23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Mayıs 2017 2 Yaşam sibelbahcetepe@gmail.com kuyruğu sağlık EDİTÖR: sibel BAHÇETEPE TASARIM: ZARİFE SELÇUK Ülkemizde 700’e yakın kişi kalp nakli olmak için bekliyor. Her bir hasta, ‘uygun kalp bulundu’ telefonu alacağı günü iple çekiyor Onlar kalp yetmezliği ile mücadele eden ve acil kalp nakli olması gereken hastalar dan yalnızca birkaçı... Kimi doğuştan kalp hastası, kimi sonradan hastalık la tanışmış. İstanbul’da hastanelerde tedavi gö ren bu hastalar, ‘acil kalp nakli olması gere ken hastalar’ sırasın SİBEL BAHÇETEPE da yer alıyor. Ve her biri “uygun kalp bulundu” diye gelecek telefo nu bekliyor. “Organla rınız toprak olacağına birilerine ha yat olsun” diyen hastalar, bağışların artmasını istiyor. ‘Toprak olmasın’ Ülkemizde 700’e yakın kişi kalp nakli olmak için sırada bekliyor. Bu hastalardan biri de 31 yaşındaki Cengiz Güreş. 27 yaşındayken vücudunda şişlikler olan ve nefes darlığı problemi yaşayan Güreş, göğüs ağrısı şikâyetiyle İstanbul’da bir hastanenin acil servisine gitti. Kendisini kulak burun boğaz uzmanına yönlendirdiler. Sol ayağı ve boğazının sağ tarafı da şişen Güreş, sonuç alamayınca başka bir hastaneye daha gitti ve kalp hastası olduğunu öğrendi. Güreş, “20 gün yoğun bakımda kaldım. Donanımlı bir kalp hastanesine gitmem gerektiği söylendi. Sonra da kalp pili takıldı. 7 ay önce pil 1 dakikada 6 kere şokladı. Aşırı stres ve heyecan bu duruma yol açıyormuş. Bu durum ise kalbimin sol tarafındaki damarları zedelendi. Doktorum eve yollamayı riskli gördü ve hastaneye acil yatışım yapıldı. Artık acil kalp nakli olmam gerekiyor” diyor. Ara Hastalar “Organlarınız toprak olmasın, bağışlayın”diyorlar. lık 2016’dan bu yana hastanede olan Güreş, şöyle devam ediyor: “Tedavim sırasında iki hastaya uygun kalp bulundu. Bize de sıranın gelmesini bekliyoruz. Ülkemizde bağışlar zayıf. Başka ülkelerde aileye sorulmadan organlar alınabiliyor. Kendi ülkemde de böyle olmasını isterim. Ben de diğer organlarımı bağışladım. Toprak olacağına hayat olsun diyorum. Günah diyorlar ama günahı falan yok, hayat kurtarıyorsun.” 6 yıldır nakil bekliyor İsmail Demirok da 53 yaşında. 35 yaşından bu yana tedavi görüyor. “Bir göğüs ağrısı ile hastaneye gittim. O zamandan bu yana hastayım. 6 yıldır da nakil olmak için bekliyorum. Yürüyemiyorum, halsizim, ayakkabımı bile giyemez hale gelince hastaneye yatırıldım. 7.5 aydır hastanede yatıyorum” diyen Demirok, “Duyarlı vatandaşların organ nakli bağışında bulunmalarını bekliyoruz” çağrısını yapıyor. ‘7 aydır kalp bekliyor’ 57 yaşındaki Emre Çap ise 5 yıldır kalp hastası. Kalp büyümesi ve ardından kalp yetmezliği sorunu ortaya çıkan Çap’da hastanede tedavi gören ve acil nakil bekleyen hastalardan. 5 yıl önce anjiyo olan Çap, “Damar tıkanıklığı yoktu. Yalnızca kalp büyümesi var dediler. O günden bu yana da tedavi görüyorum. 7 aydır uygun kalbin çıkmasını bekliyorum. Neden ülkemizde bağışlar yetersiz ” diye soruyor. Doğuştan kalp hastası 22 yaşında olan kardeşinin kalp nakli beklediğini söyleyen Murat Abuçka da şunları kaydediyor: “Samsun’da yaşıyoruz. Kardeşim Kerem, doğuştan kalp hastası. Morarıyordu, hastaneye götürdük. Doktor yarım kalple doğduğunu, kalbinin de ‘BEBEĞİME Ninni bile söyleyemedim’ 37yaşındaki Yıldız Güven Çakıcı ise 5 yıl önce, doğum sonrası kalp hastalığı ile tanıştı. 10 yıl çocuk hasreti çeken Çakıcı, bebeğini kucağına aldıktan birkaç ay sonra hastane yolunu tuttu ve kalp nakline doğru giden sürece tanıklık etti. Çakıcı, yaşadıklarını gözyaşları içinde şöyle anlatıyor: “Hamileliğin vücuda bindirdiği yük, vücuda zorlama yapıyormuş. Hastalığım da doğumdan sonra çıktı. 6 ay sonra kalp toparlanır dediler ama olmadı. İlk günlerde doğumun verdiği bir şey diye düşündüm, geçer sandım. Bebeğimi daha çok kucağımda tutmak için erteledim. Ama sonrasında çocuğuma ninni bile söyleyemedim. Nefesim gitti, makine gibi bir ses çıkmaya başladı vücudumda. Cızırtı sesiyle çocuğumu uyutuyordum. Çocuğum 10 yıl sonra oldu. O sırada babam felç geçirdi, sonra kayınpederim pankreas kanseri oldu. Telaşın içinde hamile olduğumu bebeğim 5 aylıkken öğrendim. Doğru dürüst sevinemedim bile. Şimdi ise acil nakil listesindeyim. Çocuğum 6 yaşında. 3 aya yakındır hastanedeyim, çocuğuma hasret yaşıyorum. ” delik olduğunu söylediler. 2 yıl sonra ilk kalp ameliyatını İstanbul’da oldu. Ardından birkaç yıl sonra ikinci ameliyat oldu. 18 yaşında kontrole geldiğimizde, hastanede kalp krizi geçirdi. 24 saat yoğun bakımda kaldı, kalbine pil takıldı. Kalp nakli olması gerektiği söylendi. 6.5 aydır hastanede uygun kalbin çıkmasını bekliyoruz. İnsanlardan organ bağışı konusunda duyarlı olsun. Bunun günahı yok.” ‘Sıkıntım çok’ ABD’nin New York kentinde geçen hafta başında akciğerindeki kanserli bölge için ameliyat edilen sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, sosyal medya paylaşımı ile sağlık durumu hakkın da bilgi verdi. Yoğun bakımdan çıkartılarak normal odaya alınan sanatçı, bir süre önce nefes almakta zorlandığını açıklamıştı. Dün ise yeni bir paylaşımda bulunan Koçyiğit, dayanılmaz ve şiddetli ağrılarının devam ettiğini belirtti. Koçyiğit “Hâlâ hastanedeyim ve size cevap verebiliyorum. Ağrılarım için epiduraldan verdikleri ilaçları kestiler ama dayanmaz, şiddetli ağrılarıma damardan ve ağızdan ilaç almaya devam ediyorum. Henüz direni de çıkaramadılar. Özetle sıkıntım çok ama sabrediyorum, şükrediyorum” diye yazdı. Yazın artıyor Havaların ısın masıyla birlikte mantar hastalığının arttığını belirten Dermatoloji Uzman Dr. Necla Eryılmaz, ayak mantarının parmak aralarında, ayak tabanında soyulma, kaşıntı, bazen kuruluk ve sulantılı kabarcıklarla ortaya çıktığını söyledi. Eryılmaz, uzun süreli ayakkabı içinde kalma, ortak kullanım alanı veya eşyalarla hastalığın riskinin arttığını vurgulayarak “Tedavi edilmezse yıllar boyu sürer. İyi bir tedavi ile hastalık biter” değerlendirmesini yaptı. Erken tanı, tedavi başarısında büyük önem taşıyor. Saati Söyleyemiyorsanız dikkat Görmede bulanıklık, etrafa bakarken karanlık alanlar olması veya merkezi görüşte bozulma gibi belirtilerle ortaya çıkan “makula dejenerasyonu” hastaların belirtileri fark etmesinin ardından hızlıca ilerleyebiliyor. Halk arasında “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen bu rahatsızlık, erken tanı sayesinde tedavi edilebiliyor. Göz hastalıkları uzmanı Dr. Bekir Sıtkı Aslan, saatine bakıp zamanı söyleyemeyenlerin sarı nokta hastalığına yakalanmış olabileceğini söyledi. Aslan, retinanın ince ayrıntıları açıkça görebilmeye izin veren, merkezi görmeden sorumlu parçasına “makula” denildiğini belirterek “Gözde makulanın bozulması veya yeni damar yapılarının oluşmasıyla retina tabakalarının yıkıma uğraması, yaşa bağlı makula dejenerasyonu olarak adlandırılmaktadır. Birçok insanda vücudun doğal yaşlanma sürecinin bir parçası olarak gelişen bu hastalık, bazı hastalarda merkezi görüşün kalıcı olarak kaybedilmesiyle sonuçlanabilmektedir. Genellikle çevresel görüş etkilenmez. Örneğin; ileri makula dejenerasyonu olan hasta, bir saatin ana hatlarını görebilse de akrep ve yelkovanı seçemediğinden zamanı söyleyemez” dedi. Fark edilmiyor Hastalığın genetik geçişli olabileceğini kaydeden Aslan, “Birçok kişi, belirgin bir görme problemi olana veya göz muayenesinde tespit edilene dek sarı nokta hastalığına yakalandığının farkına varamamaktadır” diye konuştu. Hastalığın belirtilerini de açıklayan Dr. Aslan, kuru ve yaş olmak üzere iki tipi olduğunu söyledi. Aslan, şunları kaydetti: “Kuru tip sarı nokta hastalığının belirtileri arasında; bulanık uzak mesafe veya okuma vizyonu, yalnızca aydınlık ortamlarda yakını görme, bulanık görüş, parlak ışıktan düşük ışığa geçerken görme güçlüğü, insanların yüzlerini tanıma sorunu veya yetersizliği ile ara mesafelerde yetersiz görüş yer almaktadır. Bu rahatsızlık, bazen bir bazen iki gözü birden etkileyebilmektedir. Etkilenmemiş göz, diğerindeki görme kaybını telafi edebilir. Yaş tip makula dejenerasyonu ise düz çizgilerde bükülme, eğri veya düzensiz olarak görünme, görme alanında koyu gri lekeler veya boşluklar oluşması, merkezi görme kayıpları, nesnelerin boyutunun her göz için farklı olması, renklerde parlaklık kaybı ve her göz için farklı görme gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Tedavide başarı için erken tanı büyük önem taşımaktadır. Erken tanı aldığında tedavi edilebilen bir ileri yaş hastalığı olan sarı nokta hastalığının hastalar açısından en önemli dezavantajı, çok kez geç dönemde fark ediliyor olmasıdır.” ‘Çok güneş, çok D vitamini değil’ Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Doç. Dr. Güneş Gür Aksoy, daha çok güneşin D vitamini anlamına gelmediğini belirterek “Güneş ışınlarıyla derimizden D vitamini yapılması çok cazip bir seçenek gibi görünse de, güneş ışınlarının deriyi bozarak yaşlandırması ve deri kanserlerine neden olabilmesi unutulmamalıdır” dedi. Aksoy, D vitamininin sağlam ve güçlü kemik oluşumu için önemli olduğunu, fazlasının ise kalp ritm bozukluklarına, böbrekte taş oluşumuna, hatta pankreas kanserine neden olabilece Kimler D vitamini eksikliği açısından risk altındadır? n 50 yaş üzeri n Koyu tenliler n Yalnızca anne sütüyle beslenen bebekler n Obezler ği yönünde araştırmaların da olduğunu söyledi. Kanserlerin nedeni Aksoy, şöyle devam etti: “Melanom (cilt kanseri) son yıllarda daha sık rast lanan, ölümcül deri kanserlerindendir. Daha çok güneş daha fazla D vitamini anlamına gelmemektedir. Deriden bir miktar D vitamini yapıldıktan sonra yapım durur, yıkım başlar. Dolayısıyla fazla güneş ışını aldığınızda D vitamini üretmediğiniz gibi zararlı, kanserojen olan güneş ışınlarına maruz kalmış olursunuz. Güneşten korunma her zaman esas olmalıdır. Gölgede kalınmalı, güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde 515 dakika dışında güneşe çıkılmamalıdır. Dışarı çıkmadan 30 dakika önce güneş kremi sürülmelidir.” Öncelik: Demokrasi Kılıçdaroğlu, meşruiyeti tartışmalı olan 16 Nisan Halkoylaması sonucunda ortaya çıkan durumla ilgili olarak 2019 seçimleri için doğru bir yaklaşım sergiliyor: Cumhurbaşkanı adayı tartışmalarından önce, tahrip edilen Parlamenter Demokratik Rejim’in yeniden kurulması için belli ilkeler çerçevesinde bir uzlaşmayı gündeme getirdi. HHH ADAYDAN ÖNCE İLKELER! Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, öteki muhalif partilerle görüşen Kılıçdaroğlu, şu temel ilkeler etrafında bir uzlaşma öneriyor: 1) Ülkenin ilk acil ihtiyacı en geniş anlamıyla demokrasidir. Bir an önce demokratikleşme adımları atılmalıdır. 2) Rafa kaldırılan Parlamenter sistem, temelleri güçlendirilerek yeniden devreye sokulmalıdır. 3) Bir demokrasinin temel özelliği olan kuvvetler ayrımı tahrip edilmiştir. Kuvvetler ayrımı acilen mutlak şekilde yeniden sağlanmalıdır. 4) Devre dışı bırakılan Meclis, kuvvetler ayrımı bağlamında, yeniden güçlendirilmelidir. 5) Ülkede adalet kanayan bir yara halini almıştır. Bu çerçevede en öncelikli görev yargıyı, parti yargısı, iktidar yargısı olmaktan çıkarmak ve kuvvetler ayrımı ilkesine göre bağımsız olarak yeniden düzenlemektir. 6) OHAL kaldırılmalı ve özellikle 2019 seçimlerinin OHAL baskısı altında yapılması mutlak olarak önlenmelidir. HHH AKP NİÇİN BAŞARISIZ OLACAK? Görüldüğü gibi bu ilkeler, bütünüyle, Türkiye’nin 70 yıllık Çok Partili Rejim deneyimlerinden süzülerek gelmiş olan demokrasi taleplerini yansıtmaktadır. AKP’nin 16 Nisan 2017 Halkoylaması ile uygulamaya koyduğu sivil darbe, Türkiye’nin 70 yıllık Çok Partili Düzen deneyimini yansıtan değil, bu deneyimi inkâr eden bir adımdır. Bu nedenle de başarısız kalmaya mahkumdur. HHH KILIÇDAROĞLU’NUN ŞANSI: Türkiye’nin yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet ve 70 yıllık Çok Partili Rejim deneyimi, toplumsal ve ekonomik sorunlarımızın baskıyla çözülemediğini, tam tersine, baskıların zaman içinde, etnik, mezhepsel ve sınıfsal bütün kırılma noktalarında ters teptiğini göstermiştir. Bütün toplumlar gibi Türkiye için de, toplumsal barış ve refah hedefi, ancak farklı kimlik ve çıkarların, birlikte yaşayabilecekleri demokratik rejim içinde gerçekleştirilebilir. Kılıçdaroğlu’nun “Demokratik İlkeler” önerisi, baskıdan bıkan, baskıya karşı direnen, ülkenin sorunlarının çözümü için “Önce Demokrasi” diyen herkes tarafından kabul görme şansına sahiptir... Bu nedenle de başarıya ulaşabilir! HHH DİREN KILIÇDAR... DİREN CHP... DİREN DEMOKRASİ! Dr. Furtun anıldıDr.Furtun Samsun Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Op. Dr. Kamil Furtun (56), ölümünün 2. yılında İlkadım ilçesindeki mezarı başında anıldı. Furtun’un eşi Dr. Funda Furtun’un da katıldığı törende, Furtun’un fotoğrafının bulunduğu tişörtleri giyen meslektaşları gözyaşı döktü. Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Murat Erkan, “Aradan geçen süre içerisinde meslektaşımızın katili yakalanmış, hak ettiği cezaya çarptırılmıştır. Ancak vicdanların rahatladığını söyleyebilmek mümkün değil” dedi. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ise “Furtun cinayetinin başka boyutları var. Katilin hastane çalışanı olmadığı halde hastane içerisinde sürekli dolaşan, daha önce de başka sağlık çalışanlarına da şiddet uygulayan biri olduğu biliniyor. Bugüne kadar bu olayla ilgili de kimse istifa etmemiş, herhangi bir kimse de görevden alınmamıştır” diye konuştu. l DHA/İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle