Katalog

Çarşamba 12 Temmuz 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Ermenek’te ‘Kırım Kongo’ şüphesi Karaman’ın Ermenek ilçesinde 49 yaşındaki 2 çocuk babası gazi Orhan Şimşek, 1 Temmuz günü yüksek ateş şikâyeti üzerine Ermenek Devlet Hastanesi’ne başvurdu ve tedavisinin ardından o gün taburcu edildi. Şimşek, ertesi gün yeniden aynı şikâyet üzerine yine aynı hastaneye gitti. Doktor, muayene sonucu Şimşek’i, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) şüphesiyle Karaman Devlet Hastanesi’ne sevk etti. Burada yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Şimşek, 8 Temmuz günü daha kapsamlı tedavi için Konya’daki Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı sancak yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Kan örneklerinde inceleme sürüyor. l DHA 49 YAŞINDAKİ KAVUNCU HAYATINI KAYBETTİ Amatör sporcu kayalıklara çarptı Kayseri Ali Dağı’ndan yamaç paraşütü ile atlayan amatör havacı 49 yaşındaki Sabri Kavuncu, rüzgârın etkisiyle paraşütü kapanınca 15 metre yükseklikten tribünlere çakıldı. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Kavuncu, geçen ay kızı ile birlikte üniversiteden mezun olduktan sonra diploma sevinçleri ni babakız birlikte yamaç paraşütü yaparak kutlamışlardı. Çalışma hayatı nedeniyle eğitimine ara veren Kavuncu, yıllar sonra kızıyla birlikte üniversiteyi kazanmıştı. Kavuncu, 23 yaşındaki kızı Saadet ile Erciyes Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulunu’ndan geçen ay sonunda mezun olmuştu. l DHA Anne baba ve iki çocuğu kazada öldü KÜTAHYA’nın Gediz ilçesinde, refüje çarparak takla atan otomobildeki çift ile iki çocuğu yaşamını yitirdi. Kaza, dün saat 12.00 sıralarında, Gediz Atıksu Arıtma Tesisi yakın larında meydana geldi. Uşak’tan Kütahya yönüne giden Harun Ünal’ın (31) yönetimindeki 45YD 746 plakalı otomobil, refüje çarpınca takla attı. Sürücü Ünal ile birlikte kazada yanında bulunan eşi Ümran Ünal (32), çocukları Safiye Ünal (13) ve Cafer Can Ünal (4) kaza yerinde öldü. Kaza yerinde yapılan incelemenin ardından cenazeler, Gediz Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı. l DHA haber 3 Devlet meselesi Adalet Yürüyüşü, Türkiye tarihinin en büyük mitinglerinden biriyle tamamlandı. Az miting takip etmedim. Böylesine bir kalabalığa hiçbirinde rastlamamıştım. Hem de bu mitinge devlet desteği yoktu, otobüsler miting alanının kapısına kadar servis yapmıyordu, toplu taşıma araçları bedava değildi, Adalet Yürüyüşü’nü destekleyenler iktidar tarafından terörist diye damgalanıyordu, Ankara’daki Barış Mitingi’ndeki katliam akıllardaydı, tehditler havada uçuşuyordu. Bu şartlarda düzenlendi miting. Toplanan kitlenin görkemi iktidar çevrelerini öylesine rahatsız etmiş ki İstanbul Valiliği gecenin bir yarısı açıklama yaptı. Daha önce Sayın Erdoğan’ın 2 milyon kişilik olduğunu söylediği Maltepe Meydanı’nda hepi topu 175.000 kişi olduğunu belirtti. Kaç kişi olduğunu tespit etmem mümkün değil. Ancak tek bildiğim daha fazla sayıda insanın toplanamayacağı çünkü yer yoktu. Maltepe’de bir mitingde bundan fazla insanın bir araya gelmesi fiziken mümkün değil. Tekrar edelim, meydanda ve çevresinde ayakta duracak yer kalmamıştı. Şayet İstanbul Valiliği’nin açıklaması doğruysa Türkiye’de bir mitingde en fazla 175.000 kişi toplanabiliyor demektir. Haliyle bu, Sayın Erdoğan’ın gurur duyduğu dev mitingleri için de geçerli. Sayı tartışması önemsiz değil. İktidar, milleti sadece kendisinin temsil ettiği söyleminin sarsılmasını istemiyor. Ancak iktidarın uygulamalarına karşı yan yana gelen kitlelerin büyüklüğü bu söylemi temelinden sarsmakta. Bu da valiliği böylesine sarsak açıklamalar yapmaya, iktidar yanlısı kalemleri matematiğin sınırlarında bir John Nash gibi raks ederek şuur kaybına uğramaya itti. Neticede referandumda Erdoğan’ın teklifine hayır demiş bir şehirde Türkiye tarihinin muhtemelen en büyük mitingi düzenlendi. Yargının iktidara bağlanmasına, keyfi tutuklamalara, talimatla verilen şipşak cezalara, toplu cezalandırma niteliği taşıyan ihraçlara karşı düzenlenen bu mitingin sabahında aralarında arkadaşımız Koray Çalışkan’ın da bulunduğu onlarca akademisyen gözaltına alındı. Adresleri belli, defalarca yurtdışına gidip her seferinde geri dönmüş akademisyenleri davet etseniz ifade vermeye gelmeyecekler mi? Sabahın köründe Türkan Saylan’ın, İlhan Selçuk’un evine çöken cemaat polisinin uygulamalarına benzer bu baskınlar, cemaat ruhunun emniyet ve yargıya sindiğini göstermiyor mu? Böylesine devasa bir adalet talebine cemaatvari sabah baskınlarıyla cevap vermek, iktidarın milyonların irade ve talebine dümdüzünden bir nanik çektiğinin de işareti. Korku ve kibir el ele ilerler. Siyasette bu, milletin yarısının taleplerine hakaret etmeye kadar varır. Korku, kibir, milletin iradesine hakaret ve adaletsizlik kimse için hayırlı bir sonuç doğurmaz. Benzer tabloları yaşayıp da refaha ermiş, mutlu olmuş, kalkınmış, güçlenmiş bir devlet dahi yoktur. Bıktırma pahasına tekrar edelim. Adalet mülkün yani devletin temelidir. Adaletsizlik devletin temelini çatırdatır. İşte mitingde toplananlar aslında devlete sahip çıkanlardır. İktidar kanadında devletin bekasını düşünen bir kişi dahi yok mudur? Yok mudur milleti bölmenin, devleti çökertmenin sonuçlarını görecek bir tane bile vatansever? Deniz yatağı ile umuda yolculuk Bodrum’dan deniz yatağı ile Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’na geçmek isterken açık denize sürüklenen Suriyeli 32 yaşındaki Muhallim Salem, Türk sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarılıp hastaneye kaldırıldı. Suriyeli Muhallim Salem, geçen 9 Temmuz’da saat 04.00 sıralarında, Yunanistan’ın İstanköy Adası’na geçmek için Bodrum’un Akyarlar Mahallesi’nden deniz yatağı ile denize açıldı. Giyeceklerini de deniz yatağının üzerine koyan Salem, akıntı ve rüzgârın etkisiyle kıyıdan uzaklaştıktan bir süre sonra açık denize sürüklendi. Aynı gün saat 08.00 sıralarında devriye görevi yapan Bodrum Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı ekipleri, Salem’i fark edip kurtardı. Uzun süre suda kalan, bitkin haldeki Salem karaya çıkarılıp, tedavisi için ambulansla Bodrum Devlet Hastanesi’ne gönderildi. Tedaviye alınan Salem’in durumunun iyi olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. l DHA C MY B