22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Salı 27 Haziran 2017 Çaykovski İstanbul’da Besteci, orkestra şefi ve müzik tarihçisi Emre Aracı’nın yazdığı Çaykovski İstabul’da, Çaykovski’nin 1886 ve 1889 yıllarında iki kere geldiği İstanbul’la ilgili günlüğüne düştüğü notların çev EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: eMİNE BİLGET resinde şekilleniyor. Ünlü bestecinin günlüğündeki bilgileri, dönem kaynaklarından derlediği bilgi ve görsellerle destekleyen Aracı, 19. yüzyıl sonundaki İstanbul’un müzik yaşamına da bir pencere açıyor. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Beyoğlu Sineması kapılarını kapatmıyor EMRAH KOLUKISA Bir süredir kapanıyor, kapanmıyor haberleriyle gündemde yer bulan Beyoğlu Sineması’nın kapanmayacağı kesinleşti. 12 Haziran’da sinema yönetimi tarafından yapılan bir açıklamayla Beyoğlu Sineması’nın kapılarını kapatacağı haberi duyulmuş ve sinema camiası bu üzücü haber üzerine harekete geçerek sosyal medyada bir kamuoyu oluşturmuştu. Sinema yazarı Cem Altınsaray’ın da girişimleriyle yapılan bir seri toplantının ardından salonun geleceğine dair bir umut ışığı doğmuş ve Beyoğlu Sineması’nın yöneticileri kapanma kararı nı askıya almıştı. Yine Cem Altınsaray’ın önderliğinde devam eden görüşmeler sonucu en azından yakın vadede si nemanın kapanmayacağı kesinleşti. Konuyla ilgili görüştüğümüz Altınsaray gazetemize şu Borçları yüzünden kapanma kararı alan Beyoğlu Sineması için hayata geçirilmesi planlanan projeler alacaklıları ikna etti. Sinemaseverlerin de desteğiyle Beyoğlu Sineması kapılarını kapatmıyor. bilgileri verdi: “Bildiğiniz gibi sinemanın aldığı kapanma kararı keyfi değil mecburi bir karardı. Beyoğlu Sineması’nın neredeyse yıllara yayılan büyük bir borcu var ve verilen sözler de bir türlü yerine getirilemediği için dağıtım şirketleri temmuz ayında film vermeyeceklerini açıkladılar. Hal böyle olunca, yani salon film olmadan işletilemeyeceği için böyle bir kapanma kararı alınmıştı. Biz bu geçen iki haftalık süreçte toplantılar yaptık, yakın, orta ve uzun vadede ne ler yapılabileceği üzerine kafa patlattık ve projelerimizi film şirketlerine anlattık. Özellikle kısa vadede bize acil para akışı gerektiği için buna yönelik özel bir proje sunduk ve onları ikna ettik. Temmuz için de film vermeyi kabul ettiler, yani sinema kapanmıyor.” Çözüm ‘sadakat kartı’ Altınsaray’ın sözünü ettiği kısa vadeli proje ise sinemaseverlerin desteğini gerektiren ve ancak herkesin el ele verirse altından kalkabileceği bir çözümü içeriyor. Altınsaray “O kadar çok destek telefonu ve mesajı alıyoruz ki, eğer insanlar bu tavırlarında samimiyse bu işi çözmek mümkün. Bunun için de çok basit proje oluşturduk: Sadakat kartı. Dört farklı kategorinin olacağı bu kartları insanlar gelir durumlarına göre tercih edecekler ve aslında önceden ödeme yaparak istedikleri gibi film izleme olanağına sahip olacaklar. Bunun da ayrıntılarını önümüzdeki günlerde açıklayacağız” diyor. Bu yıl Altın Palmiye için yarıştığı Cannes’da Netflix yapımı olması nedeniyle tartışmalara yol açan “Okja”yı çarşamba ‘Kapitalizm sorunlarımızı katlıyor!’günüTürkiye’dekiüyelerdeizleyebilecek ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Güney Koreli yönetmen Bong Joonho bu yıl Cannes’da yarıştığı “Okja”da küçük bir kız ve genetiği değiştirilmiş devasa bir domuzcuğun dostluğu üzerinden gayet karanlık mevzulara dalıyor, insanın fırsatçılığı, çevresine ve bu nedenle her meselde olduğu gibi diğerine olan zalimliğini, kapitalizmin yıkıcılığını anlatıyor. Bu yıl Altın Palmiye için yarıştığı Cannes’da Netflix yapımı olması nedeniyle tartışmalara yol açan “Okja”yı çarşamba günü Türkiye’deki üyeler de izleyebilecek. Yönetmen Bong Joonho ise kendisine yaratıcı özgürlük veren Netflix’e minnettar, “Kimse bana para ya da iş vermiyor Hollywood’da çünkü yaratıcı özgürlük ve filmimi kendim montajlamak istiyorum. Oysa onlar bu senaryoyu dahi aşırı politik bulup beni istemiyorlar” derken “Snow Piercer” filmin ABDli dağıtımcısı tarafından çektiği acıları hatırlıyor. Gelgelelim umutsuz değil, ideallerinden vazgeçmeye niyetide yok. “Çevreci olmak insani bir duruştur ve gerekliliktir, gösterilmek istendiği gibi saçma bir hassasiyet değil. Genetiği değiştirilmiş gıdalar meselesi ortada, hayvanlara da geçildi. Yani filmim fantastik değil, gayet gerçekçi” diyor ve ekliyor: “Kapitalizm sorunlarımızı katlıyor! Tabii ki hoşluklar da getiriyor Bong Joonho hayatımıza ama aynı zamanda büyük acılar ve mutsuzluklular yaşatıyor. İnsanın insana, hayvana, doğaya ettiği zulmün nedenini anlamıyorum, anlam veremiyorum ve bu nedenle sinema yaparak bu soruları sormaya çalışıyorum” diyor. TIlda SwInton: Aykırı sesler neyse ki hep olacak n Nasıl başladı “Okja”? Büyürken değerlerimizi kaybediyoruz ve ne gariptir ki bizden olgunlaşmamız istendiğinde sıradan olmamız ve sistemin dayattıklarını kabul etmemiz isteniyor. Bu film aksine ideallerimizden vazgeçmemiz gerekmediğini gösteriyor. Yönetmen Bong’un kafasındaki ilk fikir buydu. İlham kaynaklarından birisinin köpeğim Rosy olduğunu gururla söylemeliyim. Dünya tatlısı bir masumiyeti, ihane te uğramışlığın çaresizliği ve çoğu köpek gibi suçluluk duygusuyla karışık duruşu var, tıpkı Okja gibi. Çevreci olmak, diğer canlılara da eşitin gibi davranmak, doğa kurallarına da saygı duymak politik bir tercih gibi gösteriliyor ve insani bir mesele olduğu gözden çıkarılıyor. Yaratıcılık yok edilemez, her zaman asiler olacaktır neyse ki. Yoksa robota benzemeyelim, Maalesef her şey artık bilim kurgu olmaktan çıktı. n Kapitalizmin yıkıcılığının korkunç boyutlarını göstermesiyle film benzerlerinden ayrılıyor. Çokuluslu bir şirketi babasından devralan yönetim kurulu başkanı olarak ‘kötü kadın’ rolünde Trump Amerikası’na gönderme yapıyorsunuz desek ne dersiniz? Sermayenin kötüsü de vardır iyisi de ama kapitalist sistemin tartışılacak tarafları çok elbette. Canlandırdığım aşırı süslü, pembeli ve rüya gibi gelecek vaad eden komik figürü nereden esinlendiğim sır değil ama illa da isim vermek gerekmez. Seçim mitinglerindeki muhafazakâr Cumhuriyetçiler’i izlerken çok eğlendim diyelim. n Netflix tartışmalarına ne dersiniz? Adeta filmin kaderi gibi bir noktaya geldik, inanılmaz! Bakın, biz bu projeyi sadece Hollywood değil dünyanın en Tilda Swinton büyük stüdyolarına gönderdik ve okkalı bir ‘hayır’ yanıtı aldık. Kimi aşırı politik buldu kimisi yönetmene yaratıcılık izni vermek istemedi. Bir yönetmen her şeyden bağımsız bir film yapmak istediğinde gelinen nokta bu ve bence çok vahim bir durum. Bize her türlü yaratıcı özgürlük ve para veren Netflix sayesinde bu film yapılabildi. Sinemanın geleceğini ve olasılıkları konuşalım elbette ama baştan karalamak bence hiç de iyi niyetli olmayan bir dikkat dağıtma ve bizi yönlendirmek oluyor. Her şeye rağmen ideallerimizden vazgeçmememiz gerektiğini hatırlamak gerek. Uluslararası Bilkent Üniversitesi Tiyatro Festivali 1823 Haziran tarihlerinde gerçekleşti. On tiyatro okulundan öğrencilerin oyun sergilediği, yerli ve yabancı uzmanların atölyeler düzenlediği festival, Ankara’da tiyatro dönemini Haziran sonuna ulaştırdı. İstanbul Üniversitesi T. Stoppard’ın ‘Gerçek Şey’, Kadir Has Üniversitesi Dea Loher’in ‘Masumiyet’, Aydın Üniversitesi A. Strindberg’in ‘Baba’, Anadolu Üniversitesi Feridüddin Attar’ın ‘Kuşlar Meclisi’, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tardieu’dan uyarlanan ‘Issız Ada’, Del Valle (Colombia) Üniversitesi Anthony Minghella’nın ‘Whale Music’ (Balina Müziği), Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı da Çehov’un ‘Üç Kız Kardeş’ oyunlarını sundu. Bilkent Üniversitesi’nin ‘Madde 22’, ‘Lefty’yi Beklerken’ ve ‘39. Ba BİLKENT’TE TİYATRO GÜNLERİ samak’ oyunlarından ilk ikisini izleyebildim. J‘Laesfotyn’yHiaBleekimlezrakseıny’la ‘Lefty’yi Beklerken’ Amerikan tiyatrosunun en ünlü örneklerinden biridir. Yazarı Clifford Odets, 1931’de New York’ta kurulan toplumcu Group Theatre topluluğunu oluşturanlar arasındaydı. 1930’larda ivmelenen Amerikan solunun tiyatrodaki bu güçlü temsilcisi, Senatör MacCarthy döneminin ünlü Amerika Karşıtı Eylemler Komitesi’nde sorgulanmış olmasıyla siyaset tarihine de geçmiştir. 1929’da ABD’de başlayıp Batı dünyasını on yıl etkileyen ekonomik bunalım sonucunda, işçi sınıfının alabildiğine ezildiği 30’lu yılların ürünü olan ‘Lefty’yi Beklerken’ (1935) New York’ta geçer. Taksi şoförleri grev aşamasındadır. Önderleri Lefty Castello’nun gelmesini beklerken, yaşadıkları ekonomiketniksiyasal baskıla yıl mezun olan sanat çıların üstlendiği ya pımda, uzmanı oldu ğu Viola Spolin ve Me tod Oyunculuk tekni ğinin meyvelerini top lamıştır. Oyuncuların gördüğü eğitimin ya rarları, hem seyirciyi ‘Madde 22’ oyuna katılmaya ça ğıran toplu sahnele rı, kendi deneyimlerinden sahneler ‘epizod’lar sunarak açıklarlar. Faşist bir saldırıya kurban giden Lefty ise hiç gelmeyecektir. Tıpkı Beckett’in ‘Godot’yu Beklerken’ oyununda ri canlı kılma yönünde, hem de farklı kişilerin öykülerini içeren kısa epizodlardaki ‘yakın çekim’ sahnelerde role hızlıca ısınma becerisi olarak yansıyor. Godot’nun gelmediği gibi... ‘Lefty’yi Beklerken’ ajitprop tiyatronun düzeyli örneklerin Işıl Kasapoğlu son sınıf öğrencileriyle dendir. ‘Geriye dönüş’ (flash Bilkent Tiyatro Bölümü’nde back) tekniğiyle ‘epizod’(tablo) aynı ekiple iki yıl önce de ça oluşturma, ‘yakın çekim’ sah lışmış olan Işıl Kasapoğlu, ar neler yaratma, kalabalıkları tık mezun olma aşamasındaki sahneye aktarma gibi Hollywo gençlerle Joseph Heller’ın çok od sinemasının tiyatroyu esin satan romanından yine yazarın leyen özellikleriyle bezeli, öz uyarladığı ‘Madde 22’ (Catch gün bir Amerikan oyunudur. 22’) başlıklı oyunu sahnele Bilkent Tiyatro Bölümü başka miş. Antimilitarist bir yakla nı Jason Hale, başrollerini bu şımla savaşı ve askerlik koşul larını taşlayan bu kara komedi, II. Dünya Savaşı sırasında İtalya’da görevli bir Amerikan birliğindeki genç bir subayın askerlikten ve ölümden kurtulmaya çalışmasını öykülüyor. Savaş ve askerlik ortamındaki kimi ‘çığrından çıkmışlık’ların da sergilendiği oyunda, Türkçede döngüsel biçimde mantık kullanımıyla ulaşılan her yolun ‘mantıksızlık’ duvarına çarpması anlamına gelen ‘Catch 22’ kavramı bağlamında, askerlikle ilgili kurallar düşünülünce pek de yadırganmayacak, komik ama yerilesi durumlar sergileniyor. Kasapoğlu’nun sahnelerin durmadan değiştiği bir ortamda ‘kara alay’ yaklaşımıyla sahnelediği bence yarım saat kısaltılması gereken oyunu seyirciyle buluşturan genç sanatçılar, aynı yapımla profesyonelliğe adım atacaklarını muştuluyorlar. Sahne 367 adını verdikleri 55 kişilik tiyatro uzamı Reşit Galip Caddesi’nde tamamlanma aşamasındaymış. Darısı bu yıl tiyatro okullarını bitiren tüm gençlerin başına... Edip Akbayram 45’inci sanat yılını kutluyor Anadolu pop ve özgün müzik yorumlarıyla tanınan sanatçı Edip Akbayram, 45’inci sanat yılını temmuz ve ağustos ayında vereceği bir dizi konserle kutlayacak. Edip Akbayram’ın 45’inci sanat yılında ‘Güzel Günler Göreceğiz’ diyerek vereceği ilk konser, 21 Temmuz Cuma günü saat 21.00’de Balıkesir Ayvalık Amfitiyatro’da olacak. Usta sanatçı, ikinci konserini 29 Temmuz Cumartesi saat 21.00’de Balıkesir Altınoluk Amfitiyatro’da, üçüncü konserini ise 19 Ağustos Cumartesi saat 21.00’de ise Bodrum Kalesi’nde verecek. Edip Akbayram’ın konser biletleri Biletix ve konser alanındaki gişelerden temin edilebilecek. Herkes resim çizecek “Ben Bir Küçük Sanatçıyım” dizisini sanatseverlerle buluşturan Hep Kitap, serinin ilk kitabı “Gel Beraber Resim Yapalım”da adım adım çizim tekniklerini anlatıyor. Küçük sanatseverlere Pablo Picasso, Henri Matisse, Jackson Pollock, Bridget Riley gibi dünyaca ünlü ressamların özgün tarzlarının da anlatıldığı kitap, çocukların hayal gücünü geliştirebilmeleri için çizim dolu kapılar açıyor. Anatomi Çizim Dersleri Güzel sanatların temelini oluşturan anatomiye derinlemesine bir bakış sunan Anatomi Çizim Dersleri kitabı ise, daha profesyonel çizerlere hitap ediyor. Usta ressam Andras Szunyoghy’nin yedi yüz ellinin üstünde illüstrasyonunun yer aldığı kitapta, akademisyen György Feher’in bilimsel tanımlamaları da bulunuyor. Anatomi Çizim Dersleri ki tabı ressamlar, grafik tasarımcılar ve anatomiyle ilgilenen herkes için benzersiz bir kaynak. Kitapta insan ve hayvan anatomisinin yanında, portre, figür ve hareket çizimleri de geniş bir yer kapsıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle