22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Kahire, IKBY’ye Bağdat adresini gösterdi Mısır yönetiminin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumunu desteklediği ileri sürüldü. Erbil merkezli Rudaw’a göre Mısır’ın Bağdat Büyükelçisi Alaa Musa, Irak meclisindeki KDP grubuyla görüşmesinde “Bağdat’la anlaşmaya varırsanız, Mısır ertesi gün Kürdistan’ın bağımsızlığını tanıyacaktır” dedi. Hükümet Prense sert çıktı Belçika Prensi Laurent, yetki almaksızın yabancı hükümetlerle görüşmesinin hükümet tarafından yasaklanmasına rağmen, Çin ordusunun 90. yıl törenlerine izinsiz şekilde askeri üniformayla katıldığını gösteren fotoğraf paylaştı. Hükümet, prensi, gelirinden yüzde 10 (308 bin avro) keserek cezalandıracak. Çarşamba 9 Ağustos 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Haşdi Şabi hedef oldu 13 Irak güçleri içinde yer alan Şii ağırlıklı oluşum, Anbar’da ABD hava saldırısına uğradığını duyurdu. ABD ‘biz yapmadık’ derken saldırıda IŞİD’in de rolü olabileceği iddia edildi Irak hükümet güçlerine bağlı, İran destekli, Şiilerin çoğunlukta olduğu milis gücü Haşdi Şabi, IrakSuriye sınırındaki operasyonlarında birçok kez karşı karşıya geldiği ABD’nin hava saldırısına hedef olduğunu öne sürdü. ABD liderliğindeki koalisyon iddiayı yalanlarken cihatçı kaynaklar bunun IŞİD’in topçu saldırısı olduğunu savundu. Reuters ajansı ve Erbil merkezli Rudaw haber sitesine göre Haşdi Şabi içindeki Seyyid eş Şüheda Tugayları, önceki gün Irak’ın Suriye sınırına yakın Anbar eyaletinin Ekaşat bölgesinde ABD savaş uçakları tarafından bombalandıklarını ve çok sayıda kayıp verdiklerini duyurdu. ‘36 milis öldü’ Şüheda Tugayları’nın açıklamasında 36 savaşçının öldüğü, bazısı ağır durumda 75 savaşçının yaralandığı ve Irak hastanelerine kaldırıldığı belirtilirken “Amerikan ordusunu sorumlu tutuyoruz. Bu olay karşısında sessiz kalmayacağız” denildi. Haşdi Şabi’ye acilen toplanıp gerekli önlemleri alma çağrısı yapılırken Irak hükümetinden soruşturma talep edildi. ‘ABD ile IŞİD ortaklaşa’ Sputnik’e konuşan Haşdi komutanlarından Ali Haşim Hüseyni de ABD’nin Seyyid eş Şüheda Tugayları’nı bombaladığını savunup “Kasti saldırı” tepkisini gösterdi. Koalisyon sözcüsü ABD’li Albay Ryan Dillon ise “İddialar doğru değil. Söylenen tarihte söylenen yerde hava saldırısı düzenlemedik” dedi. IŞİD yandaşları da örgütün saldırının sorumluluğunu üstlendiği ve Şüheda’nın zırhlı araç, silah ve mühimmatını ele geçirdiğine dair açıkla ABD ÖZEL GÜÇLERİ LÜBNAN’A KONUŞLANDI maları sosyal medyada yaydı. İran’ın Tasnim ajansına konuşan Şüheda lideri Ebu Ela Velayi’nin ABD ile IŞİD’in ortak saldırı düzenlediği, kumandan ve stratejist Hüseyin Kumi dahil İran Devrim Muhafızları’nın 7 üyesinin de öldüğünü söylemesi dikkat çekti. Söz konusu saldırı, Suriye’de ABD ile vekil güçlerinin üslendiği Tanf’ın yakınında meydana geldi. Son aylarda Haşdi Şabi, ABD ile vekil güçlerinin Suriye’nin doğusu ve güneyinde hâkimiyet kurma çabasına karşı Suriye sınırına dayanıp Suriye hükümet güçleriyle işbirliği yapmıştı. ABD de her iki güce Tanf’tan en az iki kez saldırı düzenlemişti. ABD’nin karşı çıktığı Haşdi Şabi, Irak’ta Tıkrit, Ramadi, Felluce’nin IŞİD’den kurtarılmasına doğrudan katılmıştı. Ama Musul’un içine girmesine izin verilmeyen Haşdi Şabi, ay Hizbullah güçleri geçen hafta Arsel’de Nusra’ya karşı zafer ilan Lübnan’ın Suriye sınırındaki Arsel bölgesinde Kaide kolu Nusra’ya kar ederken Suriye ordusu ile birlikte şı Hizbullah’ın Lübnan ordusunun gö sınır hattında IŞİD’e yönelik zetimi ve Suriye ordusunun deste operasyonlara hazırlanıyor. ğiyla zafer kazanmasının ardından ABD ordusunun Lübnan’a konuşlan dığı haberi geldi. ABD’nin Arapça ya yın yapan TV kuruluşu el Hurra’ya gö re Amerikan Özel Kuvvetleri’ne bağ lı askerler Lübnan or dusuna “destek fa aliyeti” gerekçesiy le ülkenin Suriye sı nırının kuzeydoğu suna konuşlandı. El Hurra’ya “Lübnan’da ABD Özel Kuvvetleri’nin faaliyetini teyit edebilirim” diyen Pentagon sözcüsü Eric Pahon, as kerlerin Lübnan ordusuna eğitim ve destek faaliyeti için bulunduklarını söyledi. Lübnan’da operasyonel olan ABD askerlerinin sayısı ve niteliği lardır kuşattığı IŞİD’in elindeki Türkmen şehri Tel Afer’in dış kesiminde kontrolü sağlamakla görevli gözükü hakkında ise “görevin doğası” gereği bilgi veremeyeceğini savundu. Lübnan’da Nusra’nın ardından IŞİD’e karşı operasyonun elinin kulağında ol yor. Önceki hafta İran’a düşman Suu duğu dönemde ABD’nin tehlikeli bir di Arabistan’ı ziyaret edip Veliaht Muhammed bin Salman’la görüşen Iraklı Şii lider Mukteda Sadr’ın Bağdat’a Haşdi Şabi’yi dağıtması çağrısı yapması da tartışmaları alevlendirdi. Irak Başbakanı Haydar İbadi “Devlet ve di adım attığı belirtiliyor. IŞİD operasyonuna İran destekli Lübnanlı Şii örgüt Hizbullah’ın da katılması gündemdeydi. ABD güçleri Lübnan’da Hizbullah’a geri adım attırma çabasına girerse kendilerini örgütle karşı karşıya bulabilir, bu da 197590 arası süren ve on ni mercinin kontrolündeki Haşdi lağvedilmeyecek” yanıtını vermişti. IŞİD’le mücadelede 4 yıl... Koalisyonun IŞİD’e karşı başlattığı savaş dün dördüncü yılına girdi. İlk binlerce can alan Lübnan iç savaşı koşullarına geri dönüşü tetikleyebilir. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, geçen hafta Arsel zaferi için İran ve Suriye lideri Beşşar Esad’a teşekkür ederken “Amerika’dan yardım istemek Lübnan ordusuna hakarettir” demişti. saldırı, 8 Ağustos 2014’te Körfez’de ki Amerikan uçak gemisi Bush’tan ha valanan iki FA18 jeti tarafından dü geride bıraktığı toplu mezarların ar zenlenmişti. O dönemde 104 bin ki kası kesilmiyor. Son olarak Tıkrit’te lometrekareye hükmeden IŞİD’in ar 2014’te IŞİD’in katlettiği sanılan 550 tık elinde az sayıda bölge kalsa da kurbanın kalıntıları bulundu. Malezya’dan Türkiye’ye IŞİD tepkisi Malezya, Türkiye’nin IŞİD’e katılmak için Suriye’ye geçmeye çalışırken yakaladığı militanları hiçbir uyarıda bulunmadan Kuala Lumpur’a yolladığını savundu. Reuters’in haberine göre yabancı olan şüpheliler, IŞİD’e katılmak için Suriye’ye geçmeye çalışırken Türkiye tarafından yakalanıp sınır dışı edildi. Bir güvenlik kaynağı “Türkiye uluslararası protokolü takip edip, ilk önce onları son görüldüğü yere götürmeli ardından sınır dışı edilecek kişilerin gönderileceği ülkeyi bilgilendirmeliydi” diyerek tepki gösterdi. Malezya’ya gönderilen isimlerden bazılarına ulaşılamadığı kaydedilirken geçen hafta Malezya’nın Başbakan Yardımcısı Ahmed Zahid Hamidi, “Türkiye’den gönderilen en az 16 militanı arıyoruz” demişti. Blackwater’ın dönüş planı... Irak işgali sırasında vahşet haberleriyle adını duyuran ABD özel güvenlik şirketi Blackwater, bu kez gözünü Afganistan’a dikti. Daha önce Washington hükümetinin Afganistan’daki ABD askerlerini geri çekip güvenliği Blackwater’ın ellerine bırakmayı planladığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanlarının bu konuda şirket yönetimi ile görüşmeler yaptığı iddiaları basına yansımıştı. Financial Times’ın ele geçirdiği Ağustos 2017 tarihli bir belgeye göre ise Blackwater’ın kurucusu Erik Prince, Washington’a iki yıllık, 5 bin güvenlikçi ve 90 uçağı içeren kapsamlı bir plan sundu. CIA işkencesinin beyinleri yargıda ABD’de federal mahkeme CIA’in “terör şüphelilerine” yönelik uyguladığı sahte boğulma, vücudu acı verecek şekilde bükme, uyku, gıdadan yoksun bırakma gibi yöntemleri tasarladığı belirtilen psikologlar James Mitchell ve Bruce Jessen hakkında, avukatlarının davanın reddedilmesi talebini geri çevirerek “işkencenin beyinlerinin” jüri önüne çıkması yönünde karar verdi. Kenya sandığa gitti Doğu Afrika’nın en büyük ikinci ekonomisi olan 48 milyon nüfuslu Kenya’da 19 milyon kayıtlı seçmen dün sandık başındaydı. Seçmenler uzun kuyruklar oluştururken çocuklu annelerin öne geçmesi kuralı tartışma yarattı. Oy kullananın çıkınca çocuğunu başka kadına devretmesi numarası karşısında yetkililer çocukların da parmaklarını sabit mürekkebe boyadı. Etnik gerilim, işsizlik ve kuraklığın gölgesindeki seçimlerin sonucunda yeni devlet başkanının yanı sıra milletvekilleri ve valiler de belirlenecek. Sekiz adaylı başkanlık yarışının favorileri koltuktaki Uhuru Kenyatta ile muhalif lider Raila Odinga’ydı. İlk sonuçlar, Kenya’nın kurucusu Jomo Kenyatta’nın oğlu Uhuru’yu yüzde 58 oyla önde gösterdi. Odinga, seçime hile karışabileceği uyarısı yapmıştı. 2007 seçiminin ardından patlak veren kanlı çatışmalarda bini aşkın kişi ölmüştü. BM, faturayı Caracas’a kesti Venezüella’da bir yandan yeni anayasayı yazacak Kurucu Meclis’in göreve başlaması, diğer yandan hükümete isyan eden üniforma giymiş küçük bir grubun askeri üsse saldırması sonrası Gerçekler, Adalet ve Tazminat Komisyonu ile toplumsal barış sağlanıp sağlanamayacağı merak konusu. Kurucu Meclis bünyesindeki komisyon siyasi şiddet olaylarının sorumlularını belirlemeyi vaat ederken BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği nisan başından beri tırmanan protestolarla ilgili rapor açıkladı. Güvenlik güçlerini protestoculara karşı sistematik aşırı güç kullanmakla suçlayan BM’ye göre, “öldürülen 124 kişinin 46’sından güven Maduro yanlıları önceki gün başkent Caracas’ta destek gösterisi düzenledi. lik güçleri, 27’sinden hükümet yanlısı milisler sorumlu, diğerlerinin failleri meçhul. Keyfi biçimde gözaltına alınan 5 bin 51 kişiden binden fazlası hâlâ gözaltında tutulu RUHANİ’NİN ERKEK KABİNESİ İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ikinci dönem kabinesini meclise sundu. Nükleer anlaşmanın mimarı Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ve petrol üretimini artıran Petrol Bakanı Bican Zanganeh koltuklarını korudu. Seçim kampanyasında kadın haklarını savunmasına rağmen hiç kadın bakana yer vermeyen, bu yüzden reformcu kesim tarafından çok sert eleştirilen Ruhani, 20 yıldır ilk kez savunma bakanlığını Devrim Muhafızları’ndan değil, ordudan bir generale verdi. yor, gözaltında işkence yapılıyor ve protestocular askeri mahkemelere çıkarılıyor.” Muhalif başkana gözaltı Son olarak başkent Caracas’ta protestoların merkezindeki zengin semti Chacao’nun Belediye Başkanı Ramon Muchacho hakkında Yüksek Mahkeme’den 15 ay hapis cezası kararı çıktı. Gerekçe, protestocuların barikatlarının kaldırılmaması. Maradona’dan destek Küba devrimiyle Venezüella’daki sosyalist yönetimin kurucusu Hugo Chavez’in sıkı taraftarı olan Arjantinli efsane futbolcu Diego Maradona’dan ise Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya tam destek geldi. Maradona, Facebook’ta şu mesajı yayımladı: “Biz ölümüne Chavistayız. Maduro emir versin, özgür Venezüella için emperyalizme karşı asker olarak savaşırım. Çok yaşa Chavez. Çok yaşa Maduro. Çok yaşa devrim. Kendi çıkarlarına ve sağcılara hizmet edenler değil, gerçek Venezüellalılar çok yaşa.” Venezüella ile ‘alakaya çay demlemek’ Güney Amerika ülkesi Venezüella’da Bolivarcı sosyalist hareketi boğma girişimleri bitmiyor. Başkan Nicolas Maduro’nun muhalefetle diyalog yoluyla istikrarsızlığı aşma girişiminin tezahürü, iki hafta önce kurucu meclis seçimi olmuştu. Muhalefetin boykot ettiği seçimlerin dumanı tüterken, ‘kerameti kendinden menkul’ bir grup asker, bir acayip ‘kalkışmaya’ girişti, derdest edildiler. Hikâyenin aslını henüz bilmiyoruz. Ne ki, bizim memlekette hemen ‘Venezüella’nın 15 Temmuz’u başlıkları zuhur ediverdi. Bu tespit için ancak uyduruk ‘alakaya çay demlemek’ deyişi uygun düşebilir. HHH Önce şu kalkışma... Kendilerini ‘Caraboro Devleti İsyancıları’ diye anan 20 kişi ‘Caguaripano’ isimli bir komutanla bir video yayımladı. “Bu bir darbe değil. Anayasal düzeni yeniden kurmak için sivil ve askeri bir eylemdir. Ülkeyi yıkımdan kurtarmak içindir” beyanı eşliğinde kendilerine katılmayan askerleri hedef seçeceklerini duyurdular. Sonra ülkenin orta kesimlerindeki Valencia şehri yakınında silah ve mühimmat yüklü Fuerte Paramacay Üssü’ne saldırı Venezüella ordusu tarafından etkisiz kılındı. Caguaripano, 2014’te bir video ile Maduro’ya isyan etmiş, askeri mahkeme tutuklanması kararı çıkartınca CNN İspanyolcanın ilgisine mazhar olmuştu. HHH Venezüella, 1999’da Hugo Chavez’le başlayan Bolivarcı devrime kadar 30 milyonluk nüfusunun üçte ikisinin ‘köle’ sayılabileceği kast benzeri sistemde yaşadığı bir ülkeydi. Chavez 2013’teki ölümüne kadar kent yoksulları ve yerli toplumları yeniden örgütledi, bedava eğitim, sağlık ve sosyal projelerle servetin bölüşümünü düzenlemeye çalıştı. Ülkenin yüzde 95’i petrola dayalı ekonomisini çeşitlendirmeyi başaramadı. Chavez göçüp giderken, yerine seçilen Maduro da Obama’nın başlattığı yaptırımlar ve Suudi Arabistan’ın açtığı petrol savaşına eşlik eden oligarşik yapının üretim sabotajları, karaborsa gibi yöntemlerle ekonomide yarattığı yıkımı durduramadı. Şimdi Amerika’nın ‘arka bahçesinde’ oligarşik yapıyı rahatsız etseler de yıkamamış olmanın bedelini ödüyorlar. Bizler de Venezüella’da yazılı ve görsel medyayı büyük oranda elinde tutan oligarşinin elinden küresel medya aracılığıyla süzülen haberlerle olup bitenleri izliyoruz. HHH Venezüella’nın ‘demokrasi’ istediği söylenen muhalefet liderlerine bakmak kâfi. Bunlardan biri geçen sene “Tankları ve savaş uçaklarını hazırlayın” diyerek orduyu darbeye çağıran eski eyalet valisi Henrique Capriles. Bir diğeri şiddeti ve yağmayı teşvikten aldığı 13 yıllık hapis cezası sağlık sebepleriyle ev hapsine dönmüşken şimdi yeniden gözaltına alındığı için Batı medyasının ağıt yaktığı Leopoldo Lopez. 2002’de Chavez’i iki günlüğüne deviren darbenin aktif katılımcısı, 2007’de Chavez’in affına mazhar oldu. Caracas’ın zengin Chacao bölgesinin eski belediye başkanı. 43 kişinin canını alan ‘guarimbas (barikat) çetelerinin’ çağrıcılarından. Bir ay önce polis helikopteri kaçırıp İçişleri ve Yüksek Mahkeme’ye el bombası sallayan aksiyon filmleri yıldızı Oscar Perez gibi figüranları saymıyoruz. HHH Asıl katılımcı demokrasiyi yaratmaya çalışan Maduro. Yıllardır kurucu meclis seçimi çağrısı yapan muhalifler çark ettiler zira krizden yararlanıp Kongre’de çoğunluğu yakalayıp sistemi tıkayabildiler. Yeni anayasanın Maduro’ya sınırsız güç vereceği filan yok. Kurucu meclis seçimleri anayasaya uygun yapıldı, 20 yılın sosyal hak kazanımlarının güvenceye alınması hedefleniyor. HHH Venezüella ile 15 Temmuz ne alaka. Orada ABD’nin başını çektiği neoliberal güçlerin, 21. yüzyılda Latin Amerika’ya damga vursalar bile hegemonya tesis edememiş ‘mutabakatçı solu’ çökertme girişimleri sahneleniyor. Geçen sene Brezilya idi, bu sene Venezüella. Serveti solcu, halkçı ve antiemperyalist bir iktidar eşliğinde paylaşmak istememelerinin tezahürü. Batılı emperyalist sistemde yer almanın yollarını arayan, kendi toplumuna din soslu koyu muhafazakârlık zerk ederken, her türlü hak aramanın yolunu tıkayan, grevleri ertelemeyi marifet gören, elin Almanının şirketlerini ‘kendi şirketi’ sayanlarla ne alakası varmış. Katar krizinde ABD hamlesi ABD yönetimi emekli general Anthony Zinni ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Timothy Lenderking’i Katar krizinde arabuluculuk için bölgeye gönderdi. Temaslarına Kuveyt’ten başlayan ikilinin amacının, Riyad liderliğindeki blokun Katar’a verdiği 13 maddeli ültimatomu bertaraf etmek olduğu belirtildi. Onun yerine ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın sunduğu doğrudan görüşmelere yönelik yol haritası ve Riyad blokunun daha sonra açıkladığı “terörle mücadeleyle” ilgili 6 ilkeye dayanan bir çözüm getirmeyi hedefleyen ikiliden Zinni, Britanya’nın silah devi BAE dahil pek çok silah ve güvenlik şirketindeki yönetici pozisyonuyla da dikkat çekiyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle