05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 12 Temmuz 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 13 Köşemen Beyoğlu Sineması kurtulabilir mi? Son bir haftadır yaşanan dayanışma Beyoğlu Sineması’nın kurtulabileceğini gösteriyor. Seyirci müthiş bir duyarlılıkla sinemasına sahip çıkıyor. Emek Sineması’na sahip çıkıştakine benzer bir ruh hali var. Üstelik seyirciden istenen bağış yapması değil sinemaya geleceğini taahhüt edip ön ödeme yapması. 1 Haziran 2018’e dek geçerli olacak dört farklı sadakat kartı seçeneği var. Sinema gişesinden ya da internet üzerinden (beyoglusinemasikarti. com) kartları almak mümkün. Beyoğlu Sineması’nın ilk kez kapanma tehlikesiyle karşılaşması değil bu. 2008’de de benzer bir durumun yaşandığını, “Beyoğlu Sineması’nın artık sabit giderlerini ödeyemez hale geldiği”nin söylendiğini anımsıyoruz. 2013’te de bu konu konuşulmuş. Beyoğlu Sineması, sanat filmlerini, dünya sinemasından iyi örnekleri gösteren, bağımsız filmlere programında yer veren nitelikli bir sinema. Emek, Alkazar, Sinepop, Yeni Melek, Rüya, Lüks, Lale, Saray, Taksim, Elhamra, Venüs, Yeşilçam... Beyoğlu’nda kapanan sinemalar saymakla bitmiyor. Eskilerden Atlas, Fitaş, Majestik, Pera ve yeni salonlar Demirören, Grand Pera halen açık. Majestik ve Atlas sinemalarının da kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu söyleniyor. Beyoğlu Sineması’nı ve diğer cadde sinemalarını kapanmaya iten iki önemli neden var. Birincisi bilindiği gibi İstiklâl Caddesi’nin durumu. Yıllardır Beyoğlu’nu değiştirip yeni bir rant alanı haline sokmak için bir proje sürdürülüyor. Proje Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan tarafından yürütülüyor ve savunuluyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın ses çıkarmasa da desteklediği anlaşılıyor. İstiklâl Caddesi’nin yıllarca kırık taşlarla yürünmez halde bırakılmasının, şimdi son derece ağır çalışarak taşları yeniliyormuş gibi yaparak esnafın aylarca iş yapamamasına sebep olmanın nedeni de bu. Sokaktaki masaların müşteri varken kaldırılmasının bilinçli bir uygulama olduğunu da Pınar Oskay’ın Misbah Demircan’la yaptığı “Dönüşüm hatıralarımızla örtüşmüyor diye karşı duramayız” başlıklı röportajdan anlıyoruz (Hürriyet, 05.07.17). Demircan, Beyoğlu ofislerin tercih ettiği, “Bak filanca burada oturuyor” dediğimiz bir yer olacak, diyor. Eğlence hayatının ağırlığının yüzde 50’den yüzde 10’a düştüğünü memnuniyetle söylüyor. “Tarlabaşı Projesi, Emek Sineması, Narmanlı Han, Galata ve Haliç Port, Okmeydanı Projesi gibi girişimler gücümüzü artırır” diyor. Bu “dönüştürme” projesinin sonucunda da eğlence yerleri, kitapevleri ve Demircan’ın öngörüsünün tersine uluslararası markaların mağazaları kapanmış. İstiklâl Caddesi yarı terk edilmiş halde. Taksim Meydanı’nda Arap turist yoğunluğu görülüyor ama onların bile İstiklâl Caddesi’ne girdiği kuşkulu. Bu ortamda sinema yaşayabilir mi? Cevabım olumsuz. Demircan’ın ve onun çağrısına uyup İstiklâl Caddesi’ne yatırım yapanların kendilerine vermesi gereken cevap ise böyle bir caddedeki AVM’ye gelen olur mu? Demirören’deki dükkânların çoğu boş. Yeni açılan Grand Pera tenha. Böyle bir yerde ne ünlü biri oturur, ne de yerinden edilen esnafın yerine büyük marka gelir. Sinema seyircisi İstiklâl Caddesi’ni ve diğer cadde sinemalarını değil AVM’leri tercih ediyor. Bu da ikinci kapanma nedeni. Rekabet Kurumu’nun geçen yıl hazırladığı sinema sektörü raporuna göre sinemaların yüzde 71’i AVM’lerde. Beyoğlu Sineması’na dönersek sinematek olarak tanımlanıp desteklenmesi gereken bir sinema. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın nitelikli, ödüllü filmleri gösteren sinemaları desteklemesi gerektiğini daha önce yazdık. Bu bir çıkış yolu. Diğeri de bir vakıf, örneğin mülk sahibi Borusan’ın Borusan Kocabıyık Vakfı ya da en büyük alacaklı olduğu söylenen Başka Sinema’nın Kariyo&Ababay Vakfı Beyoğlu Sineması’nı destekleyemez mi? 12 TEMMUZ 2017 SAYI: 33516 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.39 03.31 04.03 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 05.35 13.17 17.13 20.45 05.23 13.01 16.56 20.26 05.51 13.24 17.16 20.45 Yatsı 22.32 22.09 22.23 CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, “İstanbul’a yürüyeceğim” dediğinde pek çok kişi buna inanmadı. İnanmamalarına Kılıçdaroğlu’nun 70’e dayanmış yaşını, vücudunun hamlığını, dağ tepe yaklaşık 450 kilometrelik yolun uzunluğunu gerekçe gösterdiler. 15 Haziran günü, Ankara Güven Park’tan yola çıktığında da hâlâ inanmayanlar vardı. “Yarı yolda bırakır!” diyorlardı. O yılmadı. Gerek yakın çevresinden gerek AKP Genel Başkanı’ndan, gerek Başbakan’dan, gerekse AKP sözcülerinden ve yandaş medyadan gelen eleştirilere, akılla, mantıkla bağdaşmayan suçlamalara kulak asmadı. Yürüdü… Yürüdü… Yürüdü… 25 gün süren yürüyüşün her etabında kendisine her kesimden binlerce muhalif eşlik etti. AKP kurucularından Abdüllatif Şener, eski AKP milletvekili Fatma Bostan’dan İslami kesimin önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Cihangir İslam’a, çok sayıda gazeteci, yazar ve sanatçıdan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’a, yüzlerce sivil toplum örgütünden HDP milletvekillerine kadar birçok kişi ve kuruluş temsilcisi “ADALET” başlığı altında gerçekleşen bu yürüyüşe katıldı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Haziran günü CHP Genel Başkanı olarak başladığı/başlattığı yürüyüşü 9 Temmuz günü Maltepe mi Liderliğe yürüyüş tinginde yalnızca partisinin değil büyük ölçüde parlamento dışı muhalefetin de lideri olarak noktaladı. HHH Bu yürüyüş toplumumuzun solan umutlarını yeniden yeşertti. İnsanlarımıza, “İktidar mı? Neden olmasın!” duygusunu kazandırdı. Farklı toplumsal ve siyasal kesimlerin ortak bir amaç doğrultusunda birleşebilirliğini gösterdi. Bu yürüyüşle birlikte 16 Nisan Referandumu’nda alınan yüzde 48.5 oranındaki muhalif oyun bu tür akıllı kitlesel eylemlerle yükselebileceği gerçeği de görülmüş oldu. Kısacası değerli arkadaşımız Orhan Bursalı’nın son yazısının başlığında ifade edildiği gibi topluma, “Evet, iktidar olabiliriz… duygusu yerleşiyor”. Bundan böyle çabalarımız bu duyguyu pekiştirme yolunda yoğunlaşmalı. Bu arada gerek Cumhurbaşkanı gerekse Başbakan’ın bu yürüyüşe ilişkin suçlamaları toplumda karşılık bulmadı. Anlaşıldı ki toplum bu tür suçlamalar kimden, hangi kattan gelirse gelsin artık pek ciddiye almıyor. HHH Yazımı noktalamadan önce iki kısa not düşmek istiyorum. 1 Yürüyüş, Ankara Güven Park’tan İstanbul Maltepe mitingine kadar her aşamasında gündüzü ve gecesiyle kem gözlü, şom ağızlı çevrelere inat bir saat çarkı mükemmeliyetinde gerçekleşti. Başta CHP örgütleri olmak üzere, tüm emeği geçenlere bir yurttaş olarak teşekkür ediyorum. 2 CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel, Maltepe mitingine katılanların sayısını 1 milyon 600 bin olarak açıkladı. İstanbul Valiliği’nin sayısı ise “biraz” farklı: 175 bin. Benim sonucum ise 159 bin 671. Ha, 961 de 12 yaş altı çocuk saydım. Böylece kesin sonucum 160 bin 632 oluyor. Sayın Valimiz, umarım “mikrozensus 3b” yöntemiyle ulaştığım bu sayıyı bir “eleştiri” ya da bir “düzelti” olarak değerlendirmeyip yurttaş kaynaklı bir seçenek olarak ele alır ve sonucumu müzmin miyopluğuma verir. Başka ne diyebilirim ki? Adliyede meydan okudularGar katliamı davasına sanık savunmaları damga vurdu MAHKEME HEYETİ SON KEZ DURUŞMAYA KATILDI Somadaki maden faciasında yaşamını yitirenlerin yakınları duruşmaya yine pankartlarıyla geldi. Soma davası yine ertelendi Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6’sı tutuklu 51 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine dün devam edildi. Sanık avukatların savunmalarını tamamlamasından sonra Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı başkanlığındaki mahkeme heyeti, 6 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanıkların yeni bilirkişi raporu alınması talepleri reddedilirken, duruşma 17 Ekim 2017 tarihine ertelendi. Duruşma öncesinde aileler son Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesiyle mahkeme heyetinin başka illere atanması kararına tepki gösterdi. Mağdur aileler ile avukatları, mahkeme heyetinin görevlerinde kalması için dilekçeyle başvuruda bulundu. Gergin geçen duruşma sonrasında açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, mahkeme heyetinin yerinde kalmasını istedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da heyetin değiştirilmesinin adaletin intiharı olacağını belirterek bu nedenle HSK’nın bu karardan dönmesini istedi. Heyet dün son kez davaya baktı. Yoklamayla başlayan duruşmada, mahkeme heyetinin değiştirilmesinin gerginliği yaşandı. Son duruşmadan bu yana mahkeme dosyasına konulan belgelerin okunmasından sonra mütalaası sorulan Cumhuriyet Savcısı Süleyman Topan, göreve yeni atandığından 300 klasörden oluşan dosyayı inceleyemediğini belirterek, bu nedenle süre istediğini mahkeme heyetine bildirdi. Savcı Topan ayrıca sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Ardından söz alan mağdur ailelerin avukatları da, mahkeme heyetinin değiştirilmesi kararını eleştirdi. Tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, duruşma savcısının değişmesinden dolayı dosyaya yönelik özet bilgi vermek istediğini söyledi. Aileler, Can Gürkan’a tepki gösterdi. Bu arada HSK’nin son yaz kararnamesinde, dün son kez davaya bakan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı ile üye hâkim Esra Dokur’un görev yerinin değiştirilmesine mağdur aileler ile avukatlarından tepki geldi. Aileler ve avukatları HSK’ye başvurup heyetin görevden alınmamasını talep etti. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] 10Ekim katliamına ilişkin davanın 2 günlük duruşma maratonu sona erdi. Sanıklar, tanıklar için yapılan yemin sırasında inancı nedeniyle ayağa kalkmadıklarını savundu. Sanıklardan Resul Demir de dini inancı nedeniyle yargılandığını öne sürerek, mahkeme heyetine “Tahliyeyi sizden istemiyorum, Allah’tan istiyorum” dedi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 10 Ekim katliamı davasının dünkü duruşmasında, avukat savunmalarının ardından mahkeme başkanı Selfet Giray, dosyaya gelen belgeleri açıkladı. Dosyaya gelen ve Gaziantep’te yapılan polis operasyonu sırasında kendisini patlatan ve Ankara’ya canlı bombaları getiren isim olarak bilinen Halil İbrahim Durgun’un cesedine ait olduğu iddia edilen fotoğraflar, sanık sandalyesinde bulunan eşi Esin Durgun’a gösterildi. Durgun, kendisine gösterilen fotoğrafın eşine ait olmadığını iddia ederek, “O gece bana bir şey imzalattılar teşhis için. Bu fotoğraflardaki eşim değil. Eşimin bıyığı da yoktu. Bana gösterilen ceset bu değildi” dedi. Durgun, kendisine gösterilen fotoğrafın ardından, mahkeme heyetinden izin alarak kusmak için tuvalete gitti. Duruşmada daha sonra sanıkların talepleri alındı. Durgun savunmasında ise “Terör ya da illegal faaliyetlerle ilgim yok. Halil Durgun’un eşi olmak suçsa, evet ben suçluyum. Onun işlediği suçun bana, çocuklarıma, aileme getirdiği hezeyanları anlatamam. Halil Durgun’un yaptığı hiçbir işle ilgim yok” dedi. ‘Dinimden dolayı yargılıyorlar’ Sanık Resul Demir de duruşmada “Gar yargılamasının, örgüt üyeliği yargılamasının, din yargılamasının ve sosyal hayatın yargılamasının yapıldığını” iddia ederek, şunları söyledi: “Sosyal hayattan yola çıkıp, bizi gara bağlamaya çalışıyorlar. Avukatlara şunu söyleyeyim, dinimle alakalı her soruyu cevaplamaya hazırım. Ben IŞİD’den önce de Müslümandım, IŞİD biter gider, ben yine Müslümanım. Dün burada birkaç arkadaş inancından dolayı ayağa kalkmadı diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Polisiniz, askeriniz, istihbaratınız var. Allah’ın karşısında hepinizden hesap soracağım. Tahliyeyi sizden istemiyorum, Allah’tan istiyorum. Avradımın kapalı olması IŞİD, adamın sakallı olması IŞİD. Lan benim avradından ne istiyorsunuz. Kadın buraya gelecek ne diyeceğini bilemeyecek tutuklayacaksınız” diye konuştu. Sanık Burak Ormanoğlu, kendisine iftira atıldığını savunarak, “Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun” dedi. Sanıklardan Nihat Ürkmez de tanık yemini sırasında inancı nedeniyle ayağa kalmadığını belirterek, “15 aydır cezaevindeyim. Bu ömür de biter. Hiç ölmeyen Allah önünde hesap vereceğiz. Acem işi olduğu için ayağa kalkmadım. Eğer mahkeme heyetine mi, Allah’a mı itaat edeceksin deseler, Allah’a itaat ederim” dedi. Adaletsizlik yapıyorsunuz Sanık Mehmeddin Baraç da “Sürekli kamuoyu vicdanını rahatlatalım diyorlar. Adalet mi kamuoyundan büyüktür, kamuoyu mu adaletten mi büyüktür? Öyle olunca 101 ailenin acısını dindirmek için adaletsizlik istemiş olurlar” ifadelerini kullandı. Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. l ANKARA /Cumhuriyet Suriye vatandaşıyız. Geçici TC kimlik belgemizi kaybettik. Hükümsüzdür. YUNUS HANANBERİVAN HANAN HABİB HANANNARİN HANAN Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. JALE HEPŞEN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle