20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 13 Eylül 2017 4 patlayıcı infilak etti Şemdinli’de 1 şehit 3 yaralı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Güzelkonak köyü civarında terör örgütü PKK’nin yola döşediği patlayıcının infilak etmesi sonucu 1 güvenlik korucusu şehit olurken, 1 askeri personel ve 2 korucu yaralandı. Valilik tarafından yapılan açıklamada, “12.09.2017 günü ilimiz Şemdinli ilçesi Güzelkonak köyü civarında güvenlik güçlerimizin yol emniyeti aldığı sırada bölücü terör örgütü mensuplarınca yola tuzaklanmış el yapımı patlayıcının (EYP) infilak etmesi sonucu 1 güvenlik korucusu şehit olmuştur, 1 askeri personel ve 2 güvenlik korucusu yaralanmıştır. Yaralıların tedavisi sevk edildikleri Şemdinli Devlet Hastanesi’nde devam etmektedir” denildi. l İHA ingiliz The Guardıan: 300 cihatçı Türkiye sınırına yığıldı İngiliz The Guardian gazetesi, İstanbul merkezli muhabiri Martin Chulov’a dayanarak IŞİD’den firar eden yüzlerce militanın Türkiye’ya kaçma umuduyla sınıra yığıldığı haberini web sitesinin manşetinden duyurdu. Irak ve Suriye’de hâkimiyetindeki bölgeleri hızla kaybeden IŞİD’den ayrılan 300 cihatçının Türkiye’ye geçmek için Kaide kolu Nusra’nın kontrolündeki sınır vilayeti İdlib’de beklediği aktarılan haberde, IŞİD’lilerin onlarcasının çoktan Türkiye’ye geçtiği iddiasına da yer verildi. Kaçakçılara 2 bin dolar ödeyerek sınır muhafızlarına rağmen sınırdan geçip eylül başında Türkiye’ye giren Suudi Arabistanlı dört cihatçıdan haberdar olduğunu belirten The Guardian, geçen ayın sonunda Suriye’den kaçan Suudi vatandaşı Ebu Saad’ın (26) “Diğerleri bana sonradan katıldı. Daha fazla kişi de yolda” sözlerini aktardı. Ebu Saad’a göre çoğu Suudi olan firari militanlar, İdlib’in kuzeyinde kendilerine ait bir topluluk oluşturdu. “Benim gibi burayı terk etmek istiyorlar. Pek çoğu birlikte oldukları grup tarafından kandırıldıklarını düşünüyor. Diğerleri Nusra’ya güvenmiyor” diyen Ebu Saad, Suudilerle birlikte bazı Avrupalılar, Faslılar ve Mısırlıların bölgede Nusra’ya karşı tampon oluşturduklarını aktardı. 2012’de Suriye’ye gelip yabancı savaşçılardan oluşan Muhacirin grubuna katıldığını, 2013’te IŞİD’e biat ettiklerini, ama IŞİD’de adalet değil, yalnızca acımasızlık gördüğünü anlatan Ebu Saad, Suudi Arabistan’a dönemeyeceğini, çünkü bunun hapis anlamına geleceğini söyledi. CHP’Lİ ÖZTÜRK YILMAZ: Esad’la bağ kurmak zorunluluk CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Beşşar Esad ile bir bağ kurulması gerektiğini belirterek, “Bu, güney sınırımızda oluşabilecek yapının veya yapıların ortaya çıkmasının engellenmesi için artık bir tercih değildir, zorunluÖztürk Yılmaz luktur” dedi. CHP’li Yılmaz, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) planlanan referandumla ilgili AKP’den net açıklama gelmediğini, yalnızca kağıt üzerinde bir kınama yapıldığını kaydetti. Referandum yapılarsa sonuçlarını tanımayacaklarını yineleyen Yılmaz, “Cumhurbaşkanı, yüksek perdeden bir açıklama yapmıyor. Referandum yapılırsa Pandora’nın kutusu ayın 26’sından sonra açılacak. Bunu Araplar, Türkmenler kabul etmiyor. Bölgesel çatışmalar riski iyice artıyor. Ne Bağdat ne Tahran ne de bölgesel aktörlerle temas var. Barzani’nin ülkelere gönderdiği heyetin çalışmaları, Dışişleri’nin çalışmalarının, iki üç kat önüne geçmiş durumda” dedi. ‘Birlikte çalışmak gerek’ Suriye’de Rusya ve Esad ile birlikte çalışmak gerektiğini aktaran Yılmaz, Suriye’nin bölünmeye doğru gittiğini, Esad ile bir bağ kurulması gerektiğini belirtti. Bunun Türkiye’nin güney sınırında oluşabilecek yapının veya yapıların engellenmesi için bir tercih değil zorunluluk olduğunu söyleyen Yılmaz, “Eğer bağ kurulmazsa, Esad ile doğrudan görüşme yapılmazsa, Türkiye’nin desteklediği muhalifler, Esad’ın ordusuyla işbirliği yapıp, ülkenin toprak bütünlüğünü sağlamada ortak adım atmazsa Suriye’nin geleceği Irak’tan daha beter olacak” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Ambargo yanlış’ Kılıçdaroğlu, Almanya’nın ‘Türkiye’ye silah sevkıyatını durdurduk’ açıklamasına karşılık, S400’leri kast ederek ‘Yeni arayışlar NATO’nun çifte standardından’ dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir televizyon kanalında soruları yanıtladı. CHP lideri, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’le ilgili “Tarafsızlığını kaybetmiştir, bırakması lazım” yorumu yaptı. AKP’nin 15 yıldır terörü çözemediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Net söylüyorum. 4 yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım. Terör olayını bitireceğim” derken “baskın seçim iddilarına da “Hazırlıklıyız” karşılığı verdi. Eski Bakan Zafer Çağlayan’ın ABD’de sanık olarak yargılamasına ilişkin de “ABD’de tutuklu bulunan bu kişilerin itirafçı olmaları halinde olay çok daha farklı bir mecranın içine sürüklenecek. Türk bankaları da var işin içinde. Türkiye’den ödünler istenebilir” uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu’nun yorumları şöyle: Ambargo uygulanması doğru değil (Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in ‘Türkiye’ye silah sevkıyatını durdurduk’ açıklaması): Şimdi bir ülkenin silah sistemleri arasında uyum olması lazım. Birbirini tamamlayan sistemler olması lazım. Değişik ülkelerden farklı silahlar alırsanız bu gelecek açısından olumlu sonuçlar doğurmaz. S400 füzelerine hangi gerekçelerle ihtiyaç duyulmuş bakmak lazım ama burada Türkiye’nin şu talebini de doğru kabul etmemiz lazım. Türkiye’nin bu tür savunma sistemlerine ihtiyacı var, NATO’nun bunları şu veya bu şekilde karşılaması lazım. Almanya’nın açıklaması doğru değil. Bizim ihtiyacımız var. Duyarlı bir bölgedeyiz, bu bölgede kendi güvenliğimizi, kendi savunma sistemimizi inşa etmek zorundayız. Dolayısıyla bu tür bir ambargoyu doğru bulmuyoruz. Türkiye’nin yeni arayışlara girmesi, bir anlamda NATO’nun Türkiye’ye çifte standart uygulamasından kaynaklanıyor. Masaya biz oturmadık (Tanrıkulu’nın SİHA açıklaması): Tanrıkulu öldürülen kişilerin terörist mi, değil mi diye araştırılmasını istedi. Öldürülen 4 kişi güvenlik kontrolünden geçti. Eğer bunlar terörist ise ayaklarına gelmiş. Niye tutuklamıyorlar, serbest bırakıyorlar. Sezgin Bey üzerinden giderek ‘PKK’ye destek veriyor CHP’ diyorlar. Biz açık ve net her ortamda söyledik. Terör kimden, ‘BASKIN SEÇİME DE HAZIRIZ’ n Kendileri FETÖ’cü (Meral Akşener’in parti kurma hazırlığı, FETÖ suçlaması): Meral Hanım bakanlık yapmış, siyasette uzun yıllar hizmet vermiş birisi. Dolayısıyla diğer siyasi partilerin liderlerine nasıl saygı gösteriyorsak, Meral Hanım’a da saygı gösteriyoruz. FETÖ’cüyü sağda solda iktidarın aramasına gerek yok ki kendileri FETÖ’cü zaten. Hükümet. Sırtı kalın olanlar, iktidara yakın olanlar, parası pulu olan bütün FETÖ’cüler dışarıda, gariban olanların tamamı hepsi içeride. Bu mudur FETÖ’yle, FETÖ’cülükle mücadele etmek? n Biz hazırız (Baskın seçim iddiası): Biz hazırız. Baskın seçim de olabilir, seçim zamanında da yapılabilir. Önce yerel yönetim veya sonra normal seçimler de olabilir veya normal seçimleri erkene çekebilirler. Deniz Bey’in söylediği şu söz çok doğru, ‘Türkiye halkı kendi kaderini çizmek zorundadır.’ Ya demokrasiden yana tavır alacağız ya tek adam rejiminden yana tavır alacağız. n Oğlum askere gidiyor: Çocuğuma paralı askerlik yaptırtabilirdim. Yani bedelini ödeyerek askere göndermeyebilirdim. Ama ben eğer bu ülkede siyaset yapıyorsam, teröre karşı duruyorsam, garibanın çocuğu nasıl askere gidiyorsa benim oğlum da askere gitmeli. Yarın Sivas’a gidecek, vatani görevini yapacak, inşallah huzur içinde evine dönecek. nasıl, hangi gerekçeyle gelirse gelsin hepsine karşıyız. Biz terör örgütü ile masaya oturmadık. İtirafçı uyarısı (Rıza Sarraf davasına eski Bakan Zafer Çağlayan’ın da dahil edilmesi): Neden bu insanlar Türkiye’de yargılanmadı? Buradan çıkmak çok zor. Nasıl çıkacağız kimse bilmiyor. ABD’de tutuklu bulunan bu kişilerin itirafçı olmaları halinde olay çok daha farklı bir mecranın içine sürüklenecek. Türk bankaları da var işin içinde. Türkiye’den ödünler istenebilir. Samimiyetle söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanının başka ülkede yargılanması bizi üzüyor. Bu doğru değil. Buna ortam hazırlayan hükümetin çıkıp bu milletten özür dilemesi lazım. O makamda oturamaz (Danıştay Başkanı Güngör’ün açıklamaları): Danıştay Başkanı tarafsızlığını kaybetmiştir. İktidar partisinin Danıştay’daki sözcüsü konumundadır. Sadece kendisini yaralamamıştır, Danıştay’a da gölge düşürmüştür. Artık o makamda oturamaz. O makamdan ayrılması, görevi bırakması lazım. Oturup konuşacağız (2019 adaylığı): Şimdi 2019 seçimlerine epey zaman var. Bugünden adayım veya aday değilim diye ortaya çıkmanın hiçbir anlamı yok. Oturacağız, konuşacağız. Yetkili organlarımız var. Kim aday olacak, hangi ge rekçeyle aday olacak, olmayacak, konuşacağız. Başbakanlık arşivinde mektubum var (Bozdağ’ın “Elinde terörü bitirecek bir formül varsa milletin önüne koymaya davet ediyorum” sözleri): Başbakanlık arşivlerinde benim dönemin başbakanına verdiğim bir mektup var, ‘Terör nasıl çözülür’ diye. Orada şunu söyledim, ‘Terör örgütüyle masaya oturmayacaksınız. Terör örgütüyle masaya oturursanız bu sorunu çözemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti’ni, Türkiye Cumhuriyeti’nin bürokrasisini terör örgütüyle muhatap kılmayın’ dedim. Çözüm Meclis’te (Nasıl çözersiniz?): Meclis’te. Niçin Meclis’te? Milli irade orada. Böyle kapalı kapılar ardında gizli kapaklı işlerle de bu iş olmaz. Devletin duyarlı organları belki o tür görüşmeler yapabilirler ama sorunu çözmenin temel yeri, adresi TBMM’dir. 15 yılda çözemediler, hâlâ koşturuyor, ediyorlar. Şehitlerimiz geldi, gazilerimiz var. Ben gayet açık ve net söylüyorum, 4 yıl içinde çözmezsem, siyaseti bırakacağım. En büyük değişiklik CHP’de: 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. 10 yıl öncesine bakın, CHP Doğu, Güneydoğu’ya gidemezdi. Şimdi her tarafına gidiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi so run varsa, o sorunun çözümünü en sağlıklı şekilde ortaya koyan parti CHP’dir. Biz bunları söylüyoruz da sanki ağzıma bant çektik, değil. Medya büyük ölçüde iktidar partisinin kontrolünde, biz bir şey söylüyoruz, bir iki kanal veriyor veya işte bir şey söylüyorum birkaç saniye ayıp olmasın diye veriliyor. Demokrasi kavgası (‘Yürümekse yürümek, kavgaysa kavga’nın anlamı): Demokrasi kavgası. Nâzım Hikmet’in söylediği gibi demokrasi kavgası. Herkesin özgürce konuşmaya ihtiyacı var. Herkesin medya özgürlüğünü isteme hakkı var. Bu ülkenin işadamı, sivil toplum örgütleri, sendikaları konuşabiliyor mu? Hayır, hepsi susturulmuş. Gazetecileri hapisteler. Peki, kavgayı, mücadeleyi kim yapacak? Biz. Elimize silah alıp, gidip bir yeri basacak halimiz yok. Kavga, demokrasi kavgası. Atatürk’e sahip çıkan millidir (Erdoğan’ın ‘milli ve yerli değil’ suçlaması): Asıl milli ve yerli olan biziz, gayri milli olanlar onlar. Eğer siz milliyseniz, bu ülkenin yetiştirdiği en büyük değer Mustafa Kemal Atatürk’tür, ona sahip çıkıyorsanız ben sizi yerli ve milli kabul ederim. Bayrağınıza, vatanınıza sahip çıkıyorsanız yerli ve milli kabul ederim. Bu ülkede huzuru ve barışı getirecekseniz yerli ve milli kabul ederim. l ANKARA / Cumhuriyet Güngör şikâyet edildi AKP’Lİ BAŞKAN için suç duyurusu CHP’li Gök, Güngör’ün ‘Danıştay’ı töhmet altında bıraktığı’ gerekçesiyle Danıştay’a dilekçe verdi ve ‘Cüppeni çıkar, AKP’ye üye ol’ çağrısı yaptı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Danıştay Başkanı Güngör ile ilgili yasal adım atılacağını söylemesinin ardından, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Danıştay’ı töhmet altında bıraktığı” iddiasıyla Güngör’ün disiplin kuruluna sevk edilmesi için Danıştay’a şikâyet dilekçesi verdi. Dilekçede Güngör’ün hâkimlik mesleği ile bağdaşmayacak nitelikte, CHP ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yaptığı faaliyetleri itham eden açıklamalar yaptığı kaydedildi. Güngör’ün gazeteciler Nagehan Alçı ve Okan Müderrisoğlu’na yaptığı açıklamaların örnek gösterildiği dilekçede, “Bu açıklamalar ile Zerrin Güngör tarafsız olmamasının yanı sıra doğrudan partimizi ve partimizin faaliyetlerini itham eden tutum almıştır. Halkımızdan aldığımız yetki ile partimizce yapılan başvurularımızı, partimizin anayasal olarak güvence altına alınan ana muhalefet faaliyetlerini, halkımız ile beraber adalet arayışımızı ve partimizi doğrudan hedef alan bu beyanlar hâkimlik vakar ve şerefiyle bağdaşmayan ve hizmetin aksamasına yol açan hal ve hareketler olup, Danıştay Yasası’nın 67 ve devamı maddeleri gereğince disiplin suçu oluşturmaktadır” dendi. ‘Açık disiplik suçu’ “Yargının bir karakteri olan bağımsızlık, hâkimin, çekinmeden ve endişe duymadan, anayasanın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki altında kalmadan, yansız tutumla, özgürce ka Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısındaki davranışları muhalefetin ve birçok hukukçunun eleştirilerine neden olmuştu. rar verebilmesidir” denen dilekçede, Güngör’ün defaten bulunduğu itham ve eylemlerin kabul edilemez olduğu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını zedelediği ve disiplin suçu oluşturduğunun açık olduğu bildirildi. Gök, dilekçeyi Danıştay Başkanlık Kurulu’na sunmasının ardından basın açıklaması yaptı. Danıştay ve idari yargının Güngör’ü taşıyamayacağını söyleyen Gök şöyle konuştu: “Danıştay bu konuyu çözmelidir. Danıştay Başkanlık Kurulu’nun hâkimlik haysiyetiyle ve şerefiyle bağdaşmayan, hâkimliğe zarar veren davranışlarda bulunduğu üyeler hakkında yüksek disiplin ku ruluna başvurma yolu var. Biz de o yolu kullanıyoruz. Danıştay Başkanlık Kurulu’nun adalet dünyamıza karşı Danıştay Başkanı’nın bu talihsiz, saygısız açıklamaları karşısında bir tutum alması zorunludur. Biz Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’e güvenmiyoruz. Danıştay’da ve idari mahkemelerinde açılmış bulunan ve partimizin taraf olduğu davaların tümü, bu Danıştay Başkanı burada bulunduğu sürece hiçbir şekilde sağlıklı yürüyemez ve verilen kararlar vicdani kanaat oluşturamaz. Zerrin Güngör, iktidarın gücünü tutarak partimize laf söyleme, cesaretin varsa çıkar cüppeni, AK Partiye üye ol siyasete gir.” l ANKARA / Cumhuriyet CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, “Mal Bildiri minde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluk larla Mücadele Ka nun Hükmünü İhlal” suçlamasıyla, Yom ra Belediye Başkanı AKP’li İbrahim Sa Haluk Pekşen ğıroğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Pekşen, dilekçesinde, Sağıroğlu’nun belediye başkanlı ğı döneminde kendisi ve aile fertle rinin şirket varlıklarında olağanüs tü artışa rastlandığını öne sürdü. Sağıroğlu da iddialara sosyal med ya hesabından yanıt verdi. CHP’li Pekşen’in okulda sıra arkadaşı ol duğunu belirten Sağıroğlu hakkın daki suçlamalara ilişkin şöyle dedi: “Sıra arkadaşım ne yapacağını şa şırmış. Hayırlı uğurlu olsun. ‘Bizim aptesimizden şüphemiz yok’ dedik. Verilecek hesabımız varsa, çıkar ve ririz.” l TRABZON / Cumhuriyet ‘Kayyımlar rüşvete bulaştı’ iddiası CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, HDP ve DBP’li belediyelere atanan kayyımların yolsuzluk ve rüşvete bulaştıklarına dair çok fazla duyum geldiğini söyledi. KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara’nın “Haber Merkezi” isimli programına katılan Aksünger, “Şu anda HDP’nin hiçbir yerel yöneticisini bırakmadılar, yerelde yöneticisi yok HDP’nin, o bölgeyi tarumar ettiler. Aslında şu anda kayyımları atadığı yerlerde rüşvetin, yolsuzluğun haddi hesabı olmadığı kulaklarımıza geliyor. Çalıyor ama yapıyor yaklaşımı çok kötü bir yaklaşım” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle