15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İç giyimde Ruble ile ihracat İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin İç Giyim Markaları Kümesi’nde yer alan firmalar, Antalya’da ağırladıkları 100 EKONOMİ Rus alıcıya dolar yerine Ruble ile satış yaptı. TMO mısır alımına başlıyor Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018 mısır alım fiyatının 2017’ye göre yüzde 25 artırılarak ton başına 950 TL’ye yükseltildiğini açıkladı. TMO bugünden itibaren mısır alımlarına başlayacak. Pazartesi 15 Ekim 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Yan yana yaşamak için 11 mücadele edecekler Cinsiyet eşitsizliğine ve şiddete karşı, 40 erkek 1 kadın bir araya gelerek Yanındayız Derneği’ni kurdu. Sorun erkeklerde olduğu için değişime de oradan başlayacaklar ŞEHRİBAN KIRAÇ Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların erkeklerle eşit ücret alması, kadınların eğitime katılımı, eşit temsiliyet, fırsat eşitliği ve şirketlerin yönetim kurumlarında kadınlara daha fazla yer verilmesi şiyarıyla yola çıkan iş insanları, gazeteciler, akademisyenler “Yanındayız” diyerek dernek kurdu. Derneğin tek kadın kurucusu ve Başkanı Nur Ger’e göre Yanındayız’ın hedef kitlesi erkekler. Kural koyucu ve yasa uygulayıcılar erkekler olduğundan, değişim erkeklerde başlayacak. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün varlığı için toplumsal Kreş şart n Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ne tür adımlar atacaksınız? Kadına yönelik şiddet başta olmak üzere, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi hayatta eşit haklara sahip olabilmeleri için projeler üretiyor, farklı paydaşlarla iş birlikleri yapmak üzere görüşüyoruz. Yasalar ve devlet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliği doğrultusunda geliştirilmesi için kampanyalar hazırlayarak daha geniş kitlelere ulaşacağız. İki farklı endeks çalışması yapmak üzere çalışmalarımıza başladık. Türkiye’nin ilçe düzeyinde toplumsal cinsiyet karnesini çıkararak durumu ortaya koymak istiyoruz. İkinci endeks çalışmamız da şirketleri kapsayacak düzeyde olacak. n İş hayatında kadın dostu politikalar geliştirilmesi için neler öneriyorsunuz? Eşitlik her zaman kazandırır. Devletin vatandaşın refahını artırma görevi gibi şirketlerin de çalışanların refahını artırma görevi vardır. İşe girişten terfiye, izinlerden şirket içi eğitimlere kadar sistemi yazılı kurallarla şeffaf hale getirmek tüm çalışanlar ve özellikle kadın çalışanlar için çok önemli. Şirketlerin, kadınlar için ev ve iş yaşamı arasında tercih yapmalarını gerektirecek sistemlerini değiştirmeleri gerekiyor. İş dünyasının tam eşitlik meselesini iyi anlayıp, iş yapma biçimlerine ve şirket kültürlerine yerleştirmesi gerekiyor. Kamu, özel sektör ve sivil toplumun el ele vererek, bütüncül politikalar benimseyerek ancak bu gelişimin sağlanabileceğine inanıyorum. Özellikle kreşler ve çocuk bakım hizmetinin önemi burada öne çıkıyor. Her bölgede çalışmak isteyen kadınların çocuklarını gönül rahatlığı içinde teslim edebileceği kreşler olması gerekiyor. AVM’lere yeni yapılan konut projelerine kreş zorunluluğu konmalı. eşitliğin gerekliliğine dikkat çe ken Yanındayız Derneği Başka nı Nur Ger ile derneğin amacı ve kadının toplumdaki konumunun güçlendirilmesi için atılması gereken adımları konuştuk. KURTULUŞ ARI Nur Ger (Sağda) Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtlayarak Önce insan derneğin üye sayısının 50’yi n Yanındayız Derneği’nin aştığını söyledi. kuruluş amacı nedir? Yanındayız, toplumsal cin siyet eşitliği savunusu yapmak üzere yola çıkan ve çoğunluğu erkeklerden oluşan dünyadaki sayılı, Türkiye’deki ilk sivil top lum kuruluşu. Hedef kitlesi er kekler. Derneğin temel amacı, özellikle erkeklerde zihniyet ve davranış değişimini yaratmak. Dernek üyeleri olarak; istisnasız bütün kadın ve erkeklerin, eşit hak ve fırsatlara sahip olduğu bir ülkede ve toplumda yan yana yaşamak ve bunu başarmak için mücadele etmek istiyoruz. Önce insan diyeceksin. Önce insanı eğiteceksin. Düşünce özgürlüğü, hukukun üstünlüğü bu 8.5 milyon kadın işe gitmeli bağlamda çok çeşitlilik, çokses lilik zemin de bir iklim yaratılır n Başta eğitim sistemi ve iş yaşamını uyumlu ha iki eşi kapsayacak şekilde sa ülke çok daha farklı yere ge olmak üzere iş hayatında le getirmek gerekiyor. Gelir ebeveyn izni olarak düzen lecek. Yıllardır süregelen tam ve toplumun diğer alanın Vergisi Kanunu’nda kreş ve lenmesi gerekiyor. Bugün eşitlik mücadelesine erkeği da da kadının yerini güçlen gündüz bakımevi istisnası Türkiye’de kadın istihdamı hil etmezsek toplumsal cinsi dirmek için devletin attığı na ilişkin bir düzenleme ya yüzde 29, kadının işgücüne yet eşitliğinin mümkün olmadı adımları nasıl değerlendi pıldı. Ancak, istisna sadece katılım oranı ise yüzde 33.8. ğını fark ettiğim için bu girişimi riyorsunuz? kadınlara yönelik uygulanı Kadının işgücüne katılım başlattım. İlk toplantımızı Mart 2017’de 12 kişiyle yaptık. Mayıs 2018’de resmi olarak Yanındayız Derneği, 41 üye ile kuruldu. Ağırlık erkeklerde n Neden 40 erkek 1 kadın? Derneğimiz 1 kadın ve 40 erkek kurucu üyeden oluşuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ta Devletin tüm yöneticilerinin her kademede bir evrim geçirmesini beklemiyoruz. Esas sorunu değiştirecek olan yanlızca yasalar değil o yasaların uygulanmasıyla ilgili davranış ve kolaylıkları getirmektir. Kadının iş hayatındaki konumunu güçlendirmek için ev yor. Erkekler için de aynı istisnanın uygulanmasını istedik; çünkü ev, iş ve aile sadece kadının değil, kadın ve erkeğin ortak sorumluluğudur. Uzaktan çalışmanın işverenler tarafından benimsenmesi ve yaygınlaştırılması, kadın istihdamını da artıracaktır. Doğum izninin her oranının OECD’ye üye ülkelerin genel ortalaması olan yüzde 63 seviyesine ulaşması için 8.5 milyon kadının daha işgücüne katılması gerekiyor. Bunun başarılabilmesi; karar vericilerin, sivil toplumun, özel sektörün, akademik dünyanın birlikte çalışması ile olabilir. rihi bir sorun olduğuna ve temelinde erkek egemen toplum Güvencesizyapısı ve onun üzerine inşa çalıştırılıyor Cam tavan engeliedilmiş devlet yapısı olduğu odcyrşmBoendnledrşoleğdheaaaüiurtrllleeaiıeiaoumsmammtğnülkkrttnclnmiiaaraiecleeğeeevieüaaanaanndrraondşikkieşsslykradıkmecidlıellynireıılutoneeaaeeğtnaerivleariglrrşcrrdikıiealzikdervrğyukletiieaiğkı,ğkdınnoaeeliodnrzneesiemıeiepnkenru.sekrılrrtrdütknakubllloakirT.iellmudeeıyrnalenıiptzğTkessaerromıieşr.e,molleeaknğmolirladuaDılAylğlğaodpilsdimuebeemenmeai.yllaaeileeysmnmaşirlurisAılnnalşdeeeitmkaidmddcdkiuıibadğlsrayetoşzaeiüeiesaeakrıelunamkilszksriaığkşnu,okan.nlsilaniıeayeşaiiıkkkrauçKtlanioıenduşvırvneduilnklalmkolbyülaaımkuarndağirmraorroıaeşrr,iylngşüaiuhalTnDnaeuşdilunüddaçüeenküyonnedzklçyiıardraronşkolokayiaaiçnarçEneozllkrdiaera,tsoyyğakn.itlleıdzsroıbramınlekaokKneesııiıtoönusşkdlaangırklvaakeiyesaymnllysadioelkueergayllknaaretbıeaıidanmnlehoarnlliyiddmeaehnryıdıdkelrglnnüniaüratidkeakkrguliymüaoklmerrişoöaakagzrüombıvksmürnrarmyinneövierireraadınşnrebo.cilielbzşğnvıazlasöeüdnimeıhmlnşüukrcnimöırnyhde.lyalciieyrıiieioeçdnezkİa,eyouksetşüsriümlrekmkaeynneretsiikkszonilteolbbialruakbzdıekbecininrruenzfşaüaü.,iaçvirdblduidyyblealeakbeizaıüılulyrntnrıü?lönşkçıltegıiırşütıilryvheadroedreikdannrndnlanüla.akuicegnrimrlnkgşglgrlTKzaıokeeıökeennıemadee.üraamşkslşrketealıldçBüüTrdiuilltnalcnşkzeirlıemkişıoüulıl,deıırınmanbnlinrlüniçhlmraçnıırimytıladağnkşkıavaranoeıöneseklali,iııgalyarıscry,nanüı’ödmıyç,şrmeaayidmeueanüc.eyotedgdtark’kklierındeİıdlalikörürnaneaşey,ehsdaıieroirşlveldtaayiyçişıemçeekslzlnüneşıbakeaeetaavnmokohkıdaisaşarişciliçlalrvrnzşaııanilekaideuesşmozıçtetoekuiyarytııtlmmkçvloinlriıplaan,assismneyeeelszkelaaatltüoutaesui?aüenaiıyşcsnrsny niyor. Ücret eşitsizlikleri ve kayıt dışı istihdamın yaygınlığı, kadınların iş hayatına katılmalarında caydırıcı olabiliyor. Evli ve küçük çocuklu kadınlara aynı iş için erkeklerden daha az ücret ödenebiliyor ve kadınların üst düzey yönetim kademelerinde yer almaları zorlaşıyor. Başarılı olmalarına rağmen kadınlar, kariyerlerinde cam tavan adı verilen engelle karşılaşabiliyorlar. Bir evde hem kadının hem de erkeğin iş hayatında yer almasına rağmen, erkekler eşlerine işyaşam dengesini kurmalarında yardımcı olmuyorlar. Geleneksel tutum ve davranışlarını değiştirmede zorluk yaşıyorlar. Kadınların işgücüne katılımı ve istihdam oranlarının artırılması ve kadının annelik ve sonraki dönemde iş hayatından kopmaması için destek olmak gerekiyor. bulunuyor. Ambalajın yarısı ihraç edilmeli Ambalaj Sanayiicileri Derneği (ASD) Yönetim Kuru lu Başkanı Zeki Sarıbekir, bu yıl sektör olarak, en az 23 milyar dolar pazar büyüklüğü ve 4.5 5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacaklarını söyledi. Sarıbekir, Türkiye amba laj sektörünün ürünleri dünya da 180 ülkeye ihraç ediliyor. 2023’te 30 milyar dolarlık pa zar büyüklüğü, 10 milyar dolar lık ihracat hedefimize ulaşaca ğımıza inanıyoruz. Ürettiğimi zin en az yarısını ih raç etmeliyiz” dedi. ASD tarafından bu yıl 8’incisi düzenle nen Ambalaj Ay Yıl dızları Yarış ması’nda ödülle ri de sa hiplerini buldu. l Eko nomi Zeki Sarıbekir Servisi Yük kadının sırtında Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda çalışanların yarıya yakınını kadınların oluşturduğunu belirterek, “Kırsalda çocukların bakımı ve ev işlerinin yanı sıra tarımın yükü de kadınların sırtında. 2.5 milyon kadın çiftçimiz, günde 1617 saat çalışıyor, üretime omuz veriyor, ülkenin gıda güvencesini sağlıyor” dedi. Erkeklerin ağırlıklı olarak tarım dışında çalışmasıyla, kadınların tarımın en önemli istihdam unsuru haline geldiğini ifade eden Bayraktar, “Haziran ayı rakamlarına göre, tarımda çalışan 5 mil yon 624 bin kişinin yüzde 45.8’i olan 2 milyon 576 binini kadınlar oluşturuyor. Tarımdaki kadınların yüzde 78.3’ü ücretsiz aile işçisi konumunda. Tarımda, kadın işveren sayısı 3 binde, ücretli veya yevmiyeli kadın sayısı 261 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 295 binde kalıyor. Tarımda çalışan kadınların ezici bir çoğunluğu olan yüzde 90.8’i primlerin yüksekliğinden dolayı kayıt dışı kalıyor, sosyal güvenlik kapsamına girmiyor. Tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvenlik primlerinin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanmalı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Nef eski evi alıp yenisini verecek Nef, oturduğu evi değiştirmek veya gayrimenkul yatırımını kazanca çevirmek isteyen müşterilerinin eski evlerini alarak, yerine Nef projelerinden yeni bir ev alma fırsatı sunuyor. Kampanya Nef Basın Ekspres, Nef Çekmeköy ve Nef Bahçelievler ve Nef Reserve Kandilli projelerinde geçerli olacak. Kampanyadan yararlanmak isteyen müşterilerin tapulu evlerinin güncel değerleri, Sermaye Piyasası Kurumu onaylı ekspertizlerin raporları doğrultusunda belirlenecek ve yeni ev alımlarında peşinat olarak sayılacak. Kampanya 31 Ekim’e kadar sınırlı sayıda daire için geçer li olacak. l Ekonomi Servisi Ekonomik ve ekolojik örtüşme Kapitalist uygarlığın ekonomik dinamikleriyle ekolojik dinamikleri, insanlığın, hatta dünyadaki canlıların geleceğini yok edebilecek biçimde örtüşmeye başladı. Gündemde bir “resesyon” (ekonomik daralma) tartışması var. Birleşmiş Milletler İklim Paneli yayımladığı son rapora göre, küresel ısınmayı durdurmak için, olağanüstü önlemler alınamazsa, gelecek 20 yılda dünya iklim krizi dönüşü olmayan noktayı geçmiş olacak. Yaklaşan resesyon... Uluslararası ekonomi yazınında, “gelmekte olan yeni bir resesyona” ilişkin tartışmalar giderek yoğunlaşıyor. The Economist’in bu haftaki ekinde vurgulandığı gibi, dünya ekonomisinde yeni bir “resesyon” yalnızca zaman sorunu. Giderek sertleşen ticaret savaşlarına, küresel çapta şirketlerle hane halkının bir türlü azaltılamayan borç yüküne bakarak, dünya ekonomisinin büyüme oranlarına ilişkin beklentilerini düşüren IMF de bu yönde düşünüyor. Forbes (09/10/18), 2020 yılına işaret ederek, ABD’de bir resesyon sandığımızdan da önce gelebilir diyor ve ekliyor “jeopolitik riskleri de unutmamak gerekir.” “Ne zaman gelecek?”, “Nasıl hazırlanabiliriz” sorularına, Washington Post, New Republic gibi yayınlarda da rastlanıyor. Sorular hemen, “bu kez nasıl olacak?” noktasına ulaşıyor. En can alıcı soru da bu. “Merkezden mi başlayacak, yoksa Çin’den, ya da yükselmekte olan ekonomilerin birinden mi” sorusunun yanında, devletlerin bir resesyona, bunun öncesinde patlak verecek bir mali krize müdahale edebilmelerine olanak verecek önlemleri içerdiği varsayılan “alet çantası” da mercek altına alınıyor. Ortaya çıkan sonuçlar ise çok ilginç. Tartışmaların hemen hepsi, neoliberalizmin ufkunun çok ötesindeki önlemlere odaklanıyor. İlk elde merkez ülkelerin ama özellikle ABD Merkez Bankası’nın, olası bir yeni mali krizde kullanabileceği araçların geçen mali krizde tükendiği saptanıyor; öneriler hızla devlet müdahalesine doğru kayıyor: Kemer sıkma politikalarına son verilmesi, devletin talep yaratma politikalarına, faizlerin çok düşük olduğundan hareketle, borçlanarak harcama politikasına geri dönmesi, devletin büyük şirketlerin etkinliklerini ulusun ekonomik çıkarlarıyla uyumlu kılması, adeta bir sanayi politikası, planlamacı bir devlet öneriliyor. Ve olası sonuçları The Economist, bu önerileri düşünerek “sorun tamamen siyasete bağlı olacak” diyor (piyasalara değil). The Economist’e göre ekonomiler dışa açık olduğundan devletin yaratacağı kaynakların bir kısmının dışa kaçacak olmasına da fazla takılmamak gerekiyor. Ancak, daha şimdiden, yükselen sağ popülizme, başlayan ticaret savaşlarına bakarak, gelecek resesyonda bu “açıklığın” sona ereceğini de düşünmek olanaklı. Ülke ekonomilerinin dışa kapanma eğiliminin güçlenmesi gelecek resesyonun iki önemli sonucundan biri olacak. İkinci sonuç, (ki birinci sonucun arkasındaki toplumsal nedenlerle yakından ilişkilidir) yönetimdeki seçkinlerin bir kez daha iflası, faşist partilerin güçlenmesini hızlandıracaktır. Bugün muhalefette olan faşist akımlar, gelecek resesyonda, halkın “düzen partilerine” tepkisi üzerinde iktidara yükselme fırsatı yakalayabilecekler. Bu iki sonuç, gelecek resesyonu yönetebilmek için gerekli uluslararası eşgüdümünü olanaksızlaştıracaktır. Bu kaygılar son IMF toplantısındaki havayı da etkilemiş. (Financial Times, 13/10/18) Bunlardan hareketle... İklim Paneli’nin raporuna, yukardaki paragrafların ışığında bakınca, kapitalist uygarlığın sonuna gelindiği, bu uygarlık aşılamazsa, gezegen üzerindeki yaşamın da tükeneceği kolaylıkla söylenebilir. Kapitalist uygarlığın sonuna gelindi çünkü bu uygarlık, İklim Paneli’nin alınması mutlaka gerekir dediği önlemleri finanse etmeyecek. Resesyon içinde, bu uygarlık elindeki kıt kaynakları her zaman olduğu gibi yine sermayenin gereksinimlerine yönlendirecek. “Peki, kaynakların yönetimi piyasanın elinden alınarak devlete verilerek, Keynesyen kriz yönetim modeliyle, küresel ısınmayı durduracak önlemler için kaynak yaratılamaz mı?” Hegemonya rekabetinin sertleşmesine, ticaret savaşlarına, içe kapanma eğilimlerine, bu kriz yönetme modelini destekleyebilecek uluslararası işbirliği koşullarının hızla ortadan kalkmakta olmasına bakarak “ne yazık ki yaratılamaz” demek durumundayız! Belli ki, “şeylerin andaki hali” içinde kalarak ne uygarlığın ne de gezegendeki yaşamın geleceğini güvence altına almak olanaklı. Belli ki, kapitalist uygarlık tükendi. Öyleyse, bu uygarlıktan nelerin nasıl kurtarılabileceğini düşünmek, bu kurtarma işlemi için gereken siyasi, kültürel biçimleri hızla icat etmeye odaklanmak gerekiyor. “Uzun dönem” artık yok, “orta dönem” de hızla tükeniyor! KISA...KISA.... n Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin 8 ülkeden oluşan IMF ülke grubunun İcra Direktörlüğü görevini devraldığını açıkladı. Albayrak, görevi yürütecek Dr. Raci Kaya’ya başarılar diledi. n Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında yapılandırılan borçların ilk taksit ödemesi için verilen süre, bugün sona erecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle