18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Ocak 2018 2 Kanal İstanbul’un güzergâhında yer alan Arnavutköy Durusu köyüne çok sayıda yatırımcı arazi satın almak için akın etti. l İHA haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET ÇİGOTÇILREİLUUNMGŞBIAÇNTUAVULPAIRRKŞAOFMNIJAE UYARDI: TEMA Vakfı, Kanal İstanbul projesi sürecinin katılımcı ve şeffaf bir şekilde ele alınması gerektiğini belirterek “Karadeniz ve Marmara’yı herhangi iki deniz gibi birleştirmek Marmara Denizi’ni ve hatta İstanbul’u yaşanmaz hale getirme riskini taşıyor” dedi. Vakıf, bölgenin depremselliğinden yeraltı sularına etkisine, deniz ekosisteminden uluslararası boyutuna kadar projeyi çok yönlü inceleyecek şekilde bir çalışma grubu oluşturdu. Vakıftan yapılan yazılı açıklamada, İstanbul’un temel su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın kısmen yİsataşnabnuml’adza de olsa kullanım dışı kalmasının, iklim değişikliğinin kuraklık gibi etkilerini daha fazla hisseden İstanbul halkı için önemli bir su kaynağının ortadan kalkması anlamına geldiği vurgulandı. Projenin ÇED raporu hazırlanmadığı için daha çok bilgiye ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Önemli miktarda tarım arazisini sulayabilecek potansiyele sahip Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece ilçelerinin altında yoğunlaşmış yeraltı suyu havzalarında herhangi bir şekilde bir sızıntı olması durumunda tüm Avrupa yakasındaki yeraltı suları geri dönüşü olmayacak şekilde tuzlanma riski taşıyor. Bu, Avrupa yakasının içme suyu gereksinimini karşılayan kaynaklardan birinin kaybedilme riski anlamına geliyor. Kanal İstanbul’un güzergâhı, özellikle doğal varlıklar açısından Trakya’nın zengin ve nadir bir bölgesidir. Güzergâhta bulunan Terkos ve civarı, Türkiye’nin en zengin floraya sahip bölgelerinden biridir. Kanal İstanbul, İstanbul’un Avrupa yakasını Trakya’dan ayırarak bir ada yaratacaktır. Böyle bir izolasyona doğal yaşamın nasıl yanıt vereceği öngörülebilir değildir. Karadeniz’i Marmara’ya bağlayan Türk Boğazlar sistemi kendine has özellikler taşıyan iki tabakalı bir su ve akım yapısına sahiptir. Karadeniz ve Marmara’yı herhangi iki deniz gibi birleştirmek Marmara Denizi’ni ve hatta İstanbul’u yaşanmaz hale getirme riskini taşıyor. Karadeniz nehir girdileri ile Akdeniz suyunun Karadeniz’e girişi İstanbul Boğazı’ndaki değişim akımları ile dengede tutuluyor. Karadeniz’in iklimsel dengesi tümüyle bu su bütçesine bağımlıdır ve küçük de olsa su bütçesindeki değişim, uzun vadede Karadeniz’in iklimsel dinamiklerine yansıyacaktır.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Balıkesir’in Balya ilçesinde yetişen Phyllirea bitkisi Mangal keyfi için yok olacak YUSUF ÖZKAN Dünyada sadece Balıkesir’in Balya ilçesinde ağaç formunda yetişen Phyllirea latifolia bitkisininin, gelecek 10 yılda mangal kömürü yapımına kurban gidebileceği vurgulandı. Güney Avrupa’dan Suriye’ye dek çalı formunda yetişen bitkinin, Balya’da ender görülen bir şekilde ağaç formunu aldığına dikkat çekildi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlatılan “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” kapsamında, Balıkesir’deki alanlar da uzmanlar tarafından incelendi. Balya köyü yakınlarında bulunan Phyllirea latifolia ormanının, mangalkömürü yapımı tehdidiyle küçülme ve seyrelme tehlikesi yaşadığı, şu ifadelerle anlatıldı: “Orman, mangal kömürü yapımında yoğun olarak kullanılmakta olup bizzat tarafımızdan odun yapımını izleyerek kayıt altına aldık.” Kum zambakları Raporda, Ayvalık ilçesinde Cunda ve Altınoluk mevkilerinde, Burhaniye, Gömeç ve Gönen’de deniz kenarında, kıyıya paralel uzanan kumullarda kumul bitki topluluklarının da, plaj düzenlemeleri nedeniyle tehdit altında olduğu vurgulandı. Ayrıca, Bandırma Kuş Cenneti’yle Gönen Deltası’nın, insan tehdidi altında olduğuna dikkat çekilerek, özellikle DSİ’nin Manyas Gölü’nden bilinçsiz su çektiği vurgulandı. l İZMİR ‘Yeni Hasankeyf’ drone ile görüntülendi 710 konutluk yeni yerleşim alanı bitme aşamasında. Batman’ın tarihi Hasankeyf ilçesinin, Ilısu Baraj Gölü suları altında kalması nedeniyle ilçenin taşınacağı ‘Yeni Hasankeyf’te, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yapılan 710 konut bitme aşamasına gel di. Kaymakamlık ve devlet kurumlarının taşındığı Hasankeyf’in yeni yerleşim alanı, drone ile böyle görüntülendi. Konutlar, ilçenin eski yerine 1.5 kilometre uzaklıkta, Raman Dağı eteklerine inşa edildi. Hasankeyf Beledi ye Başkanı Abdulavahap Kusen, “Yeni Hasankeyf’e kaymakamlık, Emniyet ve devletin tüm kurumları taşındı. En son olarak belediye kalmıştı, yakın zamanda biz de taşınacağız” dedi. l DHA Sümela’nın gözcüsü Trabzon Maçka’da yaklaşık 1600 yıllık tarihe sahip Sümela Manastırı’nda bu zamana kadar az sayıda kişi tarafından bilinen “Gözetleme Şapeli” ilk kez görüntülendi. Altındere Vadisi’nde Karadağ’ın yamacında bir mağaranın önüne inşa edilen ve yüzyıllarca rahiplerin eğitim gördüğü bir manastır olarak kullanılan ve 1924 yılından sonra ören yeri olarak kullanılmaya başlanılan Sümela Manastırı’na yönelik olası saldırılar için tasarlanmış bir ileri karakol gö revi yapan “Gözetleme Şapeli”, manastırın giriş kapısını net olarak gözetleyebiliyor. Simetrik olarak Aziz Barbara Şapeli’nin tam karşısına konumlandırılan yapıya merdivensiz ulaşım sağlanamıyor. Zeminden 4 metre yükseklikte inşa edilen yapının bir bölümü yıkılırken, şapelin antik yollarının da güvenliğini sağlamak için kurulduğu düşünülüyor. Çam ve defne ağaçları arasına gizlenen şapelin, diğer yapılar gibi definecilerin yarattığı tahribattan kurtulamadığı görülüyor. l İHA Çevreciler için doğa kılavuzu Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Derneği, yaklaşık bir yıldır yürüttüğü “Kazdağı ve Çevresi Çevre Örgütlerinin Savunuculuk Kapasitelerinin Geliştirilmesi” projesi kapsamında, doğa koruma mücadelesinde yol gösterici olması amacıyla bir savunuculuk el rehberi hazırladı. Doğayı korumanın hukuki yollarını ve çevre mevzuatını ele alan rehber, bölgedeki sivil toplum örgütlerinin ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla yapılan alan araştırmasının ardından oluşturuldu. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, “Kazdağları’nı 2018 yılında kararlılıkla korumaya devam edeceğiz” dedi. Proje koordinatörü Nebile Bayrak, rehberde, alan araştırması özeti, savunuculuk tanım ve yöntemleri, Çevresel Etki Değerlendirme ve Stratejik Çevresel Değerlendirme süreçleri ve çevre mevzuatı hakkında bilgilerin yer aldığını belirtti. l İSTANBUL / Cumhuriyet CHP kurultayı AKP/Erdoğan iktidarının baskıcı Tek Adam rejimi dayatmasına karşı tek ciddi demokratik seçenek olarak görünen CHP, seçimli kurultaya gidiyor. HHH CHP’nin yeterli ve enerjik bir muhalefet gösterememekle eleştirildiği bilinen bir olgu. Bu eleştirilerin bir bölümü gerçek; CHP’ye umut bağlayanlar tarafından yapılıyor... Bir bölümü ise sahte; Atatürkçülük veya milliyetçilik maskesiyle AKP/Erdoğan iktidarına destek veren partilerin yandaşlarınca, sırf muhalefeti yıpratmak için dile getiriliyor. Ben parti içi yarışmalarda “hariçten gazel okumak” istemiyorum; delegelerin kurultaydaki seçimine saygılıyım. Bu arada, Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner tarafından yayımlanan bir bildiri dikkatimi çekti. Bu uzun bildirinin maddeler halindeki son bölümünü değerli okurlarımın dikkatine sunuyorum. “1 Toplumsal muhalefetin en büyük örgütlü gücü ve öncüsü olan CHP, ‘sürekli OHAL’ rejimini normalleştirmeyen, gayrimeşru olanı meşrulaştırmayan, olağanüstü koşullara uygun olağanüstü bir muhalefeti örgütlemeli. Bugün olağanüstü koşullara rağmen, muhalefet olağan dönemin siyasi araçları ve yöntemlerine sıkışmış durumda. Bu doğrultuda, CHP, Meclis içindeki mücadeleyi bir siyasi tavırla birleştirmeden, ‘olağan dönemin yasama faaliyeti’ olarak sürdürme anlayışına son vermeli. OHAL rejimi sona erene, asgari demokratik bir ortama geçilene kadar ve adil, güvenli bir seçim ortamı sağlanana dek, Meclis’te aktif boykot, Meclis çalışmalarından çekilme ve benzeri demokratik araçlar parti kurullarında ciddi şekilde değerlendirilmeli. 2 Partimiz siyasal İslam ve neoliberalizme cepheden karşı çıkmaktan çekinmemeli. Bir kitle partisinin kapsayıcılığı, ‘ideolojik belirsizlik’ tuzağına düşmeden, temel ilkelerini net olarak tarif etmekten ve bu ilkelere dayalı bir gelecek hayalinde toplumu ortaklaştırmaktan geçer. CHP’nin kuracağı siyaset, AKP’nin dayattığı siyaseti toplumun iradesi sanan ve bu duruma uymak için kendisini değiştiren, kendi kimliğine yabancılaşan değil; kendisi olarak, mevcut düzeni değiştirmek iddiasında olmalı. 3 Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel değerlerinin savunulması, AKP’nin tanımladığı biçimiyle ‘muhafazakâr hassasiyetler’, ‘güvenlik’, ‘millilik’, ‘konjonktür’ gibi gerekçelerle ihmal edilmemeli. Bu değerler tavizsiz biçimde sahiplenilmeli. Bu yaklaşımla, örneğin Kürt meselesinde, halkı, salt güvenlikçi baskı politikalarıyla terör arasına sıkıştırmayı reddeden, demokratik siyaset alanını genişleterek kalıcı toplumsal barışı sağlamakta kararlı sosyal demokrat bir çözüm çerçevesi ortaya konulmalı. Bu doğrultuda, Cumhuriyet devriminin temel ilkeleri ve sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan; laiklik, özgürlük, demokrasi, eşitlik ve barış, kararlılıkla ve tavizsiz savunulmalı. 4 AKP faşizmi karşısında direnen toplumsal muhalefetin bütün ilerici unsurlarını siyasete ve partimize taşıyacak siyasi katılım mekanizmaları, meclisler/forumlar gibi yatay örgütlenme biçimleri kullanılmalı. Bu siyasi dönüşüm ve örgütlenmenin gereği olarak, parti adına kararlar parti kurullarında alınmalı, bu kurulların seçimleri demokratik biçimde yapılmalı. Belediyelerin ve genel merkezin örgüt seçimlerine açıktan/örtülü müdahalesi olmamalı, partinin kadroları blok değil, çarşaf liste yöntemiyle belirlenmeli. Bu değerler ışığında siyaset yapan bir CHP, Türkiye’nin de geleceğini değiştirecek. Ülkemizin birikimine güveniyoruz. Biliyoruz ki; milyonlar özgürlük, eşitlik, laiklik ve demokrasiyi ayağa kaldırmaya hazır. Şimdi sıra bizde. Kurultayımızda belirlenecek yönetim organlarımızın, tarif ettiğimiz doğrultuda oluşması için tüm partililerimizi beraber olmaya çağırıyoruz. 36. Kurultayın delegelerine, CHP üyelerine ve Türkiye’ye çağrımızdır: Geçmişi biz kurduk, geleceği de biz inşa edelim!” HHH Bildirinin giriş bölümü de, yukardaki maddeler de, ayrı ayrı, farklı bir yazı konusu olacak kadar önemli. Belki bu konuda birkaç yazı daha yazarım. İster beğenin ister beğenmeyin, AKP/ Erdoğan iktidarının baskıcı Tek Adam Rejimine karşı demokratik direnişin en güçlü adresi CHP olarak görünüyor. O nedenle CHP’nin enerjik ve etkili bir muhalefet yapması herkes gibi benim de arzum. Dilerim kurultay bu konuda yararlı ve kararlı bir sonuç ortaya koyar! ON NUMARA 02, 03, 18, 20, 22, 29, 30, 32, 33, 37, 38, 39, 51, 56, 57, 60, 61, 63, 72, 75, 77 ve 80 10 BİLEN: 118 bin 62’şer TL (3 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 486’şar TL 8 BİLEN: 152.30’ar TL 7 BİLEN: 26.35’şer TL 6 BİLEN: 4.45’şer TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.05’şer TL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle