04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 30 Temmuz 2017 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Stoklar bitinceye kadar ekonomi 9 zehir tüketmeye devam Klorpirifos zehiri içeren bitki koruma ürünü kullanımını 80 bin tona çıkaran Türkiye’nin ihraç ettiği gıda ürünleri iade edilirken; iç piyasada satılarak sofralara taşınıyor Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Barut (solda) ve Çiftçi Sen Başkanı Abdullah Aysu (sağda) bilgi veriyor. Bir üretici kooperatifi de Mazgirt’ten Ovacık Belediyesi’nin ardından Hopa Çay’la gündeme ge len üretici kooperatiflerine bir yenisi nin de Tunceli’nin il çesi Mazgirt’ten ekle neceği belirtildi. Çift çi Sen Başkanı Abdul lah Aysu’nun verdiği bilgiye göre bu bölge de, her yıl sürekli ar tan üretim maliyetle OBülcyaüyktaş ri, üretme şevkini almış götürmüş çiftçilerde. Olağanüstü Hal uy gulaması yörede, üre timi öncelik olmaktan çıkarmış durum da. Bir zamanlar 2025 binlerde seyre den ilçe nüfusu şimdilerde 1700. Toprak verimli Oysa topraklar verimli. Üstelik 2025 yıldır ekilmeyen bu topraklar kimyasala hiç bulaşmamış; ekolojik üretim yapmaya son derece elverişli. Gelgelelim üretilen ürünler değerini bul(a)madığı için üretme arzusu tükenmiş köylülerde. 4000 dekar araziye sahip bir köyde işlenen toprağın yalnızca 50 dekarı olması her şeyi açıklıyor aslında. Hal böyle olunca Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği yöneticileri bölgenin makus talihini değiştirmek için kolları sıvamış, köy köy dolaşıyor. Köylülerin köylerde topraklarını işleyerek geçimlerini sağlamaları için uğraşıyor. Bu amaçla Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, Ziraat Mühendisleri Odası, Munzur Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümü ile seferberlik ilan etmiş, muhtar ve köylülere kooperatifçiliği anlatıyorlar beraber. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, üretimden pazarlamaya zincirin kurulmasının yararlarını, ekolojik üretimin insan, toprak ve su sağlığı için ne gibi uygulamalı bilgi desteği verebileceğini anlatıyor. Ayrıca, ürünlerin işlenerek aracısız satmaları halinde yani buğdayı buğday olarak satmak değil, buğdayın una, bulgura dönüştürülerek satılması, dutun kurutularak veya duttan pekmez yapıldıktan sonra aracısız satılması halinde gıdaya nasıl egemen olunacağını ve kazançlarının nasıl katlanacağının bilgisi aktarılıyor. Kooperatif mevzuatını ve nasıl kurulacağını Ziraat Mühendisleri Odası’nın yönetici ve üyeleri anlatıyor. Öyle görünüyor ki, çok yakında başta Mazgirt olmak üzere bölgede buğdaydan nohuta pek çok ürün direkt üretici kooperatiflerden alınmaya başlanacak. En korunaklı üretimin gerçekleştiği gıda ürünleri olarak belirtilen ihracat ürünlerinin zehirli madde kalıntıları sebebiyle Türkiye’ye iade edilmesi, dikkatle ri iç piyasada tüketilen gıdalara çek ti. Geçen yıllarda çiçek tripsi ve do mates güvesi gibi zararlılar nedeniy le geri gönderilen gıda ürünleri, bu yıl en çok klorpirifos zehri nedeniyle iade ediliyor. Buna göre Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç ettiği gı da ürünlerinde 2013 ve 2014’te klorpirifos kalıntısı bulunmaz ken; 2017’de bu oran üst seviyelere çıktı. GAMZE BAL Zehrin AB’de 2015’in Ocak ayında yasaklanmasının ardından Türkiye’de de 31 Mayıs 2016’ya ka dar piyasadan toplanıp, satışının ya saklanmasına karar verilmişti. Zeh rin imalatı ve ithalatı durdu ancak, mevcut stoklar bitinceye kadar kul lanılmaya devam ediliyor. Bu, iç pi yasada tüketilen domates, biber, pat lıcan, elma, armut, şeftali ve üzüm aracılığıyla zehrin yurttaşın sofrası na taşınması demek. İhracatı düşürüyor ‘İmha edilmeli’ ‘Tarımsal ürünlerin üretiminde bö 2016’da 18 milyon 694 bin ton meyve; 28 milyon 629 bin ton cekleri öldürmek için kullanılan pes yas sebze üretimi gerçekleştiren tisit’ olarak nitelendirilen klorpiri Türkiye, bitki koruma ürün kullanı fos zehrinin, stoklarda en az yıl so mını artırdı; bu sayı ilaç firmaları nuna kadar bitmeyeceğinin uyarısı nın ithalatı da göz önüne alındığın nı yapan TMMOB Ziraat Mühendisle da 80 bin tona çıktı. Avrupa, Rus ri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden ya ve Ortadoğu’ya yapılan ihracatın Güngör, “Bu ürünlerin imha edilme son 23 yılda ciddi derecede düştü si gerekir. İç piyasada satışa sunul ğünü ifade eden Güngör, kulla ması sunulması anne karnındaki nılan tarımsal ilaçların da bebeği bile zehirler”dedi. Satış sürüyor Ürettiği ürünün yüzde 7’sini ihraç eden Türkiye’de en fazla domates, biber ve asma yaprağında klorpirifos aktif maddesi görülüyor. Zehrin bayi satışlarına, toplatılma kararı olmasına rağmen devam ediliyor. Bu da, iç piyasada tüketilen gıda ürünle 121M8B’sy3’öiaiü0ZBElrGgzmi’ögmurdeüaleitagesAinrlueiBiaek’l1ynta7södySBdçoai’l,seagölDerayinnteloırİügkiçııszAğnzueş6iAdBulvsvyl0eanöieürA,0nalzy1gonyıd9dlüeıaüo’yeuzdszolduido,ree.lbuunudlüıisBnçüiçdtdşöaeeutorüıeydımrğünksşleehınaüıtiniıeAyevyhzgkdlbeBoelröeuıiaitrrlktklüa.fcieklaylliaal,oailkrontiirkrıkerlpınoma.lmoeileçrdrydrısuikua,iifinlmopsaeğispnıual Türkiye’de tüketilen pestisitin yıllık satış Denetim eksik tutarı ise 600 Klorpirifos içeren rinin zehir içermesi tartış milyon Avro’yu bitki koruma ürünle masını beraberinde getiriyor. geçiyor. rinin Türkiye’de kul Sağlığı bozan ‘pazar’ Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl 3 milyon kişi zirai ilaç zehirlenmesine maruz kalıyor. Her yıl en az 20 bin tarım işçisi de zirai ilaç uygulaması sebebiyle ölüyor. Bu ilaçların kullanımının tüketicilerde yarattığı hastalık ve ölüm vakalarının sayısal olarak tespitinin mümkün olmadığını belirten Özden Güngör, gıdalardaki kalıntıların vücutta biriktiğini söyledi. lanımının, fiyatının ucuz ve kullanım alanının geniş olması sebebiyle insan, canlı ve çevre sağlığını olumsuz etkilemeye devam edeceğini belirten Güngör, kalıntı sorunlarının yaşanacağını dile getirdi. Türkiye’de en çok kullanılan ilaçların Glifosat ve klorpirifos aktif maddesi olduğunu anlatan Güngör, “Ülkemizde bu ilaçların kullanımını denetleyecek mekanizmalar eksik. Bu sebeple böyle sorunlar yaşanıyor” dedi. 500 bin canlı büyükbaş, 475 bin de canlı küçükbaş hayvan alınacak Ette de vergi sıfırlandı MUSTAFA ÇAKIR Et fiyatlarını bir türlü düşüremeyen hükümet, çareyi ithalatta buldu. Kurban Bayramı öncesinde Et ve Süt Kurumu’na sıfır vergiyle canlı hayvan, et ithalat izni verildi. Kararın yerli üreticiyi bitireceğine dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, zarar eden çiftçinin gelecek yıl toprağını ekmeyeceğini söyledi. Güngör, buğday üretiminin kritik eşik olan 20 milyon tonun altına düşeceğine işaret ederek, yetkilileri uyardı. Hükümetin, can lı hayvan ve et ithalatı ile bazı tarım ürünleri ithalatında tarife kontenjanı uygulanması hakkındaki kararları dün yayımlandı. Kararlara göre, Et ve Süt Kurumu sıfır gümrük vergisiyle 500 bin canlı büyükbaş hayvan, 475 bin canlı koyun ve keçi, 75 bin ton taze veya soğutulmuş büyükbaş hayvan eti, 20 bin ton da çeyrek karkas et ithal edebilecek. Çeyrek karkas et için bu yılın sonuna kadar, canlı büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile büyükbaş hayvan eti için de gelecek yılın sonuna kadar süre verildi. Ayrıca, Toprak Mah sulleri Ofisi sıfır gümrük vergisi ile 750 bin ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç ithal edecek. Buğday ve arpa için 31 Mayıs 2018, mısır için 31 Temmuz 2018, pirinç için de 31 Ağustos 2018’e kadar süre verildi. Yerli üretici bitecek Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, kararın “yerli üreticiyi bitireceğine” dikkat çekti. Hububat ithalatının Kanada, Arjantin, Rusya ya da ABD’den yapılacağını belirten Güngör, en ucuz buğdayın Kanada’da olduğunu söyledi. l ANKARA Şeker fabrikasına üretici sahip çıktı Kırklareli’nin Babaeski İlçesi Alpullu Beldesi’nde, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdurduğu, ancak 3 yıldır üretim kapasitesi düşük olduğu gerekçesiyle kapanma noktasına gelen Alpullu Şeker Fabrikası’na, üretici sahip çıktı. Şekerİş Sendikası Alpullu Şube Başkanı Orhan Saltık, çiftçilerin maliyetini yarıya düşürecek 15 pancar söküm makinesi alındığını söyledi. Panko Birlik Genel Başkan Yardımcısı ve Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatif Başkanı Ramis Özgen, bölge çiftçisi ile şu anda yaklaşık 300 çalışanı bulunan tesisleri yeniden hayata geçirmek için çalışma başlattı. Çiftçiler, 150 bin tonluk ön taahhüdü yerine getirmek amacıyla Trakya genelinde, pancar ekerek fabrikanın kapanmasını önledi. Bu yıl alım kampanyası öncesinde, Şeker Fabrikası’na yaklaşık 250 işçi alımı yapılacağı belirtildi. l Ekonomi Servisi İş Bankası’nın desteği 295 milyar TL’yi aştı İş Bankası, yılın ilk yarısında önceki yı lın aynı dönemine gö re yüzde 26.2 oranın da artış ile 2.887 milyon TL tutarında net kâr el de etti. Bankanın aktif topla mı 2017’nin ilk yarısında, bir önceki yıl sonuna göre yüzde 9.3 ar tış ile 340.5 milyar TL’ye ulaşırken, özkaynak büyük lüğü 39.9 milyar Adnan Bali TL’ye yükseldi. Türkiye İş Ban kası Genel Müdürü Adnan Bali, finansal sonuçlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Tecrübesini ve kaynaklarını ülke ekonomisinin istikrarı için tereddüt etmeden kullanan İş Bankası, hane halkı ile istihdam ve katma değer yaratan ekonomik aktörlere kesintisiz finansman desteğini bu dönemde de sürdürmüştür” dedi. 2017 Haziran ayı itibarıyla bankanın aktifleri içerisinde yüzde 66 ile en büyük paya sahip olan nakdi krediler, önceki yılsonuna göre yüzde 9.9 artış ile 224.6 milyar TL’ye yükseldi. l Ekonomi Servisi Güvensizlik yüzde 2’ye düştü Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, sorumlu oldukları ürün gruplarında etkin bir denetim sistemi kurduklarını belirterek, 2011’de yüzde 38.6 olan ithal ürünlerdeki güvensizlik oranının yüzde 2 seviyelerine gerilediğini söyledi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye’de tüketicinin korunmasından sorumlu otorite olarak tekstil, ayakkabı, mobilya, kırtasiye, çocuk bakım ürünleri, oyuncak ve deterjan gibi birçok ürünün güvenliğinin sağlanması için çaba gösterdiklerini ifade etti. Tüfenkci, böylelikle kısıtlı ağır metal sayısını 8’den 19’a çıkardıklarını ve 55 alerjen kokunun oyuncaklarda kullanımına yasaklama getirdiklerini söyledi. l Ekonomi Servisi Dünya Ekonomisinden... İklim değişikliğinin küresel ekonomiye maliyeti Aradan bir hafta geçmeden İstanbul ve çevresini vuran iki büyük fırtına ve şiddetli yağış iklim değişikliğinin etkilerinin nasıl olacağı hakkında küçük bir fikir vermiştir sanırım. Sadece Türkiye değil dünyanın birçok bölgesinde iklim değişikliğinin yol açtığı ekonomik ve toplumsal maliyetler katlanarak artıyor. Dünya Ekonomik Raporu’nun bu yılki Küresel Risk Raporu’na göre, etkisi bakımından 2017’de dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük beş riskin biri kitlesel imha silahları, diğer dördü iklimle ilgili: şiddetli hava şartları, su krizi, büyük doğal felaketler, iklim değişikliğine karşı uyum tedbirlerinin alınmaması idi. Dünya Sağlık Örgütü, 203050 arasında, iklim değişikliğine bağlı olarak yılda 250 bin ekstra ölüm bekliyor. Avrupa Çevre Ajansı’nca (AÇA) tarafından Avrupa’daki geçmiş ve öngörülen iklim değişikliklerinin, ekosistemler ve toplum üzerindeki göstergeleri temel alınarak hazırlanan “Avrupa’da iklim Değişikliği, Etkileri ve Kırılganlık 2016 Raporu”na göre 1980’den bu yana meydana gelen aşırı hava olaylarının üye ülkelere maliyeti 400 milyar Avro’yu bulmuş durumda. Çok acı bilançolar da var. Örneğin Kenya’daki kuraklık kız çocuklarını 12 yaşında seks işçiliğine yöneltiyor. Uluslararası Kurtarma Komitesi’nin (IRC) son raporuna göre ülkenin kırsal bölgelerindeki aileler açlığın pençesinde ve para kazanabilmeleri için kız çocuklarını büyük kentlere gönderiyorlar. Rapora göre Kenya’da 2.6 milyon insan kuraklık yüzünden gıdaya erişimde sıkıntı yaşıyor, gıda fiyatları 5 misli artmış durumda. Birçok rapor, aşırı sıcaklara bağlı olarak şiddetin ve göçün, gelir dağılımındaki eşitsizliğin ve yoksulluğun artacağını öngörüyor. Geçen ay aralarında BM İklim Komisyonu Başkanı Christiana Figueres’in de olduğu 6 bilim insanı ve diplomat bir açık mektup yayımlayarak 3 yıl sonra iklim değişikliğinin gezegenimizde yapacağı tahribatın geri dönülemez şekilde olacağı uyarısında bulundular. Planları 2020 için altı hedefi içeriyor: l Yenilenebilir enerjiyi elektrik kullanımının yüzde 30’una yükseltin. l Yılda 300 milyar dolarlık bir fon oluşturun. Ülke ve büyük kentlerin fosil yakıta ihtiyacını sıfırlayın. l Yeni araçların yüzde 15’i elektrikli olsun. lOrmansızlaşmadan net emisyonları kesin. l 2050’den önce ormansızlaşmadan kaynaklanan emisyonların yarıya indirilmesi planını yayımlayın. l Finans sektörünü, iklim azaltma çabalarına katılması ve daha fazla “yeşil tahvil” ihracı yapması yönünde cesaretlendirin. Hollanda’nın başarısı Önemli bir bölümü deniz düzeyinin altında olan ve su seviyesinin artmasından en fazla etkilenecek ülkelerin başında Hollanda... Ama iklim değişimi yaklaşımında gerçekten ustalık kazanmış bir ülke. Ekogazete bu konuda güzel bir habere yer vermiş. Hollandalılar New York’tan Cakarta’ya kadar uzmanlık sunuyorlar, yöntemler öneriyorlar, eğitimler veriyorlar. Özellikle deniz yükselmesinden etkilenen yerlerde. Yaklaşımın temelinde duvar kurup yükseltmek yerine suları “buyur etmek” yatıyor.  Suların yerleşim alanlarına zaman zaman dalmasına izin veriyor ama bunu kontrol altında tutarak yapıyorlar. Bu maksatla büyük havuzlar, geniş parklar, oyun alanları, yeraltı otoparkları yapıyorlar. Deniz ya da ırmak yükselmeye başlayınca buraları gelen sulara usul usul açıyorlar. Yani olayı ehlileştiriyorlar. KESK’te KHK krizi MUSTAFA ÇAKIR Devlet Personel Başkanlığı (DPB), 1 Ağustos’ta başlayacak memur toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde KESK’ten bildirilen isimlerin kanun hükmünde kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldıklarını belirterek, değiştirilmesini, yerlerine başka isem bildirilmesini istedi. Hükümet ile memur konfederasyonları 1 Ağustos’ta 20182019 dönemi toplu sözleşme görüşmeleri için masaya oturacak. KESK’in yeni Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ile Mehmet Bozgeyik daha önce KHK ile kamudan ihraç edilmişlerdi. DPB’nin KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı için yerine başka isim bildirilmesini istediği KESK Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Yusuf Şenol, “Benim işten atılmam söz konusu değil. Ben hâlâ Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ’de çalışıyorum. Yıllık izindeyim. Diğer iki isim bizim maaşlı çalışanlarımız” dedi. l ANKARA İzmir’de Rusya ile işbirliği Rusya Federasyonu, bakanları ve büyük şirketlerin üst yönetcileriyle 86. İzmir Enternasyonal Fuarı’na geniş bir katılıma hazırlanıyor. Rusya Federasyonu, başta Enerji Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, Ekonomi Kalkınma Bakanı, Tataristan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı çok güçlü bir heyetle Fuar’da yer alacak. Rusya’nın İEF’ye partner ülke olarak katılmasının, iki ülke arasındaki ekonomik, siyasi ve sosyal ilişkilerin çok daha fazla gelişmesini sağlaması bekleniyor. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle