04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 28 Mayıs 2017 EDİTÖR: FARUK EREN TASARIM: İlknur filiz Yargılanan gazetecIlIk dizi 7 Sadece haberler ve yDaEzVıLlaETrEd‘SeIZğINiTl,I’fobGoütrleçlonanbdğeırndirı aflar bile suçlama konusu oldu. YandaşASKERSEVGİSİ 12 EYLüL’LE BüYüDü cemaaT hakkında istihbari kurumlar 12 Eylül 1980 darbe gazeteler örnek gösterilerek ‘Neden onlar gibi manşet atmıyorsun’ mesajı verildisinekadartakipyapmıştıama TAMİNCE, CEMAAT İLİŞKİSİNİ ‘İTİRAF’ ETTİ: Gülen hareketi ‘sızarak kadrolaşma’ dönemi olarak adlandırılan 70’li yıllarda ‘ışık evleri’ ve dershaneler üzerinden içe kapanık vaziyette kamu kurumlarında kadrolarını artırmakla meşguldü. Gülen bu yıllarda kendi vaazlarına uygun yayın yapan “Sızıntı” dergisini de yayımlamaya başladı. GÜL’ÜN GENELGESİ cemaaTin her alanda olduğu gibi eğitimde de en çok serpildi uluSlararaSı Antalya Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanı, işadamı Fettah Tamince, Fethullahçı Terör Örgütü üyesi olmak ve “dolandırıcılık” suçlamalarıyla ifade verdi. Dershane krizine kadar Gülen cemaati ile ilişkisi olduğunu itiraf eden Tamince, sorgu sunun ardından serbest bırakıldı. Gülen ve örgütü, darbeden son ği dönem AKP’nin iktidar yılları ra hiçbir adli takibata uğramadı, oldu. Dönemin Dışişleri Bakanı iFadeSinde cemaat evlerinde kaldı Cumhuriyet’in tek bir işi var gazetecilik. Haber ve yorumlarımızla varız, başarılı olursak ne mutlu, başaramazsak hak cemaat hakkındaki arşivleme çalışması durduruldu. Gülen, kendisini tutuklanmaktan kurtaran Turgut Özal’ı hastalığı sırasında ziyaret etmişti. GüGleünl,o2k0u0lla3r’tıneagdeensetlegkeiisletedi. YAZI DİZİSİ HİZMFEETTöKâVRELARI Gül’ün yayımladığı genelge bunun en çarpıcı örneğidir. KEMAL GÖKTAŞ YAZDI >>12’de ğını, Gülen ile görüştüğünü ve cemaate yardım yaptığını itiraf eden Tamince, örgütün kendisini ‘üniversiteye bağış yapacağız’ diye kandırıp 10 milyon dolar borçlandırdığını ve hâlâ bu borcu ödemeye çalıştığını söyledi. >> ALİCAN ULUDAĞ 5’te PAZARTESİ 8 AĞUSTOS 2016 92. YIL SAYI: 33178 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 1.5 TL (KDV içinde) KKTC’DE 2 TL Nuh’un gemisi tehdidi FeTTaH Tamince cemaatten ayrılmak istediğinde Antalya sorumlu imamı tarafından “Ey oğulcuğum bu geminin dışında olanlar boğulacak” diye tehdit edildiğini söyledi. >> 5’te Eksik demokrasiFarklı partilerden darbeye karşı milyonları yan yana getiren mitingde HDP yoktu, asker vardı Atatürk’ün bu sözüne yapılan atıf nedeniyle bağlantı kurulmaya çalışıldı. Oysa Engin yazısında o tarihte dış politikada dile getirilen barışçı söylemle lı olarak eleştiriliriz ve bu eleştirileri de duymak isteriz. İktidarlarla aramız çoğu zaman iyi değildir. Yazar ve muhabirlerimizin uğradığı sayısız soruşturma ve dava, Ergenekon kumpasında yaşadıklarımız bunun bir sonucudur. Alışığız ve asla pes etmeyiz. 31 Ekim’den itibaren de yeni ve CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci, TBMM’dir. BİNALİ YILDIRIM: Siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu bozmayacağız. Uzlaşmayı işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Bugün buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. Dostlarımızı çoğaltacağız. İSMAİL KAHRAMAN: Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Milletimizi birbirine düşürmek isteyen şer güçlere direndik ve kazandık. Ajan ve vatan hainlerine milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi. KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben dahil bütün liderler özeleştiri yapmalı. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Parlamenter sistemi güçlendirmeliyiz. DEVLET BAHÇELİ: Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz. Yeni bir sayfa açalım. Milli bir uzlaşma ile hukukun üstünlüğünü gözeterek, insan hak ve özgürlüklerini muhafaza ederek geleceğin haritasını çizelim. Yenikapı’daki mitinge gelenlere 2.5 milyon bayrak, 3 milyon şapka dağıtıldı. Alanda kurulan 60 metrelik sahnenin iki tarafına Türk bayrağı ile Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dev posterleri asıldı. ERDOĞAN: 4KILIÇDAROĞLU: 0 >> AYDIN ENGİN YENİKAPI, YENİ NORMAL >> TAYFUN ATAY iSTanbul Yenikapı tarihi bir mitinge ev sahipliği yaptı. Farklı görüşlerden milyonlarca yurttaşın katıldığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP, CHP ve MHP genel başkanlarının birlik ve beraberlik mesajları verdiği Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nin eksiği, Meclis’in üçüncü büyük partisi HDP’nin olmamasıydı. TSK’nin tüm komuta kademesiyle mitinge katılan Genelkurmay Başkanı Akar da miting programında olmamasına karşın kürsüye çıkarak, siyasilerle beraber yurttaşlara seslendi. Orgeneral Akar, darbe girişiminin TSK’nın ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle alakası olmadığını söyledi. O FOTOĞRAF ÇEKiLEmEDi Sadece Türk bayraklarının bulunduğu miting alanında 15 bin polis görev yaptı. Miting video konferans sistemi ile tüm Türkiye ve dünyada kurulan dev ekranlarla izletildi. Liderler miting sonunda birlikte fotoğraf vermedi. >> ALİ AÇAR, KAAN SAĞANAK, CAN EROK 1011’de DİYARBAKIR’DAKİ YENİKAPI MEYDANI >> MİYASE İLKNUR KCK için emsal tahliyeÇatı iddianamesi ‘kumpas’ dedi, mahkeme ‘bomba’ hükümlüsü öğrenciyi bıraktı KHK’LER TATİL SONRASINA AKP, meclis’i oyalıyor rin içeriye de etki edip edemeyeceğini soruyordu. Tamamen bir barış çağrısı içeren haber “terörizmle” suçlandı. Bilirkişi raporunda ise “Yurtta Sulh Konseyi’nden haberi varmışcasına ‘yurtta sulh’ sözünü “Cihanda sulh, peki yurtta ne?’ başlığıyla kaleme alması da dikkate değerdir. Darbe girişiminden sadece 2 gün önce söz konusu ya büyük bir saldırı altındayız. 13 arkadaşımız, hiçbir kanıt olmadan aylardır Silivri’de tutuluyorlar. Amaç çok açık, diz çöktüremedikleri bu gazeteye çökmek istiyorlar. Bunun hazırlığı olarak, yandaş Üsküp’ü sel vurdu: 15 ölü Makedonya’da önceki akşam etkili olan yağışlar Üsküp ve civarında sellere yol açtı. Metrekareye 93 litre yağmur yağdığı belirtilen bölgede evler, işyerleri ve yollar su altında kaldı. Sel nedeniyle ilk belirlemelere göre 15 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi de kayıp. 2007’de bulunan bomba yüklü minibüsü Erdoğan’a suikast amacıyla getirdiği öne sürülen ve PKK üyeliği ile tutuklanan öğrenci İdris Nakçı, 20 hapis cezasına çarptırılmış, cezası Yargıtay’ca onanmıştı. FETÖ için hazırlanan çatı iddianamede olayın cemaatin ‘kumpası’ olduğu belirtilince mahkeme Nakcı’yı tahliye etti. HuKuKçular, Nakcı’nın çatı iddianamesine dayanılarak bırakılmasının KCK davaları için de emsal teşkil edeceğini belirtiyor. İddianamede, cemaatin çözüm sürecinden rahatsız olduğu belirtilerek “Emniyet ve özel yetkili savcılar, siyaseten muhalif olan herkesi PKK üyesi olarak tanımlamıştır” deniliyor. >> KEMAL GÖKTAŞ 5’te aKP, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyarısına karşın OHAL kararnamelerinin Meclis’te görüşülmesini geciktiriyor. Hükümetin planı, tartışmalı geçmesi beklenen kanun hükmünde kararname görüşmelerini TBMM İçtüzük hükümlerine aykırı olarak yeni yasama yılına bırakmak. >> EMİNE KAPLAN 4’te Tekstil alarm veriyor GÖÇDER RAPORU Nusaybin’de bir dram varTekstil ve hazırgiyim için gelen yabancı alım heyetleri darbe girişiminin ardından Türkiye seyahatlerini durdurdu iSTanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Türkiye zor ülke GÖçder tarafından hazırlanan Nusaybin raporunda, 134 günlük yasak sırasında ilçeden Tanrıverdi, “Eskiden alım heyetleri burada fabrikaları gezer, ürün alırlardı. Artık siz kendiniz gelin diyorlar. Şimdi biz ürünleri bavullara koyup onlara gitmek zorundayız” dedi. >> ŞEHRİBAN KIRAÇ 9’da 8 Ağustos 2016londra merkezli risk analiz şir keti Verisk Maplecroft’a göre Türkiye’de iş yapmak Afrika ülkeleri Zimbabwe, Nambia, Angola, Tanzanya’ya göre daha zor. >> 9’da 45 bin kişinin göç etmek zorunda kaldığı, çok sayıda evin kullanılamaz hale geldiği belirtildi. GÖÇDER, ilçe için TBMM’de komisyon kurulmasını istedi. >> 13’te C MY B 18 Temmuz 2016 zının kaleme alınması ise 15 Temmuz gecesine bir atıf olduğu  iddia ediliyor” denildi. Bilirkişinin Aydın Engin’e yönelttiği “haberi varmışçasına” ve “iddia ediliyor” ifadeleri de dikkat çekti. Bu ifadeler bilirkişinin kendi tezinin medyanın köşelerini tutmuş, bir grup yalancının, MİT TIR’ları haberinden bu yana ısıttıkları bir yalan var. FETÖ adı verilen suç şebekesinin bu gazeteyle bağı olduğunu ve gazeteye para verdiğini söylüyorlar. Çünkü Nazilerin propaganda bakanı Joseph Goebbels’in izindeler: “Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır.” Bu nedenle sayısız yazı yazdılar, sayısız program yaptılar ama tek bir kanıt kırıntısı gösteremediler. Devlet defalarca denetlemeye geldi, ama tek bir kanıt kırıntısı bulamadı. Bulamazlar da çünkü yok. Sadece gazetecilik yapan, satış ve reklam gelirinden başka hiçbir geliri olmayan (bu nedenle de sürekli ekonomik sıkıntı çeken) bir gazete var. O zaman yalanı çeşitlendirmek gerekti. Arşivimizi tarayıp, binlerce haber arasından cımbızladıkları birkaç haberi arka arkaya dizip “Bunlarla FETÖ ve PKK reklamı yaptınız” demeye başladılar. Bu haberlerde gazetecilik dışında hiçbir şey yok. Fakat Nazi Goebbels bu yalancıların içinde yaşıyor: “Bir yalanı ne kadar uzun süre yinelerseniz insanlar ona o kadar fazla inanırlar.” Onlar da ısrarla inatla, fakat hiçbir kanıt göstermeksizin suçlamalarını sürdürdüler. Cumhuriyet hakkında hiçbir kanıt bulamayan savcılık da bunları iddianamesine aldı. Bizim için ölçüt ne savcılar, ne de Goebbels’i düşünsel önder olarak gören birkaç yazar müsveddesi. Bizim için ölçüt Cumhuriyet okuru. FETÖ ve PKK propagandası olduğu ileri sürülen haber ve yorumlarımız aşağıda. Kararı verecek olan okurlarımızdır. Bilirkişiniz kim? Cumhuriyet’i susturmak için kurgulanan soruşturmada savcılık, haber ve yazıların yanı sıra fotoğrafları dahi suçlama konusu yaptı. İddianamede suçlama konusu yapılan ha ve hâkimliğin tutuklama kararında atıf yaptığı bazı haberler şöyle: Manşetteki mesaj! Bilirkişi raporuna göre, Cumhuriyet’in, 15 Temmuz darbe girişiminden tam bir yıl önce, 25 Temmuz 2015’te “Yurtta Savaş, Dünyada Savaş” manşetiyle çıkması “subliminal bir mesaj içeriği” taşıyordu. 15 Temmuz’dan sonra yapılan soruşturmalarda ve hazırlanan iddianamelerde darbecilerin kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” adını vermeleri ile Atatürk’ün meşhur “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüne atıfla üretilen manşet arasında zorlama bir bağ kurmaktan çekinilmiyordu. Üstelik çözüm sürecinin bitmesine işaret ederek içte ve dışta unutulan barışa işaret ediyordu. “Bilirkişi”nin “FETÖ’cü cunta Yurtta Sulh Konseyi adıyla  darbe yapmak isterken, Cumhuriyet gazetesinin aylar öncesinde böyle bir manşet ve subliminal mesajla yayın yapması, psikolojik harekâtın bir parçası olduğu izlenimini vermektedir” denildi.  ‘Sokaktaki tehlike’ 17 Temmuz 2016’daki ‘Sokaktaki tehlike’ manşeti ve Cumhurbaşkanı’nın posterinin tanka asılmasına ilişkin “fotoğraf”: Cumhuriyet’in söz konusu manşet ha beri, toplumda yaygın biçimde hissedilen bir kaygıyı paylaşmaktan ibaretti. Cumhuriyet bu haberinde bu kaygıyı paylaşırken asla darbeye karşı sokaklara çıkılmasının ‘tehlike’ olduğunu belirten bir ifade kullanmadı. Aksine sokak gösterileri sırasında yaşanan kaygı verici olayların darbeye karşı sokağa çıkan vatandaşlardan ayrılan bazı grupların işi olduğunun altını çiziyordu. Üstelik bu grupların eylemlerinin demokratik protestoları gölgelediği uyarısında bulunuyordu.  Eksik Demokrasi “Yenikapı’da düzenlenen mitingi “Eksik Demokrasi” manşetiyle vermek: Yenikapı’daki mitinge HDP’nin çağrılmamasının önemli bir eksiklik olduğu, CHP başta olmak üzere birçok siyasetçi ve yorumcu tarafından dile getirilmişti. Cumhuriyet de HDP’nin alanda olmamasını bir eksiklik olarak görmüş ancak mitingi “hedef gösterecek” bir ifade kullanmamıştı. Cumhuriyet’te Yenikapı mitingi ile ilgili haberde alanda bulunanlar “darbeye karşı çıkan milyonlarca yurtttaş” olarak tanımlanmış ve kalabalığa da vurgu yapmıştı. MİT TIR’ları haberleri Can Dündar’ın 5 yıl hapis cezası almasına neden olan haber, mahkeme tarafından “gizli belgelerin yayımlanması” olarak değerlendirilmişti. Anayasa Mahkemesi de suçlamanın gazetecilik faaliyetinden dolayı olduğunu belirterek Dündar ve birlikte yargılandığı Erdem Gül’ün tahliyesine hükmetmişti. Hukuktaki en temel kurallardan biri olan “aynı fiil nedeniyle iki kez ceza verilemez” ilkesi ihlal edilerek MİT haberi bu soruşturmaya dahil edilmeye çalışıldı. Köşe yazısı zayıflığının farkında olduğunu gösteriyordu. Bilirkişi, Engin’in “cemaat” diye yazmasını da suçlama konusu yaparak “MGK ve bağımsız mahkemeler tarafından terör örgütü ilan edilen FETÖ’den ısrarla cemaat diye söz etti” cümlesiyle ifade ediyor raporunda. 15 Temmuz’dan sonra yaygınlaşan adıyla FETÖ için, içlerinde yandaş gazetecilerin de olduğu birçok kalem hâlâ “cemaat” ifadesini kullanıyor.  Subliminal absürdlüğü “Kadri Gürsel’in 12 Temmuz’da yayımlanan “Erdoğan babamız olmak istiyor” başlıklı yazısı: Gürsel, bu yazısında Erdoğan’ın ülkenin “babası” olmak istediğini anlatıyor ve başka hiçbir etken olmasa bile siyaseten kendi kendini bitirdiğini ifade etmek üzere Erdoğan’a karşı “bir sigara yakıp söndürmemeyi” öneriyordu. Savcılar ise Gürsel’in yazısından subliminal mesaj çıkarma maharetini gösteren raporun izinden giderek trajikomik bir suçlamada bulundular. Savcılara göre Gürsel bu yazısında “cumhurbaşkanının şahsını hedef alarak, Türkiye’de otoriter bir rejim bulunduğu algısını yaratmaya çalıştı.” Gürsel’in yazısı yayımlandığı sıralarda, “Türkiye’de otoriter bir rejim olmadığını düşünen kaldı mı” ya da “bunu söylemek veya cumhurbaşkanını eleştirmek suç mu” gibi sorular herkesin sorduğu sorulardı. Yazarımız Kadri Gürsel’in bu yazısının tutuklama nedeni sayılmasından sonra ise sorular gereksiz hale geldi, çünkü cevaplardan artık herkes emin. Cizre’nin bodrumları Cizre’deki bodrumlara ilişkin “Bodruma baskın, onlarca ölü” başlıklı haber: Haber askeri kaynaklardan alınan bilgilerin yanı sıra HDP sözcüleri tarafından dile getirilen iddialara yer veriyordu. Resmi  kaynaklardan alınan bilgiler ile yaşam hakkının ihlal edildi ber ve yorumları, savcılığın nasıl Aydın Engin’in 13 Temmuz 2016’da ği iddiaları dengeli biçimde verilmiş atadığı ve uzmanlığının ne oldu yayımlanan ‘Cihanda sulh peki yurtta ti. İnsan hakkı ihlali iddialarını terör ğu dosyada belli olmayan “Bilir ne?’ başlıklı yazısı: 15 Temmuz darbe propagandası olarak suçlama geleneği kişi” Ünal Aldemir ve Emniyet cileri TRT’de okuttuğu bildiride adla burada da devam etti. Oysa belirledi. Savcılık, “bilirkişi” rını “Yurtta Sulh Konseyi” olarak ilan BM İnsan Hakla raporundaki yorumları doğru etmişti. Engin’in darbe girişiminden rı Yüksek Ko sayarak iddianamesine al 2 gün önceki yazısı ile darbe ara miseri Zeyd dı. İddianamede suçla sında sırf Raad el ma konusu yapılan 210 gündür özgürlüğünden yoksun... Hüseyin, Güneydoğu’dan gelen ihlâl haberlerini “endişe verici” diye nitelemiş ve bağımsız soruşturma açılması çağrısı yapmıştı. Hüseyin, Cizre’deki ihlâllerle ilgili olarak çeşitli güvenilir kaynaklardan giderek artan sayıda birçok bilgi ulaştığını, ve ortaya çıkan tablonun henüz net olmamakla birlikte “çok endişe verici” olduğunu söylemişti. AİHM de Cizre’deki olaylar sırasında tedbir kararları almıştı. ‘Nusaybin yerle bir’ ‘Nusaybin yerle bir’ haberi, kentin tamamen yıkıldığını gösteren bir fotoğrafa dayanıyordu. Haberde, “Yüksekova, Sur, Cizre, Şırnak. Ve şimdi de Nusaybin. Hepsinde görüntü aynı. Operasyonlar ve çatışmalar sonrası geride kalan yıkık kentler. Nusaybin’de PKK’ye yönelik 14 Mart’ta başlatılan operasyonların tamamlanmasıyla güvenlik güçleri bölgeden ayrılırken, sokaklardaki binalara Türk bayrakları asıldı” deniliyordu. Esas olarak bölgedeki yıkımı bir fotoğraf üzerinden anlatan bu haber dahi suçlama konusu yapıldı. Neden onlar gibi değil? Dava dosyasında Cumhuriyet’in 15 Temmuz darbe girişiminden sonra attığı bazı manşetler de yer aldı. Dosyada Cumhuriyet’in bu manşetlerinin altında Star, Ortadoğu, Akşam, Vatan, Güneş, Habertürk, Hürriyet, Karar, Takvim, Türkiye, Yeni Şafak, Sözcü, Diriliş Postası gibi gazetelerin de aynı günkü manşetleri konulmuştu. Böylece verilmek istenen mesaj da netti: ‘Neden siz de diğer gazeteler gibi manşet atmıyorsunuz?’  Gizlenen manşet Dosyada Cumhuriyet’in darbe girişiminden sonraki birçok manşeti yer aldı. Örneğin “Türkiye darbe aldı”, “Sokaktaki tehlike”, “Cadı avı başladı”, “Darbenin Sırları”gibi manşetler dosyaya konulurken darbe girişiminden bir gün sonraki yani 16 Temmuz 2016 tarihli Cumhuriyet’in “Çözüm Demokrasi” manşeti itinayla gizlendi, dosyaya konulmadı.  İşkence haberi olmasın Cumhuriyet’in dosyaya giren manşetlerinden biri de HRW’nin (İnsan Hakları İzleme Örgütü) raporundan haberleştirdiği “Korktum, işkenceye sessiz kaldım” manşeti oldu. OHAL dönemindeki işkence iddialarına yer veren raporun haberleştirilmesi dahi rahatsız etmişti.  Fuat Avni haberleri 15 Temmuz darbe girişiminden önce Twitter’da Fuat Avni hesabından yapılan paylaşımların haberleştirilmesi de suç olarak gösterildi. Oysa bu hesaptan yapılan paylaşımların FETÖ’nün devlet içindeki kadrolarından alınan bilgilerden oluşması neredeyse Türk basınının tamamında haber yapıldı. Nitekim bazı soruşturma ve operasyonları önceden bildiren bu hesabın takipçi sayısı da yüz binlerle ifade ediliyordu.   Hurşit Külter vakası Gözaltında kaybedildiği iddia edilen DBP’li Hurşit Külter ile ilgili haberler, birçok basın yayın organının yanı sıra Cumhuriyet’te de yayımlandı. Çünkü insan hakları örgütleri, Cumartesi Anneleri’nin yanı sıra DBP ve HDP, Külter’in gözaltında kaybedilmeye çalışıldığına ilişkin açıklamalar yapıyorlardı. Cumhuriyet, Külter’in daha sonra Kuzey Irak’ta sağ ortaya çıkmasının ardından kamuoyunda başlayan tartışmayı da sayfalarına taşıdı. Savcılık buna rağmen Cumhuriyet’i suçlama yoluna gitti.  SÜRECEK C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle