04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 8 Ağustos 2017 4 Tuhaftır şu insanoğlu... İlhan Selçuk günler, haftalar, aylar boyu çığlığı gazeteye manşet yaptı: Tehlikenin farkında mısınız? Uğraştı didindi, gözaltına alındı, yüreğine indi, dudaklarında sonsuza dek donmuş bir soru ile can verdi: Tehlikenin farkında mısınız? Tehlikenin ne olduğu gazetenin manşetinde, içinde, başından sonuna her yerinde haber veriliyor, anlatılıyordu. Tehlike “Türkiye Cumhuriyeti’ni tebdil tağyir ve bu Cumhuriyet ile getirilmiş laik düzeni iskata cebren teşebbüs etmekti”. Evet, bağımsız laik bir ulus devlet olan ve eksikliklikleri giderilerek, çağın demokrasileri arasına sokulma kavgası verilen Türkiye Cumhuriyeti, dengeleri değiştirilmek, kuralları işlemez hale getirilmek, kurumları dejenere edilmek yoluyla yıkılmak ve yerine Ortadoğu’daki sınırları değiştirmek, bölgeyi Washington’un çıkarlarına göre yeniden biçimlendirmek için kotarılmış BOP’un eşbaşkanlığına aday, İhvancı, totaliter bir ümmet toplumunun devleti ikame edilmek isteniyordu. HHH Baktığınızda TC’nin kurumları, kurulları ve kuralları hep duruyor gibiydi, ama aslında alttan alta teker teker yıkılıyordu. Meclis yine Meclis’ti, ama aynı Meclis değildi. Yargı yine yargıydı, ama aynı yargı değildi. Milli Eğitim yine, Milli Eğitim’di ama aynısı değildi. Kumpas ile yerle bir edilmiş ordu, yine orduydu ama aynı ordu değildi. Üniversite yine üniversiteydi, ama aynı üniversite değildi. Basın yine basındı, ama aynı basın değildi. Ve seksenini aşmış bir bilge, her gün yırtınıyordu: Tehlikenin farkında mısınız? Toplumun bir yarısı tehlikenin farkındayken, öbür yarısı uyarılara kulaklarını tıkıyordu. İnsanlar tezgâhlanmakta olan darbeyi anlatıyorlar, içyüzünü ortaya koymaya çalışıyorlardı. “Darbe için illa tank, top, tüfek, destroyer, uçak, dron, ordu, kolordu gerekmez, İmamın Ordusu, Cumhuriyetin ordusunu kumpas ile yalnızlaştırır, pıstırır, iftirayla vurur. İmamın Ordusu’nun topa tüfeğe açık maddi cebir şiddete ihtiyacı yoktur, o eline geçirdiği devletin erkini eğip, büküp kullanarak ‘manevi cebir’ ile amacına ulaşır” diye anlatıyorlardı. Nafile... HHH Allah’tan ki toplumun uyutulmayı kabul etmeyen daha genç, daha eğitimli, daha donanımlı, daha kültürlü, daha üretken öbür yarısı da vardı... O yarının korkusuna, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp, yerine “İhvan Cumhuriyeti”ni ikame etmek isteyenler, amaçlarını ilan etmekten çekiniyorlardı. Sonunda devlet yıkıcılardan biri, baklayı ağzından çıkardı: Biz yeni bir devlet kuruyoruz, ister beğenin, ister beğenmeyin!.. Aslında söylediği yeni bir şey değildi, yıllardır eski devlet bütün kurumlarıyla bağıra çağıra yıkılıyordu da çıt çıkmıyordu. Ama olan açık açık telaffuz edilince kıyamet koptu. Sık sık öpülen ve buna hiç tepki göstermeyenler, şimdi “canım” dendi diye kıyameti koparıyorlardı. Neyzen Tevfik’in deyişini biraz değiştirerek anmamak mümkün mü: “Tuhaftır şu insanoğlu her lafı kaldırmaz Canım dersin kızar da, öpersin aldırmaz!” Gerçekten de öpülenler, öpülenlerin umarsızlığına tepkisiz kalanlar şimdi kıyameti koparıyorlardı. Bir devletin yıkılması, yerine onun değerlerinin hepsini inkâr edenin ikame edilmesinde işbirliği yapanlar da şimdi tepki gösteriyorlardı. İnsan doğrusu sormadan edemiyordu: Bre haşmetlular, bre şevketlular, bre devletlular şimdiye kadar neredeydiniz? Her şey yapılırken, her şey gerçekleşirken susan sizlere olay itiraf edilince birden ne oldu? Korkarım, bütün devlet öpülürken aldırmayıp canım denildi diye kızanlar güruhunun ortasında, kabak, itirafın yapıldığı televizyon programının sunucusunun başına patlayacak ve sonunda dönüp ona soracaklar: Neden cevap vermedin! Neden susturmadın! Koskoca Cumhuriyeti yıkanların karşısında, genç bir sunucunun ne hükmü ola ki? Gık dese ekrandan attırırlar, sesini soluğunu keserler. Yoksa yeni devlet kurulurken yaşanan bu tür olayları da mı unuttuk? Vicdan ve Adalet Nöbeti bugün Van’da HDP’nin Diyarbakır’da başlattığı ve İstanbul Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda sürdürdüğü ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ bugün Van’da devam edecek. Van’daki nöbet, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay’ın grup konuşmasıyla başlayacak. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ CHP’nin gündeminde ‘adalet’ var Kılıçdaroğlu, il ve ilçelerdeki çalışmalar hakkında bilgi almak ve ‘Adalet Kurultayı’ ile ilgili değerlendirmeler yapmak üzere partisinin belediye başkanlarını topluyor CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanlarını bugün topluyor. Adalet yürüyüşünün ardından, 2630 Ağustos’ta Çanakkale’de ‘Adalet Kurultayı’nı gerçekleştirecek olan CHP yönetimi, bu konuda belediyelerin önerilerini alacak, görev bölümü masaya yatırılacak. Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasını yapacağı belediye başkanları toplantısı için başkanlar Ankara’ya çağırıldı. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam edecek. Faaliyetler masada Toplantıda, belediye başkanları bölgeleriyle ilgili sunumlar yapacak. Bu kapsamda belediye başkanlarının, belediyelerinin mali tabloları, faaliyetleri konusunda bilgi verecek. Belediye başkanları nın Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a ger çekleştirdiği “Adalet Yürü yüşü” ve İstanbul Malte pe mitinginin bölgelerinde ki yansımaları hakkında da bilgi vermeleri bekleniyor. Toplantıda ayrıca, demok rasi ve adalet isteyen tüm kesimlerin davet edildiği Çanakkale’de düzenlenecek ‘Adalet Kurultayı’ konusun Ağbaba, şenlikte da da belediye başkanları yurttaşlarla halay nın önerilerinin alınması çekti. ve kurultaya dönük işbirliğinin de masaya yatırılması bekleniyor. Toplantıda partinin adalet ve demokrasi arayışına dönük önerilerin de gündeme gelebileceği belirtiliyor. Toplantının ardından ‘Milyonlar faşizme boyun eğmedi’ Malatya’nın Kuluncak ilçesine bağlı Başören mahallesinde düzenlenen şenliklere katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Dünya gördü ki Türkiye bir siyasi partiden ve bir kişiden ibaret değildir. 16 Nisan’da demokrasiyi savunan önemli bir kitlenin olduğu ortaya çıktı. Korku duvarını aşan, baskıya, devlet kuruyoruz” sözlerine de sert tepki gösterdi. Ağbaba, “Bunların hedefi laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti. Kusura bakma senin gibilerin hayalleri kursağında kalacak. Milyonlarca belediye başkanlarının or “Adalet yürüyüşü, Türkiye’de zulme, faşizme boyun eğ insan laik demokratik cumhu tak sonuç bildirisi yayım milyonlarca insanın demokra lanacak. l ANKARA/Cumhuriyet siyi, hukuku, adaleti, cumhuriyeti savunduğunu gösterdi. Türkiye’nin itibarını yükseltti. meyen milyonlar oldu” dedi. Ağbaba, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi Ayhan Oğan’ın, “Şimdi biz yeni bir riyeti savunuyor. Seni ciddiye bile almıyoruz” diye konuştu. l SELAHATTİN GÖKATALAY/ MALATYA AB musluğu kısacak AB Komisyonu Bütçe Komiseri Oettinger, AB’nin Türkiye’ye 4 milyar Avro’yu aşan üyeliğe hazırlık yardımını ödeyeceğini düşünmediğini söyledi Almanya’da yayımlanan Bild gazetesine konuşan AB Komisyonu Bütçe ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Komiseri Günther Oettinger, Avrupa Birliği’nin 2014 ile 2020 yılları arasında Türkiye’ye ödemeyi planladığı 4.3 milyar Avro’luk üyeliğe hazırlık yardımını ödeyeceğini düşünmediğini belirtti. Oettinger gazeteye verdiği mülakatta şunları söyledi: “Bu fonun, Türkiye’yi Avrupa’ya yaklaştıracak projeler geliştirmek için kullanılması öngörülüyordu. Mesela hâkim, savcı ve gazetecilerin eğitilmesi yoluyla. Türkiye’de siyasi alanda yaşanan gelişmelere bakılırsa bu tür projeler geliştirmeye devam edileceğini düşünemiyorum.” Aralarında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn olmak üzere Avrupalı yetkililere gönderilen mektupta, AB üyeliğine hazırlık kapsamında Türkiye’ye yapılan mali desteğin gerektiği durumda kesilme olasılığının netleştirilmesi talep edilmişti. CMhiacrhleesl BELÇİKA: İdam referandumuna izin vermek zorunda değiliz Belçika Başbakanı Charles Michel, Türkiye’nin idam cezası getirilmesi konusunda referandum düzenlemeye karar vermesi durumunda, buna izin vermeyebileceklerini belirtti. RTBF televizyonunun haberine göre Michel, “Belçika, kendi iradesiyle çelişen bir referandum düzenlen mesine izin vermek zorunda değil” ifadesini kullandı. Michel, uluslararası hukukta Belçika’yı başka bir ülkede düzenlenen referandumun kendi topraklarında düzenlenmesine izin verme konusunda resmi olarak bağlayan bir madde bulunmadığının altını çizdi. Alman hükümeti, Türkiye’de idam cezasının geri getirilmesi için referandum yapılması halinde Türkiye’nin Almanya temsilciliklerinde bir halk oylamasına izin verilmeyeceğini açıklamıştı. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz de, Türkiye’nin idam cezasıyla ilgili referandumuna Avusturya’da izin vermeyeceklerini söylemişti. Bozdağ’dan skandal sözler ‘Türkiye’de tweet attı diye tutuklanan bir Allah’ın kulu yok’ dedi Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi. Toplantıdaki konuşmasında tutuklu gazeteci tartışması ile ilgili olarak “Türkiye cezaevlerinde salt gazetecilik yaptığı gerekçesiyle tutuklu ve hükümlü hiç kimse yoktur” ifadelerini yineleyen Bozdağ, “‘Bir tweet attı, adam tutuklandı’. Çok büyük bir algı operasyonu. Türkiye’de tweet attı diye tutuklanan bir Allah’ın kulu var mı, yok. ‘Tweet’inde ne dedi?’ Suç olan bir şeyi icra ediyor. Onun için insanlar adli takibata muhatap kalıyor” dedi. Ancak Bekir Bozdağ’ın iddiasını İçişleri Bakanlığı rakamları yalanlıyor. İçişleri Bakanlığı 24 Aralık 2016’da sosyal medya paylaşımları nedeniyle son 6 ay içerisinde 1656 kişi Tek tip kıyafet için KHK sinyali Bozdağ yargılamalarda tek tip kıyafet uygulaması için “Muhtemelen önümüzdeki süreçte çıkacak kanun hükmünde kararnamelerden birine o düzenleme konulabilir” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağını iddia eden Bozdağ, “Benim kanaatim kendi aday olacak. Adalet mitingi değil kesinlikle adaylık mitingiydi” dedi. Müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesini öngörülen düzenlemenin laikliğe aykırı olmadığını da savunan Bozdağ, “Bazıları ‘Camilerde nikâh kıyılacak’ diyor. Evlendirme yönetmeliğimiz var. Orada mabetlerde nikâh kıyılamayacağına dair çok açık hüküm var” dedi. Bozdağ, Ayhan Oğan’ın “Yeni bir devlet kuruyoruz” sözleri ile ilgili olarak, “Partinin veya hükümetin görüşü gibi çarpıtma, bir algı operasyonu oluşturma çabalarını da görüyoruz” dedi. nin tutuklandığını açıklamıştı. Açıklamada, “Sosyal medya üzerinden, halkı kin nefret ve galeyana sevk eden, terör örgütü propagandası yapan, terör örgütü ile iltisaklı olduğunu alenen beyan eden, devlet büyüklerine hakaretlerde bulunan, toplumun can güvenliğine kast eden 3.710 kişi hakkında adli işlem yapılmış, bunlardan 1.656’sı tutuklanmış, 1.203’ü Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Cumhuriyet Savcılıklarına intikal ettirilen 10 bin kişi hakkında da soruşturma ve adli süreç devam etmektedir” ifadeleri kullanılmıştı. Bakanlığın son olarak 24 Temmuz’da yaptığı açıklamada, son bir ay içerisinde sosyal medya kullanıcısı 1403 kişi hakkında soruşturma başlatıldığı 168’inin gözaltına alındığı belirtilmişti. Bozdağ’ın açıklamaları sosyal medyada gündem olurken, Twitter kulla nıcıları Bozdağ’a “Ahmet Şık, Atilla Taş, Oğuz Güven, Sedef Kabaş, Barbaros Şansal ....... bunlar ünlüleri. Diğerlerini sayayım mı? Vaktin var mı? Yerin var mı?” diye sordular. Gazetemiz yazar, çizer ve yöneticilerinin yargılandığı dava nedeniyle tutuklu bulunan Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık’ın tutuklanma gerekçeleri arasında tweetleri de yer alıyor. l ANKARA/Cumhuriyet ALMAN BAKAN SIGMAR GabrIel: Türkiye karar vermeli Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Alman “Stuttgarter Nachrichten” gazetesine verdiği röportajda, “Türkiye’ye elimizi uzatmaya hazırız ancak yeni bir başlangıç için Ankara’nın konuya ilişkin tavrında değişiklikler olması lazım” değerlendirmesinde bulundu. Gabriel, Türkiye ile yaşanan gelişmelerin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinin sonlandırılması anlamına gelip gelmediği şeklindeki soru üzerine, Türkiye’nin uzun zamandan bu yana AB’nin parçası olmak istediği ancak bu durumda Avrupa’nın değerlerine göre hareket etmesi gerektiği yorumunu yaptı. Gabriel, “Hangi yolda gideceğine Türkiye karar vermek durumunda, ya demokrasi ve hukuk düzeniyle güçler ayrılığı, basın ve düşünce özgürlüğü olan Avrupa ve Batı’ya ya da kriz ve gerginliklerle dolu Şark bölgesine. Türkiye’deki insanların, kendileri ve ülkeleri için hangi tarihi boyuttaki kararların alınması gerektiğini bildiklerini düşünüyor ve ümit ediyorum” dedi. Erdoğan’a ‘Nazi dönemi’ göndermesi Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer, darbe girişiminden yargılanan sanıklara tek tip üniforma uygulamasını Nazi dönemine benzetti. Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre; Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimiyle bağlantılı olarak yargılanan sanıklara tek tip kıyafet konusunda yaptığı açıklamayı sert dille eleştirerek, “Bizim ülkemizi Nazi yöntemleri uygulamakla suçlayan birinin, şahsen bir Alman olarak bana Almanya’daki kötü bir döneme dair kötü hatıraları uyandıran şeyler yapmasını dikkat çekici buluyorum” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle