25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 5 Haziran 2017 10 Ateşi ve ihaneti görüyoruz Durmadan kafamda dönüp duran, dilimin ucunda “söyle beni, oku beni” diyen bölük pörçük dizeleri elimin tersiyle bir yana itip, o güzelim dizeleri yok sayıp, bir konu (herhangi bir konu) seçip bir Tırmık kotarmak için direnmek niye? Bırak bugün de yazı kendini yazdırsın... HHH Aldı Ahmed Arif: ... Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun, hayın, çıyansı. Dört yanım puşt zulası ... Aldı Nâzım Hikmet: ... Ateşi ve ihaneti gördük ve yanan gözlerimizle durduk  bu dünyanın üzerinde.  ... Ateşi ve ihaneti gördük. Dayandık, dayandık her yanda  ... Aldı yeniden ve noktayı koydu Ahmed Arif: ... Vurun ulan,  Vurun,  Ben kolay ölmem.  Ocakta küllenmiş közüm,  Karnımda sözüm var  Haldan bilene.  HHH Bu Tırmık burda biter. Anlayan anlar; anlamayan dudak büker... TRT de ‘biçti’ dedi Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in, trafik kazasında yaşamını yitiren Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’le ilgili başlıkta “biçti” ifadesi kullanıldığı gerekçesiyle tutuklanmasının ardından TRT Haber de bir trafik kazasında “biçti” başlığını kullandı. Dün Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde meydana gelen kaza için TRT Haber resmi twitter adresinden “Karşı şeride geçen tır önüne geleni biçti” başlığını kullandı. Haberde ise “Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde karşı şeride geçen tır, 6 otomobili biçti. Kazada 8 kişi yaralandı” ifadeleri yer aldı. l Haber Merkezi THE SUNDAY TIMES’IN HABERİ Cumhuriyet’in cezaevi servisi Britanya’nın The Sunday Times gazetesi Türkiye’deki 150’nin üzerindeki tutuklu gazeteciyle ilgili Louise Callaghan imzalı geniş bir dosya haber yayımladı. Türkiye’nin tutuklu gazeteciler sıralamasında dünya lideri olduğunu belirten Callaghan, “Susturulanlar: Türkiye’nin ifade özgürlüğüyle savaşında hapsedilen gazeteciler” başlıklı haberinde, Fransız fotoğrafçı Mathias Depardon’un da bu listeye en son eklenen isim olduğunu vurguladı. Tutuklu gazeteci Tunca Öğreten ile cezaevinde evlendiği eşi Minez Bayülgen’in öyküsünü merkeze alan haberde, gazetemiz hakkında da, “Son kalan muhalif gazetelerden Cumhuriyet’in o kadar çok çalışanı cezaevinde ki gazete tutuklu çalışanlarının aileleri için haftalık bir cezaevi servisi sağladı” ifadesine yer verildi. l Dış Haberler İlker Yücel tahliye edildi Iğdır’daki temaslarının arından önceki gün gözaltına alınıp tutuklanan Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, dün tahliye edildi. Aydınlık’ın internet sitesinden duyurduğu haberde tahliyenin nedenine ilişkin bilgi verilmedi. Yücel, 2014 yılında yayımlanan “Bakan ve AKP zenginleri için suç örgütü fezlekesi” başlıklı haber nedeniyle Berat Albayrak’ın haberlere ilişkin gönderdiği tekzibin yayımlanmaması üzerine açılan davada 100 bin TL tazminat cezasına çaptırılmıştı. Yücel’in cezayı ödemediği için tutuklandığı, bu paranın ödenmesi halinde tahliye edileceği belirtilmişti. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Sadece adalet bekliyoruzSİLİVRİ CEZAEVİ’NDE TUTUKLU BULUNAN OĞUZ GÜVEN’DEN MESAJ Hiç suçu olmayan insanları soruşturmaya bile gerek duymayacak iddialarla, delili olmayan suçlamalarla, niyet okumalarla tutuklatan tense yargı süreci hızla işliyormuş. Yüzlerce gazeteci hapiste tutuklu. Çoğunun iddi anamesi aylar aylar sonra yazıldı. 56 ay sonrasına cek, başları hep eğik olacak. Bizim için hava hoş. Suçsuz yere ha piste yattığımız onur apoletini büyük savcı ve hâkimler iddianame ve mahkeme süreçlerini mahkeme günü verildi. Hem de haklarında suç diye bir gururla taşıyacağız. Anamız, de keyfi olarak uzatarak ayrı bir ceza yöntemi uygu komik iddialarla. babamız, bacımız, kardeşimiz, luyorlar. Bunun için de OHAL’i bahane ediyorlar. An FETÖ’nün her zaman karşısında olan bizlerin eşimiz, çocuğumuz ve torunu cak örtbas etmek istedikleri konularda talimatlar hız FETÖ’yle 13 yıldır birlikte ülkeyi yönetenlerin he muz başları dik, gururla haykı lı işliyor. Televizyonda Atatürk’e hakaret ettiği için be definde olmamız ya da FETÖ propagandasıy racak adlarımızı. nimle aynı gün (12 Mayıs 2017) tutuklanan Süleyman la suçlanmamız trajikomik bir durumdur. Gün olup Çok şey beklemiyoruz; Yeşilyurt’un iddianamesi 2 günde yazıldı, yargılandı, devran döndüğünde çocuklarınız, torunlarınız siz beklediğimiz sadece adalet. mahkemesi yapıldı ve 20 gün içinde hapisten çıktı. lerin haksızlığınız ve hak yemeleriniz, hukuk tanı Ve vicdanınızın sesine ku Çocuk tacizcisi 59 günde serbest kaldı. Demek ki is mazlığınız ve vicdansızlığınızın utancı altında ezile lak vermeniz. Oğuz Güven Yandaşsan özgürsün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, işlerine dönmek için açlık grevi yaparken tutuklanan akademis yen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’yı yargı kararı olmadan “terö rist” ilan eden iktidara yakın medyaya sahip çıktı. Gülmen ve Özakça’nın yap tığı suç duyurularına takipsizlik kara rı veren savcılık, “Mevzuatımızda yalan haber yapılmasını doğru dan suç olarak kabul eden bir düzenleme söz konu su değildir” dedi. Haber lerin “ülkede yaşanan sü ALİCAN ULUDAĞ rece uygun düştüğü, kötü niyetle hareket edilmediği” savunulan karar da, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhu, in san haklarına saygılı, hukukun üstünlü ğüne bağlı, demokrasi ile beslenen çok sesliliktir” denildi. İktidara yakın Akşam, Sabah, Star ve Takvim gazetesi ile internethaber.com gibi birçok yerde Gülmen ve Özakça ile Acun Karadağ’ı hedef alan ve “terörist” gibi gösteren haberler çıktı. Üç ismin avukatları, bu yayınlar hakkında haka ret, adil yargılamayı etkilemeye teşeb büs, iftira, halkı kin ve düşmanlığı tah rik iddiasıyla suç duyurusunda bulun du. Ankara Basın Savcılığı, suç duyuru suna takipsizlik kararı verdi. Yalan suç değilmiş Bir haberin gerçeğe aykırı olması, suç olarak nitelendirilmesi için tek başına yeterli sebep olmadığı belirtilen kararda, bir haber suç olması için bunun kanunda açıkça suç olarak düzenlenmesi gerektiği öne sürüldü. Hakaret, iftira gibi atılı suçların ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı belirtilen kararda, söz konusu haberlerde hakaret olduğu dolaylı olarak kabul edilirken, şu yorum yapıldı: “Basını, kamunun bekçisi olarak görüp, cezai mahkumiyet ve hapis cezasını ifade özgürlüğü bakımından en tehlikeli kabul eden AİHM’e göre, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı halinde yalanlama, cevap ve düzeltme, tazminat gibi hukuk yollarının kullanılmasına ağırlık verilmesi gerekmektedir. Ceza davasına ancak istisnai hallerde ve ağırlığı itibariyle diğer çözüm yollarıyla halli mümkün olmayan zorunlu durumlarda başvurulabilir.” Kötü niyetleri yokmuş Gülmen, Özakça ve Karadağ hakkında “Terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla dava açıldığı anımsatılan kararda, üç isim hakkında çıkan haberlerin “kötü niyetli” olmadığı öne sürüldü; “Haberlerde, söz konusu açlık grevini yapan müştekilerin yasa dışı terör örgütü DHKPC üyesi oldukları yönünde haber yaptıkları, söz konusu haberlerde ortak illiyet kurulmasının ülkede yaşanan sürece uygun düştüğünden, kötü niyetle ve suç işleme kastıyla hareket edildiği iddiası soyut kalmaktadır” ifadesi kullanıldı. Kararda, Gülmen ve Özakça’nın şikâyete konu haberlerde belirtildiği gibi yasadışı terör örgütü DHKPC üyesi olmak suçundan tutuklandıkları hususu dikkate alındığında, şüphelilerin kötü niyetle ve suç işleme kastıyla hakaret ettiklerine dair haklarında dava açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği iddia edildi. Yüksel Caddesi’nde her gün müdahale KHK’yle ihraç edilenler ve tutuklanan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça için Ankara’da Yüksel Caddesi’nde 208’inci günde de eylem yapmak isteyen kamu emekçilerine polis müdahale etti. Açıklama yapmak isteyen grubun konuşmasına dahi fırsat vermeyen polis, eylemcileri darp edip yerde sürükleyerek uzaklaştırmaya çalıştı. Gruba polis plastik mermi de sıktı. Müdahale sırasında 14 gündür açlık grevini sürdüren tutuklu Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça ise fenalaştı. Müdahale sonrası konuşma yapan öğretmen Acun Karadağ “Haklılığı dünyaya kanıtlanmış bir eylemden çok korkuyorlar” dedi. Bu arada önceki gün 2012’den beri Konur Sokak’ta yaşayan Çorap adlı kedinin de polisin sıktığı yoğun gazdan etkilenerek yaşamını yitirdiği öğrenildi. Ankara Basın Savcılığı, Gülmen ve Özakça’yı terörist ilan eden yandaş gazeteleri “kötü niyetli” bulmadı, Türkiye’nin ruhunun çokseslilik olduğunu belirterek “ifade özgürlüğü” dersi verdi Sboizrdaerlnadrsira Galatasaray Lisesi’nin bu yıl 83. kez gerçekleştirilen Geleneksel Pilav Günü etkinliğinde Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Temsilcisi, gazetemiz yayın danışmanı ve yazarı Kadri Gürsel’in fo toğrafının yer aldığı, altında “Sorarlarsa bizdendir” yazılı tişörtler giyildi. Etkinliğe Gürsel’in eşi Nazire Kalkan Gürsel ve oğlu Erdem de katıldı. Nazire Gürsel daha sonra Twitter hesabından, eyleme ilişkin bir fotoğraf ve “Sorarlarsa Bizdendir. Böyle dedi GS 112 Pilav 2017’de. En güzel eylemlerimizden biriydi. Beni mest ettiniz Galatasaraylılar. #kadrigürsel#gsl” paylaşımında bulundu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Sözcü’de Gülerce izi Cumhuriyet soruşturmasında ifade veren Hüseyin Gülerce, Sözcü’ye düzenlenecek operasyon için savcıya yol gösterdi CANAN COŞKUN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ile çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturmada muhabir Gökmen Ulu, internet sitesi sorumlu yazı işleri müdürü Mediha Olgun ve mali işler müdürü Yonca Yücekaleli gözaltına alınmıştı. Gözaltı kararına 15 Temmuz 2016’da gazetenin internet sitesinde yayımlanan ‘Sözcü Erdoğan’ı buldu” başlıklı haber ile 1 Ocak 2016 tarihli ‘2016 falınız’ başlıklı görsel gerekçe gösterilmişti. Savcılığın 3 gazeteciyle ilgili tutukluluğa sevk yazısında, emniyetin “örgüte üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek” ve “Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırıya yardım etmek” suçlarından fezleke hazırladığı belirtilmişti. Fezlekede “15 Temmuz’da FETÖ/ PDY terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi ile bağlan tılı olarak, saat 16.00 sıralarında gazetenin Cumhurbaşkanının kaldığı yeri ani olarak haber yaptığı” kaydedilmişti. Bunun, “darbecilerle birlikte ve darbe girişimini kolaylaştırmaya yönelik lojistik destek kapsamında yapıldığı” iddia edilmişti. Soruşturma kapsamında Gökmen ve Olgun tutuklanmıştı. Sözcü’yü sıkıştırdı Uzun yıllar Gülen cemaati içinde yer alan, şimdinin yandaş yazarı Gülerce, Cumhuriyet soruşturması kapsamında tanık sıfatıyla ifade vermişti. Gülerce, gazetemize yönelik soruşturmayı FETÖ üyeliğinden sanık savcı Murat İnam’dan devralan savcı Yasemin Baba’ya verdiği 20 Aralık 2016’da verdiği ifadede, “Ben Zaman gazetesinden istifa ederken ‘Zaman artık Sözcü’ye döndü’ ifadesini kullanmıştım. Çünkü Sözcü gibi amansız bir Erdoğan düşmanlığına başlamışlardı. Ayrıca bu hususta Fehmi Koru’nun bilgisine başvu rulmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Çünkü Fehmi Koru Amerika’da Sözcü’nün sahibi olan Burak Akbay’ın Fethullah Gülen’le irtibatlı olduğunu yazmıştı” dedi. Gülerce bu ifadesiyle Fehmi Koru’yu Sözcü soruşturmasında tanık olarak 5 ay önceden işaret etti. Gülerce ifadesinin sonunda da ifade boyunca anlattıklarıyla hiçbir anlam bütünlüğü olmayan şu sözleri kullandı: “15 Temmuz günü Erdoğan’ın Marmaris’te olduğuna dair haberlerin de kesinlikle 15 Temmuz’dan haberi olanların yapabileceği bir haber olduğunu düşünüyorum. Bütünüyle Erdoğan’ı hedef gösteren bir yaklaşım tarzıdır.” İstanbul 8. Sulh Ceza Yargıcı Atila Öztürk, “Gökmen Ulu’nun 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanının yeri, darbeciler tarafından bilinmezken bu konuyu haber yaparak Cumhurbaşkanını coğrafi yer ve konumunu kamuoyu ile paylaştığı” kanaatini tutuklama kararına gerekçe yapmıştı. UMUT IŞIĞINI YAKACAĞIZ Kurtuluş ARI Gezi Parkı Direnişi sırasında Ümraniye’de gerçekleşen yürüyüş sırasında bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş olay yerinde anıldı. Pirsultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Cemevi’nde Mehmet Ayvalıtaş için verilen yemeğin ardından aralarında baba Ali Ayvalıtaş’ın da bulunduğu bir grup,“Gezi şehitleri ölümsüzdür” yazılı pankart açarak olay yerine kadar yürüdü. Burada Mehmet Ayvalıtaş için yapılan saygı duruşunun ardından olay yerine kırmızı karanfil bırakıldı. Baba Ali Ayvalıtaş oğlunun acısının 4 yıldır aynı tazelikte olduğunu belirterek, “Biliyorum hepiniz burada birer Mehmet, Berkin, Ali İsmail, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan ve Fadime Ana’sınız. Bizleri geçmişten bugüne hep öldürdüler. Bu kadar karanlığın, rezilliğin içinde bir umut, ışık varsa o ışığı hep birlikte ortaya çıkaracağız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle