29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 13 Eylül 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Enerjide 35 milyarMÜMHUAEYNKADİNRİSADLIERİ dolarlık batık endişesi Lisans alan enerji santral yatırımlarının yarısı yerinde sayıyor, enerji sektörünün 35 milyar doları aşan borçlarının ödenmesinde sorunlar yaşanması gündemde Enerjide aşırı dışa bağımlılık, artan faturalar, temin 2016 sonu Türkiye kurulu gücünün yüzde 6.11’i kadarına denk de aksama ve sıkıntılar gelen bir kapasite, yatı her geçen gün büyür rıma geçmemiştir. Tür ken şimdi de sektörün 35 milyar doları aşan Şehriban Kıraç kiye Enerji Görünümü Sunumu Eylül borçlarının geri öden 2017 sonuçlarında mesinde sıkıntılar yaşanacağı şu tespitlere yer verildi: konuşuluyor. n Merkez Bankası TMMOB Makina Mühen verilerine göre, toplam disleri Odası Enerji Çalışma yabancı para kredileri Grubu tarafından hazırlanan nin yüzde 26’sı imalat “Türkiye Enerji Görünümü sanayii, yüzde 17’si enerji sektö Sunumu Eylül 2017” sonuç rü tarafından kullanılıyor. Tüm larına göre lisans aldığı halde yabancı para cinsinden borçlar yatırıma geçmemiş proje sayı içinde yüzde 17’lik payla ikinci ları artıyor. Projelerin çoğu da sırada olan enerji sektörünün yerinde sayıyor. 35 milyar doları aşan borçları Rapora göre Ocak 2017 iti nın ödenmesinde sorunlar ya barıyla, lisans alan elektrik şanması olası. üretim projelerinin kurulu gücü toplamı 39 bin 355 MW Köpük var iken, bu projelerden yatırım n Uzunca bir süredir proje sürecini başlatanların kuru lerde bir köpük olduğuna işa lu gücü toplamı ise 34 bin 557 ret ediyoruz. Bazı özel sektör MW oldu. Lisans almış olma temsilcileri de, proje stokun larına karşın, kurulu güçle da aşırı yığılma olduğu sapta ri toplamı 4 bin 798 MW olan, masını yapmakta ve lisans al başka bir ifade ile, lisans alan mış projelerden ağırlıklı olarak projelerin yüzde 12.19’una ve doğalgaz ve kömür santral pro jeleri olmak üzere, geri dönü Stokta şişkinlik var n Enerji santralları top şü mümkün olmayan aşamaya gelmemiş olan yatırımların büyük çoğunluğundan vazgeçileceğini ve gerçekleşemeyeceğini ifade ediyor. lam kurulu güçlerinde çok ciddi bir kapasite fazlalığı bulunuyor. Bugünden sonra, mevcut Yerinde sayıyor n Lisans alan toplam 39 bin 355 MW kurulu güçteki pro proje stokuna hiçbir jelerde ise, yatırım gerçekleş ilave olmasa bile 2023 me oranı yüzde 35’in üzerin için öngörülen kurulu de olan santral yatırımlarının güç 125 bin MW’tan, 10 toplam kurulu gücü 14 bin bin 816 MW daha faz 804 MW olup, yatırım aşama la olan bir proje stoku sındaki tüm santrallar içinde var. Kaldı ki, 2023 için 125 bin MW kurulu güç hedefi de, çok abartılı bir hedeftir. Bugünkü kurulu güç 80 bin 344 MW’nin, gelecek beş yıl içinde yüzde 55.6 artış göstermesi de, pek olası değil. Bu denli kurulu güce ihtiyaç olmadığı da açıktır. Daha önce söz edilen güncel Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tahminlerinde 2023 için ki payı yüzde 37.62’dir. n Gerçekleşme oranı yüz de 10’un altındaki santrallar, tüm projelerin yüzde 40.71’ini oluşturuyor. Projelerin yüzde 2.09’u için ise, yatırımların gerçekleşme düzeyi hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) bilgide verilmiyor. Bunlarla, lisans alan enerji santral yatırımlarının yüzde 42.80’nin, henüz yatırıma başlamadığı söylenebilir. Bu oran, tüm li öngörülen 325369 sanslı santral yatırımları için milyar kWh talep ra de, sırasıyla, en büyük paya kamları da, çok daha sahip doğalgaz santralların düşük kurulu güç ihti da yüzde 60.7, RES’lerde yüz yaçlarına işaret ediyor. de 73.7, ithal kömürde yüz de 55.3, HES’lerde yüzde 55.5 düzeyinde bulunuyor. Elektrikler kesiliyor n 20022015 döneminde elektrik üretimi yüzde 102, toplam kurulu güç yüzde 130 arttı. 380 kV trafo merkezlerinin kurulu gücü yüzde 195, 154 kV trafo merkezlerinin kurulu gücü de yüzde 94 gibi yüksek miktarlarda artmıştır. Ne var ki, artan bu kurulu gücü iletecek iletim hatlarında yeterli artış yapılmadı. 380 kV iletim hatlarının toplam metrajı yüzde 33, 154 kV iletim hatlarının toplam metrajı ise yüzde 45 gibi düşük oranlarda arttı. n Doğu Karadeniz’de ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da üretilen ve bölgesel ihtiyacın üzerinde olan elektriği tüketimin fazla olduğu Marmara ve Ege bölgelerine ve Trakya’yı Çanakkale Boğazı’nın altından Güney Marmara’ya bağlayan iletim hatları yetersizdir. Bu nedenle Anadolu’nun doğusundan ve kuzeydoğusundan, batıya elektrik iletiminde cid di darboğazlarla karşılaşılmıyor ve elektrik kesintileri uygulanıyor. n Planlı uygulama anlayışından uzak olan, verilen lisansların çokluğuyla övünmeyi marifet sayan enerji yönetiminin övünmeyi bırakıp, bu kadar çok projeye ihtiyaç olup olmadığı, lisans almalarına karşın binlerce MW kapasitede projenin neden yatırıma başlamadığı, yatırıma geçen projelerde ise, gerçekleşmelerin neden bu denli düşük düzeyde olduğu, kredi ödemelerinin neden aksayacağı ve birçok projenin niye iptal olacağı üzerinde düşünmeleri gerektiğini ortaya koyuyor. ÇED’e dikkat n Sağlıklı bir planlama yapabilmek için, yatırıma başlamamış, ÇED uygun belgesi alamamış, toplumsal maliyetleri faydalarından daha fazla olan ve bölge halkının istemediği, toplum yararına aykırı olan tüm projeler iptal edilmeli. n 2020 sonuna kadar EPDK tarafından 2017 Ocak itibarıyla lisans verilen enerji üretim projelerinden sadece İlerleme Oranı yüzde 35’ten büyük olanların tamamlanacağı, daha düşük ilerleme kaydetmiş santrallardan ise, daha sonraki yıllarda tamamlanacağı kabul edilerek yapılan projeksiyonda: İlerleme oranı yüzde 35’ten büyük olan santralların yüzde 35.87’si doğalgaz, yüzde 26.52’si ithal kömür, yüzde 13.84’ü hidrolik, yüzde 11.16’sı rüzgâr, yüzde 7.47’si linyit, yüzde 2.65’i jeotermal ve yüzde 2.49’u diğer kaynakları kullanacaklar. 2020’ye kadar devreye girecek santrallarla, güvenilir üretim kapasitesi bile 400 bin MWh’ı geçecektir. Tüketim ise ancak yıllık yüzde 7 artışlarla 364 bin MWh olabilecek. Halbuki Aralık 2016 tarihli TEİAŞ çalışmasına göre, bu tüketim değerine 2026’da bile zor ulaşılacak. HES’ler Menzelet ile Kılavuzlu’da olacak. Koç, iki HES ihalesine teklif verdi Koç Holding ve Aygaz’ın yüzde 49.62’şer paya sahip olduğu Entek Elektrik, yenilenen Kahramanmaraş’taki Menzelet ile Kılavuzlu Hidroelektrik santrallarının özelleştirilme ihalesine teklif verdi. Koç Holding şirketlerinden Entek Elektrik Üretimi AŞ’nin yenilenen Menzelet ve Kılavuzlu Hidroelektrik santrallarının (HES) özelleştirilme ihalesine teklif verdiği belirtildi. Aygaz AŞ’nin, Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yer alan açıklamasında, ihalenin, 49 yıl süre ile ‘işletme hakkının verilmesi’ yöntemiyle gerçekleştirileceği ifade edildi. HES’ler için son teklif verme tarihi 11 Eylül 2017 olarak belirlenmişti. Menzelet 124, Kılavuzlu ise 54 megavat olmak üzere toplam 178 megavat kurulu güce sahip bulunuyor. l Ekonomi Servisi Makine yatırımı düşüyorTürkiye’de makine yatırımları dört çeyrektir gerileme kaydediyor Harcamaların yüzde 19.5’i gıdaya Türkiye’de geçen yıl toplam tüketim harcamasının yüzde 19.5’ini gıda ve alkolsüz içecekler oluşturdu. Gıda ve alkolsüz içeceklere yapılan harcamalarda en büyük pay yüzde 20.6 ile et, balık ve deniz ürünlerinde oldu. Bunu yüzde 18.4 ile ekmek ve tahıllar, yüzde 15 ile sebzeler, yüzde 13.9 ile süt, peynir ve yumurta izledi. En düşük paya sahip harcama grupları ise yüzde 2.2 ile diğer gıda ürünleri, yüzde 3.1 ile kahve, çay ve kakao, yüzde 4 ile alkolsüz içecekler olarak sıralandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılı ‘Hanehalkı Bütçe Araştırması’ sonuçlarına ilişkin bülten yayımladı. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik gelir dilimindeki hanelerin toplam tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içeceklerin payı yüzde 28.9 olurken, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik dilimdeki haneler toplam harcamalarının yüzde 14.2’sini gıda ve alkolsüz içeceklere ayırdı. l Ekonomi Servisi Bu yılın ikinci çeyreğinde makine ve teçhizat yatırımlarındaki daralma yüzde 8.6 olarak gerçekleşti. 2017’nin ikinci çeyreğindeki gerileme ile birlikte makine ve teçhizat yatırımlarında dört çeyreklik bir düşüş kaydedildiği görüldü. Böylelikle makine yatırımlarında son dönemlerin en uzun gerileme dönemi yaşandı. Bundan önce 2011 son çeyreği ile 2012’nin 3 çeyreğinde makine yatırımlarında birbirini takip eden bir düşüş görülmüştü. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, makineteçhizat yatırımlarının ilk çeyrekte olduğu gibi daralmaya devam etmesinin olumsuz bir gelişme olduğunu belirtti. JPMorgan Ekonomisti Yarkın Cebeci de yatırımlardaki artışın inşaat kaynaklı olduğunu vurgularken, makine yatırımlarının gerilemeye devam ettiğini belirtti. Türkiye ekonomisi başta Kredi Garanti Fonu olmak üzere hükümetin teşvik ve desteklerinin süren etkisiyle ikinci çeyrekte yüzde 5.1 büyüdü l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Milli gelir hesapları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 yılının ikinci çeyreğine ilişkin milli gelir (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla –GSYH) verilerini yayımladı. Teknik düzeydeki sonuçları TÜİK’in haber bülteninden aktaralım: “Gayrisafi yurtiçi hasıla ikinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009= 100), 2017 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5.1 arttı.” Hemen önceden belirtelim ki, milli gelirin zincirlenmiş hacim yöntemiyle hesaplanması ve buradan hareketle büyüme hızına ulaşılması iktisatçıları ve iktisat yazınını hiç ilgilendirmiyor. İktisat bilimi öncelikle reel üretim ve üretim harcama kalemlerinin reel kaynaklarıyla ilgilenir. Zira iktisatçıların bir ülkenin ekonomisini analiz ederken öncelikle kullanmakta oldusu “işçi başına reel üretim, yani üretkenlik”; ya da “sermayeemek oranı” gibi göstergeler gerek büyüme, gerekse dış ticaret konularında çalışan uzmanların olmazsa olmaz veri kaynaklarıdır. Oysa TÜİK 2017 başından beri geliştirdiği yöntem değişiklisiyle artık milli gelir rakamlarının sabit fiyatlarla reel düzeyini takip etmemektedir. İlan edilen verilerin, bu haliyle, sadece manşet gazeteciliğini ve “fonlarımı hangi ülkede değerlendiririm ve paradan para kazanırım” sorusunu kendilerine meslek edinmiş finans uzmanlarının ve derecelendirme kuruluşlarının ilgisini çekeceği düşünülebilir. HHH Ancak söz konusu verilere ilişkin daha başka gözlemler de yapmak olası. Öncelikle, ilan edilen büyümenin kaynaklarına değinelim. Sabit sermaye yatırımlarının 2017’nin ikinci çeyreğinde %9.5 büyüdüğü tahmin edilmekte. Yatırımların hızlanması büyümenin de “sağlıklı” ve “sürdürülebilir” nitelikte olacağını muştulamaktadır. Ancak söz konusu yatırım artışının nereden kaynaklandığına bakarsak, burada inşaat ve konut yatırımlarındaki %25’lik büyümenin belirleyici olduğunu görmekteyiz. Diğer yandan “makine ve teçhizat yatırımlarının” 2016’nın ikinci çeyreğinden bu yana büyüme hızları, sırasıyla, %0.2; %3.7; %0.7 ve %12. Güncel veri ise %8.6. Yani makine ve teçhizat sanayiine yapılan yatırımların son beş çeyrek dönemdeki büyüme hızlarının ortalaması %5.07! Sanayi sektörünün en öncü faaliyet alanındaki bu gerileme, Türkiye’nin Avrasya’nın üretim merkezi olacağı stratejisiyle hiç de bağdaşmamaktadır. Söz konusu veriler, ulusal ekonominin diğer verileriyle de uyum göstermiyor. Milli gelirin alt harcama gruplarında özel tüketim harcamalarının sadece %3.2 olduğu ilan edilmiş. Buna ek olarak haziran ayında %5.1 artış gösterdiği ilan edilen 1. çeyrek verisinin de küçültülerek %3.1’e indirildiğini görüyoruz. Dahası, kamu harcamalarının bu çeyrekte %4.3 küçüldüğü duyurulmakta. Bu çok çarpıcı bir tahmin ve açıkçası tahayyüllerimizi de zorluyor; zira söz konusu dönemde Maliye Bakanlığı verilerinden merkezi yönetim bütçe açısının reel olarak %7 büyüdüğünü izliyoruz. Buna ek olarak, Hakan Özyıldız geçen hafta sosyal medyada da yapmış oldusu paylaşımlarda Hazine borç stokunun bu yılın ilk yarısında 58 milyar TL artış gösterdisini ve 817 milyar TL’ye ulaşarak rekor bir büyüme içerisinde olduğunu vurguluyor. Bu rakama Kredi Garanti Fonu (KGF); otoyollar, Sağlık Bakanlığı’nın garantili kiracı olduğu şehir hastaneleri gibi ahbapçavuş kapitalizminin (crony capitalism) ana unsuru olan kaynak transferlerinin dahil olmadığını da hatırlatalım. Dolayısıyla, kamunun borçlanarak büyümesi devam ederken, TÜİK’e göre kamunun harcamaları düşüyor; yatırımlar artıyor ama artan şeyin teknolojiye, üretkenliğe olan yatırımlar değil, doğayı katleden inşaat ve konut yatırımlarına yöneldiğini izliyoruz. Bu tarz spekülatif büyüme ivmeleri istihdam yaratmadığı gibi, enflasyonist baskıların da sürmesine ve Türkiye’nin gerek işsizlik (özellikle genç işsizlik) ve enflasyon göstergelerinde OECD ülkeleri arasında en kötü göstergeleri sergilemesine neden oluyor. HHH Milli gelirin tahminine ilişkin yöntemsel değişiklikleri ve sonuçlarının analizini 5 Nisan tarihli yazımızda da irdelemiştik. “Ekonomi Ne Durumda?” başlıklı o yazının devamı şöyle sürmekte idi: Sorunun yanıtı: bilemiyoruz. “Bilemiyoruz”, çünkü ulusal ekonomiye ait veriler tam bir karmaşa içerisinde... Yetiş Katar, yetiş TÜİK. Perakendede ciro azaldı Türkiye İstatis Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2017 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1.3 azaldı, ciro ise yüzde 0.8 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 1.8, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 2.3 azalırken, otomotiv yakıtı satışları yüzde 1.2 arttı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle