03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Ağustos 2017 haber 10 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Adil Öksüz’e ‘telefonu kapat’ diyen kim? 303 gündür özgürlüğünden yoksun... Hastaneye gitmedi Encü kelepçeyi reddetti Tutuklu HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, hastaneye sevki sırasında kelepçe takılmak istenmesi üzerine hastaneye gitmedi. Daha önce hastaneye sevk edildiğinde kelepçe takılmadığına dikkat çeken, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Encü, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada, “TBMM’nin bir üyesi olarak yaklaşık 10 aydır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaktayım. Maruz bırakılmaya çalışıldığımız yeni hukuksuzluk, kelepçe dayatması olarak kendini göstermektedir. Bugüne kadar gerekli sağlık kontrollerim için hastane sevklerimde tarafıma kelepçe dayatması yapılmamıştır. Ancak, bu hafta sağlık kontrolüm için hastaneye götürüleceğim sırada jandarma personeli kelepçe takmak istemiş ve bunun İçişleri Bakanlığı’nın talimatı olduğunu söylemiştir. Anayasanın 80. maddesi uyarınca tüm halkın iradesini temsil eden bir milletvekiline kelepçe takılmasını kabul etmemin halkın iradesine saygısızlık olacağını, İçişleri Bakanlığı’nın bu yönlü talimatını kabul etmediğimi beyan ettim” ifadelerini kullandı. Encü, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün bu konu ile ilgili olarak Adalet Bakanı’na ve TBMM Başkanı’na da yazılı başvuruda bulunacağım. ” l Yurt Haberleri Tanrıkulu’ndan önerge Kırbayır davası Meclis’te Adalet Bakanlığı’nın 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde gözaltında kaybolan Cemil Kırbayır ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmada anne Berfo Kırbayır’ın davayı açtıktan iki yıl sonra öldüğü, varislerinin ise davayı sürdürme yönünde niyetlerini gösteren bir belge olmadığını iddia ederek davanın düşürülmesi talebi tepki çekti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı 12 Eylül davasında sanıkların suçlandığı olaylar arasında Cemil Kırbayır’ın öldürülmesi de bulunmaktaydı. Bu nedenle Berfo Kırbayır davanın müdahilleri arasındaydı” hatırlatmasını yaptı. Tanrıkulu, Başbakan Yıldırım’a şu soruları yöneltti: 4 Berfo Kırbayır’ın ölümü nedeniyle davanın düşmesinin istendiği doğru mudur? 4 Davaya katılanların ölümünün, hak ihlalini ortadan kaldıracağı gibi bir savunma kim tarafından ortaya konulmuştur? 4 12 Eylül döneminde ve 90’lı yıllarda zorla kaybedilenlere ilişkin soruşturmaların akıbeti nedir? 4 Kaç soruşturma sürmektedir? 4 Zorla kaybedilenlere ilişkin olarak AİHM tarafından verilen kararların dökümü nedir?” Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişimi sebebiyle gözaltına alındığı iddia edilen ve sonra kendilerinden haber alınamayan Sunay Elmas, Mustafa Özgür Gültekin, Hüseyin Kötüce, Turgut Çapan, Mesut Geçer, Önder Asan ve Ayhan Oran’ın durumu hakkında bir gelişme olup olmadını sordu. l Yurt Haberleri Öksüz’ün telefonunun yerinin tespiti için 20 Temmuz’da karar çıkarıldı. Öksüz, o gün bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra telefonunu bir daha açmamak üzere kapattı 15Temmuz darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü’nden kaçarken yaka lanan ve serbest bırakılan FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz’ün firarına ilişkin yeni bir skandal or taya çıktı. Hakkında 19 Temmuz 2016’da yakalama kararı çıkarı lan Adil Öksüz’ün bu lunması amacıyla 20 Temmuz’da “GSM hat tının yerinin tespitine izin verilmesine” ka ALİCAN ULUDAĞ rar verildiği anlaşıldı. Bu süreçte elini kolunu sallayarak Ankara’yı terk eden Adil Öksüz, bu kararın alındığı gün, yani 20 Temmuz’da Sakarya’nın Akyazı ilçesindeyken Sa karya Üniversitesi Rektörlüğü’ne ait bir telefonla görüşme yaptı. Öksüz’ün bu kararın alındığı gün bir görüş me yapmasına karşın yakalanama ması ve telefonunu aynı gün tümden kapatması soru işaretine neden ol du. Bu durum, içeriden bir köstebe ğin Öksüz’e yer tespiti kararını sız dırdığı şüphesini doğrudu. Diğer yan dan Öksüz’ün telefondan yerinin tes piti kararını veren hâkim Çetin Sön mez ise FETÖ’den itirafçı olduktan sonra tutuklandı. Cumhuriyet, Adil Öksüz’ün skandal bir kararla serbest bırakılması ve ardından göz göre göre kaçmasında yaşanan ihmallere ilişkin yeni bilgilere ulaştı. Anımsanacağı üzere Adil Öksüz, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi 11 Temmuz 2016’da ABD’ye gitmiş, 13 Temmuz’da ise ge ri dönmüştü. Öksüz’ün gidişgelişte bindiği uçakta Akıncı Üssü dava sının sivil sanığı Kemal Batmaz da vardı. Öksüz ve Batmaz, darbe girişi gecesinin erte si günü 16 Temmuz saba hında Akıncı Üssü’nden kaçarken yakalandı lar. Kışla Jandarma Karakolu’na götürü len Adil Öksüz’ün FE TÖ imamı olduğu İs tihbarat Daire Başkanlığı sisteminde yapılan sorgulama sırasında ortaya çıktı. Hatta Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü çalışanı Serter Koçak, karakolda jandarma ve polislerin bulunduğu ortamda yüksek sesle, “İmamsın oğlum, bundan sonra sen bizdesin, seninle daha sonra özel ilgileneceğim” diye bağırdı. Bu sırada karakola gelen eski Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca da Öksüz ile konuştu. Hatta Sarıkoca’nın Öksüz’ü bu sırada darp ettiğine ilişkin görüntü kayıtları savcılığın dosyasına girdi. 18 Temmuz’da Sincan’daki Batı Adliyesi’ne çıkarılan ve dosyasında FETÖ imamı olduğu saklanan Öksüz, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Öksüz, serbest kalır kalmaz saat 08.00 sıralarında Esenboğa Havalimanı’ndan uçağa binerek, 09.00 sıralarında Sabiha Gökçan Havalimanı’na iniş yaptı. Öksüz, 18 Temmuz’u İstanbul’da geçirdi. Yargının durumu haber almasının ardından Öksüz hakkında 19 Temmuz’da yakalama kararı çıkarıldı. Kararda, Öksüz darbeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütü yönetmekle suçlandı. 19 Temmuz’da Sakarya’ya geçen Öksüz, Akyazı ilçesindeyken Lale Ceylan adlı kişi ile 12.43’te telefon görüşmesi yaptı. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre, savcılık Adil Öksüz’ü yakalamak için bir gün geçikmeli de olsa dikkat çeken bir karar daha aldı. Ankara Batı Savcılığı, 20 Temmuz 2016’da Adil Öksüz’ün kullandığı 0530 346 36 88 numaralı mobil telefonunun yerinin tespitine karar verilmesini talep etti. Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimi Çetin Sönmez, savcılığın talebini 20 Temmuz’da kabul ederek, Adil Öksüz’ün kullandığı anlaşılan GSM hattının 2 ay süreyle yerinin tespitine izin verilmesine karar verdi. Kararda, talebin şüphelinin yakalanması amacına yönelik olduğu, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı, talebin yasa ve yönetmeliğe uygun olduğu gerekçesiyle kabul edildiği ifade edildi. Polis izini buldu ama... Böylece savcılık ve polisin eline, Adil Öksüz’ün izini sürmek için büyük bir fırsat geçti. Öksüz, 20 Temmuz saat 13.02’de Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü’ne ait bir telefon ile görüşme yaptı. Öksüz’ün bu sırada baz kaydı Sakarya/Akyazı olarak sisteme düştü. Ancak polisin, yeri belli olan Öksüz’ü neden yakalayamadığı soru işaretine neden oldu. O gün telefonu kapandı Öksüz’ün telefonu, telefondan iz sürme kararının alındığı 20 Temmuz’da, bir daha açılmamak üzere kapandı. Bu zamanlama ise Öksüz’ün bir kişi tarafından uya rılarak telefonunun kapatılmasının sağlandığı yorumuna neden oldu. Hatta 21 Temmuz’da Adil Öksüz ABD Başkonsolosluğu tarafından arandı. Ancak Öksüz’ün telefonu bu sırada kapalıydı. Hâkim FETÖ itirafçısı Öte yandan Adil Öksüz’ün GSM hattından yerinin tespitine karar veren Çetin Sönmez ise tanıdık bir hâkim. Çetin Sönmez’in adı, ilk olarak Öksüz’ün serbest bırakılması kararına karşı yapılan itirazı reddetmesiyle gündeme geldi. Bu süreçte açığa alınan Sönmez, HSYK tarafından ihraç edildikten sonra FETÖ üyeliği iddiasıyla Muğla’da gözaltına alındı. 18 Mayıs’ta Ankara Adliyesi’nde sorgulanan ve itirafçı olan Sönmez’e elektronik kelepçe ile ev hapsi kararı alındı. Öksüz, ifadesinde üniversite yıllarında cemaat abisi olduğunu belirtirken, “Fethullah Gülen ile bir okulun üst katında bulunan geniş mekânda çoğunluğu hâkim adayı olan arkadaşların bulunduğu toplantıda yemek yedim” dedi. Çetin Sönmez, savcılığın yaptığı itiraz üzerine ise 23 Mayıs’ta tutuklanarak cezaevine konuldu. l ANKARA Yanıt bekleyen sorular Adil Öksüz’le ilgili bu bilgilerin ortaya çıkmasının ardından şu sorular yanıtını bekliyor: 1) Savcılık, 18 Temmuz’da bırakılan ve 19 Temmuz’da yeniden yakalama kararı çıkarılan Öksüz’ün bulunması için telefonunun izini sürme kararını neden 20 Temmuz’da aldı? 2) 20 Temmuz’da karar çıkarıldığında Adil Öksüz’ün telefonunun bir süre açık olmasına karşın neden Sakarya’nın Akyazı ilçesinde yakalanamadı? 3) Aynı gün bir görüşme yaptıktan sonra Adil Öksüz’ün telefonunu kapatması kendisine haber verildiği şüphesini doğurdu? Öksüz’e bu kararı kim sızdırdı? 4) Adil Öksüz’ü kim veya kimler koruyor? 744 öğretmen sürgün edildi Eğitim Sen, bayram öncesi ve okulların açılmasına kısa bir süre kala yapılan sürgünleri hukukun katledilmesi olarak değerlendirdi Sur’daki yıkıma suç duyurusu Sur’un Yıkımına Hayır Platformu, HDP Diyarbakır milletvekilleri İmam Taşçıer Sibel Yiğitalp birlikte, yıkımın sürdüğü Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde su ve elektriklerin kesilmesi, mahallenin polis barikatlarıyla kapatılması kara rı veren kamu görevlileri hakkında dün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adliye önünde konuşan Sur’un Yıkımına Hayır Platformu Eş Sözcüsü Talat Kaya, ablukaya alınan yerlerde ciddi hak ihlalleri tespit ettiklerini belirterek, sorumlular hakkında işlem yapılması için hukuk yoluna başvuracaklarını söyledi. HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ise 6 bin yıllık tarihin ayaklar altına alındığını söyledi. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR MİT mensupları PKK’nin elinde iddiası Türkiye’nin KYB Ankara Temsilcisi’ni sınır dışı etmesinin arkasında “PKK’nin operasyona giden üst düzey MİT mensuplarını kaçırmasının yattığı” yönündeki iddialara KCK de katıldı. Bir KCK üyesi tarafından yapılan açıklamada, “bazı MİT elemanlarının Irak Kürdis tan Bölgesi’nde yakalandığı” söylendi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’ın haberine göre, KCK tarafından yapılan açıklamada, MİT’in bazı elemanlarının Irak Kürdistan Bölgesi’nde kendileri tarafından yakalandığını ileri sürüldü. Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep ve Tunceli’de 744 öğretmen kurban bayramına ve okulların açılmasına sayılı günler kala sürgün edildi. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, “Unutulmamalıdır ki bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı kararın alınmasında ve uygulanmasında rol alanlar, işledikleri suçlar nedeniyle bir gün mutlaka hukuk önünde hesap vereceklerdir. Türkiye’de yaşananlar, idarenin kararları ile hukukun nasıl katledildiğini göstermektedir” dendi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okulların açılmasına sayılı günler kala eğitim ve hukukla zayıflayan ilişkisini iyice kopardığı ve hükümetin eğitim alanındaki ceza infaz kurumu gibi hareket etmeye başladığı belirtilen Eğitim Sen’nin açıklamasında, “Edindiğimiz bilgilere göre Şanlıurfa’da 367, Diyarbakır’da 264, Gaziantep’te ise 51 üyemiz, il dışına sürgün edilmiştir. Üstelik benzer sürgün kararlarının hukuksuzluğu defalarca AİHM, yüksek yargı ve mahkemeler tarafından tespit edilmiş ve kimi zaman da üyelerimize tazminat ödenmesine hükmeden kararlar verilmiştir. Buna rağmen Bakanlık, eğitim sisteminin içine gireceği krizi, öğrencilerin nitelikli eğitim hakkını ve öğretmenlerin emeğini değil, kindar biçimde siyasi hesaplar gözeten bir tavır içine girmiştir” dendi CHP: Kabul edilemez Mili Eğitim Bakanlığı tarafından Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tebliğ edilen 62 öğretmenin tayin kararnamesi, öğretmenlerin görev yaptığı okullara gönderildi. CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, bu kararın kabul edilemez olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Tunceli, Türkiye’de eğitimde marka olmuş ve Türkiye’de eğitim alanında bir numara konumundadır. Bu tayinlerin derhal durdurulmasını talep ediyoruz.” l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle