03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 21 Temmuz 2017 10 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Sabrın sonuna geldik’ 264 gündür özgürlüğünden yoksun... Alman basını: Türk hükümeti ölçü tanımıyor Alman basınında gerilen Türkiye Almanya ilişkileri ve Türkiye’de tutuklanan insan hakları aktivistlerine ilişkin yorumlar öne çıktı. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesindeki yorumda “Türk hükümeti artık ölçü tanımıyor” yorumuna yer verildi. “Ülkeye seyahat eden Alman gazetecileri riske atmak, tutuklamak ve rehin almak... Alman şirketleri teröre destek vermekle suçlanıyor. Erdoğan kendisine tapanlarla ona uymayan diğerleri arasında tercih yapıyor. Bu siyasi bir paranoyadır.” General Anzeiger gazetesi Erdoğan’ın tutumunu şöyle irdeledi; “Maalesef Erdoğan’ın iyileşeceğine yönelik bir belirti yok. Belki de Erdoğan, Türkiye’de tutuklu bulunan Almanları, Almanya’nın başarısız olan darbe sonrası buraya gelen Türk subayları iade edeceği zamana kadar tutmayı hesaplıyor. Erdoğan sadece güç ve sertliğin dilinden anlıyor. Buradaki problem şu ki; Avrupa Birliği, Türkiye ile katılım müzakerelerini ertelerse, Erdoğan’ın hedef alarak hitap ettiği milliyetçilik daha da destek kazanacak.” Stuttgarter Zeitung ise Türkiye ve Almanya arasındaki dostluğun son gelişmeler yüzünden zarar gördüğüne işaret ederek “Seneler içerisinde inşa edilen, hızlı bir şekilde yıkılıyor. Yeniden bir Alman vatandaşının şüpheli koşullarda tutuklanmasının ardından, Almanya kendisini öyle bir eşikte buldu ki sözleri eylemlerini takip etmesi gerekiyor” yorumunu yaptı. Die Welt gazetesi Türkiye, Macaristan ve Polonya’daki yönetimlerin giderek totaliterleştiğini belirterek, “Üç ülkede de soğuk bir iç savaş hâkim” vurgusunda bulundu. Alman Bild gazetesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de tutuklu bulunan gazeteci Deniz Yücel’in Almanya’ya iltica eden iki eski generalle takas edilmesini önerdiğini iddia etti. Ali Gharavi İdil Eser Peter Steudtner Günal Kurşun Özlem Dalkıran Veli Acu Hak savunucuları serbest bırakılsın Barış Bloku, Büyükada’daki eğitim toplantısında gözaltına alınarak tutuklanan hak savunucularının serbest bırakılmasını talep etti. Barolara ve hukukçulara da çağrı yaparak, “Barış Bloku olarak bu operasyonu toplumsal barışı tahrip etmeye yönelik skandal bir uygulama olarak görüyor ve kınıyoruz. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli, hak savunucuları derhal serbest bırakılmalıdır. Başta barolar ve hukukçular olmak üzere ülkemizdeki adalet ve demokrasiden yana kurumları göreve çağırıyor, bu hukuk cinayetlerine karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi. Büyükada’da gözaltına alınan hak savunucularından Özlem Dalkıran, İdil Eser, Günal Kurşun, Veli Acu, Ali Garawi ve Peter Steudtner 18 Temmuz’da tutuklanmış, Nalan Erkem, İlknur Üstün, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının sertleştirilmesi ve kredi garantilerinin gözden geçirilmesi gibi önlemler açıkladı ürkiye ve Almanya arasında son bir yıldır gergin olan iliş T ‘İç siyaset yatırımı’kiler kırılma noktasına geldi. “Türkiye politikamızı değiştireceğiz” KGaaltbıenrp’idkeial:’ne vurgusunda bulunan Almanya Dışişle umhurbaşkanlığı Sözcüsü İbra Cri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye’yle ilişkilerde gösterilen sabrın sonuna gelindiğini belirterek, Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının sertleştirilmesi ve kredi garantilerinin gözden geçirilmesi gibi önlemler açıkladı. Ön him Kalın, Almanya ile Türkiye arasındaki krizde Alman Dışişleri Ba kanı Sigmar Gabriel’in açıklamaları için, “İç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Bu Almanya’da bir moda haline geldi. Parano malarının anımsatılması üzerine Kalın, “Bu talihsiz açıklamların iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyüoruz. Türkiye karşıtlığı, paranoya düzeyindeki Erdoğan karşıtlığının puan yaptığını görünler bu vagona atlıyor” dedi. Almanya’da birçok vatandaşa soruşturma ve kovuşturma yapıldığı lemlere Almanya Başbakanı Angela ya düzeyindeki Erdoğan nı ifade eden Kalın, “Birçok vatanda Merkel’den destek geldi. karşıtlığının puan yaptığı şımıza adeta casus muamelesi yapıl Aralarında Alman Peter Steudtner’in nı görünler bu vagona at dı. PKK ve FETÖ’nün Almanya’daki ya de bulunduğu insan hakları savunucularının Büyükada’da katıldıkları bir seminer sırasında teröre destek verdiği iddiasıyla tutuklanması Almanya açısından ‘bardağı taşıran damla’ oldu. Almanya, önce Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak nota verdi lıyor. Kimse Türkiye’ye parmak sallayarak hiza göstermeye kalkmasın” dedi. Kalın, Saray’da basın toplantısı düzenledi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Almanya Dışişle pılanmasını herkes biliyor. Son 10 yılda PKK örgütlenmesinin genişlediğini kendileri ifade ediyorlar. Bu konularda itirazlarımızı dile getirdiğimizde ‘yargı bağımsızlığı’ diyorlar. Türkiye’deki yargı bağımsızlığına neden saygı duymuyorlar. Türkiye’de yargının talimat alan bir kurum olmasını istiyorlar. Talimatı da kendileri verecek” dedi. ve konuyla ilgili açıklamanın Bakan ri Bakanı’nın Bü Kalın, Türkiye’nin güvenli olmadı Gabriel tarafından yapılacağı belirt yükada ope ğı ve Alman vatandaşlarına ilişkin se tildi. Tutuklama haberinin ardından Kuzey Denizi’ndeki tatilini yarıda keserek önceki gün Berlin’e dö rasyonuna tepki gösteren açıkla yahat uyarısının değişmesi yönündeki açıklamalarını şiddetle kınadıklarını belirtti. l ANKARA / Cumhuriyet nen Gabriel bakanlıktaki istişarele rinin ardından dün basın toplantı “Hukuki güvencenin olmadığı bir ül melerine karşı da bu tavrımızı koru sı düzenleyerek ikili ilişkilerle ilgili kede hiç kimseye yatırım yapması tav duk” diyen Dışişleri Bakanı Gabriel, önemli açıklamalarda bulundu. siyesi veremeyiz” diyen Gabriel, Al “Almanya’da 3 milyon Türk kökenli Gabriel, ikili ilişkiler konusunda man ihracat kredi garantilerinin yeni insan yaşıyor. Onlar Almanya’nın ye “Zor dönemlerde de krizlere karşı çö den gözden geçirileceğini söyledi. Ay niden inşasında önemli görevler üst zümler de bulduk. Temelinde AB de rıca Türkiye’ye yönelik AB’nin mali lendi” diye konuştu. Almanya’nın de ğerleri vardı. Almanya Türkiye’yi hem yardımlarının gözden geçirilmesinin faten sabır gösterdiğini, Türkiye’de NATO hem Avrupa ailesi içinde gör önemli olduğunu vurguladı. mantığın yeniden ağır basacağını um dü” ifadesini kullandı. Gabriel “Ancak “Ankara’daki yetkililer politikaları duğunu söyleyen Gabriel ancak bu Türkiye artık sadece Avrupa değerle nın sonuçsuz olmadığının farkında ol sabrın sonuna gelindiğini belirtti. Gab rinden değil NATO değerlerinden de malılar” vurgusunu yapan Gabriel, riel, Türkiye’de geçen sene yaşanan uzaklaşıyor” diye konuştu. “Mevcut şartlarda Gümrük Birliği’nin darbe girişimine de değindi ve “maa ‘Seyahat uyarısı’ genişletilmesi konusunda nasıl görüş lesef bu darbe girişiminin yaşandığımeler yapılabileceğini düşünemiyo nı ancak bu olayın ardından ortaya çı Gabriel Almanya’nın ilk etapta rum” dedi. kan uygulamaların uluslararası hukuk Türkiye’ye yönelik üç ayrı noktada “Almanya olarak Türkiye’ye hep sa kurallarıyla örtüşmediğini” ifade etti. farklı adımlar atacağının altını çizdi. bırla yaklaştık, örneğin Nazi benzet Gabriel buna, binlerce kişinin gözal tına alınmasını, tasfiyeleri ve basına yönelik kısıtlamaları örnek gösterdi. Almanya Dışişleri Bakanı, Ankara’nın aralarında Alman şirketlerinin de bulunduğu bazı kişi ve kuruluşlara “terör” suçlamasında bulunmasını da eleştirdi. Gabriel’in açıklaması öncesinde Alman basınına Türkiye’nin, Alman emniyetine teröre destek verdiğini iddia ettiği kişi ve kuruluşların bulunduğu bir liste verdiği haberi yansımıştı. Türkiye’nin teröre destek verdikleri iddiasıyla suçladığı 68 maddelik kişi ve şirketler listesinde Almanya’nın önde gelen büyük şirketlerinden Daimler ve BASF’ın da bulunduğu yer almıştı. Gabriel, darbe girişiminin ardından Türkiye’de 22 Alman vatandaşının gözaltına alındığını ve halen 9 Alman vatandaşının hapiste olduğunu söyledi. Gabriel basın açıklamasını, tutuklu gazeteci Deniz Yücel, çevirmen Meşale Tolu ve insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in serbest bırakılması talebiyle bitirdi. “Susma dönemi bitti” Alman vatandaşlarının Türkiye’de tehlikede olduğunu öne süren Sosyal Demokrat Parti (SPD) Başbakan adayı Martin Schulz ise Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerin geleceğinin nasıl olacağı konusunu gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Alman vatandaşlarının tutuklanmalarını “keyfi” diye nitelendiren Schulz, Türkiye ile yürütülen gümrük birliğinin genişletilmesi görüşmeleri ve AB tarafından üyelik konusunda yapılan mali yardımların durdurulmasını gündeme getirdi. “Bekleme ve susma dönemi bitti” diyen Schulz, Alman Hükümeti’nin vatandaşlarını koruma konusunda gerekli diplomatik adımları atması çağrısında bulundu. Tpürorkteiyseto’ye Uluslararası Af Örgütü’nden aktivistler, Paris’teki Türkiye Büyükelçiliği’nin önünde ellerini kelepçeleyerek, insan hakları savunucularının hapsedilmesini protesto etti. Eylemciler, dünya liderlerine Türkiye’ye baskı yapma çağrısında bulundu. l Dış Haberler Jagland ile Yıldırım’ın kritik görüşmesi Gülmen ve Özakça için çağrı DUYGU GÜVENÇ Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya “sesiniz duyuldu” diyerek açlık grevine son vermeleri çağrısında bulunurken, Başbakan Binali Yıldırım ile önceki gün yaptığı telefon görüşmesinde insan hakları savunucularının tutuklanmalarında “ciddi ve somut” delil ihtiyacına işaret etti ve Türkiye’ye AİHM kararlarına uyma çağrısında bulundu. İşte Jagland’ın dün Yıldırım ile telefon görüşmesinin ardından yaptığı kritik açıklama: Gülmen ve Özakça için çifte çağrı: Ardından da (Yıldırım ile) Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuyla ilgili derin endişelerimi paylaştım. Her ikisi de ön duruşma ile cezaevinde ve sağlıkları devam eden açlık grevi nedeniyle oldukça ciddi. Onların serbest bırakılması için daha önce de çağrıda bulunmuştum ve bunu tekrarlıyorum. Aynı zamanda Gülmen ve Özkaça’ya açlık grevine son vermeleri için çağrıda bulunuyorum. Ben onların, seslerinin duyulduğundan emin olmalarını istiyorum. AİHM kararlarına uyun: 18 Temmuz’da karara bağlanmamış duruşma ile, terör örgütüne destek verdikleri ‘Kaslarım eriyor, kemiklerim zayıflıyor’ Açlık grevinin 134. gününü geride bırakan öğretmen Semih Özakça, eyleminin 125. gününde yazdığı mektupta, “Hücrelerim değişiyor, kaslarım eriyor, kemiklerim zayıflıyor ve beynim durmaksızın berraklaşıyor; hayatın çelişkilerini daha iyi görüp anlayabiliyorum, daha da netleşip keskinleşiyor düşüncelerim” dedi. İnancının ve umudunun tam olduğunu belirten Özakça, hücresini de şöyle anlattı: “Her gün birbirine benzese de değişiyor günler; hücrem dünkü hücre değil, masa saatimin pili biraz daha azaldı, tekerlekli sandalyeyle hücreye giriş çıkış yapabilmem için, aslında idare tarafından gelecek olan denetçilerin gözünü boyamak için, kapı girişlerine beton dökülerek rampa yapıldı. Çocukluğumda abilerimin ve ablalarımın yeni dökülmüş betona isimlerini yazıp, o günün tarihini attığına tanık olmuştum. Benim böy le bir şey yapmaya hiç imkânım olmamıştı, elimdeki fırsatı değerlendirip hücremdeki yeni dökülmüş betona iki rampa yaptılar; havalandırma girişi ve hücre girişine “Yaşasın açlık grevi direnişimiz! / NuriyeSemih / 10.07.17 ve “İşimizi geri istiyoruz! / Açlığın 124. Günü 10.07.17” yazdım kocaman harflerle.” Dışarıdayken uykuyu seven biri olduğunu artık daha az uyumaya çalıştığını söyleyen Özakça, “Bir insan, her saniye katliamlar yaşanırken, geçen her saniyede onlarca çocuk doğar doğmaz, sadece besin alamadığı için ölürken, adaletsizlikler karşısında umut arayıp bulamayanlar bunalıma girerken, emperyalizm ve kapitalizm bütün yaşadığımız haksızlıkların sorumlusu olarak daha azgınca halklara saldırmaktan geri durmazken… nasıl rahatça uyunabilir? İşini isteyen, sevdasının açlığını düşünen, öğrencilerini özleyen biri nasıl rahat olabilir?” dedi. iddiasıyla cezaevine gönderilen oldukça saygın, ki bunların arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve Alman ve İsveçli iki eğitimci de vardır, insan hakları savunucularıyla ilgili endişelerimi de paylaştım. Başbakana, Strazburg Mahkemesi’nin içtihatlarıyla da teyit edildiği gibi, insan hakları savunucularının faaliyetlerini tamamen özgürce, yetkililerin rastgele müdahalesi olmadan yapabilmelerinin Avrupa Konseyi’nin iyi bilinen prensiplerinden biri olduğunu söyledim. Türk toplumunda korku, oto sansüre ve yaygınlaşacak bir atmosfere yol açmayacak şekilde, terörle bağlantılı olduğu iddiasıyla böylesine ağır suçlamalarda ciddi ve somut deliller gösterilmeli. l ANKARA çavuşoğlu’ndan tepki ‘Tehditlerin karşılığını veririz’ Almanya’nın Türkiye’deki yargı bağımsızlığını eleştiren ve ardından da seyahat uyarısından, kredi ve fon tahsisine kadar uzanan yaptırım tehditleri üzerine Dişişleri arka arkaya açıklamalar yaptı. KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da basın mensuplarına açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye’ye yönelik böyle tehditleri ciddi bir devlete yakıştıramadıklarını belirterek, “Bu konuları halen dostum diyorum Gabriel ile Berlin’de görüştüm. ‘Kesinlikle Türkiye’ye dönük ekonomik tehditte bulunamayız, doğru değildir’ dedi. Esasen Berlin, Türkiye’yi ve Türkleri en iyi bilen bir başkenttir. Tarih boyunca tüm kurulan Türk devletlerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin hiçbir tehdit ve şantaj karşısında boyun eğmediğini en iyi Almanya bilir, Berlin bilir. Dolayısıyla bu tehdit ve şantajların da Türkiye’de karşılık bulmayacağını bilmeliler. Biz Türkiye olarak olaylara devlet ciddiyetiyle yaklaşıyoruz. Bize bu yönde yapılan tehditleri de aynı ciddiyetle değerlendirir, karşılığını veririz” diye konuştu. “Almanya bize karşı olan tüm terör örgütlerinin adeta yeniden faaliyete başladığı ana üs olmuştur” ifadelerini de kullanan Çavuşoğlu, “AB, verdikleri sözü tutmalı, bugüne kadar imzaladıkları anlaşmaların yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Sonuç olarak Alman Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalar dostluğa ve işbirliğine de sığmamıştır” ifadelerini kullandı. Diplomatik nezaketsizlik Dışişleri Bakanlığı’ndan ise gün içinde iki açıklama geldi. İlk açıklamada Steudner’in tutuklanmasıyla ilgili “Konunun yargıya intikal ettiği, bağımsız Türk yargısına güvenilmesi gerektiği” belirtildi. Alman Dışişleri Bakanı Gabriel ve Hükümet Sözcüleri tarafından yapılan açıklamalar için ise Dışişleri, Diplomatik nezaketsizliğe örnek teşkil edebilecek açıklamalarda Türk yargısına doğrudan müdahale edildiği ve haddini aşan ifadeler kullanıldığı görülmüştür. Ülkemiz yargının bağımsızlığından, terörle mücadelesinden kredi, fon tahsisi, Gümrük Birliği gibi maddi konular için taviz vermeyecek ve hayati çıkarlarına yönelik tehditlerle mücadeleyi maddi çıkarlarla karıştırmayacak kadar ciddi bir devlet anlayışına sahiptir” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle