27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 21 Temmuz 2017 eğitim 2 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Tİnsan’laşmak şart Yeni meslek tanımları ve alanlara uyum sağlamak isteyen insanların ‘teknoloji ile bütünleşmiş, tasarımcı ve tedarikçi’ olması gerekiyor Üniversite adayları 24 Temmuz’a kadar sürecek tercih döneminde mesleki kari yerlerine uygun bir lisans programı seçmeye çalışıyor. Öte yandan dünya üzerinde gelişen teknolojiyle birlikte iş tanımları da büyük değişikliğe uğ ruyor. Bu değişiklik so nucunda günümüzde popüler olan çok sayı da mesleğin de yakın bir zamanda yok olaca ğı veya tanımının de DENİZ ÜLKÜTEKİN ğişeceği öngörülüyor. Bu da yükseköğretime geçiş yapmaya hazır lanan öğrenciler için kariyer planla masını zorlaştırıyor. Fütürist Ufuk Tarhan, kariyer planlaması aşa masında olan ve kendine yol çizmeye çalışan öğrenciler için bazı tavsiyelerde bulundu. Meslek değil beceri Meslek, kelime anlamı olarak arattığımızda Türkçe “bir kimsenin kendine temel çalışma alanı edindiği, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş” olarak karşımıza çıkıyor. İngilizcesi ise “profession, career, Job, vocation” olarak listeleniyor. Gelecek 10 yılda aşağıda sıraladığım hiper, mega ve teknolojik trendlere göre tüm iş ve yaşam alanları devrimsel biçimde dönüşeceği için yukarıdaki tanımlanan haliyle “meslek” dendiğinde anladığımız “faaliyet öbekleri” bugünkü ile alakası olmayan hallere evrilecek; Hiper Trendler: Nano, Genetik teknolojilerdeki gelişmeler, Trans Humanizm ve Uzay Teknolojileri Mega Trendler: Dijitalleşme, Robotlaşma, Yenilenebilir Enerji Teknolojik Trendler: Big Data, Bulut Bilişimi, Yeni uzmanlık alanları 4 Mühendislik, doktorluk, avukat lık, mimarlık yine, yeniden en gözde mesleklerden olacaklar. Ancak çeşit leri artacak, yapılışları değişecek. Ör neğin; beynine çip takılmış bir hasta nın genetik, nano ve yapay zekâ sis temlerinden anlamayan bir “beyin uz manı doktor” tarafından teş hisi, tedavisi pek mümkün olamayacak. 4 İnsansız, yapay zekâ ile donanmış, as lında bir robot olan aracın yaptığı kaza için algoritmadan, tekno lojiden anlama yan bir hukuk çu ya da akade misyen olması Ufuk Tarhan imkânsızlaşacak. 4 Bilgisayar, uygulama kodu yazabilmek, programcı ol mak tam bir altın bilezik haline gelecek. Uygulama yazılımcılığı yepyeni kulvarlar açacak. Holografik, augmented, artificial intelligence (artırılmış, yapay zekâ) programları yapabilenler, bunların senaryolarını, algoritmalarını kurgulayabilenler öne çıkacak. 4 İş zekâsı, yapay zekâ, robotlar gelişinceye, insan aklını geçinceye kadar dünya big data denizlerinde boğulmasın diye en kıymetli çalışanlar arasında “analistler” baş köşelere yerleşecek. Yakın gelecekte; mobil cihazlar, giyilebilir teknoloji ürünleri üzerinde her türlü otomasyon, bot yazılım, uygulama geliştirebilen ve kurgulayabilenlere “havadakarada işsizlik yok.” 4 Bildiğimiz, normal grafik tasarımcılığının yanında 3D, holografik, ses tasarımları yapabilenler, ressamlık, fotoğrafçılık, video, illüstrasyon, animasyon gibi görsel her şeyle ilgili tüm mesleklerde patlama yaşanacak. 4 Fütürist iş modeli, deneyim tasarımcılığı (UX tasarımcı), senaristlik, si Nesnelerin Interneti, M2M (Makineden Makineye), Yapay Zekâ, Giyilebilir Teknolojiler, Arttırılmış Gerçeklik, Hologram Teknolojiler, 3D Baskı ve Çizim Teknolojileri, QR Kodlama, Lokasyon Bazlı ve Kişiye Özel Uygulamalar. Unvan yerine uzmanlık Bu trendlerin ve gelişmelerin etkisi ile binlerce hatta milyonlarca yeni, farklı uzmanlık, meslek, iş, beceri, yetkinlik seti, eğitim, iş/yaşam modeli gelişecek. Şu anda hayal dahi edemediğimiz sayıda ve konuda “sorun çözüm ihtiyaç istek yaşam tarzı” ortaya çıkacak. Meslek, bölüm, birim, pozisyon, unvan, diploma, sektör gibi şu an için günümüzde çok önemsediğimiz ve belirleyici olduğunu düşündüğümüz kategorizasyonlar, bölünmeler önemini kaybedecek. Yerlerini “alanlar, uzmanlıklar, beceriler” “Dijital Rozetler” ve Holokratik Organizasyon” denilen mobil, esnek, daima online, her yerde, her zaman ve kesinlikle hibrid olabilen, çalışabilen insan, robot ve akıllı şeylerle dolu yepyeni bir dünya alacak. O yüzden ne gençler, ne de ebeveynler mesleğe, pozisyona fazla takılmamalı. mülasyon uzmanlıkları olmazsa olmaz meslekler arasına girecek. 4 Pazarlamacılar ama belli alanlarda uzmanlaşanlar dijitalleşmeyi, sosyal medyayı, mobilleşmeyi, giyilebilir teknolojileri çok iyi kavramış olanlar altın çağlarını yaşayacak. Bu meslek kendini adeta baştan yaratacak. 4 Senaristlik, Transmedia Hikâye Anlatıcılığı, Deneyim Kurguculuğu, soru, oyun, yarışma tasarımcılığı her ama her alanda en popüler beceriler, yetkinlikler olarak yükselecek. 4 Yenilenebilir Enerji alanındaki her iş, yepyeni meslekler doğuracak. 4 Dijitalleşme nedeniyle dönüşen iş ve yaşam koşulları çok sayıda ruhsal sorun, bunalımlı insan da yaratacak. Bu nedenle psikoloji, felsefe, sosyoloji alanları yeniden gözde olacak. Yeni dünyada hangi alanda, konuda ne konuda uzman olacağınıza odaklanın. Şu anda önem verdiklerimiz 510 sene içinde çok anlamsızlaşacak. Herkes gelecekte de o çağa uygun, sürdürülebilir bir kariyere ve işe sahip olmak için sıkı hazırlık yapmalı. Buna cesaretle sürüden ayrılarak, ezberleri bozarak acilen başlamalı. Yeni meslek tanımları ve alanlara uyum sağlamak için insanların “Tİnsan”laşması lazım. Yani “teknoloji ile bütünleşmiş, tasarımcı ve tedarikçi” insanlar olmamız ve “bir şeyin her şeyini, her şeyin bir şeyini bilmemiz” gerekiyor. ‘Bu müfredattan vazgeçin’ Bilgi Hukuk dünya ikincisi İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi takımı, ELSA Dünya Ticaret Örgütü Hukuku Farazi Mahkeme Yarışması’nın Büyük Finali’nde dünya ikincisi oldu. Öğrenciler, İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirilen Büyük Final’de Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileriyle karşılaştı. Harvard Takımı, şampiyon oldu. Türkay Avanaş, İrem Ergun, Helin Öcal ve Çağla Usta’dan oluşan takım, Avrupa Hukuk Öğrencileri Derneği’nin (ELSA) Dünya Ticaret Örgütü desteği ve işbirliğiyle düzenlenen ve 22 üniversitenin katıldığı yarışmada, “Gelişmekte Olan Bir Ülkeyi Temsil Eden En İyi Takım” ödülünün de sahibi oldu. Öğretmen adaylarından ders Yeditepe Üniversitesi ve Ataşehir Celal Yardımcı Ortaokulu, üniversitenin öğretmen adayları ile ortaokul öğrencilerini eğitimde buluşturan bir protokole imza attı. Bu protokole göre, ortaokulun öğrencileri “Seçmeli Matematik”, “Seçmeli İngilizce” ve “Seçmeli Yazarlık” dallarında öğretmen adaylarından ders alacak. 190 95 TL, ÇDDaeeğsrntdeeakğşlie’Ynmadeşeanmı çağrı: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Kaya, ÇYDD olarak yeni müfredattan çocukların ve toplumun göreceği zararları bütün anababalara anlatmaya kararlı olduklarını belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı’nı, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini karartacak olan bu müfredatı uygulamaktan vazgeçmeye; bilim insanlarını, eğitimcileri, sivil toplum örgütlerini, ilgili bütün çevreleri bir araya getirip en geniş katılımı sağlayarak bir toplumsal uzlaşmayla yeni müfredat yapmaya çağırıyoruz” dedi. Kaya’nın yeni müfredata ilişkin açıklaması şöyle: “Bilim çevrelerinin, konuyla ilgi li yüz binlerce kişinin evrim teorisinin müfredattan çıkarılmasına, ‘cihat’ kavramının programa girmesine, Atatürk ve yakın tarihle ilgili konuların programda daraltılmasına karşı çıkmasının zerrece dikkate alınmadığı ortadadır. MEB, kendi yandaşı örgütlere ve dinci vakıflara çok önceden hazırlattığı 176 programı 20172018 öğretim yılında uygulamaya koyarak laik ve bilimsel eğitimden geriye doğru attığı adımların en büyüğünü atmış ve siyasi iktidarın toplumsal yaşamı bütün alanlarda ‘1923 vizyonu’na göre laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni tümden yok etmenin tabanını yaratmak istediğini göstermiştir.’’ Metro durakları çok önemli! Yeni müfredatta fosil kayıtları, jeolojik oluşum gibi konular yok ama metro durakları var! “Destan/Efsane’’ konu başlığı altında “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri “başlıklı bir yazı yazdırılması isteniyor ama Kurtuluş Savaşı’na ilişkin tek bir ibare bulunmuyor. Eğitim İş Sendikası’nın yeni müfredat üzerinde yaptığı incelemenin sonuçlarından bazıları şöyle: n Hayatı ve canlıları anlamanın en bilimsel yolu olan biyoloji dersi, “dünya ve yaşamın kökeni” konularına yer verilmeyerek ‘sadeleştirilmiştir.’ n Biyolojik çeşitlilik konusunda yine evrimsel tarih açıklanmadığı için, sadece ezbere dayalı canlı çeşitliliği verilmektedir. Bu kadar canlı çeşitliliği varken, canlının oluşum tarihini bilmemek, öğrencilerde bilgi bütünlülüğü oluşmaması anlamın gelmektedir. n İnsanlık tarihini anlamak için en önemli kalıntıları “çanak çömlek” olarak tanımlayıp 2 metro durağını daha fazla önemseyen zihniyet, fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konularını da müfredattan tamamen silmiştir. n Türk Dili ve Edebiyatı yeni programın 68. sayfasında 7. ünitede geçen “Söylev” konusunda iki örnek verileceğinden bahsedilmiştir. Söylev türünün dünyadaki en önemli örneklerinden olan “Nutuk” ve yazarı Mustafa Kemal Atatürk’ten ise söz edilmemiştir. Kurtuluş Savaşı n 47. “sayfadaki 4.” ünitede (Destan/Efsane) “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri “başlıklı bir yazı yazdırılması istenmektedir. Ancak bu gerekliliğin öngörüldüğü yeni programda Kurtuluş Savaşı’na ilişkin tek bir ibare bile bulunmamaktadır. n Osmanlı’nın son dönemlerine yer verilmemesi nedeniyle, 7. sınıf Sosyal Bilgiler dersi ile, 8. sınıf T.C. İnkılap Tar. ve Atatürkçülük dersi konuları arasındaki konu ve kronoloji bağlantısı sağlanamamaktadır. n 8. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin daha önceki programında genel amaçlar bölümündeki 8 ve 14? maddelerinde yer verilen Atatürkçü Düşünce Sistemi ifadesi tamamen çıkarılmıştır. Kabineyi bırak müfredata bak İktidarın emrinde olan medya, tümüyle kabine değişikliği haberleriyle dolu: Bu değişikliğin önemi ve anlamıyla ilgili yorumlardan geçilmiyor. Oysa bizi kimin, nasıl yönettiği belli... Kabine değişikliğinin, egemenin kişisel tercihlerini belirtmesi dışında ciddi bir anlamı ve önemi yok. Tabii bu arada, toplumu asıl etkileyecek olan Milli Eğitim’deki müfredat değişikliğinin üstü örtülüveriyor. Başta Cumhuriyet olmak üzere birkaç muhalif gazete de yazmasa, çocuklarımızın geleceğini karartacak, toplumu yanlış yönde biçimlendirecek olan bu yeni müfredat programından haberimiz bile olmayacak. HHH Yeni müfredat programının temel değişikliklerini çok kaba olarak şöyle anlatabiliriz: 1) Evrim çıkıyor, Şeriat giriyor. 2) Atatürk ve Laiklik çıkıyor, Muamelat, Ukubat ve Cihad giriyor. 3) Özet olarak: Bilim çıkıyor, Din giriyor. Zaten bütün Milli Eğitim sisteminin imamhatip modeline uygun olarak yeniden yapılandırıldığı biliniyordu. Şimdi bir de kıyıda köşede, çağdaş eğitim veren okul kalmasın diye, tüm müfredat programı, yani zorunlu olarak takip edilmesi, okutulması ve öğretilmesi gereken konular, yeniden belirlendi. HHH İdris Küçükömer’le başlayıp, günümüzdeki İkinci Cumhuriyetçiler ve “Yetmez Ama ‘Evet’çiler” tarafından savunulan çarpık (güya sol) siyasal tezlerin sahipleri artık zaferlerini kutlamak için, zil takıp oynayabilirler: Asıl İkinci Cumhuriyet, (eğer adına hâlâ Cumhuriyet demek olanaklıysa) şimdi kuruluyor: Sadece Anayasa değişikliği ile, yasama, yürütme ve yargıya tek başına hâkim olan “Tek Adam Yönetimi” dayatarak değil... Çocuklarımızın beyni de yıkanarak... Ve kendi deyimleriyle “Dindar ve Kindar bir Nesil” yetiştirerek! HHH Kılıçdaroğlu’nun on maddelik Maltepe bildirgesinin sekizinci maddesi şöyleydi: “8. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.” HHH Bu iktidar sadece Demokratik rejimi sonlandırarak değil: Zaten sömürülmekte olan ülkemizi çağdaş dünyada daha da geri bıraktıracak... Ve iflas ettirerek tam bir sömürgeye dönüştürecek bir eğitim sistemi ile de... Halkımıza çok çok büyük bir kötülük daha yapıyor! DİREN LAİK, DEMOKRATİK, ÇAĞDAŞ VE TEKNOLOJİK EĞİTİM... DİREN ADALET... DİREN DEMOKRASİ... DİREN KILIÇDAR! Piyanonun genç yeteneği birinci Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü pi yano öğrencisi Idlin Arshinova, Viyana’da düzenlenen 2. Uluslararası Feurich Yarışması’nda, 1519 yaş kategorisinde birinci oldu. Çeşitli ülkelerden 74 adayın katıldığı yarışmada Idlin, Kuzey Avrupa Ödülü’ne layık görüldü. Üniversite eğitimi almak için Azerbaycan’dan İzmir’e gelen Idlin Arshinova, müzisyen anneanne ve dedesinin büyük desteği ile henüz 6 yaşındayken piyano eğitimi almaya başladı. Yıllar içinde müziğe büyük bir tutkuyla bağlandığını anlatan genç yetenek, geçen yıl da Mozart Akademi Uluslararası Piyano Festivali ve Yarışması’nda 1520 yaş kategorisinde ikincilik ödülünü aldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle