05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 9 Ağustos 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN İşte hak arayanlar haber 11 Antidemokratik uygulamalara karşı direniş ve dayanışma sürüyor Cumhuriyet KESK, HAKSIZLIĞI büyük ümit oldu ‘TEŞHİR’ EDECEK Ankara Bağımsız Milletvekili Nazlıaka, tutuklu ‘Cumhuriyet’çileri Silivri’de ziyaret etti Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulu nişletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu umutla herkese sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Ve aklımın Nu nan Cumhuriyet gazetesi yöneticile riye ve Semih’in direnişinde olduğu ri ve yazarlarını ziyaret etti. Gazete nu söyleyerek haklarının iade edile mizin Genel Yayın Yönetmeni Murat rek iyi haberlerini en kısa zamanda Sabuncu, “Haksızlığa uğrayan, ceza almayı umut ediyorum” dedi. evine kapatılan sadece bizler değiliz. Başta düşünce ve ifade özgürlükle Tünelin ucundaki ışık rini kullandıkları için tutuklananlar Cumhuriyet gazetesi yöneticileri olmak üzere, haksızlığa uğramış her nin bir sonraki duruşma tarihi olan kes için dayanışmanın sürdürülme 11 Eylül’ü “sakin ve soğukkanlı bir si ve genişletilmesi gerektiğini düşü şekilde” beklediklerini belirten Naz nüyorum” dedi. lıaka ise “Yargılanan arkadaşlarımız Nazlıaka, Silivri’de tutuklu bulu savunmalarını yaparken suçsuz ol nan arkadaşlarımızı ziyaret etti. Ga duklarını kanıtlamak için değil, is zetemizin Genel Yayın Yönetmeni nat edilen uyduruk suçların mesnet Murat Sabuncu, “Cumhuriyet gaze sizliğini anlatmak için konuştular. tesinin dayanışması Türkiye’de de Yalanın iktidarında gerçekleri an mokrasi ve hak arayışı nokta lattılar, güçlerini hakikate olan sında büyük bir ümittir. Ba inançlarından, onlara duyu ğımsız gazetecilik ile dayanı lan güvenden ve dayanışma şan herkese teşekkürlerimi dan aldılar” dedi. Cumhu iletiyorum” dedi. Toplumda riyet davasında yargılanan haksızlığa uğrayan, cezaevine herkesin beraat etmesini, tu kapatılanların sadece kendile tukluların serbest kalması ri olmadığını dile getiren Sabun nı isteyen Nazlıaka, “Amaç cu, “Başta düşünce ve ifa Cumhuriyet’i yıprat de özgürlüklerini kul mak ama başara landıkları için tutuk mayacaklar. Ar lananlar olmak üze tık tünelin ucun re, haksızlığa uğra daki ışık görün mış herkes için da dü” ifadelerini kul yanışmanın sür landı. l ANKARA dürülmesi ve ge Murat Sabuncu / Cumhuriyet Toplusözleşmeye alınmayan KESK, konuyu uluslararası platforma taşıma kararı aldı MUSTAFA ÇAKIR Yaklaşık 3.2 milyon memur ile 2 milyon memur emeklisinin maaş zamlarının ele alındığı toplusözleşme görüşmeleri uluslararası alana taşınıyor. Toplusözleşme masasında MemurSen, Türkiye KamuSen ile birlikte temsil yetkisi bulunan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), eş başkanlarının kanun hükmünde kararname (KHK) ile kamudan ihraç edildikleri için görüşmelere alınmamasını Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) taşıma kararı aldı. Memur konfederasyonları ile hükümet arasındaki toplusözleşme görüşmeleri sürüyor. Komisyon toplantılarının devam ettiği görüşmelerde hükümet, zam teklifini 14 Ağustos’ta açıklayacak. Eş genel başkanları Mehmet Bozgeyik ile Aysun Gezen, KHK ile kamudan ihraç edildikleri için görüşmelere alınmayan KESK ise toplusözleşmeden çekildi. Devlet Personel Başkanlığı, heyette yer alan Mehmet Bozgeyik ile Aysun Gezen’in yerine yeni isim bildirilmesini istemiş, ancak KESK reddetmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın son yayınladığı istatistiklere göre KESK’in 167 bin 403 üyesi bulunuyor. Belirlediği heyet görüşmelere alınmadığı için toplusözleşmeden çekilen KESK, konuyu uluslararası platforma taşıma kararı aldı. Eylem ve etkinlikler KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, MemurSen, KamuSen ve KESK’in içinde yer aldığı toplusözleşme sürecinin başladığını ancak sendika yasasında açıkça belirtilmesine karşın hükümetin KESK’in seçilmiş iradesine müdahale ederek heyetin değiştirilmesini istediğini belirtti. Yüz binlerce üyenin iradesi ile seçilmiş olan KESK Yürütme Kurulu’nun değiştirilmesine, bunların tanınmamasına yönelik tutumu doğru bulmadıklarını belirten Bozgeyik, “orta oyunu” olarak tanımladığı toplu sözleşme sürecinden çekildiklerini dile getirdi. Bozgeyik, hükümetin hukuk, anayasa, çalışma yaşamıyla ilgili uluslararası sözleşmeleri tanımayan tutumunu kamuoyuna teşhir edeceklerini, konuyu siyasi partiler aracılığıyla TBMM’de de dile getireceklerini söyledi. Konuya ilişkin eylem ve etkinliklerine devam edeceklerini kaydeden Bozgeyik, “Aynı zamanda hem ILO nezdinde, hem Avrupa Parlamentosu nezdinde bir kez daha KESK’e yönelik tutumu, kamu emekçilerine yönelik yaklaşımı diğer emek örgütleriyle uluslararası platformada da bu hukuksuzluğu teşhir etmeye çalışacağız” dedi. l ANKARA Gezi davası AYM’ye taşındı HAZAL OCAK Taksim Gezi Parkı’nın park olarak kalması ve Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmasını engellemek için mahkemeye başvuran Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin açtığı dava, İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından 21 Şubat 2014’te reddedildi. Derneğin temyiz başvurusunu 21 Ocak 2016’da reddeden Danıştay, karar düzeltme talebini de 31 Mayıs 2017 günü gerekçesiz olarak reddetti. Bütün girişimleri sonuçsuz kalan dernek geçen günlerde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yapılan başvuruda Gezi Parkı’nın yeşil alan olmasının yanı sıra bölgedeki en önemli deprem sığınma ve toplanma alanı olduğu belirtilerek park içerisinde anıt ağaçlar olduğuna da dikkat çekildi. Dilekçede “Yerinde olmayan Topçu Kışlası’nın kültür varlığı olarak tesciline ve devamında, yapılan avan projenin uygun bulunduğuna ilişkin kararlar kanuna aykırı verilmiş olması ve yasal düzenlemenin öngördüğü şartların hiçbirisini taşımaması nedeniyle yok hükmündedir” denilerek idare mahkemesince verilen kararların yanlış olduğu ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği belirtildi. Gezi Parkı’nın da yasal olarak koruma altında olduğu anlatıldı ve bireysel başvurunun kabulü ile yargılanmanın yeniden yapılması istendi. AYDOĞAN ARTIK FAİLİ MEÇHUL ALİ AÇAR Gezi Parkı gösterileri sırasında yaralanan Aydın Aydoğan kendisini vuran polisler hakkında soruşturmanın akıbetini öğrenmek amacıyla geçen günlerde savcılığa başvurdu. Aydoğan, dosyada 12 Temmuz tarihli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Burhan Görgülü tarafından imzalanan raporla dosyanın Fali Meçhul Suçlar Bürosu’na devredildiğini öğrendi. Aydın Aydoğan’ın aldığı raporda “Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2016/126756 soruşturma sayılı evrakı üzerinden şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ve olayın asıl faili açısından dosyada daimi arama kararı verilmiş olup, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çalışma talimatı uyarınca suçun soruşturmasının ‘Faili Meçhul Suçlar Bürosu’ tarafından yürütülmesi öngörülmüştür” denildi. Aydoğan, Gezi davalarına müdahalelerin hukuk sınırın aştığını belirterek “Mahkeme kararını dinlemeyen savcılık, dosyamı tam da adli yıl tatiline denk getirerek Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na atmış. Buradan arlaşılıyor ki dosyama devlet eliyle müdahale ediliyor. 4.5 yıldır bizleri vurup canlarımızı, bedenlerimizi ve uzuvlarımızı çalanlardan hesap soramıyoruz” dedi. NURİYE VE SEMİH dEMEYE devam “İşimi geri istiyorum” eyleminin 273. gü katıldı. Açıklama öncesi konuşan Gök ye ve Semih’ demeyi yasakladılar. Biz de nünde Yüksel Caddesi’nde yapılmak is ten, Gebze’de yollarının kesildiklerini direniş için böyle bir yol denedik ve ‘Nu tenen açıklamaya “Nuriye ve Semih için pedallıyoruz” diyerek İstanbul’dan Ankara’ya bisikletle gelen Süleyman aktararak “Nuriye ve Semih’i tecrite almalarına rağmen direniş genişledi. Yüksel Caddesi’ne de aynısını yapmaya ça riye ve Semih’ demeye devam edeceğiz” dedi. Gökten, Çakır ve Akgün yaşanan polis müdahalesi sonucu yanların Gökten, Ezgi Çakır ve Celal Akgün de lıştılar, ev hapsi verdiler. Şimdi de ‘Nuri daki bir kişi ile beraber gözaltına alındı. BAHANE: Görüntü kirliliği Ankara Valiliği, işlerini geri alabilmek için açlık grevi yaparken tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın avukatlarının “Yüksel Caddesi’nde keyfi gözaltı işlemi yapıldığı” gerekçesiyle yaptığı şikâyet başvurusunu; pankart, masa, battaniye su ve şekerin görüntü kirliliği oluşturduğunu söyleyerek işleme almadı. Ankara Valiliği, “her gün başka bir kanundan gözaltı işlemi uygulandığı ve gözaltıların keyfi olduğu” gerekçesiyle yapılan başvurunun “görüntü ve çevre kirliliği oluşturacak şekilde pankart, döviz, flama ile masa sandalye battaniye, şekerler ve suları getirerek eylem yaptıkları ve “eylemin yoğun yaya trafiğini aksattığını” söyleyerek işleme alınmamasına karar verdi. Valiliğin, iş talebiyle yapılan açlık grevine “süresiz açlık grevi” demesi ve eylemi “işgal” olarak nitelemesi ise dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet Açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek için geçen hafta sonu düzenlenen eylemde gözaltına alınan, aralarında İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin de bulunduğu 41 kişi adliyeye sevk edildi. İnsan Hakları savunucuları savcılık işlemlerinin ardından “adli kontrol” talebi ile mahkemeye sevk edildiler. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukat Sinan Zincir de müvekkillerinin emniyette susma hakkını ‘Açıklama yapın ama Nuriye ve Semih demeyin’ kullandıklarını ve açlık grevinde olduklarını söyledi. Öte yandan adliyenin karşısındaki alanda basın açıklaması yapmak isteyenlere polis,“ Açıklama yapabilirsiniz ama kesinlikle Nuriye ve Semih’in adı söylenmeyecek” dedi. Yoğun güvenlik önlemi alan polis şüpheli gördükleri kişilerin üzerini tek tek ararken, kimlik kontrolü yaptı. Bu sırada sırt çantasını aratmak istemeyen bir kadın üzerinde sırt çantası bulunan kadın yaka paça gözaltına alındı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Yeni bir devlet kuduruyor Cumhurbaşkanı devletin yıkıldığını reddediyor. “Hepsi hikâye...” diyor. Belli ki onun ve bizim hikâyeden anladığımız aynı şey değil. Bunca yaşanandan sonra... Endişelerimizin hepsi paranoya olabilir mi? Şu geldiği hale rağmen Cumhuriyetle yönetilen bir devletin hâlâ ilk günkü gibi sapasağlam ayakta durduğu söylenebilir mi? O devlete hiç mi kast yok? O devlet hiç mi darbe almadı; hiç mi yoldan çıkmadı? O zaman neden laiklik ayaklar altında? Neden kurucusundan nefret ediliyor? Neden kurumları tek tek yok ediliyor? İlkeleri hiçe sayılıyor? Neden oklar, örf ve âdetler bahanesiyle çağdaş yaşama çevriliyor? Kim ne derse desin artık herkes tehlikenin farkında. Mevcut laik devleti içten yıkıyorlar ve yerine yenisini kurmak için cüretkâr hamleler yapıyorlar. Her zamanki gibi niyetlerini de inkâr ediyorlar. Kulaklarımızı tırmalayan şeriatın ayak sesleri gaipten gelmiyor. Doğrudan devletin içinden geliyor. Tarikatlar gözümüzün içine baka baka devlet katlarında fink atıyor. Şeyhlerin, hocaların icazeti alınmadan tek bir adım atılmıyor. Kubbeler miğfer, minareler süngü, camiler kışla. Müminler askerliğe, polisliğe daha dün özendi. Darbe denen şeyin içi de dışı da hâlâ kapkaranlık. İktidar bir cemaatten kurtuldu şimdi başka cemaatlerin ağzının içine bakıyor. Devleti ele geçirmiş kendine göre en baştan şekillendiriyor. Hukuku içten ve taammüden yıkan o. Kimin terörist kimin vatansever olduğuna art niyetli kıstaslarla karar veren de o. “Müftülerin de nikâh kıymasında ne sorun olabilir ki” diye konuşulacak kadar kafaları boşalmış insanların desteğiyle hâlâ ayakta. “Türkiye’de kimse hakkında giydiği şorttan dolayı adli soruşturma yapılmıyor” diyen; Üstüne de “Türkiye’de tweet attı diye tutuklanan bir Allah’ın kulu var mı” diyerek mum diken adam başbakan yardımcısı koltuğunda. Bu arada okullarda eğitimi hızla dinselleştiriyorlar. Bilimden, akılcılıktan nefret ediyorlar. Sanat kurumları işlevsizleştirildi. Basın sus pus edildi. Gazeteler ve televizyonlar resmen ele geçirildi. Muhalif gazeteciler hapiste. Türk Kürt muhalif milletvekilleri tutuklu. Seçimler alenen hileli. Darbeyi bastırıyoruz bahanesiyle ülkeye de devlete de darbe üstüne darbe vuruyorlar. Kindar ve dindar nesiller yetiştirmek istediklerini artık bir sır gibi saklamıyorlar. Bu istekle Atatürk’ün kurduğu devletin tepesine kadar tırmandılar. Cumhuriyetin kurucularından “iki ayyaş” diye bahseden bir insan şu anda bu devletin cumhurbaşkanı. Ve devlet denen şey epeydir ağır kanamalı. HHH Tüm bunlara rağmen hâlâ bu devlet dimdik ayakta duruyorsa... Ve etrafa var gücüyle dehşet saçıyorsa... Evet, yıkılmamıştır ama resmen kudurmuştur. Ve kudurmuş devlet yıkılmıştan beterdir. İstanbul Kadın Meclisi kuruluyor ‘Kıyafetime Karışma’ sloganıyla örgütlenerek eylemler başlatan yüzlerce kadın, önceki gün Maçka Demokrasi Parkı’nda bir araya gelerek İstanbul Kadın Meclisi’ni kurma kararı aldı. Kıyafetime Karışma Hareketi, yaptığı yazılı açıklamada kadına yönelik şiddet ve tacizin, Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunun altını çizerek “Hiçbir kadının kıyafetine karışılmasına izin vermeyeceğiz. Kadınların kıyafeti bahane edilerek saldırıya uğraması karşısında, kadınlar olarak dayanışmayı güçlendirip birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz” denildi. Kadınların bir araya geldiğinde daha güçlü olacağının vurgulandığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Meclisimiz tüm kadınların eşit söz hakkı ile kendini var edebileceği, kadınların tüm sorunlarına karşı birlikte çözüm yolları arayacağı şekilde yürüyecek. Ayda bir düzenli toplantılar gerçekleştireceğiz. Yolumuzu İstanbul Kadın Meclisi olarak devam ediyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle