01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
FARC’ın siyasi partisi 1 Eylül’de kurulacak Kolombiya’da hükümetle Devrimci Silahlı Güçler (FARC) arasındaki tarihi barış anlaşması, FARC’ın siyasi partiye dönüşmesi aşamasına geldi. Silahsızlanmayı tamamlayan DUNYA FARC, siyasi partisini 1 Eylül’de resmen kuracağını açık Başsavcılık: Zschäpe tüm suçlara ortak Almanya’da 8’si Türkiye kökenli 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün davasında başsavcılığın mütalaası okundu. Hayattaki tek sanık olan Beate Zschäpe’nin “terör örgütü kurucusu ve üyesi” olduğu söylenerek tüm cinayet ve saldırılara suç ortaklığından ladı. 2026’ya dek seçimlere katılmadan 10 vekillik alacak. Zschäpe yargılanması talep edildi. Ömür boyu hapis istenmesi bekleniyor. Çarşamba 26 Temmuz 2017 [email protected] editör: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ İsrail’den geri adım 7 Erdoğan, Körfez turunu Katar Emiri Tani ile noktaladı. ‘En doğrusu tarafsızlık’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Katar krizinin çözümü için çıktığı Körfez turunun etkili olup olmadığı tartışılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, Erdoğan’ın yeni bir şey sunamadığını ve Türkiye’nin tarafsız kalmasının daha iyi olacağını söyledi. Gargaş, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ziyareti, yeni bir şey sunmadı. Türkiye’nin aceleci tutumu nedeniyle, bu krizde tarafsız kalmak Ankara için en iyi seçenek olacaktır. Zira hiçbir ziyaret, Katar’ın kendi tutumunda yapacağı etkiyi yaratamaz” diye tweet’ledi. Reuters’in analizinde de Erdoğan’ın ziyaretinin gelişme salağladığına dair bir emare görülmediği kaydedildi. Terör listesine ilave Katar’a ablukanın başını çeken Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır, terör listesine “Kaide ile bağlantısı” olduğu gerekçesiyle 3’ü Yemen, 6’sı Libya merkezli 9 kuruluş, “Kaide’nin Suriye kolu Nusra ve diğer terör örgütlerine bağış topladığı” gerekçesiyle 3 Katar, 3 Yemen, 2 Libya ve 1 Kuveyt vatandaşını da eklendi. Suudi haber ajansı “Katar’ın gerekli adımları atıp terör örgütleriyle teröristleri yargılamasını bekliyoruz” açıklamasını yayımladı. Mısır lideri Abdülfettah Sisi de ablukayı sürdüreceklerini vurgulayıp “Kararımızın arkasındayız” dedi. Katar ise Türkiye ve ABD ile ortak tatbikata hazırlandığını duyurdu. ‘İstifa sırası Tillerson’da’ ABD Başkanı Donald Trump’ın kendi yöneti miyle ters düşmesi sonucu isti fa kervanına Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın da ekleneceği iddia edildi. CNN ve Reuters, dış politi kada “uluslararasıcılar” ile “önce Amerikacılar” arasındaki ihtilafın şiddetlendiğini belirtti. Dostlarına “bakanlıkta bir yıl dayanabilirse kendini şanslı sayacağını” söyleyen Tillerson’ın bu hafta bile istifa edebileceği, Ulusal Güvenlik Danışma nı H.R. McMaster’ın da yönetimdeki kaos tan usandığı aktarıl dı. Tillerson’ın ba ğımsız davranmasının engellenmesin Tillerson den, İran’ın nükleer anlaşmaya uyduğunu tescillerken Trump’tan gelen sert eleştiriler den, Katar krizinde Trump’ın Su udilere desteğinden ve Trump’ın Adalet Bakanı Jeff Sessions’ı ka muoyu önünde eleştirerek yargıya müdahale etmesinden rahatsız ol duğu belirtildi. Sessions gidici Trump yönetiminin Rusya ile ilişkilerine dair soruşturmadan çekilen Sessions hakkında dün de “Hillary Clinton’ın suçları ve istihbarat sızdırıcıları konusunda ÇOK zayıf konum aldı” diye tweet’leyen Trump, Ukrayna’yı da Clinton’ı destekleyerek kendisini sabote etmekle suçladı. Ardından Beyaz Saray’ın “Kaderini değerlendiriyoruz” açıklamasını yaptığı Sessions’ın yerine eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin getirilebileceği öne sürüldü. Giuliani, ABD’de tutuklu yargılanan İranlıTürk işadamı Rıza Sarraf’ın savunma ekibine katılmıştı. İsrail, Kudüs’teki şiddet ve uluslararası kriz üzerine Aksa’nın girişine koyduğu dedektörlerle kameraları kaldırmaya başladı İsrail, Kudüs’te Müslümanlar için kutsal Mescidi Aksa’nın girişlerine yerleştirirken, Aksa’yı yönetme hakkını resmi olarak tanıdığı Aksa Vakfı’na danışma koyduğu metal dedektörle dan tek taraflı adım atmıştı. rini Filistinlilerle tırmanan şiddet olayları ve Ürdün’le Ürdün Kralı el attı siyasi krizin ardından kaldı Ardından İsrail’in Amman rıyor. Ancak Müslüman din Büyükelçiliği’nde bir koru adamları, şimdilik boykot ey ma, saldırı iddiasıyla iki Ür lemlerinin devam etmesi ge dünlüyü öldürmüştü. Ürdün, rektiğini söyledi. elçiliği kuşatmaya alıp koru İsrail güvenlik kabine manın sorgulanması için tes si, önceki gece geç saatler limini talep etmiş, reddedilin de toplanarak daha gelişmiş ce ülkeden çıkış yasağı koy teknolojilere dayanan, daha akıllıca güvenlik denetimlerine geçileceğini açıkladı. Bu İsrail güvenlik kabinesinin önceki geceki kararının ardından girişten bazı dedektörler söküldü. muştu. ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’in ri nun için 6 ay içinde 28 milyon lami Vakıflar Dairesi’ni rapor hazır cası üzerine Ürdün Kralı Ab dolar harcanacak. Kudüs’e daha faz lamakla görevlendirdiklerini ve ra dullah önceki gece İsrail Başbaka la polis de konuşlandırılacak. pora göre içeri girip girmeme konu nı Benyamin Netanyahu ile telefon Rapor ne derse... sunda karar alacaklarını açıkladı. da görüşüp “acil çözüm bul, dedek Filistin Yönetimi’nin BM Temsilcisi törleri kaldır” uyarısında bulundu. Karar uyarınca girişlerdeki me Riyad Mansur da “İsrail’in Aksa’da Netanyahu Aksa’da geri adım atınca tal dedektörleri ve gözetleme kame ki tüm güvenlik önlemlerini kaldır Ürdün de koruma dahil İsrailli per ralarının kaldırılmasına başlandı. ması ve tarihi statükoya geri dönme sonelin çıkışına izin verdi. BM, Aksa Ama dün sabah namazı yine içeri gi sini” talep etti. İsrail, 14 Temmuz’da gerginliğinin cuma gününe dek din rilmeyerek kapı önünde kılındı. Ku iki polisin Aksa çevresinde öldürül dirilmemesi halinde, başka noktala düs’teki Müslüman din adamları, İs mesinin ardından metal dedektörler ra sıçrayabileceği uyarısı yapmıştı. Üniversite geri döndü Irak’ın Musul kenti IŞİD’den kurtarılmasının ardından normal hayata dönmeye çalışıyor. IŞİD döneminde büyük zarar gören Musul Üniversitesi, kadınlı erkekli eğitime yeniden başladı. ‘Trump’ın kararı çözüm için başlangıç’ Lavrov: Kürt halkının talebi Obama yönetiminin 2013’te başlattığı Suriye’de Devlet Başkanı mün başlangıcı ve bunlar olmadan çözüm bulunamaz” dedi. “Amerikalıla Beşşar Esad’a karşı savaşanları CIA rın ılımlı dediği grupları silahlandır öncülüğünde eğitip donatma progra ma ve eğitme yönündeki tüm çabala mına son noktayı koyan ABD Başkanı rı başarısız oldu. Komşuların da sınır Donald Trump “çünkü devasa, tehli larını silah ve militan geçişine tama keli ve savurgandı” mesajı verdi. Oba men kapatması gerek. Açık yara gibi ma yönetimi tarafından da fiyaskoya bırakılan bölgeler olduğu sürece çö döndüğü kabul edilen ve kısmen askı züm bulunmayacaktır” değerlendir ya alınan eğit donatın resmen bitiril mesini yaptı. mesine dair Özel Kuvvetler Komutanı Rusya, İran, Türkiye garantörlüğün Tony Thomas’dan gelen ilk açıklama deki çatışmasızlık bölgeleri projesi yı Washington Post gazetesi “Trump kapsamında Rus askeri polisi Şam’ın Suriye stratejisinin merkezine Rus dışındaki Doğu Guta bölgesine konuş ya ile işbirliğini aldı. ABD, Suriye’nin lanmaya başladı. Ancak hafta sonun ortası ve güneyinde Esad’ın kontrolü da ateşkesin yürürlüğe girdiği Doğu nü kabul edecek” diye yorumlamıştı. Guta’ya hava saldırısı düzenlendiği, Bunun üzerine dün Trump “Amazon Arbin semtinde 3’ü çocuk, 1’i kadın 8 Washington Post, benim Esad’la sava sivilin öldüğü iddia edildi. şan isyancılara devasa, tehlikeli ve har vurup harman savuran öde meleri sona erdirmemle ilgili olgu lar uyduruyor” diye tweet’ledi. WPost köşe yazarı David Igna tius, CIA’nın eğittiği savaşçıların 4 yılda Suriye askerleri ve mütte fiklerinin 100 binini öldürdüğü nü ve yaraladığını yazmıştı. Nite kim Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar, Trump’ın açıklamasını “6 yıllık savaşa son verme yolun da bir başlangıç” diye karşıladı. Reuters’e konuşan Haydar, “Bütün Cumartesi ateşkes ilan edilen Doğu bu adımlar Suriye krizinde çözü Guta’dan hava saldırısı haberi geldi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül’de düzenleyeceği bağımsızlık referandumuyla ilgili Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “Biz, Kürt halkının talebi olarak bakıyoruz. IKBY sakinlerinin büyük bölümü referandumu destekliyor. Karşılıklı saygının göz önünde bulundurulduğu bir süreçte, Erbil ve Bağdat’ı desteklemeye hazırız” dedi. Erbil merkezli Rudaw’a mülakat veren Lavrov, ABD’nin 2003 işgalinin yarattığı savaş sarmalına dikkat çekip “Bu yaşananlar kolay kolay düzelmez. Şüphesiz bu gelişme ErbilBağdat ilişkilerini etkiledi” diye konuştu. ‘Komşuları sarsacak’ Toprak, bütçe, kaynaklar ve petrolden elde edilen gelir paylaşımı gibi sorunları sıralayarak “Uluslararası yasalarda belirlenen haklar çerçevesinde, diğer halklar gibi Kürtlerin yasal hak ve istekleri yerine getirilmeli” vurgusu yapan Rus bakan, bundan sonra Kürt sorununun “Irak sınırlarından çıkıp komşu ülkelerinin bütün meselelerini etkileyeceğini, bölgedeki mevcut sorunların çözümünde büyük rol ve büyük yere sahip olacağını” belirtti. ‘Irak birliğine tehdit’ Rusya’yı ziyaret edip Lavrov’la görüşen Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Nuri Maliki ise Kürt referandumunun Irak’ın birliğini tehdit ettiğini söyleyip Bağdat ile Erbil arasında ciddi diyalog çağrısı yaptı. Rusya, Esad The Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, ve YPG’den Suriye’nin doğusundaki çöl bölgesinde Rusya, Esad yönetimi ve PYD/YPG arasında askeri işbirliği için koordinas yon merkezi kurulduğunu yazdı. Buna göre 12 gün önce Rakka’nın doğusun koordinasyon daki Rusafa’da, çölün ortasında kurulan merkezde Yevgeni isimli bir Rus al merkezi bay, YPG’liler ve Suriye askerleri bulu nuyor. Yevgeni Fisk’le konuşmadı ama onun izniyle bir YPG’li, “Merkez, Suriye ordusu 2 hafta önce Rusafa’da IŞİD’le savaşırken Rus uçaklarının yanlışlıkla bir Kürt mevzisini vurması üzerine kuruldu” bilgisini verdi. YPG’li “Ruslarla her gün konuşuyoruz, Afrin’de de koordinasyon merkezimiz var. Birlikte savaşan tek bir güç oluşturmalıyız” diye ekledi. Fisk, ABD’den gelen saldırganlık iddialarının aksine Şam’ın Kürtlerle çatışmaktan kaçındığına dikkat çekti. Suudiler ve hasbelkader Almanlar Maşallah, Türkiye’yi yöneten zihniyet, yürüttüğünü söyleyip durduğu ‘değerlere dayalı’ dış politikayı terk ettiğinden beri, sözde ‘realist dış politika’ devrede. Türkçe meali, ‘önümüze gelene bir tekme’ hesabı takılıyoruz. ‘Realist dış politika’, ‘gözünün içine baka baka kıvırmak’, rasyonel akla dayalı hamleler ve bunların tezahürü olan adaba dayalı diplomasi üslubunun topyekun yitip gitmesi. Ne manidar ki üslup Batı’ya karşı farklı, ‘ideolojik kardeşlik’ beslenenlere farklı. İkisinin de getirisi tartışmalı. İki örnekten bakalım. Birisi Körfez’in Vahhabi/Selefi monarşisi Suudi Arabistan, diğeri ‘Batı âleminde Türkiye’den sorumlu’ diye bile anabileceğimiz Almanya. İkisinin de Türkiye’yi yöneten egemenlerle on yıllara uzanan derin bağları, siyasi ve ekonomik yatırımları mevcut. HHH Suudi Arabistan, 2013’te Mısır’daki İhvan darbesinden bu yana Birleşik Arap Emirlikleri’yle birlikte Türkiye’ye karşı da ‘hasmane işlere soyunduğu’ bizzat yandaşlar tarafından dile getirilen ülke. Suudilerin Katar ile yaşadığı krizde İhvan’a açık ‘terörizm’ ithamları aynı ideolojik çizgideki Ankara’yı doğal olarak rahatsız etti. Ankara “ulu ABD’yi kolaçan edip” bu krizde Doha’nın yanında hizalandı, üs anlaşmasıyla Türk askeri Katar’ın ‘kılıcı’ kılındı. Mesele Riyad’ın gözüne batınca Suudilerin BM temsilcisinden “Türkiye eğer Arap dünyasına gizli saklı girerek müdahale etmeye çabalıyorsa, bu dönem geçti” zılgıtı geldi. Ankara ‘elin Suudisine had bildirmek’ yerine alttan aldı. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar ziyaretleriyle Körfez krizinde ‘arabuluculuğa’ soyunuldu. Pek de ‘kırmızı halı serilmediği’ anlaşılan ziyaretin yorumu BAE’den geldi: “Ankara yeni bir şey sunmadı. En iyisi tarafsız kalsın.” Bu ‘sıfırla çarpan’ konumlandırmasına rağmen Ankara’dan Riyad’a “Hadimu’l Haremeyni EşŞerifeyn” (Mekke ve Medine’nin koruyucusu, hizmetkârı) sıfatları bahşedildi. HHH Almanya krizinde ise böyle değil. Üstelik kriz Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde kırılmalara yol açmaya adayken… Almanya dediğimiz, iki dünya savaşından şehirleri taş taş üstünde kalmayacak şekilde çıkmış, yarım yüzyıl geçmeden dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinden birisi olmuş ülke. ‘Hasbelkader’ ironik! Geçen sene mizah krizi ve ‘Nazi’ anımsatmalarıyla bezenen sert üslup, Körfez’le olduğu gibi ‘ideolojik kardeşlik’ de bulunmadığından 15 Temmuz sonrası uygulamaları eşliğinde iyice keskinleştirildi. Sonunda Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e “Türkiye’ye çok sabır gösterdik, ilişkilere bu şekilde devam edemeyiz” dedirtildi. Berlin asıl silahını çekti: “Alman yatırımlarının devamını garanti edemeyiz.” Alman turistlere seyahat uyarısından Türkiye’nin ‘kaybeden taraf’ haline geldiği Gümrük Birliği’ni güncellememeye ve savunma projelerini askıya almaya uzanan bir dizi yaptırım açıkça zikredildi. Yetmedi, Türkiye’nin Interpol aracılığıyla önde gelen Alman firmalarını terör soruşturmalarıyla ilişkilendirdiği ortaya serildi. Türkiye’nin yanıtı ‘Pardon, iletişim hatları kopmuş’a dönüşüverdi. Boşuna ‘karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar’ dememişler. Ankara’dan şimdilerde “Lütfen yani, bizler NATO’da beraberiz, AB ile müzakereci devletiz” ile “Hemen işi ekonomi ile teşvik edip bel altı vuruşları ile gerçek tıynetlerini belli etmek. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz” söylemleri uçuşuyor. HHH Biri gayet alttan almaya özen gösteren, diğeri ayazda yakalanıp tekme savurmaya devam etmeye çabalayan iki üsluptaki farklılık, ‘fıtrat icabı’. Suudiler yahut BAE için kelime harcamamıza değmez. Olup bitenlerin sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzünü Körfez bataklığına çevirenlerin omuzlarında. Almanlar ise demokrasinin ‘korunması gereken’ bir şey olduğunu en başta kendi tarihleriyle bilirken, Türkiye’de yıllarca siyasal İslamcılığa yatırım yaptılar. Almanlar için bizim diyebileceğimiz ‘Türkiye’de ektiklerini biçtikleri’. Kıbrıslı Rum lider BM Temsilcisi’ni suçladı Kıbrıs görüşmelerinin çıkmaza girmesi ve Fransız Total’in Rum “münhasır ekonomik bölgesinde” sondaja başlamasının ardından yeni bir kriz çıktı. Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Danışmanı Espen Barth Eide’ye ağır eleştiriler yöneltti. Anastasiadis, Eide’nin “Türkiye’yi ve Türk işgalini haklı göstermek, Ankara’nın uzlaşmaz tutumunu gizlemek için kamuoyu önünde yalan söylediğini” iddia etti. Eide’nin müzakerelerde Türkiye’nin temsilcisi gibi hareket ettiğini öne süren Rum lider, müzakere tutanaklarının tüm detaylarıyla yayınlanacağını ve kimin doğru söylediğinin eninde sonunda görüleceğini ifade etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle