28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 24 Ağustos 2017 4 Mürtecinin şapşalı... Son günlerde, Atatürk heykellerine saldırılar yine arttı. 30 Temmuz’da Şanlıurfa Siverek’te, ardından ağustos ayında Zonguldak’taki Atatürk heykelleri saldırıya uğradı. Zonguldak’ta heykele saldıran kişinin hâlâ bulunmamış olmasına karşın, Siverek’teki heykele elinde keski ve çekiçle saldıran Mehmet Malbora eylem halinde yakalanmış, ardından da çıkarıldığı mahkeme tarafından, Atatürk’ü Koruma Kanunu olarak bilinen 5816 sayılı ve 31 Temmuz 1951 tarihli yasa gereğince tutuklanmıştır. Yakın geçmişe şöyle bir göz attığımızda görürüz ki, Atatürk heykellerine saldırı çok partili rejim ile birlikte toplumsal yaşamımıza girmiştir. 1950 yılında iktidara gelir gelmez ilk girişimlerden biri olarak Arapça ezan yasağını kaldırarak, Türkçe ezan uygulamasına son veren DP’nin icraatından cesaret alan Pilavoğlu önderliğindeki “Ticani”ler, Atatürk büst ve heykellerine saldırmaya başlamışlardı. Bu eylemlerin ilki 27 Şubat 1951 yılı Kırşehir’de olmuş, oradaki Atatürk büstünün parçalanmasının ardından da bunu 20 yeni girişim izlemişti. Bu olay o sıralarda bir zamanlar Atatürk’ün başbakanı olduğunu henüz unutmamış olan Celal Bayar’ı çok rahatsız etmiş ve Atatürk’ü Koruma Kanunu olarak bilinen ünlü 5 maddelik 5816 sayılı kanun çıkarılmıştır. HHH Evet, kimilerinin sandığının aksine Atatürk’ü Koruma Kanunu CHP iktidarı sırasında değil, DP döneminde Celal Bayar’ın girişimiyle çıkarılmıştır. Neden böyle olduğu da açıktır. Çünkü Atatürk’e ve heykellerine saldırı, icraatıyla, heveslilerinde artık böyle girişimlerin zamanının geldiği kanısı uyanmasına yol açan DP döneminde olmuştur da ondan. Bu tür girişimlerden içten içe pek memnun olanlar, Prof. Hirsh’ten mütalaa alınmasını fırsat bilerek “bir Yahudi tarafından hazırlandığı”nı ileri sürdükleri bu yasaya çok kızmaktadırlar. Doğrusu, çok garip olan bu yasanın kaldırılması gerektiğini ben de düşünüyorum. Aslında Atatürk’ün heykellerine saldıranlar, onun simgesi olduğu laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olmayı amaçlayan Cumhuriyet’in düşmanlarıdırlar ve asıl hedef de heykeller değil laik Cumhuriyet’tir. Laik demokrasiyi korumak için ise başta anayasa olmak üzere yasalar ve kurullar ile kurumlar da var. Onlar aracılığıyla demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve laikliği korumak varken, onları görmezden gelip, aklını heykelle bozmuş mürtecinin şapşalına saldırmak, son zamanlarda laiklik karşıtı kesimlerde de moda olan deyimiyle trajikomik bir durum oluyor. Çünkü her şeyden önce, elinde keski ve çekiçle heykel kırarak laikliği yıkmaya kalkışan adamın hali komiktir. Bu komikliği ciddiye alarak, laikliğe devletin bütün olanaklarıyla donatılmış olarak damardan saldıranları görmezden gelirken, heykel yıkıcılarla uğraşmak da aynı derecede komiktir. Sırtı pek mürtecinin onartacağı yalanıyla, kamusal olduğunu ileri sürdüğü yetkiyi kullanarak, hiçbir yaptırımla karşılaşmaksızın, tümüyle kaldırma olanağına sahip olduğu bir heykele çekiç ve keskiyle saldırıp zarar verdiği için mürtecinin şapşalının 1 ila 5 yıl hapis yatması adalet duygusu açısından trajiktir de aynı zamanda. Eskiler “Davacının şaşkını derdini mübaşire anlatırmış” derlerdi, onun gibi, mürtecinin şapşalı da öfkesini heykelden çıkartmaya çalışır. Ve 5816 sayılı yasa gereğince de kamu, mürtecinin şapşalının yakasına yapışır. Oysa o sırada, o heykellerin simgelediği laik Cumhuriyet’in bütün kurul ve kurumları mürtecinin kurnazının yönettiği topyekün saldırının hedefi olmakta, bunları savunmaktan başka günahları olmayanlar hapislerde çürütülmekte, laik Cumhuriyet’in bütün kalelerine girilmiş, bütün kurumları işgal edilmiş bulunmaktadır. Bundan daha trajikomik bir şey olabilir mi? Hozat’ta atletli kahvaltı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun atletli fotoğrafı tartışması sürerken, Tunceli’nin Hozat İlçesinin CHP’li Belediye Başkanı Celalledin Polat, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla bu tartışmaya katıldı. Belediye binası önünde bazı vatandaşlarla atletli olarak kahvaltı yapan Polat, daha sonra yine atletli olarak ilçe halkı ve belediye çalışanlarıyla birlikte kırsal alanda devam eden orman yangınlarını söndürme çalışmalarına katıldı. CHP’li Başkan Polat, çekilen fotoğraf ve görüntüleri de sosyal medyadan paylaştı. Polat, paylaştığı fotoğrafın altına “Atletli Hozat halkından ülkeme selam” notunu düştü. l DHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Ben adalet diyorum o atlet diyor’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendi vatandaşlarını tanımamakla suçladı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Atletle yemek yiyor, sonra da ‘vatandaş’ deniliyor” sözlerine karşı “Bu fotoğraf sıradan bir ailenin fotoğrafıdır. Ben sıradan bir vatandaşım. Bu fotoğrafta ne var? Herkesi Sarayın etrafında sana yağ çekenler gibi düşünüyorsun. Erdoğan sade vatandaşın durumunu unuttu. Ben adalet diyorum, o atlet diyor” tepkisini gösterdi. NTV’de katıldığı canlı yayında Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin satır başları şöyle: Berberoğlu CHP operasyonunun ilk ayağı: Enis Berberoğlu bizi radyodan dinliyor. Ne yapmış, suç mu işlemiş? Rehin alınan bir kişi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne operasyonun ilk ayağı. MİT TIR’ları Cumhuriyet’in yazmasından çok ama çok önce gazetelerde yar aldı. Herkesin bildiği bir olay devlet sırrı olur mu? Ben daha önce açıkladım. Suriye’ye silah götüren bir şoförün mahkeme ifadesini okudum ve açıkladım. Bu bir devlet sırrı değildir. Devlet sırrı olabilmesi için MİT TIR’larının geçtiği yerdeki valilerinde haberinin olması lazım. ‘Şu plakalı TIR’lar geçecek’ denir. Emniyete, jandarmaya plakalar verilmemiş. Türkiye Cumhuriyeti’ni hiç kimse gayrimeşru bir durumun içine sokamaz. Burası eşkıya devleti değil, hukuk devletidir. O tarihte milletvekili değildi: Can Dündar’ın kitabını örnek gösteriyorlar. Dündar diyor ki kitabında, “Flashdisk’i solcu bir milletvekilinden aldım.” Ama Enis bey o tarihte milletvekili değil. Asıl casus bunlar: Enis bey casus diye suçlandı. Kozmik odayı FETÖ örgütüne açan kimdi? Devletin bütün sırlarını milyonlarca belgeyi FETÖ örgütüne teslim ettiler. Bütün bu bilgileri devletin en kritik bilgilerini terör örgütüne açanlar kim? İktidar olanlar. Asıl casuslar bunlar değil mi? Yürekli bir savcı çıkıp ‘bir terör örgütüne devletin TANINMIŞ BİR ADAY ÇIKACAK Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok zaman var. CHP’nin elbette bir adayı olacak. Bugünden söylemek yanlış bence. Milli iradenin Meclis’e tam yansıması lazım. Her kuruşunun hesabını verebilecek bir adayımızın olması lazım. Parti içinden de, parti dışından da olur. Belki bir ekip olarak çıkacaktır. Bu bugünden netleştirilmesi gereken bir tablo değil. Önümüzde bir kurultay var. Bugünden balıklama atlamak yerine sakin, güven veren bir politika izlemek gerek. Tanınmış biri çı kacak. Toplumun güvendiği, mütevazı, saygılı bir aday çıkacaktır. Devleti bir kişiye teslim edemezsiniz. O kişi her şeyde olursa her şey onunla birlikte yıkılır. CHP, kişi partisi değildir. Şu anda belirli bir zaman yok adayımızın açıklamak için. CHP’lilerin aklından geçen pek çok seçeneği vardır. Bütün ayrıntıları düşünmek gerekir. Makul, ortak aklı egemen olan, temiz, saf, halkını seven kucaklayan bir cumhurbaşkanı adayı olmalı. Dünyayla da barışık bir aday olmalı. kozmik odasını siz ne için açtınız’ demiyor. Bütün bunları bırakıp Cumhuriyet yayınlamadan önce bütün gazetelerde yayınlanan bir haber yüzünden Enis Berberoğlu’nu tutukladık devletin sırlarını bir gazeteye vermiş diye. Belge yok, doküman yok birilerinin kulağına fısıldama var. Erdoğan’ın görüntülerini de izledim: ‘Kılıçdaroğlu bu görüntüleri daha önce izlemişti’ deniyor. Evet izledim. Ben ana muhalefet partisinin genel başkanıyım devletin her kanadından bize bilgi gelir. Ben Erdoğan’ın izlediği milletvekili görüntülerini izlerken Erdoğan’ın da görüntüye alındığı olayları da izledim. Ama bana verilmedi. Verilseydi hemen ertesi günü basın toplantısı yapar açıklardım. Zaten gizli bir olay değil. Bunun devlet sırrı olmadığını Anayasa Mahkemesi söylüyor. Siz buradan CHP’ye nasıl ulaşabiliriz diye arkadan dolanıyorsunuz. İddianameleri Adalet Bakanlığı kontrol ediyor: Darbe dönemlerinde hukuk çalışmaz. Biz şimdi sivil bir darbe dönemini yaşıyoruz. Hakim savcı talimat alarak iş yapıyor. Hukuk yok. Akıncı iddianamesinden 3 önemli pa ragraf çıkartıldı. Ucu siyasete ulaşabilecek paragraflar. Savcılar 15 Temmuz darbe girişimini araştırılmasıyla ilgili iddianamelere son şeklini vermeden önce Adalet Bakanlığı inceliyor. Kanıtlamaya da hazırım. Halktan birisinin fotoğrafı: O fotoğrafa bakın. O fotoğrafta toplu iğne ucu kadar yapmacıklık göremezsiniz. O fotoğraf bir genel başkanın fotoğrafı değil, Anadolu’dan sıradan birinin fotoğrafıdır. Ben öyle büyüdüm, saraylarda değil. Ben orada kızımla yemek yiyorum. Ben halktan birisiyim. Evimde de öyle oturuyorum. Yetiştiğim şartlar böyle. ‘Vatandaş Kemal’ diye manşet attılar. Evet ben öyleyim. Sıradan bir vatandaşım. Kızıyor, köpürüyor. O fotoğrafta ne var? ‘Benim insanım böyle değil’ diyor. Evet, sen kendi insanını unuttun. Herkesi Saray’ın etrafında sana yağ çeken insanlar gibi görüyorsun. Kayseride bir adam kendisini işsizlik nedeniyle yaktı. Ey Saray senin bundan haberin var mı? Kendi vatandaşından haberi yok: O fotoğrafta mizansen falan yok. Zaten o karavanda kalıyordum. Bizim sarayımız da orası. Ben adalet diyorum o at let diyor. Evet çok sıcaktı, 40 dereceydi. Evet ben o atletle, kızımla yemek yedim. O fotoğrafta kibirden eser yoktur. Sıradan bir vatandaş olmaktan gurur duyuyorum. Atletle oturulmazmış. Arkadaş sen nerde yaşıyorsun ya? Sen Adana’ya, Antep’e, Kilis’e hiç gitmedin mi. Kendi insanlarından bir haber bir adam, bir de bize ders vermeye kalkıyor. Atatürk’ü ağzına alamazsın: Kalktı bunun üzerinden Atatürk dersi vermeye kalktı. Atatürk’ü tanıyor mu acaba, biliyor mu? Ben o fotoğrafta kafasında külah, sabahtan akşama kadar Atatürk’e küfredenleri masamda oturtmuyorum. Ama sen oturturuyorsun. Sen Atatürk ü ağzına alamazsın. Nadir Nadi, Kenan Evren’e karşı ‘biz gardolap Atatürkçüsü değiliz’ diye yazı yazdığı için Cumhuriyet’teki o köşe bir süre karartıldı. Biz gardolap Atatürkçüsü değiliz. Benim o sofram keşke Atatürk’ün sofrası olsaydı. Vatandaş o fotoğrafta kendisini gördü. Onlar adalet demeyecek mi? (Adalet Kurultayı’na Demirtaş’ın çağrısı): Onlar bu ülkenin insanı değil mi neden eleştiriliyor? HDP ile ayrı partiyim ama ben insanlarım arasında hiçbir ayrım yapmam. Onların da başımın üstünde yeri var. Onlar adalet demeyecek mi? Hayatımda bu kadar insanlık düşmanı bir söylem duymadım. Gelen kişiye sen filan partidensin adalet ağzına alamazsın mı diyeceğiz. Ötekileştirirseniz, düşmanlaştırırsınız. Bu Saray’dakinin stratejisi. Boşluğu doldurabilirlerse: (Meral Akşener’in yeni partisi) Siyaseti olumlu etkilemesini beklerim. Meral hanım ve arkadaşları siyasete yeni bir düzey getirirler. Kurmaya çalıştığı alanda bugün bir boşluk var. O boşluğu doldurabilirse Türkiye yeni bir kazanım elde etmiş olur. l ANKARA / Cumhuriyet ByLockçu serbest Kadri Gürsel tutuklu! Tezcan, ByLock kullandığı için gözaltına alınan Konyaspor Başkanı’nın serbest, gazetemiz yazarı Gürsel’in sadece ‘ByLockçularla temas ettiği’ iddiasıyla tutuklu olduğunu vurguladı CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP MYK toplantısının ardından basın top lantısı düzenledi. Tezcan’ın açıklamala rı şöyle: ByLockcu serbest Gürsel tutuklu: Gazete ciler haksız yere tutuk lanıyor. Sözcü gazetesi ile ilgili sahte bilirkişi İKLİM ÖNGEL ler tayin ediliyor. Sahte bilirkişilere sahte raporlar düzenletiliyor. Bu sü reç bir yeni kumpas sürecidir. Toplum da muhalif olan kesimlere yönelik özel kumpas planlaması var. Konyaspor Başkanı ByLock kullanıyor diye gözal tına alındı, serbest bırakıldı. Kadri Gür sel gazeteci. Kendi kullanmıyor ama ByLock’çularla telefon teması var diye hâlâ tutuklu. Böyle bir adalet olur mu? Merak ediyorum Kadri Gürsel’in tele fon teması olan kişilerden biri Konyas por Başkanı olsaydı nasıl olacaktı? Baş kan serbest Kadri Gürsel tutuklu. Ayşe’nin cebinden Hans’ın cebine: 15 yılda ülkeyi faiz lobisine teslim et tiler. Yabancı faiz lobisine 142 milyar dolar, Ayşe teyzenin cebinden alınıp Hans’ın, Tom’un cebine girmiş. 15 yıl da fuhuş yüzde 790, uyuşturucu yüzde 678, suç oranı yüzde 231 artmış. Ger çek Türkiye’nin gündemi bu ama fani la ile raconla uğraşıyorlar. Sayın Erdo ğan fanilayı bırak milletin filesine bak. Milletin filesi boşaldı. O koltuğa hiç oturmadılar: Atatürk’ün CHP genel başkanlığı kol tuğundan başka bir de Cumhurbaşkan lığı koltuğu vardır. O koltuğun ağırlığı nı taşımaktan korkanlar, şeklen cum hurbaşkanı seçilseler de o koltuğa hiç oturmamışlardır, oturamamışlar CHP Sözcüsü Tezcan, basın toplantısında Çanakkale’de yapılacak ‘Adalet Kurultayı’na ilişkin bilgi verdi. dır. Zaten onun için de Çankaya’ya hiç çıkmamışlardır. Bir Saray inşa edip, Saray’da kendilerine mahsus bir koltuk tahsis etmişlerdir. Kendileri de Atatürk’ün koltuğuna layık olmadıklarının farkında olduğundan ayrı bir koltuk tahsis etme ihtiyacı duymuşlardır. Hikmetyar’ın dizinin dibi değil (Atletli fotoğraf): O fotoğraftan çok rahatsız olmuşlar. Halkın bir parçası olan Kılıçdaroğlu’ndan ciddi bir biçimde ürkmüşler, bu sevindirici bir şey. Merak ediyorum, o fotoğraf Hikmetyar’ın dizinin dibinde çekilmiş bir fotoğraf değil, niye rahatsız oldular? Herkes bilir ki CHP Genel Başkanı hayatının hiçbir döneminde meczupların dizinin dibine oturup fotoğraf çektirmemiştir ve çektirmez de. l ANKARA Muharrem İnce’den Kılıçdaroğlu’na: ARKANIZDAYIZ 16 Nisan referandumundan sonra “olağanüstü kurultay” talebinde bulunan isimlerden Yalova Milletvekili Muharrem İnce uzun bir aradan sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu parti genel merkezinde ziyaret etti. İnce, görüşme nedeninin 24 Eylül’de evlenecek olan oğlunun düğün davetiyesini iletmek olduğunu ifade etti. Edinilen bilgiye göre görüşmede, kurultay tartışmalarının bir kenara bırakılması gerektiğini belirten İnce, “tutuklama” imalarıyla ilgili Kılıçdaroğlu’na, “Çıkın, meydan okuyun, ‘sıkıysa tutuklayın’ deyin. 132 milletvekili olarak biz de arkanızda duralım. Böyle bir süreçte parti içi çekişme yaşanmasını doğru bulmam” mesajı verdi. l ANKARA ‘Adalet Kurultayı’nda 584 konuşmacı söz alacak’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan MYK’de ‘Adalet Kurutayı’nın ayrıntıları masaya yatırıldı. Kurultay programı, Çanakkale Şehitleri Abidesi ziyaretle başlayacak. Büyük Taaruz’un yıldönümünden bir gün sonra, kurultayın ikinci gününde saat 06.00’da 57. Alay yürüyüş yolundan Conkbayırı’na yaklaşık 4 kilometre yürünecek. Panel ve çalıştaylar bu ziyaret ve yürüyüşün ardından gerçekleşecek. Kurultay, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasıyla tamamlanacak. Basına kapalı olarak gerçekleşen MYK yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantının ana gündem maddesini ise ‘Adalet Kurultayı’nın ayrıntıları oluşturdu. Edinilen bilgiye göre; kurultayda 8 panelde, 44 panelist söz alacak. Panellerle eşzamanlı olarak gerçekleşecek 54 çalıştayda, konularında uzman 540 kişi konuşacak. Kurultayda toplam 584 konuşmacı söz alacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle