18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Ocak 2018 EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: EMİNE BİLGET [email protected] Kadavrasız tıp Ülkemizdeki tıp fakülteleri kadavra sorunu yaşıyor. 400 öğrenciye ortalama 1 kadavranın düştüğü belirtiliyor. Kadavra bağışları artmalı Kadavra, tıp eğitiminin olmazsa olmazlarının başında gelmesine karşın, ülke mizde ne yazık ki halen tıp fakül telerinde yeteri kadar kadavra bu lunamıyor. Hacettepe Üniversite si Tıp Fakültesi Ana tomi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Demiryü rek, sorunun ithal kadavralar ile kıs SİBEL BAHÇETEPE men çözülse de halen en temel tıp sorunla rının başında geldiği ni belirterek “10 öğrenciye bir ka davra düşmesi gerekirken ne yazık ki bazı fakültelerde 400 öğrenciye bir kadavra bile zor düşüyor” dedi. Tıp fakültelerinin sayısının art ması, kadavra ihtiyacının daha da artmasına neden oldu. Bu sebep le de yurtdışından kadavra ithala tı gündeme geldi. İthal edilen ka davraların bedellerinin 15 bin do lardan başladığı belirtildi. İthal ka davra dışında ise kadavralar bağış larla ya da kimsesizlerin bedenlerinden temin ediliyor. Ancak bağışlar halen yeter Nasıl bağışçı siz. Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği üyesi de olunur? olan Prof. Demiryürek, kadavra yetersizliğinin en temel tıp sorunlarından başında geldiğini söyledi. Tıp fakülteleri sayılarının artmasının da sorunu büyüttüğünü anımsatan Demiryürek “Mesleğe başladığım Prof. Demiryürek, kadavra bağışçısı olmak için yapılması gerekenleri şöyle özetledi: “Bağışçı olmak isteyen kişi, tıp fakültelerinin anatomi bölümlerine başvurup ‘ben kendimi ölümümden sonra eğitim amaçlı kullandırıyorum’ diye beyanatta bulunmalı. Bunu yaparken bir şahidi olmalı. yıllarda 40 kadar tıp fakülte Yaşamını yitirdiğinde ise aile si vardı, şu an özellerle birlikte ve yakınları da bu durumu sayı 82. Sorun giderek büyüyor” onaylamalı.” diye konuştu. ‘810 yıllık kadavralar’ Demiryürek, bağışların tıkanmasında farklı nedenler olduğunu belirterek, bazen dini vecibelerin eğitimin önüne geçebildiğini söyledi. Demiryürek, şöyle devam etti: “Kadavra bağışının gerçekleşmesinde bazı sorunlar var. Kişinin kendinden sonra çevresindeki insanların bu konudaki tereddütlerinden dolayı zaman zaman tıkanmalar ya şanıyor. Adli olarak sahipsiz bulunmuş kimsesiz kişilerin eğitim için kullanılmasına kanunen bir engel yok. Savcı ve imam ‘eğitim için kullanılsın’ derse ikisinin ortak kararıyla beden fakülteye devrediyor. Asıl karar aslında Adalet Bakanlığı görevlisinde yani savcıda. Buna karşın bazen soruşturma tamamlandıktan sonra dini vecibeler, eğitimin önüne geçebiliyor, o zaman kimsesiz beden defnedilebiliyor. Şunu unutmayın ki tıp fakültesi öğrencisinin ilk hastası kadavradır. Hasta etiğini, ölüme olan Prof. Demiryürek saygıyı öğrenebileceği gibi yapılarla ilgili ilişkiyi görebileceği gerçek, dokunabileceği tek eğitim materyali kadavradır. Temel nokta bağışın özendirilmesidir. Toplumun her kesiminin, özellikle sahipsiz olan kadavraların kullanılabilir olması adına Adalet Bakanlığı ve din görevlilerinin daha duyarlı olmasıdır. Bir ceset kimyasal yöntemlerle kullanılıyorsa 34 yıl eğitim amaçlı kullanılabilir. Şuan da 810 yıl kullanılan kadavralar var. Bu eğitim açısın dan çok büyük sakınca. Parçalanmış olan, gerçek özelliğini korumayan yapılarla gerçek yapıyı anlatmaya çalışıyoruz.” ‘Krematoryum olmalı’ Yurtdışında kadavra sorununun olmadığını anlatan Demiryürek, “Çünkü oralarda cenaze masrafları çok yüksek olduğu için kişiler kendinden sonrakilere yük olmamak adına kendilerini bağışlıyorlar. Oralarda ihtiyaç üstü kadavra var. Kadavra beden kullanıldıktan sonra, talebine uygun olarak dini vecibeleri yerine getiriliyor. Yurtdışından getirilen kadavra yine kendi dini vecibesine göre ya gömülüyor ya yakılıyor. Her belediye sınırlarında krematoryum (cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer) olmak zorunda” değerlendirmesini yaptı. Sağlık Bakanlığı: Önlemler alındı, bir sıkıntı yok Sağlık Bakanlığı, kanser gibi hayati önem taşıyan ilaçların bulunamadığına ilişkin haberimizin ardından dün açıklama yaptı. İlaç Takip Sistemi verilerine göre, ülkemizde şu anda hiçbir kanser ilacının tedariğinde sıkıntı yaşanmadığı savunulan açıklamada, şöyle denildi: “İthal ilaçların temininde sıkıntı yok. Türkiye’de ilaç fiyatları, dönemsel Avro kur değişikliğine bağlı olarak her yıl bir kez güncellenmektedir. Bakanlığımız, hastalarımızın bu süreçte ilaç tedarik sorunu yaşamaması için gerekli tedbirleri almıştır. Alınan önlemlere rağmen herhangi bir aksaklık oluşması halinde hastalarımız, ‘ilac. [email protected]’ ya da ‘[email protected]’ adreslerine eposta gönderebilir; (0312) 218 30 00 numaralı telefondan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na ulaşabilirler. “ MEDİTASYON ARTIK ‘CEPTE’ Appstore’da 2017’nin en çok beğenilen, indirilen uygulamalarından biri Meditasyon Uygulaması oldu. Üç genç girişimci Fatih Mustafa Çelebi, Ali Murat Ceylan ve Berk Yılmaz’ın yaratıcısı olduğu uygulama, günün her saati, stresten kurtulma, sorunlarla başa çıkma imkânı sağlıyor. 250’den fazla programa sahip uygulamada; 5 ile 20 dakika arasında çok çeşitli meditasyon yöntemleri var. Gece vardiyası kadın düşmanı Prof. Dr. Atilla Soran: ‘Gece vardiyasında çalışan kadınların meme kanserine yakalanma oranı artıyor Uzun yıllardır ABD’de yaşayan ve ekibiyle meme kanseri ile ilgili çok değerli araştırmalara imza atan Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Atilla Soran, gece vardiyasında çalışan kadınların meme kanserine yakalanma oranının arttığını belirterek “Bunun nedeni gece uykusunda salgılanan melatonin hormonunun gece uykusuz kalındığında salgılanmaması. Kanseri engelleyen bir hormon olan melatonin salgılanmadığında da kanser oranında artış oluyor” dedi. ABD Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi Cerrahi Onkoloji Departmanı Meme Hastalıkları Ünitesi Meme Hastalıkları Klinik Araştırmalar Direktörü Prof. Soran, meme kanserindeki son gelişmeleri paylaşmak üzere Türkiye’deki özel bir hastanede seminer verdi. Soran, meme kan seri konusunda doğru bilinen yanlışları açıkladı. Meme kanserinin Türkiye’deki gençlerde yüzde 40 oranında görüldüğünü anımsatan Soran, akraba evliliklerinin de riski arttırdığına dikkat çekti. Gece vardiyasında çalışan kadınların meme kanserine yakalanma oranının bir hayli yüksek olduğunu kaydeden Soran, özetle şunları kaydetti: “Son yıllarda yapılan çalışmalar gösterdi ki özellikle gece vardiyasında çalışan kadınlarda örneğin hemşirelerde meme kanseri oranı artıyor. Bunun nedenine bakıldığında gece uykusunda salgılanan melatonin hormonunun gece uykusuz kalındığında salgılanmadığını görüyo ruz. Kanseri engelleyen bir hormon olan melatonin salgılanmadığında da kanser oranında artış oluyor. Bu özellikle Batı’da gösterilmiştir ki, akşam karanlığında uzun süre çalışanlarda kanser oranının iki katı, üç katı olarak arttığı görülmektedir. Bunu engellemenin yolu, gece vardiyasında çalışanların zaman içerisinde vardiyalarını değiştirmesi olarak belirlenmiştir.” l İHA Sağlıkta şiddete ders niteliğinde mahkeme kararı Hekime şiddet cezasız kalmadı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yaklaşık 1 yıl önce 5 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan aile hekimi Dr. Süleyman Tekeş’e bıçak çekilmesi davası 1 yıl sonra sonuçlandı. Mahkeme “sağlıkta şiddet” olayında verilen cezayı ertelemedi. Dr. Tekeş’i dövüp bıçaklamaya kalkışan Yakup E. 4 yıl 2 ay, babası Osman E. ise 3 yıl 4 ay 18 gün hapis cezasına çarptırıldı. ‘Emsal teşkil edebilir’ İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) adına açıklama yapan Dernek Başkanı Dr. Kutbettin Demir, “Mahkeme kararının emsal teşkil edeceğini, şiddeti önlemede etkili olacağını düşünüyoruz, an cak daha etkili olabilmesi için en kısa sürede ‘Etkin bir sağlıkta şiddet yasası’nın derhal hayata geçmesi adına çalışmaya devam edeceğiz. Geçmiş olsun ve kınama mesajlarının işe yaramadığının bilincindeyiz” dedi. Demir, geçen günlerde benzer şiddet olayının Pendik Hatice Kuşçulu Aile Sağlığı Merkezi’nde yaşandığını kaydetti. sağlık 13 Çağımızın virüsü Cep telefonundan kopma korkusu yaşayanlar nomofobik olabilir Teknolojinin gelişmesi ve hayatımızda büyük yer kaplamasıyla birlikte cep te lefonları vazgeçilmezimiz haline geldi. Hatta bizlerle o kadar bütünleşti ki, yanımızda ol madığı zaman kendimizi eksik hisseder du ruma geldik. Cep telefonu ile sağlanan ileti şimden kopma korkusu nomofobik durumu ortaya çıkardı. Modern zaman rahatsızlıklarından biri olan nomofobi, yani cep telefonundan uzak kalma korkusunu yaşayan kişi sayısı her geçen gün artmaktadır. İngiltere’de ?TELEFONSUZ OLMAZ MI 4 Telefonunuz yanınızda olmasına karşın sürekli kontrol ediyorsanız, yapılan bir araştırmaya göre cep telefonu kullanıcılarının yüzde 53’ünün nomofobik olma durumu söz konu 4 Çantanızda ya da cebinizde olduğunu bilmenize karşın sürekli çalınır diye düşünüyor ve korkuyorsanız, 4 Telefonunuzun çekmemesi ya da kapanması su. Nörolog Meh durumunda aşırı öfke duy met Yavuz, bu kadar bağımlı olunmasının temel sebepleri arasında telefonla her işin hal guları yaşıyorsanız, 4 Telefonunuzun kapa lı olması gereken mecburi alanlar olan uçak, tiyatro gibi yerlerden uzak duruyorsanız, ledilir olması yattı 4 Arama ya da mesaj bil ğını belirterek “İş bağlantıları, alışveriş, ajanda notları, gazete ve bunlar gibi sayılabile diriminin gelmediğini bilmenize rağmen sürekli kontrol ediyorsanız, nomofobik olabilirsiniz. İlk adım, kabul etmek. Bağımlılığı kabul etmek ile ilk adımı at cek birçok şey, bir mış olursunuz. Sonrasında tık uzağımızda. No mutlaka uzman bir hekim mofobi, gençleri den yardım almalısınız. de etkisi altına alı yor. Nomofobik du rumun artması kişide depresyon, aşırı öfke duyguları, panik atak gibi psikolojik sorunla ra da neden olmaktadır” dedi. Genç kızdan iyi haber var Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Melike Cengiz, sınav kaygısı için verilen ilaçtan rahatsızlanan 15 yaşındaki H.Ü’nün durumuyla ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Cengiz H.Ü’de yüzde 40 deri kaybı olduğunu belirterek “Şu an sağlık durumu iyi, bilinci açık. İyileşince derisi eski haline dönecek” dedi. Vücudun deri bütünlüğünün bozulma ve mikropların kana karışma riskini ortadan kaldırmak için genç kızın yoğun bakım ünitesinde tutulduğunu kaydeden Prof. Cengiz, “Bilinci açık, bizi tam olarak anlıyor. Genel durumu iyi. Organlarında yetersizlik bulgusu yok. Hâlâ yüzde 40 50 civarında deri bozulması var. Yüzde 80 oranında döküntü lezyonu var ve devam ediyor” diye konuştu. l DHA T.C. KÜTAHYA AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO : 2015/302 Esas KARAR NO : 2018/83 Davacı AYŞE UÇAR aleyhine mahkememizde açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacının boşanma davasının KABULÜ ile Kütahya ili, Kütahya Merkez ilçesi, Sakaçiftliği Köyü mah/köyü, Cilt: 137, Hane: 5, BSN: 37’de nüfusa kayıtlı Mehmet ve Hatice kızı, 21/02/1970 d.lu AYŞE UÇAR ile aynı yer BSN: 18’de nüfusa kayıtlı Şerif ve Fatma oğlu, 04/03/1962 d.lu SELİM UÇAR’ın TMK’nun 166/12. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, müşterek çocukları Buse Uçar’ın velayetinin davacı anneye verilmesine, babayla müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 300,00.TL tedbir ve 350,00.TL iştirak nafakası takdirine karar verilmiş olup, davalı Selim UÇAR’a karar tebliği yerine geçmek üzere İLAN olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’te (Basın: 743939) Pasaportumu, liman cüzdanımı ve Şişli Motor Meslek Lisesi diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. YALÇIN AÇIKGÖZ İNGENİCO IWE 280 JH 20043270 Sicil no’lu pos cihazımın ruhsatnamesini kaybettim. Hükümsüzdür. HÜSEYİN AYDOĞMUŞ Nevşehir Hacıbektaş Meslek Yüksek Okulundan almış olduğum 136302245 no’lu öğrenci belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. OZAN DOĞAN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle