04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 28 Mayıs 2017 haber 2 EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Geçmiş, kadınlara gelecek oluyor Ahırkapı’daki Vintage Festivali belki de bir kadının iş kurmasını sağlayacak Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, 1986 yılından itibaren dar gelirli bölgeler de kadın ve çocukların yaşamlarını iyileştirmek için çalışmalar yürütü yor. Çeşitli etkinliklerle elde edilen gelirleri kadınlar için kullanan vakıf, bu kez ise Ahırkapı’da Arma da Otel Garajı’nda Vin tage Festivali düzenli yor. Bağışçıların ver SEYHAN AVŞAR diği kıyafetler, aksesuvarlar temizlenerek hafta sonları düzenle nen bu festivalde sa tışa sunuluyor. Dün açılışı yapılan festivalde fiyatlar ise makulun bile altında. Festival vintage (geçmiş dö nemlere ait kıyafet, eşya vs.) sever ler için üç ay boyunca sürecek. Ka dın Emeğini Değerlendirme Vakfı İktisadi İşletmesi “Nahıl”ın yöneti cisi Şule Arpaslan, her şeyin kadın ların yararına olduğunu belirterek şunları söyledi: n Öncelikle Nahıl ne demek? Nahıl bir ağaç ismi. Eski zaman larda bu ağaçlara kıyafet, yiyecek, eşya asılırmış. İhtiyacı olan insan lar bu ağaçlardan alırmış almak iste diklerini. Ne veren kişi görülürmüş, ne alan kişi... Biz de bundan yola çı karak Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı kapsamında Nahıl Dükkân’da kadınlar tarafından üretilen ürünle ri ve çok uygun fiyatlarla herkesin bütçesine uygun olan ikinci el eşya ları satıyoruz. n Nahıl’dan elde ettiğiniz gelir ler ne oluyor? Nahıl’ın amacı, Türkiye’nin her yerinden kadınların ürettikleri ürünlerin satışı için bir platform ya ratmak ve kadınların özellikle er ken çocukluk eğitimi alanındaki sos yal girişimlerini desteklemek üze re kaynak yaratmaktır. Bu amaçla da, Nahıl’dan elde edilen gelir, Ka dın Emeğini Değerlendirme Vakfı ta rafından açılan toplam 22 Kadın ve Çocuk Merkezi’ndeki yuvalara eği tici ve eğitim materyali sağlanması, dar gelirli bölgelerde yeni çocuk yu valarının açılması için kullanılmak tadır. Nahıl kanalıyla kadınlar; üret Armada Otel Garajı’nda düzenlenen festivalde bağışçıların verdiği kıyafet ve aksesuvarlar temizlenerek satışa sunuluyor. tikleri ürünlerin satışıyla hem gelir elde etmiş oluyorlar hem de genellikle çok küçük ölçeklerde yürüttükleri, ekonomik girişimlerini güçlendirme fırsatı buluyorlar. Kadınların ürettikleri ürünler için toplu sipariş alınıyor ve e ticaret sitelerinde satılması için imkân sağlanıyor. Bu sayede aile ve toplum içindeki konumlarının iyileşmesine de katkıda bulunulmuş oluyor. n Vintage Festivali’nden biraz bahseder misiniz? Bu festival için bağışçılarımız ellerindeki vintage ürünleri verdiler. Bizler piyasada çok uçuk ücretlere satılan bu kıyafet ve eşyaları uygun fiyatlarla meraklısıyla buluşturuyoruz. Bu festival alanını hazırlayanlar kadınlar zaten. Buradan alınacak bir parça eşya kadın ve çocuk merkezi açma/işletme, kadınlara yönelik eğitimler, kadınlar için ekonomik girişimler başlatma, iş geliştirme, ürün geliştirme, eğitim ve kaynak desteği gibi konularda destek sağlayacaktır. l İSTANBUL Mülteci çocuklar mezun olduSuriye’de yaşanan iç savaştan kaça rak Mersin’e yerleşen ve Adanalıoğlu’nda mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan mülteci ailelerin çocukları için Mersin Kent Konseyi, MAYA Derneği, Mer sin Tabip Odası or taklığında ve Akdeniz Belediyesi desteğiy le başlatılan Adanalı oğlu Mülteci Çocuklar Kış Okulu sona erdi. 30 mülteci çocuk için Büyükşehir Belediye Ayrıca mülteci çocukların yaptığı si Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzen kartpostallar da yardım amaçlı satışa lenen mezuniyet töreninde tarım iş sunuldu. MAYA Derneği Başkanı Vol çilerinin yaşadığı çadırlardaki zor ya kan Gültekin, 3 dönemde yaklaşık 150 şam koşullarının anlatıldığı fotoğraf Suriyeli mülteci çocuğa eğitim veril lar ile çocukların kış okulunda yaptığı diğini belirtti. resimler sergilendi. l ABİDİN YAĞMUR / MERSİN ‘Evliliği’RTÜK denetimi bıraktı kurtarma çabası SİNAN TARTANOĞLU Evlilik programlarının OHAL KHK’sı ile yayından kaldırılmasının önünün açılmasına karşın RTÜK, denetimi bıraktı. KHK’nın yayımlanmasının ardından düzenen 3 üst kurul toplantısında izdivaç programlarının gündeme gelmediği, gelen binlerce şikâyete karşın denetim yapılmadığı öğrenildi. RTÜK’ün kanal yöneticileri ile bir araya geldiği, toplantıda evlilik programlarında toplum tarafından şikâyet edi len unsurların düzeltilmesi gerektiği belirtildi ve sezon sonuna kadar bir yaptırım uygulanmaması konusunda fikir birliğine varıldığı öğrenildi. Toplantıda varılan fikir birliğinin ardından, RTÜK’ün evlilik programlarını incelemeye bile almadığı öğrenildi. KHK’nin yayımlanmasının ardından üst kurulun 3 kez toplandığı, ancak evlilik programlarına gelen şikâyetler üzerine hazırlanan uzman değerlendirmelerinin görüşülmediği ifade edildi. l ANKARA www.yordamkitap.com Doğa savunucuları Büyüknohutçu çifti için Finike’de biraraya geldi. Katledilen çift için çevreciler eylemde Antalya Finike’de taşocaklarına karşı mücadele ederken öldürülen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti için İstanbul, Ankara, İzmir ve yurdun pek çok yerinden çevreciler dün Finike’de bir araya geldi. Yaşam savunucuları İsmail Akyıldız ile Göknur Yumuşak’ın okuduğu açıklamada, “Ülkenin her yerinden gelen bizler, Aysin ve Ali Ul vi arkadaşlarımızı, genişleyerek büyüyen mücadelemizde inadına ve ebediyen yaşatmak için bir araya geldik. Çünkü doğa savunucularını hedef alan kurşunların bizi, yani mücadeleyi bitirmeye azmettiğini biliyoruz” denildi. Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti, 9 Mayıs akşamı Ali Yamuç tarafından öldürülmüştü. l Yurt Haberler Demokrasiden, mazlumdan, ezilenden yana! Şu anda İkinci Silivri Trajedisi’nin tutukluları olarak mahkemeye çıkmayı bekleyen 150 kadar gazeteciyazarla birlikte, Cumhuriyet Gazetesi mensuplarının her birinin de ayrı bir trajik öyküsü var: Kimisi bir kalp ameliyatı ile ölümden dönmüş, henüz sağlığına tam kavuşamamışken hapse atılmış... Kimisi içerde kalp rahatsızlığı geçirmiş, stent takılmış... Kimisi arandığını duyunca gitmiş teslim olmuş... Kimisi tutuklanacağını bilerek, hapse girmek üzere yurtdışından vatanına dönmüş... Kimileri zaten ömrünü basın davalarında yazar ve yönetici arkadaşlarını savunmaya hasretmiş avukatlar... Kimileri genel yayın yönetmeni, kitap eki sorumlusu, karikatürist, teknik adam... Aralarında gazete kadrosuna yeni katılmış, henüz benim “hoş geldin” bile diyememiş olduğum, dış politika yazarı da var... (Bu arada gazetenin çay ocağı işletmecisinin ve motosikletli kuryesinin de bir süre içeri alınıp sonra bırakıldıklarını belirtmek gerek.) Bu insanlar, günlerdir Cumhuriyet’te tefrika edilen haksızlık ve hukuksuzluklar sonucunda, hapisteler. Onların salıverilmeleri beklenirken, salıverilmek ne kelime, yanlarına başka Cumhuriyet ve Sözcü mensupları da eklendi! HHH Hapsedilenler ve zulme uğrayanlar elbette sadece medya mensupları ve sadece Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinde çalışanlar değil... Zaman zaman bu sütunda değindiğim gibi, hapiste daha pek çok meslek mensubu ve pek çok yayın organı çalışanı var... En son örnekler arasında, KHK ile atıldıklarını işlerini geri almak için açlık grevi yapan iki eğitimcinin hapsedilmesi de vicdanları yaraladı. HHH Ben öykülerini yakından bildiğim için, genellikle Cumhuriyet mensuplarından söz ediyorum. Çok ilginç bir biçimde, bu insanlar, yaşanan tüm haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bile, evrensel anlamda, hakka, hukuka, adalete olan inançlarını (aynen benim gibi) koruyor... Demokrasiden, mazlumdan, ezilenden yana olan tutum ve davranışlarını, dimdik ayakta olarak, tüm varlıklarıyla sürdürüyorlar: Çünkü bu değerlerin tüm bir insanlık birikimini yansıttığını biliyorlar. HHH İşte, Cumhuriyet’ten en son içeri atılan Oğuz Güven’in aşağıdaki mektubu, yukarda açıkladığım bu tutum ve davranışın tipik bir ifadesi... Tarihsel bir belge olarak buraya alıntılıyorum. HHH “Akademisyenlerin, masum insanların ve FETÖ ile ilgili sayısız haber yapmış gazetecilerin dahi tutuklanması, FETÖ davalarını ancak sulandırmaya yarar. Üç beş tetikçi gazeteci müsveddesinin sözde haberleriyle insanları tutuklamak hukuk rezaletidir. Elinde hiçbir delil olmadan, 55 saniyede silinmiş bir tweet’e 3 tane ayrı suç yazıp, üçünün de delili olmaması ve buna rağmen tutuklanmam adaletin biçilmesidir. Biz bir suikast ihtimaline karşı vurgu yapmak için bir trafik deyimi olan ‘kamyon biçti’ ifadesini kullandık. Bu ‘savcılara gözdağı vermek için terör örgütü propagandasına’ girdi ve tutuklanmama neden oldu. Şimdi soruyorum: Ertesi gün tüm yandaş gazeteler ‘Suikast Şüphesi’ hatta ‘Suikast’ diye başlık attı. Bu mantıkla bu da aynı anlama gelmiyor mu? Onlar da terör örgütü propagandası yapmış olmuyorlar mı? Aynı korkuyu salmış olmuyorlar mı? 12 Eylül diktatörlüğünün yüreğimizde söndüremediği devrimci ateşi, barış ve kardeşlik aşkını, demokrasi tutkumuzu, bilimin aydınlattığı yolumuzu cehalet iktidarının kirli ve yalan dolu kumpas çarklarıyla söndüremezler. Yürek aynı yürek; Yine Demokrasiden, Mazlumdan, Ezilenden Yana atıyor.” HHH İşte bu yürekleri hapsedebilirsiniz ama ne karartabilir ne de susturabilirsiniz: DİREN İNSAN HAKLARI... DİREN ADALET... DİREN DEMOKRASİ! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle