18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cuma 26 Ocak 2018 Gripin’den yeni albüme ilk imza günü Gripin’in “Nasılım Biliyor musun?” adlı albümünün ilk imza günü D&R Akasya AVM’de gerçekleşecek. 2012 yılında yayımladıkları “Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar” albümünün ardından uzun bir çalışma sürecine giren grup, 5. albümlerini 15 Aralık’ta yayımlamıştı. Gripin yarın saat 15.00’te D&R Akasya AVM’de sevenleriyle buluşacak. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 15 Punk efsanesi Mark E. Smith hayatını kaybetti 1976 yılında kurulan The Fall’un beyni, postpunk efsanesi Mark E. Smith, önceki gün 60 yaşında hayatını kaybetti. Smith’in ölümü, The Fall menajeri Pam Van Damned tarafından Twitter’da duyurulurken ölüm nedeni henüz açıklanmadı. Diğer yandan The Fall, 2017 yılı turnesini Smith’in solunum yolundaki rahatsızlık nedeniyle iptal etmişti. İngiltere’nin Manchester kentinden çıkan efsane gruplardan The Fall, bugüne kadar 32 stüdyo albümü yayımladı. 1976 yılında temelleri atılan grupta yıllar içinde 60 civarında müzisyen çaldı ama tek sabit üyesi Mark E. Smith oldu. Kendine özgü vokalleri ve rock müzikte çığır açan şarkı sözleriyle birçok önemli grup ve isme ilham olan Smith, grubun şarkılarının büyük bir kısmını yazan isimdi. Smith’in ve grubun etkilediği gruplar arasında Happy Mondays, Sonic Youth, Arctic Monkeys, Franz Ferdinand, Pavement, LCD Soundsystem sayılabilir. Grubun 1984 2004 yılları arasında İngiltere listelerinde ilk 100’e giren 27 parçası bulunuyor. Unutulmaz parçaları Ünlü müzik sitesi Pitchfork, Mark E. Smith’i ve The Fall’u en güzel anlatan 10 şarkıyı şöyle derledi: “Rowche Rumble” (1979) “How I Wrote Elastic Man” (1980) “Totally Wired” (1981) “Hip Priest” (1982) “Mr. Pharmacist” (1986) “Big New Prinz” (1988) “Lost in Music” (1995) “Theme From Sparta F.C.” (2003) “Blindness” (2005) “Glitter Freeze” (2010) Gorillaz ile birlikte. Sevgisiz bir hayat... Son dönem Rus sinemasının önemli yönetmeni Andrey Zvyagintsev’in Cannes’da jüri ödülünü kazanan ve ülkesinin Oscar adayı seçilen yeni filmi gösterimde Dostoyevski’vari bir baba2 oğul ilişkisine yoğunlaşan, Altın Aslan ödüllü “Dönüş”üyle 2003’te tanıştığımız, yine ihanetle karışık, kasvetli ve karmaşık bir aile dramını yansıtan “Sürgün”üyle (2007) zor adını iyice bellediğimiz, huysuz, cimri kocasıyla işsiz, haybeci oğlu ve uyumsuz, şımarık kızı arasında kalakalmış, yıllarca ailesi için çalışmış didinmiş, yaşlı bir kadının sonunda kölemsi edilgenliğinden sıyrıldığı, ailemülkiyet bağlamında miras konusunu konu edinen üçüncü filmi “Elena”yla Tarkovski sonrası son kuşak Rus yönetmenlerinin en yeteneklisi olduğunu kanıtlamış ve kentselden çok rantsal dönüşüm politikaları yürüten belediye başkanlarının öne geçtiği bir düzendeki ‘devlet çarkı’ yolsuzluklarına değinen, sistem eleştirisi “Leviathan”ına (2014) da şapka çıkardığımız, 1964 NovosibirskSibirya doğumlu Andrey Zvyagintsev, günümüzün en önemli Rus sinemacısı belki de. Zvyagintsev’in bugün gösterime giren 5. filmi “NelyubovSevgisiz”in kahramanları, birbirinden nefret ederek boşanmanın eşiğine gelmiş, bencil bir anne (Zhenya), zayıf karakterli, aciz bir baba (Boris) ve neredeyse görmezden geldikleri oysa sevgiye, şefkate ge “Sevgisiz” reksinen 12 yaşındaki çocukları (Alyoşa). Didaktik tuzaklara, duygu sömürüsüne düşmese de, oldukça karamsar, soğuk, kasvetli bir atmosfer kurarak yer yer havada bıraktığı seyircisini sürekli diken üstünde tutup zor sorular soran, sevgisizlik kavramını çağrıştıran, soğuk ve karlarla kaplanmış kış görüntüleriyle açılan “Sevgisiz”, iyi yazılmış, oynanmış ve çekilmiş, sert bir dram baştan söylersek. Cep telefonu elinden düşmeyen, kendi de çocukken şirret annesinden çok çekmiş Zhenya (Maryana Spivak), vaktiyle gebe kaldığı için istemeksizin evlenmiş, hiç sevmediği, her ağzını açışında hakaretler yağdırdığı kocasını yerin dibine sokan, çalıştığı güzellik salonunda kendi bakımını da yaptıran, yaşlıca bir yeni koca da edinmiş, oğlunu 12 yılını çöpe atmasına neden olmuş bir kambur gibi gören, 30’lu yaşlarında bir anne. Kocası Boris’se (yönetmenin gözde oyuncularından Aleksey Rozin), çalıştığı katı dindar, tutu cu ve boşanma karşıtı bir patronun şirketinden kapı dışarı edilip parasız kalmaktan korkan, yeni bir aşka yelken açmış ama çocuğu olduğunu yeni sevgilisinden gizleyen, ‘beyaz yakalı’, yalancı bir sünepe. Moskovalı bu bezgin çiftin enkaza dönüşmüş evliliğinin ihmal edilmiş, masum kurbanı Alyoşa’nın (Matvey Novikov) ansızın ortadan kaybolmasıyla giderek nafile bir arayışa dönüşüyor filmin ikinci yarısı. Okuldan yalnız başına dönerken ya da anababa tartışmasına tanık olup loş evin duvarlarına karşı sessiz sessiz ağlarken görmemizin dışında ona dair bir şey bilmediğimiz ‘sevgisiz’ kurbanı Alyoşa’nın iyi niyetli ama yetersiz bir kurtarma ekibince ve antipatik ebeveynlerince köşe bucak, fellik fellik aranış hikâyesine dayanan ve 2012’de geçen filmde, dönemin medya haberlerinde yer alan Maya takvimine göre aynı yıl göktaşı çarpması sonucunda dünyanın yok olacağı ve Ukrayna krizinin patlak vermesi gibi gön dermelere de yer veren 55 yaşındaki Rus yönetmen kişisel bakış açısına ve gözlemlerine dayanarak, genelde bir sevgisizlik salgınına yakalanmış günümüz insanına dair seyirciyi zorlayan, karamsar, mesafeli ancak evrensel bir hikâye anlatıyor aslında. Senaryosunu Oleg Negin’le birlikte yazan Zvyagintsev’in, kadraj ve renklerle oynanan, ressam titizliğine sahip, usta işi bir görsellik ve fonda yerli yerince kullanılmış ilginç müziklerle etkileyici kılınmış, estetikdramatik gelgitlerle sürükleyicilik kazanmış, özenli sinematografisiyle, bencil ebeveynler tarafından yolundan çıkarılmış evlilik kurumunca harcanmış bir çocuğun hali pür melalini gözümüze soktuğu “Sevgisiz”de filmin hemen, kolayca ‘kötü’ karakteri sayılacak anne Zhenya’yı canlandıran Maryan Spivak’ın başını çektiği oyunculuklar da başarılı, dekormekân tasarımları, akıcı montaj çabasının yanı sıra. “Sevgisiz” bence haftanın en iyisi. ‘Özgür Kitap Haftası’nda kitap hediyesi Belge Yayınları 40 yaşında Belge Yayınları, yayımladığı ilk ki tap olan David Riazanov’un “Karl Marx ve Friedrich Engels/Hayat ve Eserlerine Giriş”in 40. yılı olması ve eşkurucusu Ayşe Nur Zarakolu’nun ölümünün 16. yılı nedeniyle yayınevinin Cağaloğlu’ndaki ofisinde okurları, yazarları, çevirmenleri ve emek harcamış dostları ile buluşma düzenliyor. Ayrıca, “Özgür Kitap Haftası” sloganıyla, 2431 Ocak arası, yayınevinin bütün kitapları, okurlara yüzde 50 indirimle sunulacak. Öte yandan yayınevine gelenlere, ölümünün 98’inci yılında, Rosa Luxemburg’un “Ulusal Ekonomiye (Ekonomi Politiğe) Giriş” adlı kitabı hediye edilecek. 28 Ocak Pazar günü saat 13.00’te ise Ayşe Nur Zarakolu’nun Topkapı Eski Kozlu Mezarlığı’ndaki kabrine çiçek konulacak. Kadıköy’de ‘Hasretin iki yakasından ezgiler’ Kadıköy’de Lozan Mübadilleri Vakfı Korosu tarafından “Hasretin iki yakasından ezgiler” konseri bugün gerçekleşecek. Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’ndeki konserde Türkçe ve Rumca, Pomakça, Makedonca türkü ve şarkılar söylenecek. Etkinlik ücretsiz olacak. Konser öncesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde 7 Ocak’ta açılan “Mübadil İnsanlar” sergisi de görülebilecek. Sergide mübadele sonrası bugünlere kadar gelen insanların öyküleri, yanlarında getirdikleri eşyaları ve portreleri sergileniyor. Sergi 1 Şubat’a kadar açık kalacak. Taj Express Zorlu PSM’de perde açtı Hindistan’ın ikonik müzikleri ve danslarını buluşturan şov Taj Express, Zorlu PSM’de sahneleyeceği 8 performansın ilkini, 25 Ocak Çarşamba günü sergiledi. Taj Express’in yanı sıra, dans atölyesi, yoga etkinliği, film gösterimleri ve DJ Ravish’in partisi de 28 Ocak’a kadar Zorlu PSM’de olacak. Bir insanın tutkusunu ve başka bir insanın dehasını konu alan müzikal, dünyanın en üretken film endüstrisinin sırlarını ve sihirlerini sahneye taşıyor. Yönetmenliğini Bollywood’un ünlü ismi Shruti Merchant’ın üstlendiği prodüksiyonun koreografisi ise ödüllü isim Vaibhavi Merchant’a ait. Şova, Akademi Ödüllü besteci A.R. Rahman’ın eserlerinin yanı sıra, Hint besteciler Salim & Sulaiman Merchant ve Monty Sharma’nın da parçaları eşlik ediyor. Gösteri tarihleri şöyle: Bugün 21.00, yarın 16.00 ve 21.00, pazar 15.00 ve 20.00. Ayrıntılı bilgi: www.zorlupsm. com, www.biletix.com. Ürün Sanat Galerisi’nde Saim Oran Sergisi Cumhuriyet kuşağının idealist, eğitimci ressamlarından Saim Oran’ın resim sergisi 27 Ocak Cumartesi günü Ürün Sanat Galerisi’nde açılıyor. 1925’te Gönen’de doğan Onan, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ResimSanat Tarihi Bölümü Malik Aksel ve Refik Epikman Atölyesi’nden 1948’de mezun olmuş, uzun yıllar değişik eğitim kurumlarında ve kendi atölyesinde ça lışarak sanata hizmet etmişti. Ölümünden 12 gün önce 55. Sanat yılı sergisini Rüştü Uzel Sanat Galerisi’nde açan, 20 Mayıs 2003’te aramızdan ayrılan Saim Onan, pek çoğu hayır kuruluşlarına yönelik olmak üzere kırkı aşkın kişisel sergi açmış, karma sergilere davet edilmişti. Saim Onan’ın resim sergisi 17 Şubat’a kadar Ürün Sanat Galerisi’nde izlenebilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle