29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 19 Eylül 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Adaletsizlik arttı ekonomi 9 Yoksulla zengin arasındaki makas açılıyor. Nüfusun yüzde 33’ü finansal sıkıntı yaşıyor, 10 kişiden dördü et, tavuk içeren yemek masrafını karşılayamıyor En yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.7 puan artarak yüzde 47.2, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0.1 puan artarak yüzde 6.2 oldu. Toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin, en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranı 7.6’dan 7.7’ye çıktı. 10 kişiden 7’si konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu yüzde 65.4’ü yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme Yüzde 33’ü yoksun n Finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk, çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile beklenmedik harcamalar, evden uzakta bir haftalık tatil, kira, konut kredisi, borç ödemeleri, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek ve evin ısınma ihtiyacının ekonomik olarak karşılanamama durumu ile ilgili hanehalklarının algılarını yansıtıyor. Bu dokuz maddenin en az dördünü karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan ciddi maddi yoksunluk 2016’da 2.6 puanlık artışla yüzde 32.9’a yükseldi. n Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı yüzde 14.3 oldu. Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı yüzde 21.2 oldu. ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamadığını ve yüzde 17.4’ü konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan etti. Gelir dağılımı hesaplamalarında önemli bir referans noktası olarak kullanılan Gini katsayısının Türkiye’de 2016 itibarıyla bir önceki yıla göre yükseldiği tahmin ediliyor. Bu durum Türkiye’de gelir adaletsizliğinin 2015 yılına kıyasla arttığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını açıkladı. Araştırmada Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0.007 puan artış ile 0.404 olarak tahmin edildi. Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. Kiracılar yükselişte Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2016’da şu tespitlere yer verildi: n 2016’da ev sahipliği oranı yüzde 60.4’ten yüzde 59.7’ye düşerken kiracı olma durumu ise yüzde 23.3’ten yüzde 24.4’e yükseldi. n İki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafının karşılanabilme durumu sorusuna fertlerin yüzde 37.7 karşılayamıyorum dedi. Bu oran 2015’te 35.8’di. n Hanehalkı tiplerine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; tek kişilik hanehalklarının yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0.8 puan artışla yüzde 8.9’a çıktı. l Ekonomi Servisi Üniversite mezunu da fakir n Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre, okuryazar olmayanların yüzde 26.2’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24.1’i yoksul iken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 12.5, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 6.2 oldu. Yük seköğretim mezunları ise yüzde 1.7 ile en düşük yoksulluk oranının gözlendiği grup oldu. n 2015’te sürekli yoksulluk oranı yüzde 15.8 iken 2016’da bu oran yüzde 14.6 oldu. n Toplam eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirleri içerisinde en yüksek pay, bir önceki yıl ile değişim göstermeyerek yüzde 49.7 ile maaş ve ücret gelirlerine ait oldu. n Nüfusun yüzde 42.2’si konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşarken, yüzde 38.1’i sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve yüzde 24.5’i trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadı. ATO’da seçim ertelendi Hükümet, KHK ile yaptığı değişikliğin ardından seçimleri de erteledi. CHP’li Emir seçimlerin bir kez daha erteleneceğini ileri sürdü Adı yolsuzluğa karışanların bile sorgulanmadan alındığı belirtildi. Güney Kıbrıs servet kazandı İngiltere’de yayımlanan saygın The Guardian gazetesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Rus ve Ukraynalı zengin iş insanlarına vatandaşlık satarak 2013 yılından beri yaklaşık 4 milyar sterlin gelir elde ettiğini öne sürdü. ‘Altın Vize’ ismi verilen sistemde vatandaşlık verilen kişilere güvenlik kontrolünün yapılmadığı ifade edildi. 2013’ten beri Rus ve Ukraynalı zenginlerden alınan yüklü miktarda ödemeye vatandaşlık verildiği, geçen sene 400 kişiye vatandaş pasaportu verildiği belirtildi. l Ekonomi Servisi ‘Banka dışı finans gelişsin istiyoruz’ Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerinin dönüşlerinin de sisteme yeniden girmesi gerektiğini söyleyen Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcıs Mehmet Şimşek kefalet sigortasına da değinerek, müteahhitlerin bir ihaleyi kazandığı zaman, muhatap olan devletin ya da özel sektörün bir teminat mektubu istediğini hatırlattı. Bankaların zaman zaman bunu veremediğini belirten Şimşek, “Şu anda Türkiye tamamen banka merkezli bir finansman modeliyle gidiyor, nakdi kredilerde de gayri nakdi krediler de öyle. Biz şimdi banka dışı finans sektörünü, sermaye piyasalarını geliştirmeye çalışıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi 600 ayakkabı işçisi iş bıraktı Konya’da ayakkabı fabrikalarına atölyelerde parça başı (fason) olarak ayakkabı derisi diken sayacılar, dün iş bırakma eylemi düzenledi. Karatay ilçesinde bulunan Aykent Ayakkabıcılar Sanayi Sitesi’ndeki irili ufaklı atölyelerde çalışan yaklaşık 600 kişilik grup, üretim yaptıkları fabrikaların kendilerini düşük ücretle çalıştırdığı nı vurguladı. Sayacılar, ücret hakları nı arayamadıklarını, hak arayamamalarının nedenininde kayıt dışı çalışmalarından kaynaklandığını, topluca kayıt altına alınıp fabrikalardan haklarını aramak istediklerini belirtti. İşçilerin açıklamalarına göre, sanayide çalışan bin kadar esnaf var. Bunun yüzde 90’ı vergisiz çalışıyor. l Ekonomi Servisi MUSTAFA ÇAKIR Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) seçimleri manipüle etmeye yönelik çok sayıda şirket kurulduğu bilgisi üzerine kanun hükmünde kararname (KHK) ile seçimlerde oy kullanabilmek için 2 yıl şartı getiren hükümet dün de sürpriz bir kararla gelecek ekim ayında yapılması gereken seçimleri Nisan 2018’e erteledi. İki duyum Geçen yıl ekimde Salih Bezci ile yönetim kurulu üyelerinin büyük bölümünün istifasının ardından yapılan seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek aday oldu. Ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da kuzeni olan ATO Meclis üyesi Gürsel Baran adaylığını açıkladı. 3 Aralık’ta yapılan seçimleri Gürsel Baran kazandı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, seçimlerin ertelenmesiyle ilgili iddiaları gündeme getirdi. Emir, seçimlerin ertelenmesiyle ilgi Gürsel Baran li iki duyum olduğunu belirterek şunları söyledi: “Birinci ve en önemli neden artık özellikle Melih Gökçek oğlu Osman Gökçek’in önünü kesmeye yönelik hamleydi. Bu ertelemeyi de yine böyle okumak doğru olur. Bir diğer sebep ise Çayyolu’nda önemli konumda bir yeşil alanda şu anda hafriyat çalışmaları yapılıyor ve buranın ATO Meclisi’nde daha önce de başkanlık yapmış güçlü birine verileceği konusunda güçlü duyumlar var. Gökçek bir taraftan ATO seçimlerinde kendini güçlü yapmaya çalışırken, diğer taraftan ATO yönetimi de seçimleri ileriye atarak özellikle Melih Gökçek’in belediye başkanı olmadığı bir süreçte seçimleri yapmak istiyor. olabilir.”l ANKARA Altay’a İngiliz talip çıktı Türkiye’ye silah ihracatını durduran Almanya’nın tavrını ambargoya dönüştürmesi halinde, ‘Altay tankı’ motoru için alternatif, İngiliz Caterpillar’dan geldi. Şirket, yeni nesil ‘CV12’ tipi motoru teklif etti. İngiliz yetkililer, bu motorun Türkiye’de üretilmesine de olumlu baktıklarını bildirdi. Habertürk’ün haberine göre, Altay tankının prototip üretiminde Alman MTU motoru kullanılmıştı. Seri üretimde de MTU motorlarının kullanılması planlanıyordu. Ancak, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik tehditkâr tavırları soru işaretlerine neden olunca, tank motoru konusunda alternatif arayışı başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), ilk pakette 250 Altay tankı üretmesi öngörülüyor. Dindar ve kindar aydınlanmaya karşı Cumhuriyet’in Cağaloğlu binasında kapı komşumuz İstanbul Erkek Lisesi yöneticileri, eğitim içeriği ile akrabalığım, tarih öncesinden, kendi lise yıllarımdan, İstanbul Kız Lisesi ile kardeş okullar olduğundan ortak kültürel ilişkilerimizden başlar, Cumhuriyet gazetesi içinde yıllar süren eğitim alanı haberciliğim, eğitim sayfası çalışmalarım ile pekişir.. Hafta sonu, cumartesi akşam saatlerinde, daha sonra İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü de yapmış birikimli bir eğitimcinin isyanı sayılabilecek bir yorum, değerlendirme içeriğinde çağrı, haykırış telefonuma düştü.. Saray diktesi içerikli olduğu bilinen aynı içerikte talimatlarla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulmuş, TEOG olarak bilinen temel eğitimden ortaöğretime geçiş sınavının kaldırılması ile olabileceklerin dehşetini anlatmaya çabalıyor.. İktidarlarının sayısız kez kamuoyuna gururla açıklanmış “dindar ve kindar” gençlik yetiştirme amaçları çerçevesindeki talimatlarıyla, yazboz tahtasına çevrilen uygulamalarda, kuşkusuz yine aynı amaca dönük Bakan adları da değiştirilmiş olarak, çocuklarımıza eğitim sistemi çatısı altında yaşatılanların dönemeç taşı değişikliklerinin bir özeti yapılıyor.. Ülkemizin eğitim sistemi içinde nitelikli öğrenci yetiştirme başarısında övünç kaynağı olmuş tarihi liseler, fen liseleri, Anadolu liseleri, iyi dil bilenlerin yetiştiği kamuözel liselerin tümünü hedef alan, yetenekli öğrencileri imam hatip liselerine yönlendirmeye zorlayan, kabaca ilan edilmiş ilkelerle “dindar ve kindar” gençlik yetiştirilmesini öngören projenin istenen sonuçlarının tam olarak alınamaması gerçeği karşısındaki denemeleri, yazboz model arayışlarının sınav sistemi, eğitim programları ile oynanılmasının eğitimde maliyetleri de katlayan, öğrencinin yaşama dönük başarısını diplere çeken kaosunu özetliyor. Kuşkusuz “dindar ve kindar gençlik” yetiştirme yolunda, Bakanlık eliyle uygulamaya sokulan her program ve sınavlar sistemleriyle, eğitimde kalite bir önceki durumla daha düşük bir profilin yaratılması sonucunu üretiyor.. HHH Ama amaca ulaşmada yeterli sonuç alınamaması bir yana, denenen her sınav sistemi, eğitim programlarının yan ürünleri olumsuz sonuçlarla, öğrenci başarısındaki genel düşüş, eğitim kalitesinde dünyada en geri ülkeler statüsüne çekiliş gerçeği saklanamaz oluyor. Okulöncesinden üniversite diplomalısına, eğitimin her alanında Türkiye’nin, gençliğin başarısının aşağı çekilişini ortaya koyan gerçekler, aynı merkezden öfkeli talimatlarla 16 yıllık iktidarları sürecinde, eğitimde asla yapılmaması gereken sayısız değişiklikle hızlı geçişli denemelerin olumsuz sonuçlarının eklemlenmesini üretiyor.. Okulların açılış günlerinde en iyi niyetli, en uzman eğitimcilerin önerileri çerçevesinde ortaya çıkan kaos, arka arkaya pek çok kuşak gençliğin deneme tahtası yapılmalarının ağır bedelleri, sonuçlarını sergilemekten öte bir sonuç veremiyor.. İktidarlarının hedef tahtasında, hangi koşulda olursa olsun eğitimdeki kalitesizliği, öğrenci başarısızlıklarını ortaya saçan bilimsel, evrensel gerçekler karşısında günü kurtarma kaygısı, İktidarları erki penceresinden her tür kıyaslamanın yapılmasını ortadan kaldıracak evrensel karşılaştırmalar, ölçümlemelerden uzakta kalabilmek. İlk aşamada kendi İktidarları erki ile ortaya koydukları sınavlar sisteminin sonuçlarının evrensel ölçümlemelerden uzak tutulabilmesinin formülü aranırken, son düşük profilli TEOG sınavlarından da kaçmak çözüm görülebiliyor. Bir adım daha ileri bu yolla başarılı liselerin hepsini birden semt okullarına dönüştürebilmenin formülü üretiliyor.. Her koşulda aydınlanmacılık, bilim, evrensel eğitim gerçekleri, dünyadaki teknolojik devrim patlaması karşısında yenilgiye mahkum olmanın çaresizliğinin son çırpınışlarında; gözü kara yeni deneme atışlarının çocuklarımıza verdiği zararların acımasızlığına karşı, çok ağır bedellerle çocuklarının eğitimi için çırpınan ailelerin uyanışı yaşamsal değerde.. Katılım bankaları da faizden şikâyetçi TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz: Faiz artışı katılım bankalarını zorluyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, bankaların kendi arasında faiz yarışına girdiğini belirterek, “Yüzde 1415 mevduata verilen faizler var. Faiz artışı katılım bankalarını zorluyor. Faizler düşerse biz daha rekabet edebilir hale gelebiliriz. Faiz yarışı bizi sıkıntıya sokuyor” dedi. Akyüz, katılım bankalarının şube sayısının bine yaklaştığını ve 14 bin 867 kişinin istihdam edildiğini, 7 Eylül 2017 itibarıyla sektörün topladığı fon miktarının 96 milyar 674 milyon liraya ulaştığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle