20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Turhan Günay ile söyleşi Türkiye’nin tek, yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nün 7.cisinde 30 Eylül Cumartesi günü, gazetemiz Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay da sa at 10.10’da bir söyleşi düzenleyecek. Kadir Has Üniversitesi’nde dü zenlenen tam günlük konferansa edebiyatçılar, yayıncılar, Salı 19 Eylül 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK editörler, çevirmenler, illüstratörler, tasarımcılar, akademisyenler, telif ajansları, kitapçılar, dağıtımcılar, sivil toplum kuruluşları, kütüphaneler ve medyadan yetkililer katılıyor. [email protected] 15 Oyuncular Sendikası’nda Başkanyeni dönem getirirmiş çocuklarını. Mutlaka locada otururlarmış. Locaların ka Demet Akbağ Sahne, Perde, Ekran ve Mikrofon Oyuncuları Sendikası’nın (Oyuncular Sendikası) 3. Olağan Genel Kurulu 17 Eylül 2017 Pazar günü Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapıldı. Delegelerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen genel kurulda, görev süresi sona eren Meltem Cumbul başkanlığındaki yönetim kurulu, idari ve mali olarak aklandı. 2014 Eylül ayından bu ya na görevde olan yönetim kurulunun faaliyetlerini Başkan Meltem Cumbul, Genel Sekreter Tilbe Saran, yönetim kurulu üyesi Sercan Gidişoğlu ve hukuk danışmanı Sera Kadıgil delegelere aktardı. Daha sonra yönetim kurulu adına mali raporu Genel Mali Sekreter Yiğit Özşener sundu. Tüzük değişiklikleri ve önerilerin tartışılıp karara bağlandığı birinci bölümün ardından, öğleden sonra ilçe seçim kurulu gözetiminde sendikanın zorunlu organlarına asil ve yedek üyeler seçildi. Seçim sonuçlarına göre önümüzdeki üç yıl boyunca sendika’nın yönetim Kurulunu oluşturacak isimler şu şekilde belirlendi: Demet Akbağ, Sercan Gidişoğ lu, Sermet Yeşil, Evrim Alasya, Taner Rumeli, Tuba Erdem, Serdar Orçin, Eda Çatalçam ve Tuğrul Tülek. Disiplin Kurulu üyeleri Şevket Çoruh, Yasemin Şişli, Ragıp Yavuz olarak belirlenirken Denetleme Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluştu: Ali Rıza Kubilay, Alper Atak, İbrahim Ozan Gözel. pılarının önünde perdeler varmış Süreyya operası o zamanlar. Büyükannem film oynarken zaman ikinci gençliğini yaşıyor zaman bu perdenin gerisine saklanıp gizli gizli sigara içermiş. Düşünün, bir Cumhuriyet’in tamamını bitiremediğim kimi sayılarını daha sonra bakmak için saklarım. Nilgün Cerrahoğlu’nun 6 Ağustos’ta çıkan ‘Bizim hikâyemiz’ başlıklı yazısını da birkaç gece önce okudum. Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen’le yaptığı nehir söyleşisi ‘Bir Eski Cumhuriyet İçin’ kitabını anlatan ya yangın çıksa... Binanın, yal nız bizim aile tarihimizde bile nasıl uzun bir zaman dilimine ulaştığını fark edince, Google’a ve Ana Britannica’ya başvurdum. Gördüm ki, 2017 yılı, Kadıköy’ün ünlü Süreyya Opera/Sinema binasının tarihi açısından önemli bir tarih oluşturuyor. Süreyya İlmen Paşa tarafından, Kadıköy’ün Ksoorrukluur‘O’ndan zıda Sirmen’in dillendirdiği ‘Yeldeğirmeni’nde yine şehir biterdi’ cümlesine takılmışım. Düşüme girmiş... Çocukluğumu ve ilkgençliğimi Kadıköy’de yaşadım. Yeldeğirmeni gerçekten de Çamlıca Tepesi’ne çıkan yolda biterdi. Semtin öteki ucu ise Moda’ydı. Bir yanda İstanbul’un en yüksek tepelerinden biri, öte yanda uçsuz bucaksız deniz... Ayrıcalıklı kişiler dışında kimsenin özel arabası olmadığı, taksiye –zorunluk olmazsa binilmediği çocukluk yıllarımda, Kadıköy’ün bu her iki ucuna da yürüyerek giderdik. Bahar ve güz aylarının güzel gün kültürsanat ve toplum yaşamına bir katkı olarak –opera, tiyatro gibi sahne sanatlarının gösterileri için ve balo salonu olarak tasarlanan –mimarlığını Kegham Kavakyan’ın yaptığı binanın üç yıl süren yapımı 90 yıl önce tamamlanmış ve 1927 Mart’ında büyük bir törenle hizmete açılmış. Operet dönemi Gerekli teknik donanımdan yoksun olduğu ve sahnesi ile kimi başka bölümleri tamamlanamadığı için, kurulduğu yıllarda bu yapıda hiçbir opera yapıtı oynanamamış. Bu arada operet tarihimizde önemli yeri olan Süreyya lerinde bol ağaçlıklı Çamlıca Opereti kurulmuş. İlk ürün yamaçlarına, yaz günlerinde lerini Beyoğlu’ndaki Fransız de Moda Plajı’na. Doğal var –şimdiki Ses Tiyatrosu’nda lığımızı –hiç para harcama ve başka sahnelerde su dan kolayca ulaşılabilen bu nan topluluğun başlıca ya iki doğa mucizesi arasında zarları Muhlis Sabahattin Filmin Notu 8/10 devindirdiğimiz çağın Kadı ve Yusuf Sururi’ymiş. Ün köy’ünün temel kültür mer lü ‘Ayşe’ operetinin dönemin manlarda gördüğümüz ve her biri bir diğerine benzeyen anaakım korku filmlerinin çok üzerinde bir film. Bir yanıyla bir büyüme hikâyesi anlatan ve bu anlamda farklı altokumalara açık olan filmde güzel işleyene bir senaryo, iyi çalışılmış karak İstanbul Şehir Tiyatroları kezleri sinemalardı. Görkemli yapı Süreyya Sineması, Yeldeğirmeni ile Moda arasında –tam merkezde yer alan ‘primadonna’sı Suzan Lütfullah tarafından oynandığı, Semiha Berksoy, Lütfullah Sururi, Şevkiye May, Muammer Karaca, Avni Dilligil gibi tanınmış sanatçıların yer terler ve sağlam bir atmosfer çalışması var. Yine de altını çizmeden geçmeyelim, Stephen King adı her zaman korku tutkunlarının nabzının artmasına sebep olur, nefes alışverişle bu film aklımıza başka filmleri de getirmiyor değil. İlk akla gelen de tabii ki yine bir Stephen King uyarlaması olan “Stand By Me”. Tıpkı bu filmdeki gibi bir grup rini sıklaştırır. Bu 1970’lerden beri böyle arkadaşın ormanda buldukları bir ceset üstelik. Edebi kalitesi bir yana inanılmaz le ilgili bir hikâyesi olan ve Rob Reiner’in üretken ve disiplinli bir yönettiği “Stand By Me” yazar var karşımızda. (1986) teenage öncesi ço Korku türünde verdiği Bir Stephen King cukluğa ve büyüme san eserlerle bu türün hem edebiyatta hem de sinemada başat figürü ola uyarlaması olan “It O” (Birinci cılarına dair unutulmaz filmlerden biridir. Muschietti’nin filmi bilmeyi bu kadar uzun zamandır başarabilmiş olması bile onun ne denli etkili olduğunun kanı Bölüm) korku türünde olup da hayal kırıklığı de açıkçası “Stand By Me”ye yaklaştığı anlarda izleyiciyle daha içten bir bağ kuruyor, o bölümler izleyicide daha çok tı. Evet, korku ondan sorulur ama sadece korku türünde yazmadığını yaratmayan ender yapımlardan. karşılık buluyor. Akla gelen bir diğer film de (seri demek daha doğru belki de) da hatırlatalım. Bugün “Elm Sokağı’nda Kâbus” ol hâlâ IMDB’nin en popü du. Burada belki Freddy ler filmlerinden biri olan “Shawshank kadar çarpıcı bir antikahraman yok Lefkoşa’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin düzenlediği 15. Kıb rıs Tiyatro Festivali kapsamın da “Macbeth” ve “Hayali Temsil” adlı oyunlarıy la Lefkoşa seyircisi ile buluşuyor. William Shakespeare’in yazdığı, Ulviye Karaca’nın yönet tiği Macbeth adlı oyun bu gün, Ahmet Sami Özbudak’ın yazıp Yiğit Sertdemir’in yö nettiği Hayali Temsil adlı oyun ise 22 Eylül Cuma sa at 20.30’da Yakın Doğu Üni versitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde sah ‘Hayali Temsil’ nelenecek. Bahariye semtinin en görkemli yapısıydı. Ve biz, dört mevsim boyunca her hafta o aşınmış güzelim merdivenlerini tırmanıp, büyülü atmosferinden payımızı alırdık. Sizi içerde Gülriz Sururi’nin annesi Suzan Lütfullah’ın büstü karşılardı. Şaşılası düzeyde saygı uyandıran yapının bir parçası oluverirdik birden. Film başlamadan, kim bilir kaçıncı kez, duvarları ve tavanı süsleyen –bize göre ‘melek’ figürlerini hayranlıkla izler, sonra da Hollywood sinemasının yarattığı düş dünyasında eriyip giderdik. Beni ve kardeşimi sinema bağımlısı yapan annem anlatırdı. Çocukluğunda onun annesi de Süreyya Sineması’na aldığı topluluk önce Süreyya Paşa ailesinin desteğiyle, sonra da kendi olanaklarıyla 1935’e dek yaşamış. Sesli sinemanın 1930’lu yıllarda gelişmesiyle, film gösterimine yönelen ve Süreyya Sineması adını alan yapı, yaklaşık 70 yıl boyunca bu işlevi taşımış. Kadıköy Belediyesi’nin, 2005’te başlayan onarım çalışmaları sonucunda ‘tam donanımlı olarak’ yeniden yarattığı ve 2007’de –Kadıköy’ün ilk, Türkiye’nin 6. Opera binası olarak halkın hizmetine açtığı Süreyya Operası ise bu yıl 27 Ekim’de 10. yılını kutlayacak. Süreyya Operası’nı kuranlara ve sürekli konser, bale, opera gösterileriyle bugünde yaşatanlara selam olsun. Redemption Esaretin Bedeli” onun kor ama filmin atmosferi, fantazisi, düş ku dışı bir hikâyesinden uyarlanmış sel (kabussal) kurgusu net bir şekiltı. Keza birkaç yıl önce aylarca çoksatar de “Elm Sokağı”nın 3, 4, ve 5. bölümlerilistelerinin zirvesinden inmeyen ve bi ni anımsattı (ki filmin bir yerinde sine ‘Halloween’ Jamie limkurgu türünde bir tarihi roman ola mada “Elm Sokağı’nda Kâbus 5 The Drerak niteleyebileceğimiz “22.11.63.” de am Child”ın oynadığını görmemiz tesaKing’in farklı türde kalem oynattığı işle düf olmasa gerek). Teknolojinin bugünkü Lee Curtis’siz olmaz rindendi. Velhasıl, King adıyla maruf ol kadar imkânlı olmadığı yıllarda çekilmiş mayı başarmış ender yaratıcılardan biri “Elm Sokağı” serisini zamanında sinema ve bu hafta vizyonda izlediğimiz “It O” salonlarında (ve sonra DVD’de defalarca) İlki 1978 yapımı olan korku lendiğinde kimsenin adını safilmi serisi “Halloween”in nını bilmediği genç bir oyun da onun yıllardır sinemaya aktarılmayı izlemiş biri olarak şunu söylemeliyim ki, 2018 Ekimi’nde vizyona gire cuydu. Curtis yeni filmle ilgili bekleyen romanlarından. “It O” ne yazık ki bir “Elm Sokağı” de cek yeni halkasında serinin en bir tweet attı ve haberi şu söz Büyüme sancıları ğil bana göre. Yine de şu sıralar korku türünde yapılmış ve hayal kırıklığı yarat popüler oyuncusu Jamie Lee Curtis’in de rol alacağı açık lerle duyurdu: “Aynı veranda. Aynı elbiseler. Aynı meseleler. Öncelikle şunu belirtelim; yönet mayan, izleyicisini ciddiye alan, hatta in landı. İkonik Lurie Strode ro 40 yıl sonra. Halloween için menliğini Arjantinli sinemacı Andrés sanda bir kez daha izleme isteği uyandı lünü 6. kez canlandıracak olan son bir kez daha Haddonfield’e Muschietti’nin üstlendiği “It O” son za ran ender filmlerden biri olduğu kesin. Jamie Lee Curtis rolü ilk üst dönüyorum.” ‘Yüzbaşının Oğlu’ İspanyolca da Nedim Gürsel’in “Yüzbaşının Oğlu” adlı  romanı Fransa ve Almanya’dan sonra İspanya’da da yayımlandı. Yaşlı bir gazetecinin geçmişi ve otoriteyle hesaplaşmasını konu alan roman, baskıyla özgürlük ikilemi arasında sıkışıp kalmış insanın dramını anlatırken, oku ru hem Anadolu’nun kışla kentlerinde hem eski Beyoğlu’nun büyülü dünyasında dolaştırıyor. Arka planda 27 Mayıs askeri darbesine de yer veriyor. “Yüzbaşının Oğlu” Gürsel’in İspanya’da yayımlanan yedinci kitabı. Roman, Madrid’de Alianza Yayınevi tarafından yayımlandı. ‘Volkswagen Arena’da Yerli Yerinde’ konserleri ekim’de... Türkiye’nin yüksek sesli (amplified) canlı performans altyapısıyla donatılan ilk kapalı müzik ve gösteri merkezi Volkswagen Arena, yeni sezonda Türk sanatçıları ağırlayacağı bir seri düzenleyecek. 28 Ekim Cumartesi günü “Volkswagen Arena’da Yerli Yerinde” ismiyle gerçekleşecek konserlerde rock müziğin önemli gruplarından Mor ve Ötesi ile birlikte Adamlar, Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Deniz Tekin sahneye çıkacak. Mor ve Ötesi Çatalhöyük’ten ‘BİR’ kazı hikâyesi Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED) ve Performistanbul işbirliğiyle, Nazlı Gürlek imzalı “BİR” isimli performans projesi, 23 Eylül Cumartesi günü 17.0020.00 saatleri arasında ANAMED’de gerçekleşecek. Proje, Çatalhöyük’teki Bina 80’de ortaya çıkarılan, MÖ 6500 yılı civarında ritüel amaçlı yapıldığı düşünülen bir duvar resminden ilham alıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle