25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 24 Ağustos 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Bu zam ‘hac’ca değil ekonomi 9 yoksulluğa götürür Toplusözleşme masasından hac izni ve yüzde 4 zam alan memur, maaşındaki 108 TL’lik artışı bir yıl biriktirse bile hac ücretinin onda birini ödeyemeyecek Hükümet ile yapılan toplusözleşme masasına en az yüzde 10’luk zam talebiyle gelen memur ların maaşlarına yapılan yüz de 4’lük artış, memura veri len hac izninin bir gününe bi le yetmeyecek. MemurSen ile Çalışma Bakanlığı arasında imzalanan pro tokole göre şu anda 2 bin 721 TL olan en dü şük memur ma aşı, 2018’in ilk NECDET yarısında 2 bin ÇALIŞKAN 829 TL’ye, ikin ci yarısında ise 2 bin 929 TL’ye çıkacak. En düşük memur maaşında ki artış, 2018’in ilk 6 ayında 108 TL, ikinci 6 ayında ise 208 TL’de kalacak. Ancak memur 2018’de alacağı maaşındaki tüm artışları toplasa en düşük fiyattan bile hac ücretinin on da birini karşılayamayacak. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2017 tarifesine göre kişi ba Gelecek yıldan itibaren memurlara 20 günlük ücretsiz hac izni verilecek. şına hac ücretleri 12 bin 250 TL’den başlayıp, otel ve oda tipi tercihine bağlı olarak 39 bin 750 TL’ye kadar çıkıyor. Tek taksite yetmiyor En düşük memur maaşındaki yıllık artış tutarı ise 1897 TL’de kalıyor. Diğer bir deyişle yıllık enflasyon oranı da dikkate alındığında 2018’de hacca gitmek isteyen memur, bir yıllık maaş artışının hepsini ayırsa, hac ücretinin yüzde 10’unun ancak ödeyebilecek. Peşin ödeme ile Hac ücretini karşılayamayanlar için ise katılım bankaları Hac finansman paketleri sunuyor. Bu paketlere göre ortalama 15 bin TL’lik bir hac kredisi için 12 ay vadede ödenecek toplam tutar 17 bin TL’yi buluyor. Aylık taksitler ise ortalama 1400 TL’yi geçiyor. Yarısı kira ve gıdaya Yüzde 4 zam ve hac izni alan memur, maaşındaki yıllık artışla hac finansmanının tek taksidini ancak ödeyebiliyor. Üstelik Türkiye İstatis tik Kurumu’nun Hanehalkı Tüketim Harcaması’nın 2016 sonuçlarına göre Türkiye genelindeki hanehalklarının gelirlerinin ortalama yüzde 25’i konut ve kiraya, yüzde 20’si ise gıda ve alkolsüz içeceğe gidiyor. En düşük gelir grubunda ise bu oranlar sırasıyla yüzde 32 ve yüzde 29’a kadar çıkıyor. Diğer bir deyişle en düşük maaşlı memurların ortalama gelirinin yarısı kira ve gıdaya harcanıyor. Kalanı ise borç ve taksitlere gidiyor. ‘BIÇAK KEMIĞE DAYANDI’ Memur Sen’in imzaladığı toplu iş sözleşmesine tepki gösteren KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, kabul edilen zam oranının, gerçekçi olmayan enflasyon oranlarının bile şimdiden altında kaldığını savunarak, bu sözleşmeye karşı tüm kamu emekçilerini birlikte mücadeleye çağırdı. “Bıçak kemiğe dayandı. Gelin toplusözleşme oyununu bozalım” çağrısı yapan KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak’ta eski Sümerbank binası önünde toplandı. ‘İhanet Sözleşmesine Hayır, Emekçiler Ortak Mücadeleye’ pankartı açan memurlar ‘Sahte TİS’e Hayır’, ‘Dilenenler Değil Direnenler Kazanır’ ve ‘Sadaka Değil İnsanca Bir Ücret İstiyoruz’ dövizleri açtı. l DHA Verginin şampiyonu Garanti Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’ne (BMVD) bağlı mükelleflerden geçen yıl 13 milyar 125.9 milyon liralık kurumlar vergisi tahsil edilirken, bu mükellefler arasındaki vergi şampiyonu 928.9 milyon liralık vergi ile Türkiye Garanti Bankası oldu. Akbank 889.3 milyon lira ile ikinci olurken, Türkiye İş Bankası 873.8 milyon lira ile üçüncü, Türkiye Vakıflar Bankası 753.4 milyon lira ile dördüncü, Yapı ve Kredi Bankası da 634.9 milyon lira ile beşinci olarak kaydedildi. Türkiye Halk Bankası’nın 550.5 milyon lira ile altıncı olarak yer aldığı listede, LC Waikiki 261.5 milyon lira ile yedinci, Türk Ekonomi Bankası 177.9 milyon lira ile sekizinci, BİM 172 milyon lira ile dokuzuncu, TAV İstanbul Terminal İşletmeciliği de 162.7 milyon lira onuncu olarak kayıtlara geçti. BMVD Başkanlığı’nın 2016 faaliyet sonuçları ve kurumlar vergisi beyanlarına ilişkin ayrıntılara ‘büyükler’ 2016’da 109 milyar 842.9 milyon liralık vergi tahakkuk etti. l Ekonomi Servisi Senette 7 milyarlık protesto Yılın ilk 7 ayında protesto edilen senet adedi geçen yıla göre yüzde 5 azalırken, toplam tutar 7 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre protesto edilen senet adedi yüzde 5 oranında azalırken, senet tutarı yüzde 10 oranında arttı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi, protestolu senet istatistiklerini paylaştı. Adet olarak en fazla senedin protesto edildiği ilk 5 il sırası ile İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Antalya oldu. Tutar olarak, Türkiye genelinde protesto edilen senetlerin yüzde 30’unu İstanbul ilindekiler oluştururken, bunu yüzde 8 ile Ankara, yüzde 6 ile İzmir, yüzde 5 ile Antalya ve yüzde 4 ile Kocaeli izledi. Protesto edilen senet tutarının en düşük olduğu iller ise Tunceli, Bayburt ve Siirt oldu. l Ekonomi Servisi Kartla bir yılda 85 milyar harcadık Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) 2017 Temmuz verilerine göre mobilya, market ve giyim sektörlerinde ay içerisinde internetten yapılan ödemeler ikiye katlanırken, son 1 yılda internetten yapılan toplam kartlı ödeme tutarı 85 milyar TL’ye ulaştı. Yıllık yüzde 44 olan büyüme hızının bu seviyede devam etmesi halinde 2017 yılı sonunda internetten kartlı ödeme tutarının yaklaşık 98 milyar 400 milyon TL’ye ulaşacağı öngörülüyor. Temmuz ayı içerisinde yapılan internetten kartlı öde melerin sektörel dağılımı incelendiğinde ise 144 milyon TL ve geçen yılın aynı dönemine gö re yüz de 149 artışla mobilya ve dekorasyon internetten en fazla kartlı ödeme artışı görülen sektör oldu. 363 milyon TL ve yüzde 119 artışla market ve AVM, 350 milyon TL ve yüzde 102 artışla giyim ve aksesuar, 106 milyon TL ve yüzde 91 artışla ise sağlık ürünleri/kozmetik sektörü internetten en fazla kartlı ödeme artışı görülen sektörler arasında yer aldı. l Ekonomi Servisi Hazine faizi kriz yılına çıktı Bütçe açığının körüklediği borçlanma ihtiyacı borçlanma maliyetlerine rekor kırdırdı. Hazine Müsteşarlığı’nın faiz oranı sekiz yılın zirvesinde 4bTLo.5rdçmalahilnaydaır Hazine’nin gerçekleştirdiği iki yıl vadeli tahvil ihalesinde bileşik faiz yüzde 11.71 olarak gerçekleşirken, 833 milyon TL’lik tahvil satışı gerçekleşti. İhaleye gelen talep satışın 2.23 katı oldu. İki ihalede Hazine, piyasaya 4 milyar 506 milyon TL borçlandı. Rekor bütçe açıklarının etkisiyle borçlanma limitinin sınırına dayanan Hazine’nin borçlanma faizi, son 8 yılın rekorunu kırdı. Hazine Müsteşarlığı’nın önceki gün gerçekleştirdiği tahvil ihalesinde faiz oranı yüzde 11.71’e çıktı. Hazine en son 2009 Aralık’ta bu seviyelerdeki maliyetlerden borçlanmıştı. Borç limite dayandı 2013 Şubat’ta yüzde 6.38’lik ortalama faiz oranıyla iç borçlanmaya giden Hazine’nin o tarihten bu yana gittikçe artan maliyetleri ile faiz oranı da yaklaşık 4 yılda ikiye katlandı. Uzmanlar, Hazine’nin limitleri aşarak devam ettiği borçlanmasının, maliyetleri de yükselttiğine dikkat çekerken, Hazine’nin iç borç çevirme oranı geçen ay yüzde 144’ü de aştı. Diğer bir deyişle Hazine, 100 birimlik iç borç geri ödemesinin olduğu geçen ay, 144 birimlik borç aldı. Geçen yılın ilk 7 ayında yüzde 86 olan oran, bu yılın ilk 7 ayındaki yüzde 121’lere geldi. Borçları çevirmekte zorlanan Hazine de borçlanma limitinin 2009’daki krizin ardından ilk kez artırılması için çalışmalara başladı. l Ekonomi Servisi Vakko’dan satış sinyali Vakko Tekstil stratejik alternatiflerin tespiti ve değerlendirilmesi amacıyla, Credit Suisse International ile şirketin doğrudan ve dolaylı ortakları arasında danışmanlık sözleşmesi imzalandığını duyur du. AçıklaCem Hakko manın ardın dan dün gün içinde şirketin hisseleri yüzde 10’a yakın düştü. Vakko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, yeni yatırımlarla güçlenerek büyüdüklerini belirterek, “Vakko markasının büyüme potansiyelini ve dünyaya açılma modellerini değerlendirmek istiyoruz. Danışmanlık sözleşmesi Vakko’nun son dönemdeki büyümesinin markayı daha ileriye taşımak için bizi cesaretlendiriyor” dedi. l Ekonomi Servisi Robotlar yeni işe engel İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yö netim Kurulu Baş kanı Erdal Bahçı van, dünya günde minde yer alan yapay zekânın üretim ekono misi üzerindeki risk lerine dikkat çekerek “Sosyal ve siyasal ku rumlarımızla olası Erdal Bahçıvan olumsuzlukları önleyecek tedbirler dü şünüyor muyuz? Robotik teknoloji gelişmeleri, gelecekte sanayi kuruluşlarının istihdam yaratma kapasitesini daha da azaltabilir” dedi. Bahçıvan “Türkiye’de zamanın ruhuna uygun olarak bir sanayileşme perspektifi benimsememiz ve bunu bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarıyla entegre bir halde kurgulamamız gerekiyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Trump’ı seyrederken... Trump’ın, devlet başkanı olduktan sonra yaşadıklarını izlerken, Türkiye’de sağlı sollu liberallerin, siyasal İslamın yükselişini kolaylaştırırken ağızlarına doladıkları “seçilmişler ve atanmışlar” ikilemini anımsadım. Bunların kapitalist devletin liberal demokratik biçiminin işleyişini, liberal demokrasiyi anlamaktan uzak, popülist demagoglardan farksız olduklarını bir kez daha düşündüm. Trump ve öteki hükümet Donald Trump seçim kampanyası boyunca, sürekli sağ popülist (faşist) duyarlılıkları kaşıdı, “kurulu düzeni”, “Washington elitlerini” eleştirdi, Amerika’yı yeniden büyük yapmaya, ekonomik korumacılıkla yeni iş yaratmaya söz verdi. Trump büyük kana ve hazineye mal olan savaşlardan çıkacaktı; “ABD artık dünyanın polisi olamazdı”; “Önce Amerika” gelecekti. Trump’ın seçilmesi şok yaratırken ben, Anayasa Profesörü Michael Glennon’ın Ulusal Güvenlik ve Çifte hükümet ve Andrew Kreig’in Başkanları oynatan kuklacılar başlıklı çalışmalarından da yararlanarak “ABD devletinin yapısını da göz önüne almak gerekir” diyordum. Trump’a yönelik olarak başlayan engelleme, tasfiye çabaları, kongrenin, ABD güvenlik bürokrasisinin, yargının ve ana akım medyanın Trump’ın politikalarını benimsemediklerini gösterdi. Trump, esas olarak siyahi yoksulları hedef alan sağlık politikasını, Müslümanları hedef alan göçmenlik politikalarını hayata geçiremiyordu. ABD kongresi, Trump’ın seçmene söz verdiği en önemli konularda, yasa önerilerini onaylamadı. Aynı anda ulusal güvenlik bürokrasisi, yargı, Trump personeli ile Rusya arasındaki ilişkileri soruşturuyor, medya bu konuyu sürekli gündemde tutuyordu. Bu süreçte, Trump’ı hükümete getiren çekirdek personel teker teker tasfiye edildi. Trump’ın FBI Başkanı James Comey’i, sadakat garantisi vermediği için görevinden alması büyük yankı yarattı. Bu kaosun içinde, “güvenlik bürokrasisi”, “Homeland Security” (iç güvenlik) başkanı olması Kongre’de onaylanan emekli general John Kelly’yi Beyaz Saray personel şefliğine yerleştirdi. Şimdi sıra Bannon’a gelmişti. Virginia Charolttesville olaylarının ardından, Trump’ın, beyaz üstünlüğünü savunan ırkçıları suçlamakta gecikmesi ile patlak veren “fırtına” Banon’un tasfiyesini kolaylaştırdı. Daha da ilginci, Trump’ın Ekonomik Konseyi’ndeki Merck, J.P Morgan, Blackstone, 3M gibi dev şirketlerin CEO’ları, Trump’ın açıklamalarını protesto ederek teker teker çekilmeye başladılar; konsey çöktü. Aynı günlerde Pentagon generalleri, orduda ırkçılığa yer olmadığına ilişkin açıklamalar yapıyorlardı. Atanmışlar seçilmişler Steve Bannon, tasfiye edildikten sonra yaptığı ilk açıklamada, “Uğruna mücadele ettiğimiz ve kazandığımız Trump Başkanlığı bitmiştir” dedi. Trump’ın, Afganistan politikasında radikal bir “U” dönüşle, bu “yararsız ve masraflı savaştan” geri çekilmek bir yana ABD askerlerinin sonu belirsiz bir süre daha orada kalacağını açıklaması da Bannon’u doğruluyordu. Trump deneyi, liberal demokratik devletin kendini, seçilmişlerin yön, hatta rejim değiştirme projelerine karşı, seçilmişlerden bağımsız, sadakati düzene, egemen sermayeye olan atanmışlarla (güçler ayrılığı filan) koruduğunu gösteriyor. Bu refleks iki yönde işliyor: Kimi tarihsel koşullarda, faşist politikacılara karşı, haklar ve özgürlüklerin var olan düzeyini koruyor. Kimi tarihsel koşullarda da seçimlerde aldığı oylara yaslanarak siyasi rejimi, hatta sermayenin düzenini değiştirmeye heveslenecek sol partileri etkisizleştiriyor. Bizim liberaller bugün artık faşizan özellikleri iyice belirginleşmiş bir siyasal İslamın iktidara yürüyüşünün önündeki atanmışlar (güvenlik ve yargı bürokrasisigüçler ayrılığı) engelini kaldırma sürecini, atanmışların karşısında seçilmişlerin birincilliğini (bu fanteziyi) savunarak kolaylaştırdılar. Fantezi gerçekleşmeye başlayınca, tüm fanteziler gibi müstehcen biçimler sergilemeye başladı ve geldik bugünlere... Bu kolaylaştırıcıları ne kadar suçlasak azdır! Tüketicinin güveni düştü Tüketici güven endeksi, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 0.3 oranında azaldı. Temmuzda 71.3 olan endeks ağustosta 71.1 oldu. Hanenin maddi durum beklentisi endeksi, 12 aylık döneme ilişkin önemli bir değişiklik olmamasından dolayı ağustosta aynı düzeyde kalarak 91.9 olarak gerçekleşti. Genel ekonomik durum beklentisi endeksi temmuzda 95.7 iken, ağustosta yüzde 2.3 artarak 97.9 değerine yükseldi. İşsiz sayısı beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 2.6 azalarak ağustosta 72.4 oldu. Tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 4 azaldı. Endeks, ağustosta 22.4 değerine düştü. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle