18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Ocak 2018 haber 6 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Mınbiç’te söz düellosu Kulislerde söz düellosuna karşın, “çatışma” olasılığının düşük olduğu belirtiliyor Afrin operasyonunun başlamasından bu yana Anka venli bölgeye çekersiniz dedim.” İki ülkeyi en son telefon ra ve Washington arasında da karşı karşıya getiren 3 yıldır süren Mınbiç düel Mınbiç, muhaliflerin kont losu hız kazandı. İki müttefik arasındaki söylemler özellikle NATO üyelerinde DUYGU GÜVENÇ rolünden 2014’te IŞİD’in kontrolüne geçtiğinde Türkiye için kritik önem kaygı yaratsa da, bunun iki ülke de görülmüyordu. Ancak şehrin, askeri arasında sıcak bir çatışma IŞİD’in ticaretinde merkez hali ya dönüşmesi beklenmiyor. ne gelmesiyle ABD’nin hedefine Diplomasi kulislerinde girdi. ABD’nin SDG ile 2016 Hazi Türkiye’nin Mınbiç’e bir operas ran’ında düzenlediği operasyon yon yapması beklenmiyor ancak la da iki ülke arasında Kobani ile ABD ile yaşanan Mınbiç düellosu başlayan ayrışma keskinleşti. An nun iç politik hedeflere bağlı ola kara, Fırat Kalkanı’nda olduğu gi rak sürdürüldüğü yorumu yapılı bi Zeytin Dalı’nda da operasyo yor. ABD Başkanı Trump’ın Cum nun Mınbiç ile devam edeceğini hurbaşkanı Erdoğan’a telefon duyurmuştu. da verdiği “Münbiç’te az da olsa ABD askerinin mevcudiyetinden bahisle oralarda bir sıcak çatışma ihtimaline mahal verilmemesi” mesajı tartışmalı telefon görüşmesinde Ankara’nın itiraz etmediği tek noktaydı. Ancak bu sözlere Erdoğan da benzer şekilde yanıt verdiğini açıkladı: “Trump’a telefonda Münbiç’e gireceğiz dedim. O da ‘Bizim orada askerimiz var’ dedi. Ben de askerinizi gü Diyalog önerisi İki ülkenin Mınbiç’te karşı karşıya gelme olasılığı özellikle NATO üyesi ülkeler tarafından kaygıyla izlense de, diplomasi kulislerinde yakın zamanda bir çatışma beklenmiyor. NATO müttefiki bir ülkenin diplomatı, Türkiye’nin Mınbiç’e Afrin ile eşzamanlı bir operasyon yapmasının beklenmediğini belirterek, “Bu tartışmayı Türkiye’deki iç po Pentagon: Muhatabımız litikaya yönelik adımlar olarak değerlendiriyoruz” dedi. Mınbiç Askeri Konseyi Türkiye ve ABD, 2011’de destek verdikleri Suriye muhalefeti ko ABD Savunma Bakanlığı Penta nusunda sahada radikalizmin art gon sözcülerinin Mınbiç’te ABD öncülüğündeki koalisyonun ortağı olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yerine Mınbiç Askeri Konseyi’ni işaret etmesi dikkat çekti. ABD’nin Ankara ile sürtüşmeleri engellemek için böyle bir söylem kullanacağı belirtiliyor. Pentagon sözcüsü Adrian Rankine masıyla zamanla ayrıştı. Suriye iç savaşı başladığında, Türkiye’deki siyasi atmosfer farklıydı ve çok sayıda YPG’li isim Ankara ve İstanbul’da Suriyeli muhaliflerle kimi zaman birlikte, kimi zaman da ayrı ayrı ağırlanıyordu. Bir zamanlar Suriye’ye ortak operasyon Galloway dünkü brifingde “Mınbiç düzenlemeyi en üst kurullarında Askeri Konseyi’nin yüzde 60’ı tartışan iki ülke, Ankara’nın “Ön Arap, yüzde 40’ı ise Kürt, Türkmen ve Hıristiyan. Biz Mınbiç Askeri Konseyi ile çalışıyoruz” dedi. Afrin’deki Kürtlerin IŞİD’e karşı mücadelede koalisyonun parçası olmadığını belirten Galloway, “Biz oradaki Kürt güçlerle çalışmıyoruz. Afrin’de Türk askerleriyle karşı celik Esad rejiminin gitmesi” tezine karşı Washington’ın “Öncelik IŞİD ile mücadele” tezi nedeniyle ayrıştı. Bu ayrışma, ABD’nin Suriye’de SDG olarak bilinen YPG/PYD ile Rakka operasyonunu yapmasına kadar uzandı. Bir karşıya gelen Kürt güçlerinin kü zamanlar Suriye muhalefetine or resel koalisyon ile bağı yok” dedi. tak eğitim vermek için yola çıkan Albay Robert Manning de “ABD’nin iki müttefik, ABD öncülüğünde Mınbiç’ten çekilme planı var mı” sorusunu yanıtlarken “Türkiye ile iletişim içindeyiz. Bizim Mınbiç’teki tek muhatabımız yerel halktan kurulan Mınbiç Askeri Konseyi” dedi. ki koalisyonun IŞİD karşıtı operasyonunda işbirliği yapamadı. Türkiye’nin destek verdiği ÖSO güçleri de Rakka operasyonunda görev almaya yanaşmadı. Z11EH. YAGTRÜİENNKÜDÂNATDLI IE 2B.uOrsredyuaKDoamğıu’ntdaanı Afrin’e yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı’nda 11. güne girildi. Harekâtın onuncu günü olan dün TSK’den yapılan açıklamada YPG’ye ait 11 hedefin imha edildiği duyuruldu. Harekâtı yöneten 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Temel Burseya Dağı’na gitti. Korgeneral İsmail Metin Temel, buradakı Türk askerlerini ziyaret etti. Askerlerle görüşen Temel, beraberindeki komutanlarla Burseya Dağı ve çevresinde alınan güvenlik tedbirlerini denetledi. Hatay’a 2 roket Kilis’in Öncüpınar Mahallesi’ndeki zeytin bahçesine dün saat 14.30 sıralarında Afrin bölgesinden atılan roket düştü. Saat 15.00 sıralarında da Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Gültepe Mahallesi’nde boş bir alana roket isabet etti. Her iki olayla ilgili polis güvenlik önlemi alırken, patlamalarda ölen ya da yaralanan olmadı. Reyhanlı ilçesinin Gültepe Mahallesi’ndeki bir LPG istasyonunun yakınına düşen roket nedeniyle çevredeki işyerlerinin camları kırıldı, bir araç zarar gördü. Karakola taciz ateşi Suriye’de PYD/YPG kontrolündeki Derbesiye bölgesinden Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki Akdoğan Hudut Karakolu’na önceki gece taciz ateşi açıldı. Saldırının yapıldığı bölge, tank ve obüslerle ateş altına alındı. YPG’ye ait hedefler imha edilirken, sınır karakoluna taciz ateşi açan 2 YPG’li öldürüldü. l DHA Rus İzvestiya gazetesinin iddiası Kürtler, Afrin için Suriye ile görüşüyor Rus İzvestiya gazetesi, Kürtlerin Afrin’i Suriye hükümet güçlerinin kontrolüne verme yönünde görüşmeler gerçekleştirdiği ve Rusya’nın da Kürtleri ikna etmek için arabuluculuk rolünü üstlendiğini ileri sürdü. Haberde, gazeteye konuşan Kürt çevreleri arasından bir kaynağın TSK’nın operasyonunun Kürtleri Afrin’i Suriye ordusunun kontrolüne vermek için uzlaşma noktası bulmaya zorladığını savunurken “Afrin ve çevresindeki bölgeleri vermeye hazırız, ancak çıkarlarımızın za rar görmeyeceği yönünde garanti de almalıyız” dediğini aktardı. Gazetenin haberine göre Rus bir diplomatik kaynak da görüşmelerin devam ettiği iddiasını dile getirdi. Kaynak ayrıca “Rusya’nın da arabuluculuk yaparak Kürtleri, Afrin’in Şam’a verilmesi konusunda ikna etmeye çalıştığını” söyledi. Haberde, Rusya Kürtleri Ulusal ve Kültürel Federal Otonomisi Konseyi lideri Ferhat Patiyev’in “Görüşmeler gerçekleştiriliyor. Rusların olduğu gibi Kürtlerin de şartları var” açıklamasına yer verildi. Mevlüt Çavuşoğlu New York TImes’a yazdı: YPG’ye silah aramızda bir açmaz oluşturdu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, New York Times gazetesine son dönemlerde Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) komutası altında Suriye’nin kuzeyinde oluşturmayı planladığı sınır gücü ve Washington’un YPG’ye silah vermesi ile tansiyonun iyice yükseldiği TürkiyeABD ilişkilerini değerlendirdi. Çavuşoğlu gazetede yayımlanan makalesinde, ABD’nin Ortadoğu’ya çıkarları için bağlı olduğuna, Türkiye’nin Irak ve Suriye ile sınırı paylaştığına değinerek “Türkiye ve ABD uluslarımızı tehdit eden terörist örgütleri yenme ortak amacını paylaşmaktadır” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı “IŞİD ile savaşmanın bölgede ülkemizi ve vatandaşlarımızın güvenliğini tehdit eden başka terör örgütleri ile savaşılamayacağı anlamına gelmeyeceğine” dikkat çekti. ABD’nin kendisine partner olarak seçtiği YPG nedeniy le iki ülke arasındaki ilişkilerde bir açmaz oluştuğunu kaydeden Çavuşoğlu, isimler değişse de gerçeğin değişmeyeceğine vurgu yaparak YPG/PKK’nin aynı kadrolar tarafından aynı kamplarda eğitildiğine, aynı askeri yapıyı paylaştıklarına ve aynı finansal kaynakları kullandığına dikkat çekti. ABD’nin YPG’ye silah vermesine değinen Çavuşoğlu, PKK’den ele geçirilen silahların sayısının ve sofistikasyonunun arttığını da kaydetti. Türkiye’nin halihazırda ABD’ye yeterli bir ortak olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Bir NATO üyesinin bir başka NATO üyesine saldıran bir terörist organizasyonu silahlandırması NATO’nun temsil ettiği her şeyin ihlalidir” ifadelerini kullandı. Zeytin Dalı operasyonunun Afrin’deki teröristleri etkisiz hale getirmek ve Türkiye’nin sınırlarını temizlemek amacı güttüğünü belirten Bakan Çavuşoğlu, Ankara’nın sınırlarında ayrılıkçı bölgeler ya da terör cennetleri oluşturulmasına göz yummayacağının altını çizdi. Bu mücadelede Türkiye’nin ABD’nin desteği ve saygısını hak ettiğini belirtti. New York Times, Afrin’de YPG’ye bağlı Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) militanı tarafından gerçekleştirilen intihar saldırısının “ABD’yi intihar bombacılarıyla müttefik hâline getiren garip bir duruma soktuğuna” dikkat çekti. Mevlüt Çavuşoğlu Fisk hastane kayıtlarını paylaştı The Independent’ın tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’in ise Afrin bölgesinden izlenimlerini aktardığı yazısında “Afrin Hastanesi Müdürü Doktor Jawan Palot’un kendisine 21 Ocak’tan 26 Ocak ortasına olan döneme ilişkin tüm hastane kayıtlarının çıktısını verdiğini, bu kayıtlara göre ise “Türk hava saldırılarının ilk gününde sadece bir YPG savaşçısının ce sedinin hastaneye getirildiğini, iki militanın da yaralandığını, sonrasındaki hafta için ise bu sayılar 7 ölü ve 9 yaralı şeklinde olduğunu, ölenler arasında 10 çocuk ve 7 kadın da olduğunu” öne sürdü. Washington Post’ta yayımlanan Josh Rogin imzalı analizde ise ABD’nin Suriye’deki durumu lehine çevirebilmesi için, “eğittiği Kürtlerden vazgeçmemesi, SDG’ye daha fazla Arap grubun katılması için çaba sarf etmesi ve Sünni nüfus alanlarını kontrol eden Arapları Esad’a karşı desteklemesi, Esad üzerindeki basıncı artırması gerektiği” yorumunda bulundu. Tagesspiegel ise “Son günlerde Avrupa, ABD’nin ve Almanya’nın Kürt savaşçıları kaderlerine terk etmelerine duyulan öfke ile çalkalandı” yorumuna yer verdi. ÖSO’ya TSK’nin ihtiyacı mı var? Yeni ittifaklar, savaş olasılıkları... T ürk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonları için “Özgür Suriye Ordusu”na (ÖSO) gereksinimi var mı? Bu soruya verilecek yanıt, siyasi iktidarın ÖSO’ya neden neredeyse TSK’ye eşdeğer bir statüde davrandığına da açıklık getirir. “Evet, TSK, ÖSO olmadan bu operasyonu yapamazdı..” yanıtı verilse, Genelkurmay, subaylar emekli komutanlar ne der, gülmezler mi? Peki şöyle masum bir yanıt verilse: TSK onları öncü güç olarak kullanıyor, askerlerimizden daha az kayıp verelim diye.. Nitekim önceki gün kayıp sayılarına göre TSK’nin kaybı 7, ÖSO’nun ise 13! Peki, böyle bir yanıtın geçerliliğini kabul eder misiniz? Şüphesiz ki hayır!.. ÖSO’ya ne söz verildi? Peki, o halde geriye kalan seçenek, ÖSO savaşa katıldığına göre, ona önemli bir “bedel” ödeneceğidir. Paradan, maldan mülkten falan bahsetmiyoruz tabii ki! Vaat edilmiş Suriye toprakları! Bizim garantimizle! Yani onlar, kendilerine yönetim bölgeleri açılması ve Şam’dan korunmaları vaadiyle harekâta katılmaktalar. Yoksa niye ölsünler! Zaten Cumhurbaşkanı Şam ile doğrudan işbirliğini kesinlikle reddediyor ve Esad’ı katil vb. olarak niteliyor. ÖSO varken... “Teröristlerden temizleme” meşru gerekçesinin ardına baktığınızda, Türkiye’de tüm yurttaşların harekât hakkında sesli düşünmesini ve söz söylemesini gerektirecek işaretler görünmektedir. Bu işaretler Türkiye’yi ağır ve beklenmedik zorlukların içine sürükleyebilecek yeni ciddi senaryoları doğurmaktadır. ABD ile ‘paylaşalım’ senaryosu Mesela, Türkiye ABD ile de anlaşmanın yollarını arıyor. “Biz bu işi ABD ile birlikte çözmek isteriz” sözü, bunun bir ifadesidir. Bunun ardında ne var? Biraz ileriye yönelik ve geniş düşünürseniz, “PKKPYD’ye silah verme, verdiğin silahları topla” isteğinin ötesinde, “Ben temizlediğim bölgede ÖSO çatısı altındaki silahlı örgütlere bağlı yönetim kurayım, sen de orada PKK/PYD ile özerk bir yönetim kur...” gibi bir ucube sonuca da varırsınız. Buna ilişkin iki tutuma değinelim: Amerikalı komutan “Menbiç’ten çekilmeyeceğiz” dedi dün. Ankara bu meydan okumayı kabul mu edecek, yoksa şimdiki pozisyonu meşrulaştırmayı mı düşünecek? Orası senin burası da bizim... Cumhurbaşkanı’nın muhtarlara yaptığı konuşmada Suriye’deki şimdi savaşılan bölgenin Misakı Milli içinde olduğunu anımsatması da, bu bağlamda bize arkadaki düşünce açılımları konusunda ipuçları veriyor: “Neresi Misakı Milli? İşte şu anda terör koridoru oluşturmak isteyenler var ya Kuzey Suriye’de işte oralar hep Misakı Milli’nin içinde olan yerlerdi. Bu hassasiyetlerimizi unutmayın... Kimse orada yeni bir devlet kurma gayreti içine girmesin, kararlılığımız tamdır. Kendini fiziki sınırlarına hapsedenler gönül pınarlarını kuruturlarsa ondan da mahrum kalırlar. Biz gönül pınarlarımızı asla kurutmadık, inşallah kurutmayacağız...” Ahmet Davutoğlu’nun kendisi yok, ama düşünceleri tam yürürlükte... ABD ile anlaşma yapılır mı? Her şeye açık bir Türkiye dış politikası ile karşı karşıyayız. Peki, Türkiye’ye karşı Şam ve Moskova? Öyle ki, Suriye’nin parçalanmasının bir şekilde ciddi olarak gündeme gelmesi söz konusu olursa, Türkiye’nin bu kez Şam + Moskova cephesini karşısında bulacağı çok nettir. Ankara böyle bir cepheye ABD ile işbirliğiyle mi karşı çıkacak? Eğer tüm olasılıklara açık bir Suriye macerasını düşünecek olursak o takdirde ABD ile Rusya’nın PKK PYD konusunda anlaşması ve Türkiye’nin yalnız bırakılarak geri çekilmeye zorlanması da gündeme gelebilir. HHH Yoksa tüm bunlar, Suriye harekâtını tırmandırarak, her türlü farklı düşüncenin kafasının kopartılacağı bir “milliyetçi şahlanma” ile bir seçime hazırlık mı, erken veya geç? Suriye’de geleceğin görünmediği sislipuslu bir durum var. Bölge ülkelerinin, Irak’tan sonra Suriye’nin de parçalanması, sırayı Türkiye’ye getirir.. emperyalizm daha ne ister?! Aranan IŞİD’li teslim oldu İçişleri Bakanlığı’nca “terör örgütü IŞİD üyesi olmak” suçundan 1.5 milyon lira ödülle “mavi kategori”de, Interpol tarafından ise kırmızı bülten ile aranan Demet Taşar, geçen pazartesi günü Suriye’den yasa dışı yollarla sınıra gelip, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde jandarmaya teslim oldu. Şanlıurfa’da polise teslim edilen Taşar, soruşturmanın yürütüldüğü Adıyaman’a getirilerek adliyeye sevk edildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle