25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Haziran 2017 6 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Yayınlama özgürlüğü raporu yayımlandı Türkiye Yayıncılar Birliği, son bir yılda yayınlama özgürlüğü açısından yapılan sorunlu tüm uygulamaları kayda geçirdiği “Yayınlama Özgürlüğü Raporu”nu yayımladı. Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRKYAYBİR), Haziran 2016 Haziran 2017 “Yayınlama Özgürlüğü Raporu”nu yayımladı. Raporun ‘Giriş’ bölümünde 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye tarihinin bütününe olduğu kadar yayıncılık faaliyetlerine de damga vurduğu ve OHAL’in geçen aylarda birkaç kez uzatılmasıyla yargının bağımsızlığının tamamen askıya alındığı, yasamanın fiilen Meclis’in yetkisinden alınıp kanun hükmünde kararnamelerle yürütmenin yetkisine verildiği ifade edildi. Operasyonların kapsamının kısa sürede genişletilerek te rör örgütleriyle ilişkili olmayan tüm muhalif sivil hareketlere ve nihayet hükümetle ve Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili herhangi bir eleştiri dile getiren sade vatandaşlara kadar uzandığı ifade edildi. TÜRKYAYBİR’in 2015 2016 raporunda da gözlemlenen yayınlama özgürlüğü açısından sorunlu tüm uygulamaların sayısı ve şiddetinin bu dönemde arttığını ortaya koyuyor. Raporda yayımlama özgürlüğü konusunda yaşanan tüm sorunlu uy gulamalar; kapatılan yayınevleri, kitap yasakları, suç delili sayılan kitaplar, yazarlara tutuklamalar, davalar ve ihraçlar, yayınevlerine ve kitabevlerine saldırılar, Milli Eğitimde kitap kısıtlamaları, basın özgürlüğünde dramatik tablo, hapishanelerde kitap yasakları ve sosyal medyaya artan baskı başlıkları altında detaylı açıklamalarıyla kayda alındı. Rapor www.turkyaybir.org.tr adresinde okunabilir. l Kültür Servisi Yakından izliyoruz Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals: Tutuklu gazetecilerin durumunu takip edeceğiz Hüsnü Mahalli Mahalli yargıç karşısında Halk TV’de katıldığı TV programındaki yorumları ve Twitter paylaşımlarıyla cumhurbaşkanına hakaret ettiği ve Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağıladığı ve hakaret” ettiği iddiasıyla bir süre tutuklu kalan gazeteci Hüsnü Mahalli yargıç karşısına çıktı. İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Mahalli ve avukatları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı katıldı. Mahalli’ye destekte bulunmak amacıyla CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve gazeteci Ayşenur Arslan da salonda yer aldı. Savunma yapan Mahalli, 40 yıldır gazeteci olduğunu belirterek, “Mesleğim gereği birçok devlet adamı ile görüşme ve tanışma fırsatı buldum. Gördüklerimiz, güvendiğiniz kişilerden edindiğimiz bilgiler ve devlet adamlarının verdiği demeçlerden çıkarak bilgi edinip yazıyoruz. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum” dedi. Mahalli’nin avukatı Turan Aydoğan da AİHM’nin düşünce özgürlüğü ile ilgili çok sayıda kararı gereğince gazeteci olan Mahalli’nin beyanlarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız da şikâyetlerinin devam ettiğini, davaya katılma taleplerinin bulunduğunu söyledi. Yargıç, suçtan zarar görmesi ihtimali ile Erdoğan’ın davaya kabulüne karar verdi. Duruşma 23 Kasım’a ertelendi. l CANAN COŞKUN / İSTANBUL Şansal’a ertelemeli 6 ay hapis Reina saldırısı sonrası sosyal medya paylaşımları nedeniyle sınır dışı edilerek getirildiği Türkiye’de 2 ay tutuklu kalan modacı Barbaros Şansal, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağıladığı iddiasıyla 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı, cezası ertelendi. İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya modacı Şansal ve avukatları katıldı. Çok sayıda arkadaşı da Şansal’a destek olmak için duruşmayı takip etti. Şansal, duruşmadaki savunmasında, suçlama konusu videonun kendine ait olduğunu belirtti. Sadece eleştiri hakkını kullandığını belirten Şansal, videoda kullandığı sözlerle hiçbir şekilde devle tini, milletini veya diğer organlarını aşağılama kastının bulunmadığına dikkat çekti. Cezayı erteleyen yargıç, Şansal’ın yurtdışına çıkış yasağını da kaldırdı. l CANAN COŞKUN / İSTANBUL AB araştırmacı gazetecilik ödülü, araştırmacı gazetecilerin kayda değer başarılarını kutlamayı, desteklemeyi ve Batı Balkan ülkeleri (Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan) ile Türkiye’deki araştırmacı gazetecilik kalitesinin görünürlüğünü geliştirmeyi amaçlıyor. Hazal Ocak Müzeyyen Yüce Serbay Mansuroğlu Avrupa Birliği desteğiyle Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’ün düzenlediği Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu. Gazetemiz çevre ve kent muhabiri Hazal Ocak, “Genç Gazeteci” kategorisinde ödüle layık görüldü. Törende AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals, “Hapisteki gazetecilerin durumunu yakından takip ediyoruz. Davalarını da izleyeceğiz” diye konuştu. İstanbul Taksim’deki Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleşen ödül töreni, AB Türkiye Delegasyonu temsilcisi Gabriel Munuera Vinals’in konuşmasıyla başladı. Vinals, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerden bahsederek “Önümüzdeki yıl onların da olacağı geniş bir salonda ödül töreni hayal ediyorum” dedi. Bağımsız jüri... Profesör Arzu Kihtir’in başkan lığında Hasan Cemal, Tuğrul Eryılmaz, Fikret İlkiz ve Çiğdem Genç Gazeteci ödülü Ocak’a Toker’den oluşan bağımsız jüri, birincilik ödülünü Antalya Körfez gazetesinde yayımlanan ve sokağa çıkma yasakları uygulanan illerden izlenimler ve röportajlar aktaran “Nusaybin’den Cizre’ye geleceği kuşatılan çocuklar” başlıklı haberiyle Müzeyyen Yüce’ye verdi. Yüce konuşmasında “Nusaybin ve Cizre’nin İyi Araştırmacı Gazetecilik Ödülü Genç Gazeteci kategorisinde ise ödül, “Bir Orman İki Ülke” haberiyle gazetemiz muhabiri Hazal Ocak’a verildi. Bu ödül ilk kez çevre temalı bir habere veriliyor. Ocak, “Istranca Ormanları buzul çağını atlatan dünyanın en önemli ormanlarından. Bulgaristan’da yasayla korunurken bizde durum farklı. Bulgaristan’da ormana sigara izmariti atmanın bile ağır yaptırımları var. Biz ise Istranca Ormanlarını taşocaklarıyla, santrallarla anılır hale getirdik. Ödülü bu yüzden çok anlamlı buluyorum ve Istrancalar adına alıyorum” dedi. sokaklarında dolaşırken neden bu mesleğe başladığımı hatırladım” dedi. İkincilik ödülü “Karaman’da 45 Öğrenciye Tecavüz” haberiyle BirGün gazetesi muhabiri Serbay Mansuroğlu’na gitti. Mansuroğlu “Çocukların daha güzel, daha özgür, daha adil bir ülkede yaşaması için mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL \ Cumhuriyet Gabriel Munuera Vinals Polis, devlet otoritesini sağlamak için saldırmış CANAN COŞKUN Cumhuriyet gazetesinin tutuklu 3 avukatı nezdinde hukuksuzluklara karşı başlatılan Adalet Nöbeti’nin katılımcısı 8 avukat hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturmaya dayanak yapılan tutanakta avukatlara “devlet otoritesinin sarsılmaması” için “müdahale edildiği” belirtildi. Polis tutanağında, ayak ve burun kıran orantısız müdahaleye dayanak yaratabilmek için şöyle denildi: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emri ve talebi gereği ayrıca İstan bul Adalet Sarayı içerisinde huzur ve sükunun sağlanması, adliyedeki mahkemelerin gürültü ve benzeri şekilde rahatsızlık vererek aksamaması ve adliyeye gelen vatandaşların adliye içerisinde eylemci grubu görerek devlet otoritesinin sarsılmaması için adliye binası içerisindeki gruba müdahale edilmesi gereği hasıl olmuştur.” Gazetemizi susturma amaçlı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan avukatlarımız Akın Atalay, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör nezdinde haksızlığa uğrayan herkes için hukuk ve adalet talebi ile 6 Nisan’da İstanbul Adliyesi’nde avukatlar tarafın dan “Adalet Nöbeti” başlatılmıştı. Nöbete polis gaz kapsülleri ve kalkanlarla müdahale etmişti. Müdahale sırasında Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil’in burnu, avukat Erkan Ünüvar’ın ayağı kırılmıştı. Avukatlar Diren Yeşil, Kemal Aytaç, Erkan Ünüvar, Hatice Nur Gök, Özge Serdar, Anıl Başoğlu, Kıvanç Kayaoğlu ve Sevinç Sarıkaya da gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 8 avukat hakkında şüpheli sıfatıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca soruşturma başlatıldı. l İSTANBUL 9. NÖBET Tutuklu avukatlarımız nezdinde hukuksuzluğa karşı çıkmak için başlatılan Adalet Nöbeti bu hafta 9. kez tutuldu. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ndeki dünkü nöbete CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazeteci Hüsnü Mahalli, modacı Barbaros Şansal da katıldı. Bir kaplumbağa asabiyeti: ‘Survivor Sabriye’ Türkiye ve dünyada kickboks şampiyonluklarıyla “Ünlüler” kategorisinden Survivor 2017’ye dâhil olmuş Trabzonlu Sabriye Şengül’ün aylardır süren realiteyarışma programında tek ayırt edici vasfı var: Başarısızlık. Buna rağmen müthiş taraftar kitlesi oluştu Sabriye’nin ve parkurlarda kelimenin tam anlamıyla nal toplarken ekran karşısındaki seyirciden muazzam oy toplaması söz konusu onun… Sabriye sadece parkurlarda fiziksel açıdan dökülmekle kalmıyor, zihinsel kapasite gerektiren noktalarda da fantastik bir zafiyet içinde. Mesela şovun kelimebulmaca oyununda (“Anlat Bakalım”) “İğnenin büyüğüne ne denir” sorusuna “büyük iğne”; “Evde kalmış kıza ne denir” sorusuna da “evde kalmış” cevaplarını veriyor!.. Parkurlarda herkes canını dişine takmış koşarken Sabriye’yi (hadi koşar adım yürürken demeyelim!) yürür adım koşarken izliyoruz. Bir kaplumbağa temposunda… Fakat o, parkurdışı alanda (“bench”te) diğer yarışmacılarla mücadelede müthiş asabi bir yırtıcılık içinde. Özellikle de karşıdaki “Gönüllüler” takımının gözde kızı (“Miss Turkuaz Germany” güzellik yarışması birincisi) “Almancı” Berna (Keklikler) ile amansız bir rekabet ve çekişmede Sabriye. Kendi takım arkadaşı ve takımiçi gruplaşmada “partner”i milli boksör Adem Kılıççı üzerinden (Adem’in Berna’ya ilgisi olduğu hezeyanıyla) bir kıskançlık, daha doğrusu “kıskançlık şovu” sergiliyor. Tabii Berna da kendisine yönelik bu hissiyatı (Adem’e değilse de) Sabriye’ye karşılıksız bırakmıyor. O yüzden Survivor 2017’nin şu ara seyri en cazip kılan kesitleri, Sabriye’nin Berna ile “çemkirdek” olduğu anlar. Onları böyle görünce acaba Acun yarışmadışı düzenlediği futbol, voleybol maçlarından sonra Berna ile Sabriye’ye bir çamur güreşi de yaptırır mı diye düşünmeden de edemiyorum!.. Bu sıraladıklarım bile Sabriye’nin o paradoksal, “Başarısızsan da kazanırsın” durumunu açıklama yolunda ipuçları veriyor aslında. Sabriye sinirli ama sevimli, sarsak ama sempatik, şapşik ama seyre gelir bir yarışmacı. Fakat bir başka faktör daha var Sabriye’ye kazandıran. Şu ara yerlilikyabancılık, muhafazakârlıkmodernlik, İslamcılıkBatıcılık kutuplaştırmaları doğrultusunda İbn Haldun’la bağlantılı olarak gündeme gelen “asabiye” yahut “asabiyet” faktörü bu. (Görüyorsunuz, bir doz “Acunsal enerji” tableti alıp Survivor uykusuna dalalım desek de “dinbazlık” peşimizi bırakmıyor!) “Asabiye” kısaca körü körüne aidiyet duygusu olarak tanımlanabilir. Öyle ki kendinizi ait hissettiğiniz toplumsal birim; aile, sülale, kabile, kavim, millet, din, mezhep ya da hemşeri grubu içinden biri, birileri yanlış, haksız, başarısız olsa bile onu sorgusuzsualsiz korumak, savunmak, desteklemek durumundasınızdır. “Asabiyet”, bunu gerektirir. Trabzonlu Sabriye, baştan beri tüm eksiklik, yetersizlik ve başarısızlığına rağmen bir “Karadenizlilik asabiyesi” ile de büyük destek buldu. Elbette bunu takım arkadaşları tarafından yetersizliği nedeniyle dışlanma, horlanma gibi motifler de besledi. Takım içinde tek dayanağı Adem tarafından dillendirilip seyirciye de sirayet ettirilen bu mağduriyet algısı, buna bağlı acıma hissi ve aynı doğrultuda Sabriye’nin kendini acındırma stratejisi, daha geniş bir kitlesel destek potansiyeli oluşturdu. Oylamalarda da bu potansiyelin fiili karşılığı görülmekte. Böylece Sabriye her hafta eleme potasına girse de seyirci desteği ile adada kalmaya (“survive” olmaya) devam etti. En son, ona nazaran hem çok başarılı, hem de ünlü bir yarışmacıyı, “Havuç Furkan”ı (Kızılay) eledi. İlaveten, daha meşhur ve daha da başarılı İlhan (Mansız), Serhat (Akın) ve Sema (Aydemir) için de ciddi tehdit haline geldi. Evet, klişeyi biz de tekrar edelim: Survivor, sadece performans değil. O, “performatif” olduğu kadar psikolojik de bir mücadele. Ve dahi bu psikolojik mücadelenin derininde, dibinde, kökünde bir “kültürel” mücadele… Güçsüz de olsanız, beceriksiz de olsanız, sinirleriniz zayıf da olsa bunlar Survivor’da kaybedeceğiniz anlamına gelmiyor. Yani asabi iseniz sorun yok; yeter ki “asabiye”niz de olsun!.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle