03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Mayıs 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘AKlama raporu’ haber 5 Reşat Petek’in açıkladığı 15 Temmuz taslak raporunu değerlendiren CHP’liler, sonucun sadece AKP’yi aklamaya yönelik olduğunu söyledi TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Aykut Erdoğdu, Aytun Çıray, Zeynel Emre ve Sezgin Tanrıkulu, geçen hafta Komisyon Başkanı Reşat Petek tarafından açıklanan taslak raporun ‘aklama, gizleme ve saklama raporu’ olduğu tespitinde bulundu. CHP’li üyeler, komisyon raporuna ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Aykut Erdoğdu, taslak rapora ilişkin CHP’nin tespitlerini şöyle açıkladı: n Rapor, ‘kontrollü darbe girişiminin’ siyasi ayağını saklama ve günahsız kişi ve kurumlara iftira raporudur. n Raporla vefat etmiş ve kendisini savunma ihtimali olmayan Süleyman Demirel, Turgut Özal, Kasım Gülek, Vehbi Koç ve Bülent Ecevit gibi isimlerin hatırası kirletilmeye çalışılmıştır. n Darbe girişimi ile ilgili AKP’nin siyasi sorumluluğunu ima edebilecek bilgi kırıntıları dahi rapordan çıkarılmıştır. n Raporda darbe girişimi ‘engellenemez bir doğal afet’ gibi sunulmaya çalışılmış, siyasi ve idari sorumluluklar gizlenmiştir. n ‘Yarım asırlık örgüt’ vurgusuyla sorumluluk AKP öncesi hükümetlere bırakılmaya ve 2002 öncesi devlete gizlice sızan Gülen cemaatine 2002 yılı sonrası bilinçli olarak devletin teslim edilmesi gizlenmeye çalışılmıştır. n Raporda, Gülen cemaatinin yabancı gizli servislerle bağlantısı güçlü bir biçimde vurgulanmış ancak bu bağlantı önceden bilinmiyormuş havası yaratılmıştır. n Raporda sayfalar boyunca Gülen cemaatinin hiyerarşik yapısı anlatılmış ve bu durumun daha önceden bilinmediği havası yaratılmaya çalışılmıştır. ‘AKP sadece iki cümle’ n Raporun 181185 sayfaları arasında Gülen cemaatinin siyasi ayağına değinilmiş ve bu bölümde Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit gibi isimler açık veya gizli şe Akar’dan gecikmeli yanıt Petek: Cevabın geç kalması kurye hatası Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun kendisine gönderdiği sorulara aylar sonra komisyon raporunun açıklanmasının ardından yazılı olarak yanıt verdi. Hassasiyet nedeniyle Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı AKP’li Reşat Petek, Akar’ı komisyona davet etmediklerini söy leyerek Türkiye’deki mevcut hassasiyetler nedeniyle yazılı bilgi istediklerini söyledi. Orgeneral Akar’a yönelttikleri sorulara ilişkin söz konu su cevap metninin komisyonlarına iletildiğini bildiren Petek, kısa süre içinde komisyon üyeleriyle paylaşacağını bildirdi. Önce komisyon üyelerine Petek, katıldığı canlı yayında Orgeneral Akar’ın cevabının geç kalmasının nedenini ise kurye hatası olarak açıkladı. Petek, komisyonun raporunun açıklandığı gün Genelkurmay’dan arandığını belirterek “Raporu açıkladığımız gün ulaşımda bir problem oldu. Pazartesi günü kurye ile ulaştıracağız” bilgisinin kendisine verildiğini söyledi. Akar’ın cevapları hakkında ise üyelere dağıtım yapılmadan bilgi verilemeyeceğini, bugün komisyon üyeleri ile Genelkurmay Başkanı’ndan alınan bilgilerin paylaşılacağını söyledi. Akar’ın darbe girişimine ilişkin kendisine yöneltilen sorulara ilişkin cevapları komisyon üyelerinin ardından kamuoyu ile paylaşılacak. Akar’ın cevapları komisyonun açıklanan raporuna ek yapılarak, rapora son şekli verilecek. Rapor süreci Petek raporun hazırlanma sürecine ilişkin 3 bölümden oluşan bir çalışma olduğunu belirterek “Örgütün tüm yönleriyle araştırılması, 15 Temmuz’un nasıl olduğunun araştırılması ve hangi önlemlerin alınması gerektiği üzerine rapor oluştu. Görevimiz bilgi edinmeden ibaret. Kimleri dinleyelim, kimlerin bilgisine başvuralım bunları masaya koyduk. 141 kişinin bilgisine başvurmuşuz” dedi. kilde suçlanmış olmasına rağmen AKP dönemi sadece şu iki cümleyle geçiştirilmiştir: “Dolayısıyla 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olma fırsatını yakalayan AK Parti hükümeti iktidara geldiğinde FETÖ’den oluşan hazır bir kadro bulmuştur. 2009 yılına gelindiğinde örgütün Türkiye siyasetindeki boşluklardan faydalanan oportünist yapısını sarsacak kırılma anları yaşanmamıştır.” n Siyasi yapılanma başlığı altında bu iki cümle dışında 20022013 yılları arası AKP tarafından devletin cemaate teslim edilmesi ile ilgili tek bir tespite yer verilmemiştir. n Komisyona davet edilen ve darbe öncesi dönemle ilgili AKPcemaat ilişkileri konusunda hayati önemde bilgiler veren İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Emre Taner gibi devletin en üst kademelerinde görev yapmış isimlerin verdiği önemli bilgilere raporda yer verilmemiştir. n Kumpas davaları sadece cemaat operasyonu olarak sunulmuş, bu operasyonların siya si ayağı olarak faaliyet gösteren AKP’nin faaliyetleriyle ilgili hiçbir bilgiye raporda yer verilmemiştir. n Raporda, 15 Temmuz gecesi ile ilgili hiçbir önemli bilgiye yer verilmemiş, karanlık hiçbir nokta aydınlatılmamıştır. Erdoğdu, darbe ile ilgili karanlıkta kalan ve taslak raporda yanıtlanmayan soruların da şunlar olduğunu kaydetti: n Türkiye Gülen cemaatine nasıl teslim edildi? n Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı darbe ile ilgili bilgileri Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan sakladı mı? Eğer bu bilgi saklandıysa Hulusi Akar ve Hakan Fidan neden hâlâ görevde? n Darbe önceden biliniyor muydu? Darbe gecesi can veren ve yaralanan insanlarımız ‘kontrollü bir darbe’ye mi kurban edildi? n 15 Temmuz öğle saatlerinde MİT’e yapılan ihbarla darbe biliniyor olmasına rağmen gerekli önlemler neden alınmadı? n Adil Öksüz kimdi? Neden ve nasıl serbest bırakıldı? n Darbenin siyasi ayağı kimlerden oluşuyor? Darbe başarılı olsaydı Cumhurbaşkanı kim olacaktı? ‘Yeni bir bilgi yok’ CHP’li vekiller daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Muhalefet şerhi için verilen 10 günlük sürenin 5 iş gününe denk geldiğini belirten Erdoğdu, sürenin uzatılması için talepte bulunacaklarını kaydetti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise komisyona gönderilen MİT yazısında ‘hiçbir yeni bilgi’ bulunmadığını belirterek, MİT’ten 6 ay sonra yanıt geldiğini anımsattı. “Darbe günü MİT mensupları üzerine düşeni yapmıştır ama darbeden önce MİT’in sorumluluklarına ilişkin tek cümle yok” diyen Tanrıkulu, “Müsteşar’ın komisyona gelmemesinin nedeni de bu olsa gerek. Komisyondakilerin çoğu geçmişi Gülen cemaatiyle bağlantılı olanlar. Başta Petek olmak üzere. Bu Petek’in bal saçan raporu” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet TANRIKULU MUHTARLARI SORDU: Seçilmiş bırakacak mısınız? CHP’li Tanrıkulu, Bitlis’in sandıklarından ‘Hayır’ çıkan köylerinde muhtarların kaymakam talimatıyla görevden alındığını iddia ederek, konuyu Meclis’e taşıdı Bitlis’in Gümüşova, Esenkıyı, Aşağı Altyazı ve İpekçayır köyleri muhtarları, kaymakamlık talimatıyla görevden alındı. Muhtarların 16 Nisan referandumunda ‘Hayır’ oylarının yüksek çıktığı köylerin muhtarları olması, görevden alma nedeninin referandum olduğu iddiasını gündeme getirdi. CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Sezgin Tanrıkulu, muhtarların görevden alınmasını Meclis’e taşıdı. “Bölgeye Genel Vali atanıncaya kadar seçilmiş herkesi görevden alacak mısınız?” diye soran Tanrıkulu’nun Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması için verdiği önergede özetle şu sorular yöneltildi: n Muhtarların görevden alınma kararının Kaymakan Arif Karaman’ın talimatıyla alındığı doğru mudur? n Karaman’ın Muhtarların görevden alınması için talimat vermeye yetkisi var mıdır? n Referandum öncesi Arif Karaman tarafından muhtarların “Evet çıkmazsa görevden alınacaksınız” şeklinde tehdit edildiği iddiaları doğru mudur? n Kaymakam Arif Karaman hakkında bu iddialar sonrasında adli işlem başlatılmış mıdır? l Yurt Haberleri Osmaniye şehidini uğurladı Şırnak’ta 15 Mayıs’ta içinde bulunduğu zırhlı araca terör örgütü PKK üyeleri tarafından düzenlenen roketli saldırıda ağır yaralanan Tankçı Uzman Çavuş Oğuzhan Yılmaz (30) tedavi gördüğü Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde pazar günü şehit oldu. Özlem Yılmaz ile evli olan ve 3 yaşında Eslem adında kızı olan şehit Uzman Çavuş Oğuzhan Yılmaz için dün memleketi Osmaniye merkeze bağlı Sakızgediği Köyü’nde tören dü zenlendi. Törene Osmaniye Valisi Kerem Al, AKP Osmaniye Milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu, Suat Önal, CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy, 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Tevfik Erkan Olgay, Osmaniye Belediye Başkanı MHP’li Kadir Kara, şehidin ailesi ve yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Şehidin cenazesi ilk olarak evine getirilerek helallik alındı. Daha sonra meydanda düzenlenen törende şehidin erkek kardeşi Uzman Çavuş Metehan, diğer kardeşi Cengizhan Yılmaz ile eşi Özlem Yılmaz ve yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Kılınan cenaze namazının ardından şehidin cenazesi, götürüldüğü köy mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi. Türkiye Harp Malulü, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Osmaniye Şube Başkanı Durmuş Öksüz, Şehit Tank Uzman Çavuş Oğuzhan Yılmaz’ın Osmaniye’nin 247. şehidi olduğunu söyledi. l DHA Uçar ne, kaçar ne?.. Dağların arasında vadi, ucunda masmavi gökyüzü, deniz... Dağların arasında zeytin, erik, dut, ıhlamur ağaçları. Esintili bir Ege sabahında hayata dair anılar topluyorum. Hayatın sayfaları arasında geçen bir yaşam, var oluş, sevgiyi çoğaltmak. Nice acıları içimizde topluyoruz. Sessizliğin sesi oluyoruz... Ülkeyi yönetenler neler söylüyordu bir yıl önce... Temel hak ve özgürlükler, demokrasisi güçlü bir Türkiye... Deniyordu ki: “Çağdaş bir dünyanın bir parçası olan Türkiye’nin özgürlükler açısından hak ettiği bir konuma getirilmesi, toplumumuzun beklentisidir. Bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı, demokratik siyasi bir rejimin toplum tarafından benimsenmesinin, toplumsal barış ve huzurun temel şartıdır. Demokrasi hoşgörüye dayanan bir sistemdir...” Gökyüzünde yıldızlar... Ölümü değil hayatı düşünmenin zamanı. Özgürlüğün bir yaşam biçimine dönüşmesinin... Birey olmanın... Hoşgörünün... Yürek atışlarını duyuyor gibiyim bir Ege akşamında. İzmir’in Özdere beldesinde dağların arasındaki bir vadide. Binlerce yıllık kültürün boy verdiği topraklarda. HHH Buzulların arasında değil, insan sevgisinin var olduğu vadide hayat suyunu arar gibiyim. Düşünüyorum... İnsanlar ve halklar arasında korkunun ve düşmanlığın kini bitip tükenmiyor. Çağdaş insan, düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerekçesini, nedenlerini araştırıp bulan, körgüdülerine ve önyargılarına benliğini kaptırmayan kişidir. Düşmanlığın kölesi olan kişi ilkelleşir. Doğruyu düşünebilmek için zihin cimnastiği yapıp, kendini bir başkasının yerine koyacak, onun gibi düşünmeye çalışacaksın. Kimdir o başkası? Eşindir, çocuğundur, annendir, Türkiye’de yaşayan Rumdur, Arap’tır, Ermenidir, Kürt’tür, patronundur, karşıt partinin lideridir, gündelikçidir ya da bir başkasıdır. İlhan Selçuk, 1991 yılında yazdığı bir yazıda şöyle diyor: “Evet, ya Kürt olsaydım! Ne yapardım? Çok yakınım, canım, ciğerim kafa yoldaşım Kürt dostlarım var; ama insan bir başka insana ne kadar sıcak olursa olsun, yüreğinde küllenen ateşi bilebilir mi?” Elbet bilemez... Bağnazlık ve şovenizm, herkesin benliğinin bir köşesinde közlenir; sonra bir gün eşelenince ortaya çıkar. Ben de çarkından geçtiğim eğitim mantığında, kimi zaman geniş ufuklu insanlık gerçeğini atlıyor muyum, görmezlikten geliyor muyum? HHH Bir Ege akşamındayım... Gökyüzü lacivert atlası içinde hayatı kucaklıyor. Örgütsel bütünlük içinde olaylara bakmak zorunda bulunanları bir yana ayırıyorum. O kişilerin düşünceleri, disiplin içinde oluşup gelişir, benimsenir ama tek başına karara varmak durumunda bulunan aydınlarımızın, gençlerimizin kişisel tutkular ve şişinmeler içinde büyük yanlışlıklar yapmaları olası değil mi? Bilgece bir alçakgönüllülük içinde olaylara yaklaşmak, hem bir erdemdir hem kişiler ve saflar arasında yakınlaşmayı sağlamanın gereğidir. Kitaplardaki yasaları kullanacak olan kişi, uçara ve kaçara nişan alan atıcı gibidir. Uçar ne, kaçar ne? Hiç durmadan değişen çevre... Dünya olayları... Savaşlar... Toplumsal koşullar... Üretim koşulları... Renkten renge giren dünya haritası... Dalgalanan koşullar... Yaşamın her kesitinde benzeri olaylarla karşılaşırsın... Okulda çarpım cetvelini, matematiğin kurallarını, temel hak ve özgürlükleri, geometrinin teoremlerini öğretirler öğrencilere. Sıra problemlere gelince ne olur? Kimi bir çırpıda çözer, kimileri zorlanır, ellerindeki anahtarları kullanamaz... Tüm bunları, benzerlerini çevremizde görürüz... Hayat böyle akıp geçer... Berlin’de İncirlik tepkisi artıyor Almanya’da İncirlik Üssü’nde konuşlandırılmış Alman askerlerinin çekilmesi konusundaki çağrılar artıyor. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile muhalefetteki Sol Parti ivedilikle karar alınmasını talep ediyor. Ankara’nın Alman parlamenterlerin İncirlik’teki Alman askerlerini ziyaret etmesine bir kez daha izin vermemesi ile başlayan gerginlik büyüyor. Almanya’da koalisyon ortağı ve ana muhalefet partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Sol Parti’nin sözcüleri, hükümetin Alman askerlerinin İncirlik’ten çekilmesi ile ilgili kararını geciktirilmemesini talep etti. Konuyla ilgili olarak Alman Süddeutsche Zeitung’a açıklama yapan koalisyon ortağı SPD’nin dış politika sözcüsü Niels Annen, ivedi şekilde karar alınması gerektiğini belirterek federal hükümetin Türk hükümetine Alman parlamenterlerin İncirlik ziyaretine izin vermesi için 14 gün süre tanıdığını, ancak bunun çok uzun bir süre olduğunu söyledi. Annen, “Bayan Merkel NATO zirvesinden eli boş döndü. Türk hükümetinin daha fazla kendi istediği oyunu oynamasına izin veremeyiz” dedi. Annen, kabinenin gelecek hafta Alman askerlerinin İncirlik’ten çekilmesi konusundaki kararını vermesi gerektiğini, aksi takdirde federal meclisin devreye gireceğini söyledi. Sol Parti’nin Meclis Grup Başkanı Dietmar Bartsch da Süddeutsche Zeitung’a açıklamasında “Federal hükümet aylardır Erdoğan’ın kendi istediğini yapmasına izin veriyor” dedi. Yaşananlardan net sonuçlar çıkarmanın vaktinin geldiğini belirten Bartsch, silah ihracatının ve mali yardımların durdurulması ve Alman askerlerinin İncirlik’ten çekilmesi gibi tedbirlere başvurulmasını istedi. Muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin savunma politikaları sözcüsü Agnieszka Brugger ise federal hükümetin Türk hükümetinin Alman parlamenterlerin Konya Hava Üssü’ndeki Alman askerlerini ziyaret etmesine izin vermesini bir “başarı” olarak lanse etmeye çalıştığını belirterek “Türk hükümetinin Konya’da kaybedecek bir şeyi yok” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle