23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Haziran 2017 4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ HDP’den heyet önerisi ‘Haddini bil Tarkan zeytin senin neyine!’ Bizim topraklarımız zeytin ve zeytinyağının anavatanıdır, ama ne yazık ki bu nimetin kıymetini, hatta kimi bölgelerde hiç kullanılmadığı da düşünülürse, tadını bile yeterince bilmeyiz. Gerçekten kişi başına yıllık zeytinyağ tüketimi, Yunanistan da 24, İspanya ve İtalya’da 14, Portekiz Lübnan ve Suriye’de 8 litre olmasına karşın bizde ancak 2 litredir. Yüzyılın bitkisi olarak nitelenen, kutsal kitaplarda yeri olan zeytinin yeterince değerini bilmeyen Türkiye’de son yıllarda, bin yıl ömrü olan bu ağacın önemi az da olsa kavranmış, 2000’lerin başında sayıları 100 milyon olan zeytin ağacı miktarı 169 milyona yükselmiştir. Buna rağmen, hâlâ zeytin ve zeytinyağı tüketiminde, üretiminde, üretim verimliliğinde diğer Akdeniz ülkelerinin gerisindeyiz. 2013 14 yılında İspanya 1 milyon 537 bin, İtalya’da 450 bin, küçücük Yunanistan’da 230 bin ton zeytinyağı üretilirken, Türkiye’de bu rakam 180 bin tonda kalmıştır. HHH Türkiye’de zeytin ve zeytinyağ üretimindeki gerilik üretimin her aşamasını kapsamaktadır. Her şeyden önce, Türkiye’deki zeytin üretim alanlarının yüzde 90’ı sulanamamaktadır. Ağaç başına verim, İtalya ve İspanya’nın üçte biri oranındadır. Modern zeytin toplama teknikleri bu ülkelerdeki kadar yaygınlaşmamıştır. Üretimin kalitesi de düşüktür. Marka yaratılamamış olup, paçal mal satılmakta ve katma değer kaybına uğranmaktadır. Zeytinyağın diğer nebati yağlarla paçal edilerek satılması kayıplara, talebin düşmesine yol açmaktadır. Kısacası zeytin ve zeytinyağı tüketiminden, üretiminin ve işlenip, pazarlanmasının bütün aşamaları süresince çözüm bekleyen büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Oysa zeytincilik hem ülke ekonomisi, hem üretici açısından kârlı, nispeten az mihnetli gelişme potansiyeli büyük bir üründür. Ülkede iktidarların konunun önemini kavrama temposunun kamuoyunun bu yöndeki bilinçlenme düzeyinin gerisinde kaldığından yakınılırken, bütün tarımı hoyratça talan eden AKP iktidarı, sanayi tesisi ve madencilik bahanesiyle, zeytinliklere göz diken ve zeytin üretim alanlarını azaltan girişimlerin önünü açmış bulunmaktadır. Son olarak, yine zeytinliklere yönelik tasallutların önünü açan bir düzenleme, içinde yaşadığımız dönemin alışkanlığına uygun olarak bir torba yasa içine sokuşturularak hayata geçirilmeye çalışıldı. Basın ve kamuoyu bu konuda övgüye değer bir duyarlılık gösterdi. Zeytine tasalluta gelen tepkiler sonunda, AKP tasarının görüşülmesinin ertelenmesine karar verdi. Tepki gösterenlerden biri de pop star Tarkan’dı. Tarkan, “Dünya Çevre Günü” başlığıyla Eken Güven isimli kullanıcının Instagram’da yazdığı fotoğraf ve yazıyı paylaşırken, “zeytin ağaçları Anadolu’nun hazinesidir, belleğidir; rant için zeytinlere kıymayın!” demiş. HHH Bilim ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Tarkan’ın tepkisine çok kızmış ve şu sert çıkışı yapmış: Tarkan’ın zeytinlikleri mi varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri? Ardından da eklemiş: Tarkan’ın şarkılarını seviyoruz. Tarkan şarkılarını söylesin! Yani Sayın Bakan özetle Tarkan’a “Ey Tarkan haddini bil, zeytin senin neyine!” diyor. Zavallı Tarkan bir an için vatandaşlığının, kendisini ülkesinin sahibi yaptığını zannetmiş ve bir sorun hakkında görüşünü açıklama hakkı olduğunu düşünmüş ki bunun da biat rejiminde hiç yeri yoktur. Biat rejiminde, yazar zülfü yare dokunmadan kitabını yazar, gazeteci iktidarın istediği algıyı yaratacak haberi üretir, yorumcu yağcılığını yapar, futbolcu futbolunu oynar, madenci toprak altında can verir, asker vatan için şehit olur, ülke sorunları hakkında ne konuşulup nasıl çözüme varılacağına ise yalnızca iktidar karar verir. Bu ortamda Tarkan’a düşen de şarkısını söyleyip, sonrasında haddini bilmektir ve Sayın Bakan’ın fırçası üzerine verilecek de bir tek cevabı kalmaktadır: Oynama şıkıdım, şıkıdım!.. Devlet Bahçeli’den sert tepki ‘Adaletten kaçmak için damat mı olmak lazım?’ MHP lideri Devlet Bahçeli, Twitter üzerinden Bülent Arınç’ın damadının tahliyesine tepki gösterdi. Bahçeli, karne günü olması dolayısıyla Kadir Topbaş’ın damadının ardından Bülent Arınç’ın damadının da tahliye edilmesine ilişkin “Mesela adalet karnemize bakalım; adeta damatların kalemiyle kapkara kesilmiş durumda. Kayırma, arkalama, hatır almış başını yürümüş halde. Adaletten kurtulmak için ille de meşhur ve mevki sahibi birisinin damadı, yakını, akrabası, onu bunu mu olmak lazım? Madem bir kişi suçsuz, niye tutuklanır? Hadi tutuklandı, niye bırakılır?” diye sordu. Kılıçdaroğlu ‘Düşünce özgürlüğüne sınır getirilmeyen Türkiye istiyoruz’ dedi MAHMUT LICALI / İKLİM ÖNGEL HDP, tutuklu milletvekillerinin haklarındaki dosyalarla ilgili CHP’nin bir heyet aracılığıyla vekiller hakkında oluşturulan olumsuz algının incelenmesi talebinde bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından “Biz düşünce özgürlüğüne hiçbir sınır getirmeyen, düşüncelerini açıkladı diye hapishanelerinde milletvekillerinin, gazetecilerin, aydınların olduğu bir Türkiye de istemiyoruz” dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dün 16 Nisan referandumunun ardından teşekkür görüşmeleri kapsamında HDP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu başkanlığındaki heyette, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Sözcüsü Bülent Tezcan ve Genel Başkan Başdanışmanı Cemil Erhan yer alırken, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay başkanlığındaki heyette ise TBMM İdare Amiri Sırrı Süreyya Önder, HDP Sözcüsü Osman Baydemir ve MYK üyesi Fatma Kurtulan yer aldı. HDP Genel Merkezi’ne gelişinde Kılıçdaroğlu’nu HDP’li Önder kapıda karşıladı. Tablo diyaloğu Görüşme, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın odasında gerçekleşti. Görüşmenin başında Kılıçdaroğlu’nun, Demirtaş’ın odasındaki bir tabloyu sorması üzerine Önder’in “Burası tutuklu Eş Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın odası. Bu resim kendisine hediye edilmişti” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu da tabloyu “Hakkâri’de Bir Mevsim” filmindeki bir sahneye benzettiğini söyledi. Edinilen bilgiye göre, CHP ile HDP arasında bir saat on dakika süren görüşmede ağırlıklı olarak tutuklu milletvekillerinin durumu ve 16 Nisan sonuçları ele alındı. HDP heyeti; 16 Nisan referandumunun ardından toplumda “evet” ya da “hayır” üzerinden hareket etmek yerine evet oyu verenlerden demokratik değerlere bağlılığı olanları da kapsayacak “demokrasi blokunun” üzerinden hareket edilmesinin daha sonuç alıcı olacağını dile getirdi. HDP Sırrı Süreyya Önder Serpil Kemalbay Kemal Kılıçdaroğlu Hapiste vekil istemiyoruz Görüşmenin ardından açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Kemalbay, “Özellikle 16 Nisan meşru olmayan anayasa referandumundan sonra demokrasi güçleri açısından ortak bir mücadele anlayışıyla yan yana gelişinin özellikle partilerin bir diyalog içinde olmasının çok büyük bir önemi ve anlamı var” de di. HDP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra dokunulmazlıkların kaldırılması ve HDP’ye yönelik siyasi soykırım operasyonlarının yapıldığını söyleyen Kemalbay, “Umuyorum ki bu yan yana gelişler başta cezaevindeki milletvekillerimiz, eş genel başkanlarımız ve siyasi soykırım operasyonları kapsamında tutuklu bulunan partilile rimizin özgürlüklerine kavuşmasına, demokrasi anlamında da bir yol kat edilmesine de hizmet eder” diye konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise “Düşüncelerini açıkladı diye hapishanelerinde milletvekillerinin, gazetecilerin, aydınların olduğu bir Türkiye de istemiyoruz” diye konuştu. heyeti milletvekillerinin tutuklanması ve Türkiye’nin üçte birinde yerel seçim sonuçlarının iptal edilmesine neden olan bir durum yaşandığını; bunun demokrasi değeriyle bağdaşmadığı ve “irade gaspı yaşandığını” dile getirdi. HDP heyeti milletvekillerinin tutuklanmasına ilkesel olarak karşı çıkmanın sosyal demokrat olmanın asgari bir gereği olduğunu ifade etti. HDP heyeti ilkesel olarak birlikteliğin buradan başlayabileceğini vurguladı. Edinilen bilgiye göre görüşmede demokrasi vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: “20 Temmuz’da yapılan bir OHAL darbesiydi. Demokrasi bütün boyutlarıyla ortadan kaldırıl dı. Böyle bir iklimde referanduma gittik. Bütün devlet baskısına rağmen toplumun en az yüzde 50’si demokrasiden yana tercih yaptı, ‘hayır’ dedi. Dolayısıyla esas referandum 2019’da yapılacaktır. Türkiye’nin tüm temel sorunları, demokrasi ortak paydasında buluşularak çözülebilir.” Görüşme sırasında parlamento üyelerinin algı operasyonlarıyla tutuklandığını ifade eden HDP heyeti, “Milletvekillerimiz tutuklandı. Hiç dosyalarına baktınız mı? Dosyaların içinde, bir tekinde bile şiddet, şiddeti özendirme yok. Tamamı Meclis konuşmaları ve bu konuşların dışarıda da tekrarlanmasından oluşuyor” görüşünü dile getirdi. Edinilen bilgiye göre HDP heyeti, Kılıçdaroğlu’na tutuklu milletvekilleriyle ilgili CHP bünyesinde bir hukuki heyet kurularak vekillerle ilgili bütün dosyaların incelenmesi önerisinde bulundu. Bunun üzerine CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, bu konuda görüşmede yer alan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan’dan not almasını talep ettiği öğrenildi. Görüşmede Kılıçdaroğlu, Edirne Cezaevin’de tutuklu olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın durumunu sorarken, “Vekil arkadaşlarımızı görüşmesi için gönderiyorum” dedi. Bunun üzerine HDP heyeti ise “Sizin ziyaret etmeniz daha anlamlı olur” görüşünü bildirdi. l ANKARA Damat adaleti ALİCAN ULUDAĞ Türkiye’de onlarca gazeteci, yazar, akademisyen ve siyasetçi “kaçma şüphesi” nedeniyle tutuklu yargılanırken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın ardından, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın FETÖ üyeliğinden tutuklanan damadı Ekrem Yeter de tahliye edildi. 3 gün tutuklu kalan Yeter, “sabit ikametgâh sahibi olduğu” gerekçesiyle serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkış yasağı konulan Yeter’e adli kontrol hükümlerinin uygulanması yeterli görüldü. Kavurmacı’nın ardından Yeter’in de tahliye edilmesi, gazetecilerin neden halen tutuklu yargılandığı sorusuna neden olurken, kamuoyu tepkisi sosyal medya üzerinden yağdı. Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter, 5 Haziran günü Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklandı. Yeter hakkında gizli tanık “Efe” olarak bilinen eski savcı Bayram Bozkurt’un ifadeleri tutuklanmasında etkili oldu. Yeter’in avukatı Yakup Erikel, 7 Haziran’da tutukluluğa itiraz etti. Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimi Ali Keleş, 8 Haziran’da verdiği tek sayfalık kararla Yeter’in tahliyesine hükmetti. Yurtdışına çıkış yasağı konulan Yeter’in her hafta pazar günleri karakola imza atmasına karar verildi. Kararın gerekçesinde, “İncelenen tüm dosya kapsamı mevcut delil durumu, şüpheli Ekrem Yeter’in sabit ikametgâh sahibi oluşu ve tutuklama tedbirinden beklenen faydanın adli kontrol tedbiri ile sağlanılacağı kanaati” gösterildi. Kararın ardından Yeter, Sincan Cezaevi’nden bırakıldı. 8 Eylül 2016’da FETÖ üyeliğinden Gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler, ev hanımları ‘kaçma’ şüphesiyle tutuklu yargılanırken, Topbaş’ın damadının ardından Arınç’ın damadı da tahliye edildi. Ekrem Yeter Bülent Arınç tutuklanan Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı, 18 Nisan’da özel hastaneden alınan sağlık raporu üzerine tahliye edildi. Üstelik raporu yazan doktor, Kavurmacı’yı muayene etmeden teşhis koydu. TUSKON iddianamesinde sanık olan Kavurmacı hakkında 15 yıla kadar hapis istendi. Topbaş ve Arınç’ın damatları tahliye edilirken, cezaevlerinde yüzlerce muhalif tutuksuz yargılama bekliyor. Türkiye’de 160 gazeteci çeşitli gerekçelerle şu an tutuklu. Bunlar arasında Cumhuriyet gazetesinin 13 yazar ve yöneticisi de cezaevinde. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör 223 gündür özgürlüklerinden yoksun. Ahmet Şık 162 gündür tutukluyken, Yunus Emre İper 65, Oğuz Güven 26 gündür içeri de. Cumhuriyetçiler, “delillerin henüz toplanmadığı, kaçma şüphesi, atılı suçun ağırlığı, adli kontrolün yetersiz kalacağı” gerekçeleriyle tutuklu yargılanıyor. Cumhuriyetçilerin hâkim karşısına çıkacağı ilk tarih ise 24 Temmuz. Güven’in tutuklanma gerekçesi “Kuvvetli suç şüphesi, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, delillerin toplanmadığı” iddiası oldu. Siyasetçiler de tutuklu İşlerine dönmek için açlık grevi yaparken “örgüt üyeliğinden” gözaltına alınan Nuriye Gülmen ve Semin Özçakça, “tutuklanmamaları halinde adaletin işleyişine zarar verecekleri” iddiasıyla tutuklu. Arasında Selahattin Demirtaş’ın bulunduğu 10’un üzerinde HDP’li vekil, çok sayıda belediye başkanı ve parti yöneticisi tutuklu yargılanıyor. Darbe davasında MİT’e sorular SELAHATTİN GÖKATALAY 15Temmuz darbe girişimiyle ilgili Malatya’da dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti’nin de aralarında yer aldığı 76 sanıklı davada mahkeme MİT’ten bilgi istedi. Davanın tutuklu sanıklarından Binbaşı Eyüp Kök’ün Avukatı Bayram Özcan, duruşmada söz alarak “İddiaya göre; Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılan ması içinde yer aldıkları gerekçesiyle 1170 asker hakkında dosya hazırladı. Genelkurmay Başkanlığı ile koordineli olarak hazırlanan liste, 18 Temmuz’da soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilecek, böylece adli işlem de başlatılmış olacaktı. FETÖ mensupları, böyle bir listenin hazırlandığını öğrendiğinde 15 Temmuz’da darbe girişimini başlattı. Böyle bir iddia var. Bu bilgi nasıl sızdırıldı? Listede kimler vardı? Listede olup yargılanmayan var mı? MİT bu bilgiyi kimlerle yahut hangi kurumlarla paylaştı? İstihbarı bilgiler içinde darbeye teşebbüs edecekleri var mıydı? Bunu önlemek için ne gibi tedbirler alındı? MİT’in bilgilendirdiği savcı şu anda görevde mi?” diyerek görüş alınması talebinde bulundu. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, ara kararında MİT’in 15 Temmuz öncesi hazırlamış olduğu subaylar dosyasından dolayı darbe girişiminin öne alınması ile ilgili iddianın MİT’ten sorulmasını da kararlaştırdı. DOĞAN HEPER YAŞAMINI YİTİRDİ Eski Milliyet Genel Yayın Yönetmeni ve gazetede ‘Not’ köşesinin yazarı Doğan Heper, dün 80 yaşında tedavi gördüğü Florance Nightingale Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Heper, geçirdiği ikinci beyin kanaması nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu. Heper’in anılarını topladığı “Milliyet’te 50 Yıl” adlı kitabı 2016 yılında Doğan Kitap tarafından yayımlanmıştı. ‘Memuriyette iki emekliliğe denk geliyor’ dediği 53 yılını Milliyet’te geçiren duayen kalem Doğan Heper, geride binlerce yazılık bir külliyatla basın tarihine geçen bir hayat öyküsü bıraktı. İtirafçı oldu cezası ertelendi Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ davasında itirafcı olan örgütün “polis imamı” Yaşar Öztürk, 1 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırıldı. Bu ceza da ertelendi. İtirafları ile 51 örgüt mensubunu deşifre eden Öztürk, “2015’te cep telefonlarımıza yanlış pin kodu girildiğinde fabrika ayarlarına döndürecek şekilde program kurdular” dedi. l DHA Diyarbakır Valisi Aksoy tanık olacak Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’un, darbe girişiminden sonra tutuklanan eski İl Jandarma Komutanı Albay Hasan Ceyhun Keleş’in yargılandığı davada tanık olarak dinlenilmesine karar verildi. Keleş, “Olay gecesi Vali, Emniyet Müdürü ve MİT Bölge Başkanı ile görüşmelerim var. Bu kişiler dinlensin. Vali darbe ile ilgili ilk bilgileri benden aldı. Bu yapı ile olan ilişkimi ayrıntılı anlattım” dedi. Mahkeme de söz konusu kişilerin dinlenmesine karar verdi l DHA ByLock’çu 12 vali sorusu büyüyor HaberTürk yazarı Fatih Altaylı’nın bir savcının ifadelerine dayandırarak görevdeki 12 valinin ByLock kullanıcısı olduğu ama haklarında işlem yapılamadığı yönündeki iddiası, AKP’ye yakın yazarlarda da tepki uyandırdı. Hükümete yakın yazarlar, “Ama yetti artık” tepkisini gösterirken AKP’li Metin Külünk, “Eş, dost, akraba diyerek susanlar bilsinler ki; 249 şehidimizin aziz hatırasına ihanet içindeler” dedi. Başbakan Yıldırım ise “Mücadelede Hiç müsamaha, gevşeme yok” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle