27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Haziran 2017 dizi 7EDİTÖR: FARUK EREN TASARIM: İLKNUR FİLİZ 215 gündür özgürlüğünden yoksun... Hepiniz oradaydınız Cumhuriyet dosyasında Meclis eski Başkanlarının katıldığı, Erdoğan’ın danışmanının solistlik yaptığı cemaatin Abant toplantılarını, gazeteci olarak izlemek suç sayıldı Cumhuriyet’i susturma girişiminin 31 Ekim 2016’daki ilk dalga operasyonunda gözaltına alınan Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve yazarımız Aydın Engin’e Emniyett’eki savcılık sorgusunda Abant Platformu Toplantıları’na katılıp katılmadıkları soruldu. Sabuncu’nun bu toplantılara 1 kez, Aydın Engin’in 3 kez katılmış olması, “Gazetenin bazı yazarlarının FETÖ’nün organize ettiği Abant toplantılarına katılmaları” gibi soyut bir ifadeyle tutuklama gerekçesi yapıldı. “FETÖ’ye üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiasına dayanak yapılmaya çalışılan bu suçlamaya ilişkin soruşturma aşamasında da dosyaya somut bir delil konamadı. Ne MASAK ne de ByLock raporunda bu iddialarını destekleyecek bir açıklama yapıldı. Yazarımız Aydın Engin’e yöneltilen suçlama ile ilgili dosyaya konan deliller tüm dosya genelinde olduğu gibi, haber ve köşe yazıları ile Emniyet’in internet ortamında yaptığı açık kaynak taraması oldu. Engin’in delil olduğu iddia edilen 31 Temmuz 2016 tarihli “Cemaatin vitrindekileri” başlıklı köşe yazısında Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinin yurtdışına çıkarak toplantıya katılmamalarını irdelemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: “O toplantıda Cemaatin bir ikisi hariç ağır toplarının, vitrinindekilerin hiçbiri yoktu. Meslek sordurur. Sordum da. Kaçamak cevaplar geldi. Ama yine de pek çok ‘Cemaat yüzü’nün yurtdışına çıktığı da belli oldu. Bu ‘yurtdışına çıkış furyası’ Erdoğan ve tayfasının Cemaat’e çok sert yükleneceği önceden öğrenildi de bir güvenlik önlemi olarak mı uygulamaya sokuldu, yoksa...” gittim. Çünkü ben gazeteciyim. 2015 yılında gazeteci olarak Abant toplantısına gittim. Ancak davetin ne şekilde yapıldığını hatırlamıyorum. Bu toplantı ile ilgili T24 internet sitesinde iki yazı yazmıştım. Bu yazılarda özellikle o dönem Samanyolu’nda yayınlanan dizilerle ilgili eleştirel yazılar yazmıştım. 1.5 gün kalmıştım. Kimsenin ne talimatı, ne tavsiyesi oldu ne de olabilir. Gazeteci olarak izledim ve buradan aldığım bilgileri yazdım. Bir tek Abant Toplantısı baz alınarak buradan bir hareketle ‘sen FETÖ terör örgütüne üyesin’ şeklindeki yaklaşım yanlıştır.” ‘Habercilik yaptım’ Aynı suçlamanın yöneltildiği Aydın Engin ise savcılık ifadesinde şunları söyledi: “Üç Abant toplantısına katıldım. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında gazetenin o zamanki yöneticisi İlhan Selçuk tarafından haber amaçlı gönderildim. İkincisi yanılmıyorsam 2013 yılıydı. AKP ile Gülen cemaati arasında çatışmanın başladığı günlerdeydi. Gene haber amaçlı T24 ve Alman Haber Ajansı adına Akçakoca’daki toplantıyı izledim. Son olarak da 2015 yılındaki toplantıyı Cumhuriyet adına izledim. Bu toplantılarda tebliği sunan, tartışmalara katılanların yer aldığı masada değil gazetecilerin yer aldığı masalarda oturdum ve sadece habercilik yaptım. Yaptığım haberler sözünü ettiğim gazetelerde yayımlandı.” Devlet erkÂnı orada OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın desteklediği Abant Platformu Toplantıları, 1998’den bu yana 34 kez düzenlendi. Güncel ve kültürel nitelikli konuların ele alındığı bu toplantılara her siyasi görüşten gazeteci çağrıldı. Toplantıların devlet kanadından misafirlerine kronolojik olarak bakıldığında katılımın oldukça yüksek olduğu göze çarpıyor. Örneğin, 2003’teki toplantıya katılım TBMM düzeyinde. O dönem TBMM Başkanı olan Bülent Arınç toplantıya gönderdiği mesajında “Çok üzgünüm, program çakışması nedeniyle orada bulunamıyorum ama çok mutluyum, demokrasi adına sizler oradasınız. Bütün içtenliğimle başarılar diliyorum. Aydınlarımıza ve değerli Abant Platformu yöneticileri ne saygılar sunuyorum” diyordu. Aynı toplantıda açılış konuşmala rından birini o dönem Ekonomi Bakanı olan Ali Babacan yaptı. Toplantının göze ilk çarpan katılımcıları arasında AKP’li Burhan Kuzu, Cumhuriyet dosyasının tanığı “gazeteci” Hüseyin Hülerce ve yandaş Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan da yer alıyor. q Burhan Kuzu ve Gülerce müdavim 2004’te Washington’da düzenlenen 7. toplantının Türkiye’nin ve ABD’nin çeşitli üniversitelerinden akademisyenler, parlamenterler, gazeteciler ve araştırmacı katılımcılarının arasında yine Burhan Kuzu ve Hüseyin Gülerce göze çarpıyor. Dikkat çeken isimlerden biri de Sözcü gazetesi soruşturmasında tanıklık yapan gazeteci Fehmi Koru. 2005’teki 8. toplantının katılımcı listesinde müdavimlerden Burhan Kuzu ve Gülerce’nin yanı sıra şimdinin TBMM Başkan vekili Naci Bostancı ve AKP Milletvekili Yasin Aktay’ın da olduğu görülüyor. 2008 yılı katılımcıları arasında dikkat çeken isim ise AKP’li Mehmet Metiner. 2009’daki sazlı sözlü 2009 yılına gelindiğinde Erbil’de düzenlenen toplantının açılış konuşması dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yapılıyor. Arınç’ın ilk cümleleri, “Abant Platformu’nu önemsiyorum, bütün öncelikleri Türkiye’dir, milletimizdir, özgürlüklerdir, demokratikleşmedir, Türkiye’de insanların refah düzeyi daha yüksek bir toplumda yaşamasıdır, hukuk ve demokrasi standardının yükselmesidir” oluyor. Toplantının “Hukuki Çevre” başlıklı oturumunun konuşmacıları arasında şimdi TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olan Mustafa Şentop, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı olan Ahmet İyimaya yer alıyor. Katılımcılardan şimdinin Cumhurbaşkanı Başdanış manı İbrahim Kalın ile ilgili Yeni Şafak’taki yazısında Yasin Aktay şunları söylüyordu: “Saz olunca, gecenin solisti İbrahim Kalın oldu. Khanzad otelin asma katında Ali Bulaç, Haşim Haşimi, İhsan Süreyya Sırma, Altan Tan, Sadık Yalsızuçanlar’la birlikte Harun Tokak’ın motivasyon taktikleriyle gece yarısına kadar Türkçe ve Kürtçe türküler söyledik.” Sadullah Ergin Katılım bakanlar düzeyinde 2010 yılında ise katılımın hükümet düzeyinde olması dikkat çekiyor. Açılış konuşmasını dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin yapıyor. Katılımcılar arasında şu an Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Reşat Petek göze çarpıyor. 2012 yılına geldiğimizde ise dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek, şimdinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP’li Prof. Mustafa Şentop ve Prof. Naci Bostancı’nın katıldığı görülüyor. Cemil Çiçek ‘İyi niyetle yaptık’ Toplantıların müdavimi Kuzu, Mayıs 2015’te yaptığı bir konuşmada, “Abant Platformu” günlerinin “özeleştirisini” yaptı. Kuzu, “Yan salonlarda biz yıllarca Abant Platformu yaptık. Biz iyi niyetle yaptık. Günahıyla sevabıyla biz buradayız. Biz maalesef örgütle çalışmışız. O platformdan o günün şartlarında çok güzel şeyler de çıktı. Laiklik, din devlet ilişkisi gibi hakikaten en zor konuları burada konuya aldık” dedi. Fotoğraftaki Aydın Engin değil Emniyet, savcılığın iddiasının altını doldurma çabası ile internette yaptığı açık kaynak taraması yaptı. Oda TV’de 30 Temmuz 2016’da yayınlanan Şenol Çarık imzalı yazıyı raporuna ekleyen Emniyet toplantıya ilişkin fotoğraflardaki Reha Çamuroğlu’yu Aydın Engin olarak işaretledi. ‘Yaklaşımınız yanlış’ Murat Sabuncu, savcılık ve hakimlik sorgusunda bu suçlamaya ilişkin şunları söylemişti: “Ben 25 yıllık gazeteciyim. Birçok grubun, AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin ve birçok iş dünyası toplantısına gittim. En az 2 bin 5003 bin toplantıya AydınlıkçıFethullahçı işbirliği Soruşturma kapsamında, Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç’ın, 40 yıl içinde bulunduğu Gülen cemaatinde Sızıntı ve Zaman’a yazılar yazan Latif Erdoğan’ın iftiradan öte gitmeyen tanıklıkları, bir dönem Gülen’in en yakınındaki isimlerden şimdinin Yeni Akit yazarı Nurettin Veren’in CNN Türk’te katıldığı programda dile getirdiği iddialarıyla, 7 aydır tutuklu Murat Sabuncu ile Aydın Engin’in gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde katıldığı Abant Toplantıları suçlama konusu yapıldı. Latif Erdoğan 40 yıl cemaatte yer almanın bilgisiyle, şu ifadeleri kullandı: “Abant Platformu isimli çalışmanın yapıldığı dönemde ben hukuk başkanı değildim. Ancak platforma katılacak insanların kim olduğu önceden yönetim kurulu tarafından kararlaştırılıp taslak liste Gülen’in tensibine sunulur. Onun uygun görmediği bir kimse bu toplantıya katılamaz. Ayrıca toplantıya katılanlara huzur hakkı kabilinden bir ödeme yapıldığını da biliyorum. Ancak miktarını bilemiyorum. Aydın Engin’in bu toplantılara da veti ve katılımı da yine Gülen’in uygun görmesi üzerine gerçekleşmiştir. Aksi düşünülemez.” Faraç ise 16 Kasım 2016’da savcılığa verdiği tanık ifadesinde, Cumhuriyet Okurları’nın 2014’te yazarlarımızın Abant toplantılarına gitmesi gibi nedenlerle protesto amacıyla gazeteyi almama ve okumama şeklinde bir boykot başlattığını iddia etti. YARIN: Gazeteci Barış Pehlivan Cumhuriyet soruşturmasını yazdı ‘İfadeleri çelişkili’ Atilla Kart’tan gizli tanığa suç duyurusu Eski AKP milletvekili İlhan İşbilen’in avukatlığını yapan CHP eski milletvekili Atilla Kart, müvekkili aleyhine ifade veren iki gizli tanığın aynı kişiler olduğunu ve beyanlarının yalan olduğunun ortaya çıktığını belirterek suç duyurusunda bulundu. FETÖ lideri Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında “Anayasa’yı ihlale teşebbüs etmek” suçlamasıyla açılan davada dinlenen gizli tanık Bulut’un yalan ifade verdiğini ileri süren Atilla Kart, iki ayrı takma isimle ifade veren gizli tanıkların aslında tek bir kişi olduğunu iddia etti. Gizli tanık ve süreçte iştiraki olan kamu görevlileri hakkında “yalan tanıklık” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunan Kart, İşbilen hakkında ifade veren gizli tanık Güneş ve Bulut’un aynı kişiler olduğunu ileri sürerek müvekkili ile ilgili suçlamalarda yalan beyanda bulunduğunu ve bu durumun kolluk görevlilerinin bilgisi dahilinde olduğunu söyledi. Basına yansıyan bilgilere göre; tanığın çıkar karşılığı iş takibi yaptığına, güvenilir bir kişiliği olmadığına dair ciddi ve somut bulgular olduğunu ileri süren Kart, “Kolluk yetkililerinin bir bölümünün, tanığın bu özelliklerinden istifade ile, kritik bazı dosyalarda, tanığı, kurgu aracı olarak kullandıkları anlaşılmaktadır” dedi. Cumhuriyet ve Sözcü’ye operasyon Kart, suç duyurusunda ayrıca bu tanık üzerinden, bu kez Sözcü ve Cumhuriyet Gazetelerine yönelik olan girişim ya da soruşturma olduğunu da belirterek ‘Bulut’ ve ‘Güneş’ adıyla verilen ifadelerin hiçbirisinde, Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesinin, FETÖ’nün medya ayağı içinde bulunduğuna dair, doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir beyanda bulunulmadığını savundu. Kart şu görüşlere yer verdi: “Hal böyle iken; İstanbul Cumhuriyet BaşsavcılığıBasın Suçları Soruşturma Bürosu Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına göndermiş olduğu yazıda; gizli Tanık Bulut isimli şahsın beyanlarına göre; CumhuriyetSözcü Gazetesinin ele geçirilmesi, bu gazetelere sızılması, Sözcü Gazetesinin FETÖ/PDY ilişkisiyle ilgili olarak diğer bilgi ve belgelerin dosyada bulunması halinde birer örneklerinin gönderilmesi talep olunmuştur. Anılan tanığın Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesine yönelik olarak hiçbir somut suçlaması söz konusu olmamıştır.” l ANKARA Azeri gazeteci gözaltına alındı Bakü yönetimine muhalif görüşleriyle bilinen Azerbaycanlı bir gazetecinin yaşadığı Gürcistan’dan kaçırılarak zorla ülkeye geri götürüldüğü, burada gözaltına alındığı belirtildi. Yolsuzluk, insan hakları konularında çalışmalar yaptığı kaydedilen, bağımsız gazeteci Afgan Muhtarlı’nın 2015’ten bu yana Gürcistan’da yaşadığı, geçen çarşamba günü Tiflis’ten kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldığı, dövülerek zorla Azerbaycan sınırına götürülüp polise verildiği iddialar arasında. Avukatı, mahkemeye çıkarılan Muhtarlı hakkında ön karar olarak yasadışı sınır geçişi ve para kaçırma suçlamasından 3 ay hapis cezası kararı verildiğini duyurdu. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle