15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ORTODOKS DÜNYASINDA BÖLÜNME RÜZGÂRLARI Rus Ortodoks Kilisesi, Ukrayna Kilisesi’nin bağımsızlık talebine destek veren Fener Rum Patrikhanesi ile ilişkileri koparma kararı aldığını açıkladı. Fe DUNYA ner Rum Patrikhanesi’nde toplantıların ardından ge rılarak bağımsız bir kilise kurmasına izin çıkması Rusya’nın tepkisini çekmişti. Daha önce Rus kilisesi ilişkileri dondurmaya karar verdiğini, Fener Patrikhanesi “kilise hukukuna aykırı davranmaya devam çen hafta Ukraynalı Ortodoksların Rusya’dan ay ettiği takdirde ilişkilerin kesileceğini” duyurmuştu. Salı 16 Ekim 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Suriye’ye 11 kapılar açılıyor Ürdün ve İsrail, Şam yönetimiyle ilişkileri yeniden rayına koyma yönünde sinyal veriyor Suriye’deki yedi yılı aşkın süredir devam eden savaşta Rusya ve İran’ın desteğiyle sahada kazanımlar elde eden Şam yönetimi, ülkenin güney bölgesinde yeniden “komşularca” kabulü yönünde önemli bir adım attı. Suriye ile Ürdün arasındaki üç yıldır kapalı olan Nasib Sınır Kapısı ile Suriye’nin İsrail kontrolündeki Golan Tepeleri’ne açılan tek noktası Kuneytra Sınır Kapısı dört yıl sonra dün yeniden geçişlere açıldı. ‘Zafer günü’ İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesine göre, BM gözlemcileri sınır kapısından İsrail’in kontrolündeki tarafa geçiş yaptı ve sınırın Suriye tarafına Suriye bayrağı asıldı. Bölgedeki Dürzi topluluğunun da sınır kapısı yakınında toplandığı, Esad yönetimi yanlısı gösteri düzenlediği gündeme yansıdı. Suriye medyasına konuşan Dürzi lider Yusuf Carbu, “Bugün zafer günü” ifadesini kullandı. Suriye hükümet güçleri Kuneytra’yı temmuz ayında yeniden ele geçirmişti. Kapı şimdilik sadece BM gözlemcileri için açık olacak. Stratejik önemde Nasib Sınır Kapısı’nın sivillerin geçişine ve ticari geçişe açılmasının ise öteki sınırı İsrail’e olduğu için karadan bağlantılarda Suriye’ye ihtiyaç duyan Lübnan için de önemli olduğuna dikkat çekildi. Suriye’deki savaşın başlamasının ardından ihracatı yüzde 35 oranında düşen Lübnan, kara yoluyla yapılan nakliyesinin büyük bölümünü Suriye üzerinden gerçekleştiriyor. SuriyeÜrdün sınırından bireysel ve ticari geçişler dün başladı. Sınırın açılması ile igili, iki taraftan yetkililerin oluşturduğu teknik komisyon ilk kez 13 Eylül’de masaya oturmuştu. Şam yönetimi, Nasib Sınır Kapısı’nın bulunduğu bölgenin kontrolünü, Rusya’nın desteklediği operasyonların sonucunda geçen temmuzda geri almıştı. ŞamAmman otoyolu üzerinde bulunan, 1991’de kurulan sınır kapısı, SuriyeÜrdünLübnan ile SuriyeKörfez ülkeleriTürkiyeAvrupa arasındaki ticari ilişkilerde stratejik önem taşıyor. Kuneytra, RusyaABDÜrdün’ün geçen yıl vardığı anlaşmayla oluşturulan gerilimi azaltma bölgesinin içinde yer alıyor. Suriye’nin güneyindeki İran askeri varlığından rahatsız olan İsrail’in, Rusya ile İran güçlerinin çekilmesi yönünde uzlaşmaya vardığı iddia edilmişti. MUALLİM: RUSYA’NIN TEPKİSİNİ BEKLİYORUZ AnkaraMoskova hattında geçen ay varılan silahsızlandırılmış bölge uzlaşısının ardından gözlerin çevrildiği İdlib’de uzlaşının durumu belirsizliğini koruyor. Mutabakat çerçevesinde, İdlib’de 1520 kilometrelik silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması ve “radikal” muhaliflerin bu bölgeden ayrılması için verilen süre dün doldu, ancak sahadan tümüyle uzlaşıya uyulduğu açıklaması gelmedi. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada “Bölgeden ayrılmış herhangi bir cihatçı grubu kayıt altına almadık” denildi. Şam yönetiminden ise mutabakatla ilgili olarak sabırlı olma mesajı geldi. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, anlaşma kapsamında öngörülen bölgenin oluşturulup oluşturulmadığının tespit edilmesi için ilk etapta Rusya’nın atacağı adımı beklediklerini söyledi. Muallim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Mutabakatın kendisini ilgilendiren kısmı yerine getirmesi” noktasında umutlu olduğunu kaydetti. Askeri çözümün masadan kalkmadığını belirten Muallim, İdlib’deki radikal grupların bölgeden “çıkarılmak zorunda olduğunun” altını çizdi. “Beklemek zorunda olsak da askerlerimiz İdlib çevresinde hazır durumda” diyerek “burasının da diğer vilayetler gibi Suriye egemenliğine dönmesi gerektiğini” vurguladı. Muallim’den Erdoğan’ın operasyon sinyali verdiği Fırat’ın doğusuna ilişkin de açıklamalar geldi. Muallim, “İdlib’den sonraki hedefimiz Fırat’ın doğusu” dedi. HTŞ bilmecesi İdlib’deki Nusra bağlantılı Heyet Tahrir el Şam’dan (HTŞ ) önceki gün sürenin dolmasına saatler kala gelen açıklamada “cihattan vazgeçmedikleri ve silah bırakmayacakları” iddiası yükseldi. Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’da araştırmacı olarak görev yapan Haid Haid, “Anlaşma tam olarak uygulanmamış olsa bile, bu anlaşmaya sadık kalınmadığı anlamına gelmez” dedi. Haid, HTŞ’nin hayatta kalmak için “en iyi senaryonun” arayışına gireceğini ve bu kapsamda “kısmi bir geri çekilmenin” gündeme gelebileceğini söyledi. Berlin’deerken seçim sesleri Milyonlarca sivil gıda, temiz su, barınma sorunlarıyla yüz yüze. Yemen için ölümcül BM uyarısı Birleşmiş Milletler’den (BM) yapılan son açıklama, üç yılı aşkın süredir iç savaşın sürdüğü Yemen’deki trajediyi bir kez daha gözler önüne serdi. BM’nin Yemen Koordinatörü Lise Grande, ülkenin “son yüzyılın en büyük kıtlık felaketi” ile karşı karşıya olduğu uyarısı yaptı. BBC’ye konuşan Grande, “Önümüzdeki aylarda ülkede 1213 milyon sivilin açlıktan ölme riski altında olduğunu” söyledi. “Sanırım birçoğumuz 21. yüzyıla girdiğimizde daha önce Etiyopya’da, Bengal’de ya da Sovyetler Birliği’nin bazı bölgelerinde gördüğümüz kıtlıkların benzerini görmenin imkânsız olduğunu düşünüyorduk... Ancak Yemen’de gördüğümüz gerçeklik tam da bu” dedi. Grande, Riyad öncülüğündeki koalisyonun Husilerin kontrolündeki Hudeyde kentine uyguladığı ambargoya son verme çağrısı da yaptı. Dager görevden alındı Öte yandan Yemen haber ajansı SABA, Riyad destekli Mansur Hadi yönetiminin Başbakan Ahmed bin Dager’i ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle görevden aldığı ve hakkında soruşturma açılması talimatını verdiğini duyurdu. Almanya’da Merkel liderliğindeki CDU/CSU/SPD koalisyonu Bavyera seçimlerinde yaşanan bozgunun ardından sallantıda Almanya’nın Bavyera eyaletinde pazar günü yapılan seçimlerde Başbakan Angela Merkel’in lideri olduğu Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) 56 yıldır eyalet parlamentosundaki çoğunluğunu ilk kez kaybetmesi, hükümetin geleceğinin sorgulanmasına neden oldu. Alman basını, ülkenin yüzölçümü ve ekonomi açısından en büyük eyaletindeki seçimlerin sonuçlarını, Merkel için “sonun başlangıcı” olarak değerlendirdi. Berliner Morgenpost gazetesi, “Bavyera sonuçlarının şok dalgaları Merkel’in partisini epey sarsacaktır. Kardeş parti CSU’nun aldığı kötü sonuç Merkel’i siyasi sonuna götüren yolu biraz daha kısaltmış oldu” yorumunu yaptı. Diğer yandan, partisi CSU yüzde 10’dan fazla oy kaybına uğrayan Merkel için ‘sonun başlangıcı’ yorumları yapılıyor. Eyalet Başbakanı Markus Söder, seçimden ikinci parti olarak çıkan Yeşiller’le koalisyona sıcak bakmadığını açıkladı. ‘Güven azaldı’ itirafı Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Robert Habeck ise koalisyon görüşmelerinin bir sonuç vereceğine inanmadığını belirtirken bu durumda erken seçimlere gidilmesinin “daha ola sı” olduğunu söyledi. Başbakan Angela Merkel ise dün yaptığı açıklamada, Bavyera’daki seçimin, seçmen nezdinde hükümete olan güvenin düşmüş olduğunu gösterdiğini kaydetti. “Bundan kendi adıma çıkardığım ders, başbakan olarak güvenin tekrardan kazanıldığına emin olmalıyım. Bunun için çalışacağım” ifadelerini kullandı. Sosyal Demokrat Parti’den de (SPD) değişim çağrıları yükseldi. SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil, “Büyük koalisyonun yeni bir yönetim tarzı olacak” dedi. Seçimlerde CSU’nun yanı sıra SPD de büyük kan kaybı yaşadı. Geçici sonuçlara göre katılım oranının yüzde 72.4 olduğu seçimlerde Yeşiller Partisi yüzde 18 oyla büyük bir çıkış yakalarken sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi de ilk kez eyalet meclisine girdi. Macaristan’da ‘evsiz’lik artık yasak Macaristan’da sığınmacı karşıtı politikalarıyla ve antidemokratik uygulamalarıyla Avrupa Birliği’nin tepkisini çeken Victor Orban hükümetinin dün yürürlüğe giren son yasasıyla ülkede “evsiz insanların sokakta yaşaması” yasaklandı. AFP’ye konuşan Macaristan Sosyal İşler Bakanı Attila Fulop, yasanın “tüm toplumun çıkarına hizmet ettiğini” savunarak polisin bundan sonra, sokaklarda kalan evsizleri yerinden kaldırma ve sokaklardaki kulübe ve barakaları yıkma yetkisine sahip olduğunu söyledi. Macaristan’da hükümete bağlı barınaklarda yaklaşık 11 bin kişinin olduğu belirtiliyor ancak ülke genelinde evsiz insan sayısının en az 20 bin olduğu tahmin ediliyor. Hükümet, “evsizliğe karşı fonlandırmayı artırdığını” söylerken uluslararası örgütler ve insan hakları grupları Macar hükümetinin yeni yasasını kınadı. BM’den bir yetkili “zalimce” olarak nitelediği yasanın “uluslararası insan hakları ile bağdaşmadığını’ söyledi. Başkent Budapeşte’de de dün karara yönelik protestolar vardı. İdlib Mutabakatı sonrası Sessizlik bozulabilir Türkiye ile Rusya arasında Soçi’de varılan mutabakat uyarınca Suriye’nin İdlib ken tindeki cihatçı grupların çıkarılması için verilen süre dün doldu. Şimdi, Suriye ve Rusya’nın as keri bir operasyonunu geçici olarak durduran İdlib mutabakatı sonrası ne olacağı merak ko nusu. Mutabakat uyarınca Türkiye İdlib’de 15 Ekim’e kadar silahlı grupların ayrıştırılmasın dan sorumluydu. Bunun ne kadar gerçekleş tiği konusunda belirsizlik var. Kentte büyük etkinliği olan El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) İdlip’den çekilip çekilmeyeceği konusunda dü ne kadar çelişkili haberler geli Mustafa K. yordu. Türkiye’nin, kısa bir süre ERDEMOL önce “terör örgütü” olarak ilan ettiği HTŞ’yi çekilme konusun da nasıl ikna edeceği de biliniyor değildi. İdlib: Kırılma noktası Türkiye’nin çekilmeye ikna ettiği grupların kenti terk etmesinin ardından Suriye’nin idlib’e Suriye devlet kurumlarının yerleştirileceğini açıklaması, kentin hiçbir biçimde Suriye yönetimine bırakılmaması konusunda ısrarlı olan Türkiye’nin durumu kabul ettiği anlamına geliyor. Bu, bugüne kadar sürdürdüğü Suriye politikasında ciddi bir kırılma demek. Türkiye’nin kaçırdığı fırsat Türkiye, İdlib mutabakatı uyarınca silahlı grupların kentten çıkarılması konusunda ne kadar başarılı olduğu bilinmemekle beraber özellikle İdlib’deki muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle mart ayında kentten çekileceğini açıklayan HTŞ’yi bu yönde zorlama fırsatını kaçırmış görünüyor. İdlib’de 25 bin silahlı gücü olan HTŞ diğer muhalif güçler karşısında gücünü yitirdiği için çekilme kararı almıştı. Türkiye’nin bu çekilmeyi kolaylaştıracak önlemler almaması, daha sonra yeniden güç kazanan HTŞ’nin İdlib’de varlığını sürdürmesine yardım etti. Türkiye’nin İdlib’deki muhalifleri Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında birleştirme girişimi, girişimin dışında bırakılan HTŞ’nin çekilme kararını değiştirmesine yol açtı. İdlib’de söz konusu ayrıştırma yapıldıysa silahlı muhalif grupların nereye gittiğinin yanıtını da Türkiye’nin vermesi gerekiyor. Mutabakatın bitmesinden sonra Rusya ve Suriye’den bu yönde bir açıklama gelmediğine göre çekilme büyük oranda gerçekleşmiş bulunuyor. Çekilenler nereye konuşlandılar sorusu yanıt bekliyor. Eğer Suriye içerisinde tampon bölgeye yerleştirilmişlerse bunun çözüm olmadığı, Suriye’nin yakın zamanda (Rusya ve Türkiye tarafından korunan) tampon bölgeyi de hedefleyeceği biliniyor. ABD’nin konumu Suriye yönetiminin İdlib’i geri alması, ABD’nin bu ülke içindeki konumuna büyük bir darbe indirmiş olacak. ABD, IŞİD’le mücadele gerekçesiyle ülkede 2 binden fazla özel kuvvet bulunduruyor. IŞİD’in etkisiz hale getirildiğini söylemesine rağmen ABD hâlâ Suriye’de asker bulundurmaya devam ediyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışması John Bolton, İran Suriye’de olduğu sürece ABD’nin de Suriye’de kalacağını açıklamıştı. İdlib’in, 15 Ekim sonrası pozisyonunu ABD’nin kabul etmesi mümkün görünmüyor. İdlib mutabakatı ile bölgede diplomatik bir zafer elde etmiş olan Suriye’nin sonraki hedefi, Şam’ın defalarca açıkladığı üzere, ülkenin kuzeydoğusu yani Kürt bölgeleri. Bu kapsamlı bir savaş anlamına geliyor. Devreye, Kürtlerle ittifak içinde olan ABD’nin girmesi de söz konusu. Suriye’de İdlib özelinde kısa süren “sessizlik” bozulacağa benziyor. Böyle bir durumda, Astana görüşmelerinde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunacağı konusunda tüm dünyaya söz veren Türkiye’nin bu sözünü tutup tutmayacağı da görülmüş olacak. Fransa’da sel can aldı Fransa’nın güneyinde önceki gece etkili olan şiddetli fırtına ve yağışların yol açtığı seller nedeniyle en az 10 kişi hayatını kaybetti. Kırmızı alarma geçilen bölgede valilik ayrıca 5 kişinin yaralandığını açıkladı. Yetkililer arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü ancak kurbanların sayısının artabileceği kaygısını dile getirdi. Sağanak yağmurlardan dolayı sel sularının kimi bölgelerde evlerin ilk kat pencerlerine kadar yükseldiği belirtiliyor. 34 aylık yağmur yağdı Aude Valisi Alain Thirion, bölgeye birkaç saat içerisinde 34 aylık yağmurun yağdığını açıkladı. Fransa’nın İspanya sınırına yakın bir bölge olan Toulouse ve Perpignan arasında kalan Carcassone civarına 5 saat içerisinde 180 milimetre yağış düştüğü ve bölgede yaşayan bini aşkın kişinin tahliye edildiği ifade edildi. Geçen hafta, İspanya’nın turistik Mallorca Adası’nda aşırı yağış sonucu meydana gelen sel baskınları nedeniyle en az 10 kişi yaşamını yitirmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle