Pazarlama Direktörü Tayfun Söğütlü, yüzde 20’nin üzerinde pazar payıyla Türkiye’de ikinci sırada olduklarını belirterek, 2019’da dünyada, orta vadede ise Türkiye’de liderlik hedeflediklerini söyledi. Türkiye’de kurun artması ve vergi dilimlerinin değişmesinin cihaz fiyatlarına zam olarak yansıdığını anlatan Sögütlü, “Türkiye pa zarında bu yıl 11 milyon cep telefonu satılacağını öngörüyoruz. Fiyatlardan dolayı tüketiciler orta segment ürünlere yönelebilir. Eskiden 1000 Avro olan telefon Türkiye’de 6 bin civarındaydı şimdi vergilerle birlikte 10 bin lirayı buluyor. Telefonun kullanım süresi uzayabilir” ifadesini kullandı. 10 bin TL’nin üzerinde olacağı tahmin ediliyor. Yeni cihazların tanıtımını yapan Huawei Tüketici Elektroniği İş Birimi Üst Yöneticisi (CEO) Richard Yu, yeni Mate 20 seri ile ilgili “Ancak her kurum, her aile ve her birey dijital dünyaya eriştiğinde gerçek anlamda bir akıl ve teknoloji çağından söz edebiliriz. Akıllı telefonlar bu döneme geçişte son derece önemli bir rol oynayacak” dedi. Kablosuz şarj özelliği Huawei Mate 20, 4000mAh batarya ile gelirken, Mate 20 Pro 4200mAh, Mate 20 X ise 5000mAh gücündeki bataryası ile öne çıkıyor. Huawei Mate 20 Pro, Huawei Kablosuz Hızlı Şarj ürünü ile 15W gü cünde kablosuz şarjı da destekliyor. 30 dakikalık bir kablosuz şarjla batarya yaklaşık yüzde 30 ora nında (1300mAh’ye eşdeğer) dolum gerçekleştirebiliyor. Cihazın kablosuz ters yönlü şarj ünitesi de bulunuyor. Cihaz kıvrımlı yapıda Amoled ekrana sahip. l LONDRA YOR MUSTAFA ÇAKIR Hükümet kadro kapsamı dışında bıraktığı kamu iktisadi teşebbüslerindeki (KİT) yaklaşık 80 bin işçiyi hemen kadroya geçirmek yerine çok sayıda şart koştu. İşçiler sınav, güvenlik soruşturması, 2 yıl kesintisiz çalışmanın yanı sıra eğer kontenjan açılırsa kadroya geçebilecek. Ayrıca kontenjan oluşsa bile kadroya alınacak işçi sayısında son karar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda. KİT’ler 2018’de ayrılan personelin en fazla yüzde 75’i kadar yeni personel alabiliyor. Kadroya alınacak işçiler de bu yüzde 75’in içerisinde değerlendirilecek. Kadro sayısı belirlendikten sonra da KİT’ler yazılı, sözlü ya da uygulamalı sınav yapacak. Finansman isteniyor Diğer yandan, KİT’lerin 2019 mali hedefleri belirlenirken, 25 kuruluştan 15’inin finansmana ihtiyacı olduğu belirtildi. En fazla finansman ihtiyacı olan kuruluş ise 7.1 milyar lira ile TCDD. Kurumun 2019 yatırım tutarı ise 3.9 milyar lira. Finansman ihtiyacında ikinci sırada 4.5 milyar lira ile BOTAŞ geliyor. Üçüncü sırada 1.8 milyar lira finansman ihtiyacı ile TCDD Taşımacılık AŞ bulunurken, dördüncü sırada ise 1 milyar lira finansman ihtiyacı ile Türkiye Taşkömürü Kurumu yer aldı. l ANKARA Kur 5.53’ü gördü TESK: Zamları geri alın Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Döviz kurunun yükselişine göre zam yapanlar, yine döviz kurunun düşüşüne göre indirime gitmeli ve bu iş ranta çevrilmemeli” dedi. Mağazalarındaki tüm ürünlere zam yapanların yalnızca belli kalemlerdeki ürünler için sadece yüzde 10 indirim yaptığını dile getiren Palandöken, “Kimse enflasyonla mücadele üzerinden menfaat sağlamamalı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Faşizme ve ekolojik yıkıma karşı Ben “iyimserkötümser” ikileminin dışında kalarak yazmaya çalışıyorum ama, sanırım yeterince başarılı olamıyorum. Kimi okurlarım son iki yazımın çok kötümser olduğunu düşünüyorlardı. Bu noktayı Emre Kongar Hocam da vurgulamıştı. Perşembe yazımda, Weimar Cumhuriyetini Nazi diktatörlüğünün izlediğini anımsayıp şimdi küresel çapta benzer dinamiklerin söz konusu olduğuna işaret etmiştim. Pazartesi günü de Birleşmiş Milletler İklim Paneli’nin yayımladığı son raporun, geri dönülemez noktaya hızla yaklaşan küresel ısınmayı durdurabilmek için “büyük ekonomik kaynakların harekete geçirilmesi gerekir” saptamasını aktardım. Bir “kâr makinesi” olan sermayenin üzerinde yaşayan egemen sınıfların temsilcilerinin bu kaynakları insanlığın uzun dönemli çıkarına değil sermayenin kısa dönemli gereksinimlerine ayıracaklar; küresel ısınma da hızlanarak artmaya devam edecek diyordum. Adeta kapitalizm yaşayabilmek için “dünyayı faşizme doğru, ateşe vermeye” kararlı görünüyordu. Bu çok karanlık bir tablo. Yine de hafta sonu, Almanya’nın Bavyera eyaletinde yapılan seçimlerin sonuçlarına bakarak “başka bir dünya” olasılığının henüz tamamen ölmediğini düşünebiliriz. Toplumsal kutuplaşma Son yıllarda halk sınıfları merkez partilerini terk ediyor, kısmen ABD’de Bernie Sanders, Meksika’da Obrador, İngiltere’de Jeremy Corbyn gibi sol eğilimli liderlere, ama daha çok ABD’de Trump, Brezilya’da Bolsonaro, İtalya’da Salvini, Almanya’da AfD gibi sağ popülist, aslında düpedüz faşist liderlere, partilere yöneliyorlar. Siyaset kutuplaşıyor. Cumartesi günü Almanya’da Merkel’in koalisyon hükümetinin politikalarına karşı, Berlin’de 250 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen anti faşist protesto gösterisi, Bavyera eyalet seçimlerinin sonuçları hem bu kutuplaşma gözlemini doğruluyor hem de faşizmin yükselişine karşı direniş olasılıklarına işaret ediyordu. İki merkez partisi SPD’nin (sosyal demokrat) ve CSU’nun (muhafazakâr) oyları, bir önceki seçimlere göre 10 puandan fazla gerileyerek sırasıyla, yüzde 9.7 ve yüzde 37.2’de kaldı. Buna karşılık, faşist AfD oyların yüzde 11.6’sını alarak eyalet meclisine girdi. Şimdi, AfD’nin 16 eyalet meclisinden 15’inde en az bir temsilcisi var. Ancak en önemli gelişme, çevreci, kimi talepleri anti kapitalist, antimilitarist özellikler sergileyen sol eğilimli Yeşiller partisinin oylarının yüzde 17.5’e ulaşmış olmasıdır. Bavyera seçimlerinde göçmenlere karşı güçlü bir ırkçı tepki bekleniyordu. SPD ve CSU kendilerini bu beklentiyle uyumlu yönde konuşlandırdılar. Buna karşılık, Yeşiller seçimlere, serbest dolaşımı, göçmenleri, özgürlükçü düşünceleri savunarak, küresel ısınmaya karşı mücadele talepleriyle girdiler. Yeşiller, “yabancı düşmanlığı siyasi iklimi belirliyor” inancının güçlendiği bir dönemde, Batı Almanya’nın en muhafazakâr eyaletlerinden Bavyera’da oylarını, bir önceki seçimlere göre ikiye katladılar. Bu sonuç, toplumsal muhalefetin yalnızca faşist partilere değil, sol partilere, ırkçılığa, faşist tehlikeye karşı politikalara, uygarlığın geleceğini tehdit eden küresel ısınma sorununa da ilgi gösterdiğini kanıtladı. Tek yol, soldan geçiyor Siyasi merkezin, toplumsal mutabakatın parçalanmaya, vatandaşların değerler üzerinden kutuplaşmaya başladığı yerlerde, en düşük ortak paydada buluşma çabaları, sağ ve sol uzlaşmacılık (“sağ duyulu” duruş sergileme taktiği), merkez sağın daha sağda olanı taklit etme, merkez solun sağa kayarak oy çalma çabaları sonuç vermiyor. Belirgin ilkelere sadakatini açıkça vurgulayan ve savunan, farkını ve kararlılığını sergileyen, saflarını sıklaştırarak mücadele gücünü kanıtlayabilen partiler ve akımlar seslerini duyurabiliyor, oylarını arttırabiliyor. Gerçekten de Bavyera seçimlerinde merkez partilerinin aşırı sağın politikalarına, söylemlerine hatta duyarlılıklarına yakınlaşarak oradan oy çalma çabaları iflas etti. Buna karşılık sağda ve solda, kendi özgün çizgisine sadık, kararlı, mücadeleci imaj sergileyen, radikal çözümler öneren AfD ve Yeşiller oylarını arttırdılar. Muhafazakârların ve sosyal demokrasinin iflasından, yalnızca Almanya’da değil hemen her yerde kapitalizmin dünyayı sürüklemekte olduğu faşist, dinci totaliterliğe, hızla geri dönülmez bir noktaya gelmekte olan küresel ısınmaya, ekolojik yıkıma karşı tek alternatif sol akımların mücadelesidir. Sol tüm insanlık adına, riski alarak, geleneğindeki deneylerden yararlanarak, yeni mücadele biçimleri yaratarak başarmak zorundadır! Univa’ya yabancı talebi Erkanlı Holding’in ABD’li öğrenci evi işletme ve yatırım firması Asset Campus işbirliğiyle hayata geçirdiği ‘Univa Öğrenci Evi Kampüsleri’, yabancı yatırımcıların yakın markajına girdi. Kısa bir süre önce Ortadoğulu yatırımcıların tek seferde 260 öğrenci evi aldığı Sakarya’daki projeye, bu kez de Ürdün’den talep geldi. Ürdün’deki yatırımcıların projenin son kalan 120 öğrenci evini satın almasıyla, toplam 808 evin satışı tamamlanmış oldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle