25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Ağustos 2017 4 aşağıda anlatacağım olaylardan hepsi birbi rini izledi. HHH Önde uzun saçlarıy la Oktay Akbal olmak üzere içeri girdiğimiz de solumuzdaki bir Oktay Akbal ile unutulmaz bir anı masada kitap yığınları, gazete tomarları üzerine kapanmış olan bir adam kafasını kaldırdı ve karşısında ünlü yaza Oktay Akbal, ölümünün ikinci yılında, sevgili eşi Ayla Akbal ile birlikte, rımızı görünce hayretle çığlık attı: Aaa! Balzac gelmiş! O sırada biraz ötemizde, kon yaşamının son yıllarını geçirdiği somatris olduğunu sandığım, Akyaka’da dün anıldı. balık etinde bir hanım Oktay Oktay Akbal ile tanışıklığımız Akbal’a bakarak gülümsedi: altmış yıl kadar geriye gider. O “Şair dostlarım!..” zamanlar ben onu, okur, beğe Arkadaşlar hanımı görünce nirdim. Ama o ne beni tanır ne Oktay Akbal’a masamıza davet de okuduğumu bilirdi. Ortaokul etmemiz gerektiğini söylediler. yıllarımda öykücü olan Oktay Oktay Akbal itiraz etti: Akbal, Menderes’in demokrasi Neden? yi azgınca çiğnemeye başladığı Konuşmayı duyan hanım yanı yıllarda, Vatan’ın zıpkın gibi mu tı yapıştırdı. halif köşe yazarları kadrosunda Çünkü “yalnızlık bana ya da yerini aldı. sak.” “Garipler Sokağı”nı okudu Oktay Akbal sohbet ederiz, ğumda, yeniyetme çokbilmişli çok okumuş biridir diyen arka ğiyle hükmümü vermiştim: Bu daşlara itirazlarını sürdürüyordu: delikanlı bundan sonra artık Ne konuşacağız ki?.. roman yazar. Hanım yine bulunduğu yerden Hemen ardından gelen ödüllü laf atmayı sürdürdü. “Suçumuz İnsan Olmak” yayım Öyle demeyin Oktay Bey lanınca, çokbilmişliğimin haklı “insan bir ormandır.” çıktığını düşünmüştüm. Oktay Akbal’ın bu edebiyat Onunla “ruberu” tanışmamız meraklısı hanıma direnecek hali 1974’te Cumhuriyet’te yazmaya kalmamıştı, boyun eğdi: başlamamla oldu. Buyurun Hanımefendi! HHH Kadın sevinçle haykırarak ma O günden sonra iki yıl önce samızdaki yerini aldı: aramızdan ayrıldığı 28 Ağustos “Yaşasın edebiyat!” 2015’e kadar kader yoldaşı Keyifle sürdürdü: olduk. Ama beni en etkileyen Biz de böyle doğmadık bu yazgı ortaklığından da çok, Oktay Bey, her şey sonradan içindeki çocuğu son anına dek bozuldu. Ama “önce ekmekler canlı tutmuş, berrak su kadar bozuldu.” duru Oktay Akbal’ın, o eşsiz Bir türlü hızını alamıyordu: çocuksu yanı olmuştur. Bu yanı Asıl suçumuz ne biliyor mu otuz beşimde tanıştığım Oktay sunuz?.. Akbal’ı hep çocukluk arkadaşım Hiçbirimizin cevaplamasına gibi hissetmeme yol açmıştır. fırsat vermeden kendi yanıtladı: Bu yumuşacık gülümseyen “Suçumuz insan olmak.” adam böbürlenmeden direnir Artık iyice keyiflenmiş olan ken, bir yandan hapse girmek Oktay Akbal laf açılsın diye ten çekinir, ama yine de kendini sordu: kodese gönderecek yazıları gö Hanımefendi, nerede oturu zünü kırpmadan kaleme alırken, yorsunuz? hepimize aydın yürekliliğinin ne Kadının cevabına artık şaşır olduğunu öğretmişti. madım: Acı tatlı birçok anımız oldu. “Garipler Sokağı”nda. Ama bir Adana pavyonunda ya Baktım ki, sohbet “İstinye şadığımız o en unutulmazını bir suları”ndan tehlikeli sulara doğ kez daha paylaşmak isterim. ru yol alıyor, müdahale ettim: 1980’li yılların ikinci yarısında Oktay Akbal artık yeter, son bir gün Adana’da birlikte kitap ra yarın Ayla’lar hesap sorar. imzasına gitmiştik. O geceyi sonra yıllar boyu çok O gün imza yapıldı, akşam ke konuştuk. bap yendi, rakı ve şalgam suyu O olaylar gerçek miydi, o içildi. Gecenin bir saati geldi, anılar yaşanmış mıydı yoksa hepsi bitti. düşlenmiş mi? Artık kesin olarak Adana bürosundaki arka bilemiyorum. daşlar “Burada âdettir, şimdi Ama bildiğim tek şey varsa de pavyona gideceğiz” dediler, o da kırk yıllık dostluğumuzda Oktay Akbal’ın itirazlarına karşın Oktay Akbal ile yaşadıklarım direttiler. Sonunda Adana’nın arasına belleğimde en canlı ka pavyonlarından birine gidildi. lanın belki de yaşanmamış olan Ve kapı açıldıktan itibaren o olay olduğudur. haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Yavrumu verdim adaleti kaybettim’ ‘Eğitimde Adalet’ panelinde, Aladağ yurt yangınında çocuğunu kaybeden Yetim, ‘Yavrularımızı yakanlar adalete hesap versin’ dedi Kılıçdaroğlu, açlık grevini sürdüren Özakça’nın anneannesi, dedesi ve büyük anneannesiyle görüştü. Özakça’nın anneannesi ve dedesi de kurultayda... Kurultaya, cezaevinde Nuriye Gülmen’le birlikte açlık grevini sürdüren Semih Özakça’nın anneannesi, dedesi ve büyük anneannesi Eskişehir’den geldiler ve Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettiler. Özakça’nın ailesi duyarlılığı için Kılıçdaroğlu’na teşekkür etti ve konunun peşini bırakmamasını istedi. Edinilen bilgiye göre Gülmen ve Özakça’nın gönderdiği mesajlar son gün kürsüden okunacak. ‘Adalet sizsiniz’ Adalet Kurultayı’nın 3. günü tiyatro sanatçısı Rutkay Aziz, “Adalet Sizsiniz” isimli oyununu sergiledi. Oyun öncesinde Aziz, açıklama yaparak “Adalet, Çanakkale Boğazı’ndan Türkiye’ye giriş yapmıştır” dedi. Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahneye konula cak olan oyunda Rutkay Aziz’e Taner Barlas eşlik edecek. Ümit Denizer’in kaleme aldığı oyunun sahne tasarımını Metin Deniz yapıyor. Rutkay Aziz ve Taner Barlas’la birlikte Ümit Denizer, Andaç Sayın, Necip Eraslan, Mahmut Özdemir ve Hüseyin Uçurtma sahne alacak. Rutkay Aziz, yaptığı açıklamada Adalet Yürüyüşü ve Hak Hukuk Adalet başlığı altındaki Adalet Kurultayı’nın çok önemli bir adım olduğunu kaydetti. Kurultayı, laik, demokratik Cumhuriyetin yarınlarına dönük adımlar olarak değerlendiren Rutkay Aziz “Hukuksuzluğun bu ortamında muhaliflere, akademisyenlere, gençlere ve aydınlara karşı ciddi bir baskı var. Adalet bugün Türkiye’de zulmün aracı olarak hükmediyor.  Eşitlik, hu kuk, özgürlük adına değil. Demokrasi adına özgürlükler adına barış adına hukuk adına her zaman laiklik, demokrasi ve adalet diyeceğiz” dedi. ‘Adalet Sizsiniz’ oyunu ile ilgili değerlendirmede bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok ise Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın kurultaya gelmesinden duydukları mutluluğu ifade ederek “Adalet tarihsel süreçte en çok sanattan ilham aldı. Hukukun, özgürlüğün, adaletin olduğu ülkelere bakın orada sanat ve sanatçı vardır. Bir de baskının, gericiliğin olduğu ülkelere bakın orada aydınlar susturulur sanatçılar konuşturulmaz. Diktatörlerin, gericilerin en çok korktuğu şey sanattır, sanatçıdır. Çünkü halka gerçekleri anlatır, ayna tutar ve aydınlatır. Sanat muhaliftir” dedi. İKLİM ÖNGEL Adalet Kurultayı’nın üçüncü gününün ikinci oturumunda “Eğitimde Adalet” paneli yapıldı. Mağdur ve panelistlerin konuşmaları şöyle: Aladağ yurt yangını mağdurlarından Ahmet Yetim: 3 kapı kilitlenerek yavrularımız cayır cayır yandı. Adaleti unutmayalım, her zaman adalet gerekir. Adalet olmadan hiçbir şey olmaz. Ben bu yavrumu o yurda vedim, bu hayatı kaybettim. Bunun için adalet diyorum ben. Yavrularımıza sahip olalım. Yurda verdik yandı, “ölmüş” diyorlar. Ama bunun için bu adalet, bu kanun neyse bunun yanıtı verilsin. Tüm kardeşlerim, bacılarım, eşlerim dostlarım hepinizin yavrusu var. Bir acı olduğunda hepimizin vicdanı yanar. Allah bizlere bu acıyı gösterdi ama geride kalanlara göstermesin. ‘Serbest bırakın’ Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı: Aynı zamanda meslektaşım olan CHP milletvekili Enis Berberoğlu serbest bırakılmalı. Yazarlarımızın bazıları hâlâ içeride. İçeride olanların özgür bırakılmasını istiyor ve diliyoruz. Türkiye, dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüştü. Haksız yere tutuklu tüm güzetecilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Her zorbalık döneminde böyle olmuştur. Adaletin, kanunların, anayasanın rafa kaldırıldığı bir dönemde akademisyenler zulüm görmüştür. İlk ve ortaöğretimde ne veriyorsanız toplumsal hayatta, sanatta, edebiyatta onun çıktısını alıyorsunuz. Biz öğretmen kalitesini yükseltemiyoruz. Bilimsel bilgiyi, evrim gerçeğini çekip alıp buharlaştırıyoruz. Bu eğitimden Türkiye’ye hiçbir şey çıkmaz. Üniversitelerimiz de dönüştürülüyor. Hacamat üzerine sözde bilimsel kongrelere imza atan bir iktidar ortaya çıktı. Bunlara verilen ücretler, beyin ameliyatına verilen ücretlerin üzerinde. Bilimi kovarsanız yerini sinek larvası ve hacamatla doldurursunuz. l ÇANAKKALE Adalet nöbeti Gazetemizin tutuklu avukatları için Çağlayan Adliyesi’nde Adalet Nöbeti başlatan avukatlar, Adalet Kurultayı’nda stant açtı. Çardıra, tutuklu yöneticilerimiz Akın Atalay, Murat Sabuncu, yazarımız Kadri Gürsel, muhabirimiz Ahmet Şık ve muhasebe çalışanımız Emre İper’in fotoğrafları asıldı. Avukatımız Bülent Utku ve nöbeti başlatan avukatlardan Kemal Aytaç standa gelenleri bilgilendirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, kurultayda kapatılan Köy Enstitülerini anlatan sergiyi gezdi. Kılıçdaroğlu bayramda Berberoğlu’na gidiyor CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kurban Bayramı’nda, partisinin İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu’nu ziyaret için Maltepe Cezaevi’ne gidecek. Kılıçdaroğlu’nun 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı’ndaki programı netleşti. Gelibolu Yarımadası’ndaki Kocadere köyünde kurulan kamp alanındaki “Adalet Kurultayı”na katılan Kılıçdaroğlu, kurultayın tamamlanmasının ardından 29 Ağustos günü Ankara’ya dönecek. Kılıçdaroğlu, başkentte 30 Ağus tos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında Anıtkabir’de düzenlenecek resmi törene ve çeşitli etkinliklere katılacak. Kılıçdaroğlu’nun, Kurban Bayramı’nın ilk günü 1 Eylül’de ise tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu ile görüşmek üzere İstanbul’da olması planlanıyor. Maltepe Cezaevi’ndeki ziyaret için Adalet Bakanlığı’na izin başvurusunda bulunan Kılıçdaroğlu, bu talebin olumlu karşılanması halinde Berberoğlu ile görüşerek, bayramını kutlayacak. Yürüyüş sonrası ikinci ziyaret Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından 15 Haziran Perşembe günü Ankara Güvenpark’tan İstanbul’a “Adalet Yürüyüşü” başlatan Kılıçdaroğlu, 25 gün boyunca yaklaşık 430 kilometre yol yürümüş, 9 Temmuz’da vatandaşların katılımıyla Maltepe’de büyük bir miting yapmış, 10 Temmuz’da Berberoğlu’nu ilk kez ziyaret etmişti. Bayramdaki ziyaret Kılıçdaroğlu’nun ikinci ziyaret olacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle